Madde Detay
VÂSIK, Priştineli Vâsık
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Vâsık’ın
hayatı hakkında tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda herhangi bir bilgi
bulunmamaktadır. Milli Kütüphane’deki “06 Mil Yz A 3259” arşiv numaralı şiir ve
fevaid mecmuasının 3a-5b sayfaları arasında şairin bilâdiyyesi kayıtlıdır. Çeşitli
şairlere ait birçok şiirin kayıtlı olan bu mecmuada hemen hemen hepsi 18. yüzyılın
ikinci yarısına tarihlenen kıtʻalar mevcuttur. Bu tarih manzumelerinden
hareketle mezkûr mecmuanın da bu dönemde tertip edildiğini söylemek mümkündür.
Vâsık’ın bilâdiyyesinin hem Ferdî (ö. 1710)’nin bilâdiyyesiyle nazire ilişkisi
içinde olması hem de bu şiirin kayıtlı olduğu mecmuanın tertip edildiği dönem
göz önünde bulundurulduğunda şairin 18. yüzyılda yaşadığına hükmetmek mümkündür.
Vâsık’ın
bilâdiyyesinde Priştine’nin geçtiği beytin sayfa kenarına mecmua mürettibi
tarafından “Priştine sâhib-i kasîdenün vilâyetidür” notu düşülmüştür. Bu
ibareden Vâsık’ın Priştineli olduğu anlaşılmaktadır. Ancak tezkirelerde
Priştineli olduğu belirtilen Vâsık mahlaslı herhangi bir şair hakkında bilgi
bulunmamaktadır.
Eserleri:
Bilâdiyye: Kaside
nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Baştan eksik olan 88 beyitlik kaside, remel
bahrinin “fe’ilâtün fe’ilâtün fe’ilâtün
fe’ilün” kalıbıyla yazılmıştır. Biladiyye türündeki en meşhur eser olan Ferdî’nin
bilâdiyyesiyle nazire ilişkisi içinde olan Vâsık’ın bu kasidesinde 240
civarında yer ismi zikredilmiştir.
Kaynakça
Kaplan,
Yunus (2019). “Priştineli Vâsık ve Bilâdiyyesi”. Studies Of The Ottoman
Domain 9 (17): 43-68.
Mecmû’a-i Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu. 06 Mil
Yz A 3259. vr. 3a-5b.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLANYayın Tarihi: 08.05.2021Güncelleme Tarihi: 08.05.2021Eserlerinden Örnekler
ʻİrfâna olıcak anda olur Erzincân
Dest-i takdîr-i ecelden bulamaz kimse rehâ
Tekye-i ʻışka ʻArab girse sen anı bul ayır
Soñra bir zelle
iderse idemezsin icmâ
Gör le’îmi bir dilim nân ile rakka
kâ’il
Sâ’il-i divrige
beñzer o habîs icmâlen
Merd oldur ki derinde
dura ayak gerede
Hısn-ı mansûr
gibi merkezde ola pâ-ber-câ
Bu hoş oglanuñ edâsı
tarab-efzûn oldı
Meskeni olsa gümüş hâne
ne var tañ mı aña
Sürmene rîze-i elmâsı katarsa dime of
Kemer-i gayret
ile bin atına anı ara
[Anı] çâr tâka çâr mîh itmek içündür daʻvet
Kasr-ı kayser tâk-ı
Kisrâ ise de gitme şehâ
Tîre-hâtır o mehüm key bize oldı imrûz
Gözüñ aydın ola
ey kelb-i rakîb-i hod-râ
Tîşe-i fikr ile kaz tagı
teveggul göster
İdegör laʻl-i Bedehşân
maʻânî peydâ
