PÂREPÂRE-ZÂDE, Ahmed Efendi

(d. ?/? - ö. 968/1560)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl ismi Ahmed olan şair Bursalıdır. İlim tahsilini Fenârî-zâde Efendi’nin yanında tamamladıktan sonra mülazım olup Silivri ve Tırhala kadılıklarında bulundu. Pârepârezâde Ahmed Çelebi, kanaatkâr ve dürüst bir kişiliğe sahiptir. Âşık Çelebi’ye göre Osmanlı ülkesine onun gibi bir kadı gelmemiştir. Yaz mevsimi için bir ak sâde ve kışın üzerine bir Selanik kumaşı, başında da tonuzlu bir çalması vardı. Zamanındaki diğer kadıların aksine, mahkemede bulunması zorunlu olan memurdan başka, farklı işlerine bakan hizmetkârları yoktu ve mahkemesinde sadece döşeme bir hasır vardı. Kadılık için gittiği yerlere bile kiralık bir beygir tutar, semerinin üzerine de bir seccade örtüp binerdi. İhtiyacı olduğunda yol harcı için bir kitabını satar, İstanbul’a geldiğinde de ihtiyaçlarını karşılamak için kâtiplik yapardı. Baktığı vak’alar karşılığında herhangi bir ücret belirlemez, bir iki akçe az çok demez ne verilirse onu alırdı. Şer’î hükümleri hakkaniyetle ve doğru bir şekilde uygulaması ve basiretiyle şöhret bulmuştu, bu yönüyle de beyler ve voyvodalar dahi Ahmed Efendi’ye hürmet gösterirdi (Kılıç 2010: 315). Tek kusuru şaraba ve güzellere olan düşkünlüğüydü. Bir de kendi çocuğu olmadığı için bu hasretini etrafındakilerin çocuklarını sevmekle dindirirdi ve çocuklara sürekli Gülistan okuturdu (Kılıç 2010: 315).

Son kadılığı olan Tırhala’ya atandığında kazaskerin ısrarıyla kendisine bitpazarından bir ıskarlat çuka (ince bir tür bez, kumaş) alınır. Pârepârezâde Efendi bunun üzerine “Bu kumaş bana tabut örtüsü olur” der ve çok zaman geçmeden gerçekten de Tırhala’da kadı iken 968/1560 yılında vefat eder. Mezarı Turhan Beyoğlu Ömer Bey Camii bahçesindedir (Kılıç 2010: 315). Pârepârezâde Efendi’nin mezarını gördüğünü söyleyen Evliya Çelebi de “Ve ziyâret-i el-Mevlâ Pârepârezâde Ahmed Efendi, Gâzî Ömer Beğ Cami’inin hareminde medfûndur” (Dankof vd. 2001: c.8, 94) cümlesi ile bu bilgiyi doğrular.

Âşık Çelebi’ye göre Pârepârezâde Efendi her ilimde yetkindi, ama özellikle nazım sahasında çok iyiydi. Şuh, sade ve ahenkli söylenmiş şiirleri vardı. Lâmi’î Çelebi’nin takipçisiydi. Lâmi’î ile aralarındaki mektuplaşmaları meşhurdu. Öyle ki; iki şair arasındaki yazışmalar en mahrem konuları bile kapsar niteliktedir (Kılıç 2010: 316).

Bilinen iki eseri vardır.

Tevârih-i Âl-i Osmân: Âşık Çelebi, Pârepârezâde Ahmed Efendi’nin Silivri kadısı iken Tevârih-i Âl-i Osmân adıyla bir Şehnâme nazm ettiğini ve bu eseri Almanya seferi dönüşünde Kanûnî Sultan Süleymân’a sunduğunu söyler (Kılıç 2010: 316).

Hasb-i Hal: Pârepârezâde Ahmed Çelebi, beklediği bir terfi ya da maaş zammının gerçekleşmemesi sonucundaki hayal kırıklığını, kırgınlığını samimi bir üslupla dile getirmiştir. Mesnevî nazım şekliyle kaleme aldığı şiir yirmi dört beyitten müteşekkildir. Bu beyitlerde, şair hem kendi ruh halini hem de gezip gördüğü şehirlerin coğrafî ve kültürel özelliklerini başarıyla tasvir etmiştir. Mesnevide, klasik Türk edebiyatında muhteva olarak şehirleri ele alan şehrengizler, biladiyeler gibi bir şehrin özellikleri değil farklı farklı şehirlerin özellikleri yansıtılmıştır (Özcan 2012: 1710). Yirmi dört beytin ilk üç beytinde şair, kendisi hakkında bilgi vermiş; son üç beytinde ise kendi kendine nasihatte bulunmuştur. Diğer beyitlerde Sofya, Üsküp, Ilıca, Kıratova, Samakov, Filibe, Vardar Yenicesi, Demirhisar, Fener, Karasu, Dimetoka, Hırsova, Niğbolu, Florina, Manastır gibi Rumeli şehirlerinin bazı özelliklerinden bahsetmiş; bu özelliklerden yola çıkarak gerek kendisiyle gerek genel meselelerle ilgili kişisel yorumlarda bulunmuştur. (Özcan 2012: 1710).

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i NâilîDîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.

Özcan, Abdülkadir (1989). Nev'izadeAtayi, Şakaik-i Nu'maniye ve Zeyilleri. 5 C. İstanbul: Çağrı Yay.

Özcan, Nurgül (2012). "Evliya Çelebi’nin Seyahatnâmesi Işığında Pârepârezâde’nin Hasb-i Hâli’nde Geçen Rumeli Şehirleri". Turkish Studies-International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic 7/1 (Winter).