Karaman adına dirler o segi gel turgut
Elmalı sayda olursın ider itlik icrâ
Mest idince âb-ı engûrı
büt-i keşmîri
Vaʻde-i vasla sakız
çiynedi ol kân-ı sehâ
Mutrib-i çarh usûl ile ʻırâk-senc
olsa
Ya nihâvend ya hisâr olsa karârı ammâ
Kişver-i Tebrize
lerze salup ol cezbe vü ân
Döndi Nişâbura
hep milket-i hâver şeklâ
Hûy-feşân gîsu perîşân ü siyeh mest ü harâb
Mâverâ
bezme gelüp itdi ... kaddi dü-tâ
Devr-i hüsnüñde olup cümle cihân âbâdân
Gence
müstagrak idüp ʻâlemi o genc-i vefâ
Teşne-i câm ider ol müflisi Fagfûra
bedel
Meyi bengâleden
içse olur efser-bahşâ
Zeyn-i zerrîne Semerkanda
muʻâdil olsun
Özbek oglına
müsâvî nic’olur ehl-i kur’â
Çâh-ı Nahşeb hâl-i
Hindûsına elyak mesken
Kandehâr-ı
lebüñe cümle ʻAcem mülki fedâ
Her ser-i zülfine ber-dâr nice biñ Çîn ü Huten
Zengibâra hat-ı
nev-hîzi melâhat-fermâ
Şeyh Sanʻânı firîbende
idüp derd-i ceyş
İtdi şîrâze-i
mecmûʻa-i zühdüñ ifnâ
Tuʻmeyi sevse olup emtiʻa-i lâhûrı
Sîne-i ʻâşıka döndi hele sandıklı
kabâ
Sünbülistâna güşâd virdi fes-i
sürhinden
Tütük-i Magrib
ile hükm-i hüsûf oldı nümâ
Cerbe gelmez susa mücrim kim ise cezâ yir
Yüri var hâna reşîdâne
idegör şekvâ
Beldetün tayyibetün mısdakına mısdak olan
Şehr-i İstanbula
şehri vü güli dinse sezâ
Edrine şehri temâm hüsn-i
bahâ maʻdenidür
Hûbları hükm ider Îrân
ile Turana şehâ
Deşt-i hayretde bırakdı beni silivri
yüzi
Çorlı kırında
kılam zâyiʻ anı tek ü tenhâ
Baba eskisini ber-dûş
tekebbür kılmış
Tafrasın çekmecede havsala lâzım çü ...
Dime toka gelür ol âhû-yı
gerden-keşân
İp salarak tamaʻa
düşdi yine mâlı gara
Yeñice bir sarı Şaʻbâna kapıldı dildâr
Agsutos
böcegi çatlar gibi çatla patla
Çaldıran boruyu eyler mi kavala ragbet
Âşikâre çalınur şimdi Manastırda
derâ
Usturumca içine düşdi
yaman oldı işüm
Baʻd-ezîn dolyana
varmak katı müşkil sanemâ
Hükm her mâh tecâvüz idemez sî
rûzı
Mâhı yüz seksene tâ gire göresin bed-râ
Heves-i sayd-ı şikâr ile gögercinlikde
Oldı şâhinlere
dil murgı karîn ü hem-pâ
Yeñi dünyâya gelen
tıfl lebin hâre gibi
Beşiklerde melemen niceye dek ey bernâ?
Didi var dâra
getür kelb-i rakîb-âvîze
Menlik ile
salına salına tâ bula cezâ
Baba bogazı katarın çekerek geldi sorup
Alayum mı sunayum mı didüm ala
sunya
İntizâr-ı Yeñişehr
ile fenâra döndüm
İnebahtı var
anuñ ola telâkîsi likâ
Bu çatalca reh-i
nâ-reftede sârbân-ı hayâl
Bahşiş ü tirhâle ister ki ola reh-peymâ
Atına olsa süvâr ger binişe gitse o şûh
İrmiye bâd-ı reh iz dine ki yokdur bu
yaña
Kul Hızır agırı boza içeyor işbunda
Arpalık ger
ola karlı ili itmeye vefâ
Mûra teşbîh idemem
zülf-i benefşe büyük
Mümkin oldukça korun
itme motonı ilkâ
Hâke rû-sûde kılup yâre
didüm işte hilâl
Didi ol kandiye cânâ
görebilsem hani ya
Bursa ol şaʻşaʻa-i hüsni
semender nârda
Gayretinden yana ya
ermeye mi mûm-âsâ
İlbasan yagma girân
oldı tatâr gamzeñe
Oldı tîrân gibi vîrân
kulûb-ı zurefâ
Er girilir mi hiç ʻavret hisârı fethinden
Timur hisâr dahi
olsa olunur himmet aña
Resene takdı rakîbi
getürüp bâzâra
Kalb-i filorine satsa
o harı itme şirâ
Naʻl-i der-âteş ider egri
dere şevki beni
Mû-miyânuñ koçana el-hased ey cân-ı merâ
Galata vardı bir üskübi taʻâl nîk nîk dir
Kaça nîk nîk
dime fellâha yazıkdur tufelâ
Beyza-i nîm piriştine
düşerse hevesüñ
Kos kos
orada gezüp lâne-i murgânı ara
Ser-i sevdâ-yı piriştine
revâ it ko suva
Ola nev-perde nagamât ile şehnâz ya nevâ
Bikr-i fikrime Hudâ virdi
ipekden rişte
Pîr-zerrîn nikât
ile olup ser-tâ-pâ
Kalkan delen olıcak tîr-i
müjeñ pes ne ʻaceb
Depe delen ile
bögür delen olsa da revâ
Zâd-ı reh lâzım olur bakma
anuñ gâgusına
Pilav
olmazsa da hîç bî-hurûş olmaz da helâ
Ol gün olur mı görem bâri cemâlüñ bir kez
Sabr ile gavra
olur helva dimişler meselâ
Yine İskenderiye
dilberi serkeşlik ider
Altun ili ya kabûl
ide o şûhı ya kova
Gice bagladı bizümle çelebi
bâzârı
Bûsına teşneligüm her sege itsem ifşâ
Yeñi bâzârı terâzû-yı ʻıyâra aldum
Tuzla magbûn
görinür müşterisi itme cefâ
Şebi bir pûla satar
mihr-i cihân-efrûzı
Mû sitâre
lemeʻânında olur mı peydâ
Ser-hadd gâzîsi koyup başına taşlıca
çeleng
Aktarur kurtarur aʻdâyı ider bî-ser ü pâ
Mâsivâdan bihke dâmenkeş
olasın ey dil
Yohsa aldar seni bu nakş-ı serây-ı
dünyâ
Yeñi aydosa
olınca görinür âyinede
Ele al inecik tâ
ola âyîn-nümâ
Gör ʻadûyı nice kurşunlı
tüfenkden ürküp
El amân
itdi Kızıl Elmada tâ Rîm papa
Bayagu dîne çalış
püşte firâş ola zemîn
Yohsa olmaz perakîn
ü sâde ile gazâ?
Fethü’l-İslâma hırâmân yüri ihrâm-bend ol
Uy var bu dîn-i mübîne olasın merd-i vegâ
Güle güle vara dîn ʻaşkına vir ana yemek
Nemçeye peç peçedür sulh u salâh-ı nev ʻamâ
Her dile lâyık
olur gayret-i İslâm u dîn
Egri megri yürime tâ diye merd hakkâ
Nîş-i taʻnı bize
atma sûfiye bak vâʻiz
Kırk kilîsânuñ
olup ehremeni bî-pervâ
Yeñi degül hele eski zagara
döndi rakîb
İhtimân
köpegi gibi yiler oñmaz katʻâ
Rukebâdan fakye
ile [d]ahi gördüm savaşır
Baba gör gör didigüm mârmâra ey nâm-ı Hudâ
Hacı oglı
bazarı mahz-ı tegâbün itdi
Hîç yanbolı
kebesi yudılur mı ammâ
Pîre vâdî-i cevânî ne ʻaceb töhmetdür
Var ne var
tavr-ı cevânîde çeküp renc ü ʻanâ
Bu baba tagı
olınca ne çeker koca ili
Hatun ili kocacıklardan ider istignâ
Yine hem-râzlık
idüp kulaguma o serv
Kâmetüm serviye
teşbîh hiç olur mı bedelâ
Yir gögi çünki semüzce olup esb-i lâgar
Çîn ü Mâçîne gider ister isen besbâ ...