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. KADRİ HÜSNÜ YILMAZ
Yayın Tarihi: 09.10.2014
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Tevârih-i Âli Osman’dan

Şu arada hatm oldı bu dâstân

Ki bir ravzadur çevresi gülsitân

 

Görenler melâletden âzâddur

Seni bilmezem bana Bagdâd’dur

 

Sorarsan ne yirden durur menzilüm

Burusa’da kandandur âb u gilüm

 

Halâvetde benzer hemân sükkere

Sorar isen adı durur Gökdere

 

Henûz girmedin şehre ol hoş-güvâr

Kenârında anun güzel köşk var

 

Egerçi ki bir kurı karaltıdur

Bihişt anun üsti yahud altıdur

 

Hudâ’nun durur gerçi âlemde mülk

Velî bendenün durur ol gölgelik 

(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 314.)

 

Hasb-i Hâl’den

Gözlik ile görmek uman yüzligi

Niçün ider ola bu yüzsüzligi

 

Her ki yüz içün ide yetmişde ceng

Benzer ana k’ögrene seksende çeng

 

Zinde degül ol kişi hod sîndedür

Altmış ile yetmiş arasındadur

 

‘Ömr serâyında çogalsa kovuk

Sofya hevâsı ola gâyet sovuk

 

Saç agarup oldı sakal üstübî

Kangı gözünle göresin Üsküb’i

 

Hiç ola mı küngi sovumış koca

Ilıca havzında güzeller kuca

 

Katı hazer eyle ki Kıratova

İde gümüş tepsiyi oddan tava

 

Devşür ögün söyleme samur somur

Dögme Samakov diyü sovuk demür

 

Gözlerinün yaşın idersen Meriç

Filibe’ye akmaz emek çekme hiç

 

Gerçi gidersin Yenice’ye be-cid

Korkum odur virmeye Vardar geçid

 

Anca hevâ’î atasın çerh-vâr

Kapu açınca saña Demürhisâr

 

Oldı saña bengi hayâli Fenâr

Sîne-i sûzânuñ anuñ çün yanar

 

Karasu’yı gözleyürek sû-be-sû

Âhir iner gözlerüñe kara su

 

Dimetoka diyü çok itme figân

Kişinüñ ol rîşine tograr sogan

 

Gerçi ümmîd atına urduñ kefe

Menzil ala mı ki ırakdur Kefe

 

Kime safâ himmet iderse baba

Hırsova’dan Nîgbolı’ya sapa

 

Tut ki Filorina’nuñ akçası çok

İlle n’idelüm ki filorisi yok

 

Anca ciger itdi Manastır rîş

Deyr-i belâdur sakın olma keşîş

 

Ol ki Gelibolı’yı eyler taleb

Yüzi gözi turşi satar ne aceb

 

Ditreyüp el olıcak ayak sakat

Fikr-i Galata ola gâyet galat

 

Hazret-i Eyyûb er ocagıdur

Kim görür anı ki irem bâgıdur

 

Hak ne nasib eyler ise râzî ol

Hâkim-i bi’l-hak o durur kâzî ol

 

Artugı ko tek hemân eksilmesün

Biş ile on arası kesilmesün

 

Gerçi bu yolda koca kurnaz çok

Bencileyin bir yiler onmaz yok 

(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 321.)

 

Gazel

Feth-i bâb oldur bana kim âstânın bekleyem

Taş işigin bekleyüp itleri yanın bekleyem

 

Çünki yirin bekleyen yiner dimişler lâ-cerem

Fikrüm oldur ki ölince âstânın bekleyem

 

Bâri pervâz itse bu vîrâne tenden murg-ı cân

Niçe bir yâ Rab bu mihnet âşyânın bekleyem

 

Bekleyici hod Hudâ çârem ana yiter hemân

İtleri gibi tolanup çevre yanın bekleyem

 

İşiginde görmez isen Pâreoglı çâre ne

Yollarına hâk olam râh-ı dükânın bekleyem

(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü'ş-Şuarâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 323.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569Doğum YeriGörüntüle
2Nevzat Çalıkuşud. 1955 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3MEHMED, Molla Ahmed-zâde Mehmed Çelebid. ? - ö. Eylül 1704Doğum YeriGörüntüle
4HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569Doğum YılıGörüntüle
5Nevzat Çalıkuşud. 1955 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6MEHMED, Molla Ahmed-zâde Mehmed Çelebid. ? - ö. Eylül 1704Doğum YılıGörüntüle
7HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569Ölüm YılıGörüntüle
8Nevzat Çalıkuşud. 1955 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9MEHMED, Molla Ahmed-zâde Mehmed Çelebid. ? - ö. Eylül 1704Ölüm YılıGörüntüle
10HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569MeslekGörüntüle
11Nevzat Çalıkuşud. 1955 - ö. ?MeslekGörüntüle
12MEHMED, Molla Ahmed-zâde Mehmed Çelebid. ? - ö. Eylül 1704MeslekGörüntüle
13HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Nevzat Çalıkuşud. 1955 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15MEHMED, Molla Ahmed-zâde Mehmed Çelebid. ? - ö. Eylül 1704Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HİLMÎ, Kadı-zâde Mustafa Hilmî Efendid. 1545 - ö. 1569Madde AdıGörüntüle
17Nevzat Çalıkuşud. 1955 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18MEHMED, Molla Ahmed-zâde Mehmed Çelebid. ? - ö. Eylül 1704Madde AdıGörüntüle