Kâbil-i ʻaşk olıcak zannum o ruscuk-peççe
Balçık ile
kursa-i şems suvanur mı cânâ
Zahm-ı ok kartala
kendü per ü bâlindendür
Şûmını ʻâşık-ı
bî-çâreye virdi o Hümâ
Benderüm dök yaşuñı râh-ı taʻaşşukda müdâm
Kavuşan hasretine
hîç diye mi vâ-esefâ
ʻÂlemi virdi harâbâta kırım
saldı yine
Tâtaristâna akın
itdi o gözi şehlâ
Özi tata aslıdur
uymak belenmek heyhât sahrâ
Ne cehennem bucagından
geleyor bu âyâ
Kıl burunı bürimiş samsuna dönmiş tuhme
Geldi or or kapusın
dir göresin bâgçe-serâ
Bâl-i kulâgı mükeyyifât
idügi zâhirdür
Nûş-ı dugâbe idersin kefede ...
Deşt-i Kıpçakdan alınmış
güli İsmaʻîlüñ
Ne kadar az aka yaşum yine olur deryâ
Peyk-i efkâr dolaşup bunca ekâlîm emsâr
Nuhustîn hatvesidür câbelikâ cebelisâ
Dest-ber-dest-i ʻazîzân bu bilâdiyye ne var
Şark u garba tayerân itse misâl-i varkâ
Vardıgı şehre gerekdür ideler şehr-âyîn
Makdem-i tuhfeye cümle bülegâ vü şuʻarâ
Vâsıkâ oldı yiter seyr-i hazîz-i hâkde
Bırak elden kagıdı göklere aç dest-i duʻâ
Heme mahrûse-i İslâm ola âfetden emîn
Tâ olınca âb ile âteş ü hâk bâdda bekâ
Bâ-husûs ide masûn memleket-i ʻOsmânî
Hâlık-ı il ü semâ Hâfız-ı kûh u sahrâ
(Mecmû’a-i
Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu. 06 Mil Yz A 3259. vr. 3a-5b.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 08.05.2021Güncelleme Tarihi: 08.05.2021Eserlerinden Örnekler
ʻİrfâna olıcak anda olur Erzincân
Dest-i takdîr-i ecelden bulamaz kimse rehâ
Tekye-i ʻışka ʻArab girse sen anı bul ayır
Soñra bir zelle
iderse idemezsin icmâ
Gör le’îmi bir dilim nân ile rakka
kâ’il
Sâ’il-i divrige
beñzer o habîs icmâlen
Merd oldur ki derinde
dura ayak gerede
Hısn-ı mansûr
gibi merkezde ola pâ-ber-câ
Bu hoş oglanuñ edâsı
tarab-efzûn oldı
Meskeni olsa gümüş hâne
ne var tañ mı aña
Sürmene rîze-i elmâsı katarsa dime of
Kemer-i gayret
ile bin atına anı ara
[Anı] çâr tâka çâr mîh itmek içündür daʻvet
Kasr-ı kayser tâk-ı
Kisrâ ise de gitme şehâ
Tîre-hâtır o mehüm key bize oldı imrûz
Gözüñ aydın ola
ey kelb-i rakîb-i hod-râ
Tîşe-i fikr ile kaz tagı
teveggul göster
İdegör laʻl-i Bedehşân
maʻânî peydâ
Karaman adına dirler o segi gel turgut
Elmalı sayda olursın ider itlik icrâ
Mest idince âb-ı engûrı
büt-i keşmîri
Vaʻde-i vasla sakız
çiynedi ol kân-ı sehâ
Mutrib-i çarh usûl ile ʻırâk-senc
olsa
Ya nihâvend ya hisâr olsa karârı ammâ
Kişver-i Tebrize
lerze salup ol cezbe vü ân
Döndi Nişâbura
hep milket-i hâver şeklâ
Hûy-feşân gîsu perîşân ü siyeh mest ü harâb
Mâverâ
bezme gelüp itdi ... kaddi dü-tâ
Devr-i hüsnüñde olup cümle cihân âbâdân
Gence
müstagrak idüp ʻâlemi o genc-i vefâ
Teşne-i câm ider ol müflisi Fagfûra
bedel
Meyi bengâleden
içse olur efser-bahşâ
Zeyn-i zerrîne Semerkanda
muʻâdil olsun
Özbek oglına
müsâvî nic’olur ehl-i kur’â
Çâh-ı Nahşeb hâl-i
Hindûsına elyak mesken
Kandehâr-ı
lebüñe cümle ʻAcem mülki fedâ
Her ser-i zülfine ber-dâr nice biñ Çîn ü Huten
Zengibâra hat-ı
nev-hîzi melâhat-fermâ
Şeyh Sanʻânı firîbende
idüp derd-i ceyş
İtdi şîrâze-i
mecmûʻa-i zühdüñ ifnâ
Tuʻmeyi sevse olup emtiʻa-i lâhûrı
Sîne-i ʻâşıka döndi hele sandıklı
kabâ
Sünbülistâna güşâd virdi fes-i
sürhinden
Tütük-i Magrib
ile hükm-i hüsûf oldı nümâ
Cerbe gelmez susa mücrim kim ise cezâ yir
Yüri var hâna reşîdâne
idegör şekvâ
Beldetün tayyibetün mısdakına mısdak olan
Şehr-i İstanbula
şehri vü güli dinse sezâ
Edrine şehri temâm hüsn-i
bahâ maʻdenidür
Hûbları hükm ider Îrân
ile Turana şehâ
Deşt-i hayretde bırakdı beni silivri
yüzi
Çorlı kırında
kılam zâyiʻ anı tek ü tenhâ
Baba eskisini ber-dûş
tekebbür kılmış
Tafrasın çekmecede havsala lâzım çü ...
Dime toka gelür ol âhû-yı
gerden-keşân
İp salarak tamaʻa
düşdi yine mâlı gara
Yeñice bir sarı Şaʻbâna kapıldı dildâr
Agsutos
böcegi çatlar gibi çatla patla
Çaldıran boruyu eyler mi kavala ragbet
Âşikâre çalınur şimdi Manastırda
derâ
Usturumca içine düşdi
yaman oldı işüm
Baʻd-ezîn dolyana
varmak katı müşkil sanemâ
Hükm her mâh tecâvüz idemez sî
rûzı
Mâhı yüz seksene tâ gire göresin bed-râ
Heves-i sayd-ı şikâr ile gögercinlikde
Oldı şâhinlere
dil murgı karîn ü hem-pâ
Yeñi dünyâya gelen
tıfl lebin hâre gibi
Beşiklerde melemen niceye dek ey bernâ?
Didi var dâra
getür kelb-i rakîb-âvîze
Menlik ile
salına salına tâ bula cezâ
Baba bogazı katarın çekerek geldi sorup
Alayum mı sunayum mı didüm ala
sunya
İntizâr-ı Yeñişehr
ile fenâra döndüm
İnebahtı var
anuñ ola telâkîsi likâ
Bu çatalca reh-i
nâ-reftede sârbân-ı hayâl
Bahşiş ü tirhâle ister ki ola reh-peymâ
Atına olsa süvâr ger binişe gitse o şûh
İrmiye bâd-ı reh iz dine ki yokdur bu
yaña
Kul Hızır agırı boza içeyor işbunda
Arpalık ger
ola karlı ili itmeye vefâ
Mûra teşbîh idemem
zülf-i benefşe büyük
Mümkin oldukça korun
itme motonı ilkâ
Hâke rû-sûde kılup yâre
didüm işte hilâl
Didi ol kandiye cânâ
görebilsem hani ya
Bursa ol şaʻşaʻa-i hüsni
semender nârda
Gayretinden yana ya
ermeye mi mûm-âsâ
İlbasan yagma girân
oldı tatâr gamzeñe
Oldı tîrân gibi vîrân
kulûb-ı zurefâ
Er girilir mi hiç ʻavret hisârı fethinden
Timur hisâr dahi
olsa olunur himmet aña
Resene takdı rakîbi
getürüp bâzâra
Kalb-i filorine satsa
o harı itme şirâ
Naʻl-i der-âteş ider egri
dere şevki beni
Mû-miyânuñ koçana el-hased ey cân-ı merâ
Galata vardı bir üskübi taʻâl nîk nîk dir
Kaça nîk nîk
dime fellâha yazıkdur tufelâ
Beyza-i nîm piriştine
düşerse hevesüñ
Kos kos
orada gezüp lâne-i murgânı ara
Ser-i sevdâ-yı piriştine
revâ it ko suva
Ola nev-perde nagamât ile şehnâz ya nevâ
Bikr-i fikrime Hudâ virdi
ipekden rişte
Pîr-zerrîn nikât
ile olup ser-tâ-pâ
Kalkan delen olıcak tîr-i
müjeñ pes ne ʻaceb
Depe delen ile
bögür delen olsa da revâ
Zâd-ı reh lâzım olur bakma
anuñ gâgusına
Pilav
olmazsa da hîç bî-hurûş olmaz da helâ
Ol gün olur mı görem bâri cemâlüñ bir kez
Sabr ile gavra
olur helva dimişler meselâ
Yine İskenderiye
dilberi serkeşlik ider
Altun ili ya kabûl
ide o şûhı ya kova
Gice bagladı bizümle çelebi
bâzârı
Bûsına teşneligüm her sege itsem ifşâ
Yeñi bâzârı terâzû-yı ʻıyâra aldum
Tuzla magbûn
görinür müşterisi itme cefâ
Şebi bir pûla satar
mihr-i cihân-efrûzı
Mû sitâre
lemeʻânında olur mı peydâ
Ser-hadd gâzîsi koyup başına taşlıca
çeleng
Aktarur kurtarur aʻdâyı ider bî-ser ü pâ
Mâsivâdan bihke dâmenkeş
olasın ey dil
Yohsa aldar seni bu nakş-ı serây-ı
dünyâ
Yeñi aydosa
olınca görinür âyinede
Ele al inecik tâ
ola âyîn-nümâ
Gör ʻadûyı nice kurşunlı
tüfenkden ürküp
El amân
itdi Kızıl Elmada tâ Rîm papa
Bayagu dîne çalış
püşte firâş ola zemîn
Yohsa olmaz perakîn
ü sâde ile gazâ?
Fethü’l-İslâma hırâmân yüri ihrâm-bend ol
Uy var bu dîn-i mübîne olasın merd-i vegâ
Güle güle vara dîn ʻaşkına vir ana yemek
Nemçeye peç peçedür sulh u salâh-ı nev ʻamâ
Her dile lâyık
olur gayret-i İslâm u dîn
Egri megri yürime tâ diye merd hakkâ
Nîş-i taʻnı bize
atma sûfiye bak vâʻiz
Kırk kilîsânuñ
olup ehremeni bî-pervâ
Yeñi degül hele eski zagara
döndi rakîb
İhtimân
köpegi gibi yiler oñmaz katʻâ
Rukebâdan fakye
ile [d]ahi gördüm savaşır
Baba gör gör didigüm mârmâra ey nâm-ı Hudâ
Hacı oglı
bazarı mahz-ı tegâbün itdi
Hîç yanbolı
kebesi yudılur mı ammâ
Pîre vâdî-i cevânî ne ʻaceb töhmetdür
Var ne var
tavr-ı cevânîde çeküp renc ü ʻanâ
Bu baba tagı
olınca ne çeker koca ili
Hatun ili kocacıklardan ider istignâ
Yine hem-râzlık
idüp kulaguma o serv
Kâmetüm serviye
teşbîh hiç olur mı bedelâ
Yir gögi çünki semüzce olup esb-i lâgar
Çîn ü Mâçîne gider ister isen besbâ ...
Kâbil-i ʻaşk olıcak zannum o ruscuk-peççe
Balçık ile
kursa-i şems suvanur mı cânâ
Zahm-ı ok kartala
kendü per ü bâlindendür
Şûmını ʻâşık-ı
bî-çâreye virdi o Hümâ
Benderüm dök yaşuñı râh-ı taʻaşşukda müdâm
Kavuşan hasretine
hîç diye mi vâ-esefâ
ʻÂlemi virdi harâbâta kırım
saldı yine
Tâtaristâna akın
itdi o gözi şehlâ
Özi tata aslıdur
uymak belenmek heyhât sahrâ
Ne cehennem bucagından
geleyor bu âyâ
Kıl burunı bürimiş samsuna dönmiş tuhme
Geldi or or kapusın
dir göresin bâgçe-serâ
Bâl-i kulâgı mükeyyifât
idügi zâhirdür
Nûş-ı dugâbe idersin kefede ...
Deşt-i Kıpçakdan alınmış
güli İsmaʻîlüñ
Ne kadar az aka yaşum yine olur deryâ
Peyk-i efkâr dolaşup bunca ekâlîm emsâr
Nuhustîn hatvesidür câbelikâ cebelisâ
Dest-ber-dest-i ʻazîzân bu bilâdiyye ne var
Şark u garba tayerân itse misâl-i varkâ
Vardıgı şehre gerekdür ideler şehr-âyîn
Makdem-i tuhfeye cümle bülegâ vü şuʻarâ
Vâsıkâ oldı yiter seyr-i hazîz-i hâkde
Bırak elden kagıdı göklere aç dest-i duʻâ
Heme mahrûse-i İslâm ola âfetden emîn
Tâ olınca âb ile âteş ü hâk bâdda bekâ
Bâ-husûs ide masûn memleket-i ʻOsmânî
Hâlık-ı il ü semâ Hâfız-ı kûh u sahrâ
(Mecmû’a-i
Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu. 06 Mil Yz A 3259. vr. 3a-5b.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.05.2021Eserlerinden Örnekler
ʻİrfâna olıcak anda olur Erzincân
Dest-i takdîr-i ecelden bulamaz kimse rehâ
Tekye-i ʻışka ʻArab girse sen anı bul ayır
Soñra bir zelle
iderse idemezsin icmâ
Gör le’îmi bir dilim nân ile rakka
kâ’il
Sâ’il-i divrige
beñzer o habîs icmâlen
Merd oldur ki derinde
dura ayak gerede
Hısn-ı mansûr
gibi merkezde ola pâ-ber-câ
Bu hoş oglanuñ edâsı
tarab-efzûn oldı
Meskeni olsa gümüş hâne
ne var tañ mı aña
Sürmene rîze-i elmâsı katarsa dime of
Kemer-i gayret
ile bin atına anı ara
[Anı] çâr tâka çâr mîh itmek içündür daʻvet
Kasr-ı kayser tâk-ı
Kisrâ ise de gitme şehâ
Tîre-hâtır o mehüm key bize oldı imrûz
Gözüñ aydın ola
ey kelb-i rakîb-i hod-râ
Tîşe-i fikr ile kaz tagı
teveggul göster
İdegör laʻl-i Bedehşân
maʻânî peydâ
Karaman adına dirler o segi gel turgut
Elmalı sayda olursın ider itlik icrâ
Mest idince âb-ı engûrı
büt-i keşmîri
Vaʻde-i vasla sakız
çiynedi ol kân-ı sehâ
Mutrib-i çarh usûl ile ʻırâk-senc
olsa
Ya nihâvend ya hisâr olsa karârı ammâ
Kişver-i Tebrize
lerze salup ol cezbe vü ân
Döndi Nişâbura
hep milket-i hâver şeklâ
Hûy-feşân gîsu perîşân ü siyeh mest ü harâb
Mâverâ
bezme gelüp itdi ... kaddi dü-tâ
Devr-i hüsnüñde olup cümle cihân âbâdân
Gence
müstagrak idüp ʻâlemi o genc-i vefâ
Teşne-i câm ider ol müflisi Fagfûra
bedel
Meyi bengâleden
içse olur efser-bahşâ
Zeyn-i zerrîne Semerkanda
muʻâdil olsun
Özbek oglına
müsâvî nic’olur ehl-i kur’â
Çâh-ı Nahşeb hâl-i
Hindûsına elyak mesken
Kandehâr-ı
lebüñe cümle ʻAcem mülki fedâ
Her ser-i zülfine ber-dâr nice biñ Çîn ü Huten
Zengibâra hat-ı
nev-hîzi melâhat-fermâ
Şeyh Sanʻânı firîbende
idüp derd-i ceyş
İtdi şîrâze-i
mecmûʻa-i zühdüñ ifnâ
Tuʻmeyi sevse olup emtiʻa-i lâhûrı
Sîne-i ʻâşıka döndi hele sandıklı
kabâ
Sünbülistâna güşâd virdi fes-i
sürhinden
Tütük-i Magrib
ile hükm-i hüsûf oldı nümâ
Cerbe gelmez susa mücrim kim ise cezâ yir
Yüri var hâna reşîdâne
idegör şekvâ
Beldetün tayyibetün mısdakına mısdak olan
Şehr-i İstanbula
şehri vü güli dinse sezâ
Edrine şehri temâm hüsn-i
bahâ maʻdenidür
Hûbları hükm ider Îrân
ile Turana şehâ
Deşt-i hayretde bırakdı beni silivri
yüzi
Çorlı kırında
kılam zâyiʻ anı tek ü tenhâ
Baba eskisini ber-dûş
tekebbür kılmış
Tafrasın çekmecede havsala lâzım çü ...
Dime toka gelür ol âhû-yı
gerden-keşân
İp salarak tamaʻa
düşdi yine mâlı gara
Yeñice bir sarı Şaʻbâna kapıldı dildâr
Agsutos
böcegi çatlar gibi çatla patla
Çaldıran boruyu eyler mi kavala ragbet
Âşikâre çalınur şimdi Manastırda
derâ
Usturumca içine düşdi
yaman oldı işüm
Baʻd-ezîn dolyana
varmak katı müşkil sanemâ
Hükm her mâh tecâvüz idemez sî
rûzı
Mâhı yüz seksene tâ gire göresin bed-râ
Heves-i sayd-ı şikâr ile gögercinlikde
Oldı şâhinlere
dil murgı karîn ü hem-pâ
Yeñi dünyâya gelen
tıfl lebin hâre gibi
Beşiklerde melemen niceye dek ey bernâ?
Didi var dâra
getür kelb-i rakîb-âvîze
Menlik ile
salına salına tâ bula cezâ
Baba bogazı katarın çekerek geldi sorup
Alayum mı sunayum mı didüm ala
sunya
İntizâr-ı Yeñişehr
ile fenâra döndüm
İnebahtı var
anuñ ola telâkîsi likâ
Bu çatalca reh-i
nâ-reftede sârbân-ı hayâl
Bahşiş ü tirhâle ister ki ola reh-peymâ
Atına olsa süvâr ger binişe gitse o şûh
İrmiye bâd-ı reh iz dine ki yokdur bu
yaña
Kul Hızır agırı boza içeyor işbunda
Arpalık ger
ola karlı ili itmeye vefâ
Mûra teşbîh idemem
zülf-i benefşe büyük
Mümkin oldukça korun
itme motonı ilkâ
Hâke rû-sûde kılup yâre
didüm işte hilâl
Didi ol kandiye cânâ
görebilsem hani ya
Bursa ol şaʻşaʻa-i hüsni
semender nârda
Gayretinden yana ya
ermeye mi mûm-âsâ
İlbasan yagma girân
oldı tatâr gamzeñe
Oldı tîrân gibi vîrân
kulûb-ı zurefâ
Er girilir mi hiç ʻavret hisârı fethinden
Timur hisâr dahi
olsa olunur himmet aña
Resene takdı rakîbi
getürüp bâzâra
Kalb-i filorine satsa
o harı itme şirâ
Naʻl-i der-âteş ider egri
dere şevki beni
Mû-miyânuñ koçana el-hased ey cân-ı merâ
Galata vardı bir üskübi taʻâl nîk nîk dir
Kaça nîk nîk
dime fellâha yazıkdur tufelâ
Beyza-i nîm piriştine
düşerse hevesüñ
Kos kos
orada gezüp lâne-i murgânı ara
Ser-i sevdâ-yı piriştine
revâ it ko suva
Ola nev-perde nagamât ile şehnâz ya nevâ
Bikr-i fikrime Hudâ virdi
ipekden rişte
Pîr-zerrîn nikât
ile olup ser-tâ-pâ
Kalkan delen olıcak tîr-i
müjeñ pes ne ʻaceb
Depe delen ile
bögür delen olsa da revâ
Zâd-ı reh lâzım olur bakma
anuñ gâgusına
Pilav
olmazsa da hîç bî-hurûş olmaz da helâ
Ol gün olur mı görem bâri cemâlüñ bir kez
Sabr ile gavra
olur helva dimişler meselâ
Yine İskenderiye
dilberi serkeşlik ider
Altun ili ya kabûl
ide o şûhı ya kova
Gice bagladı bizümle çelebi
bâzârı
Bûsına teşneligüm her sege itsem ifşâ
Yeñi bâzârı terâzû-yı ʻıyâra aldum
Tuzla magbûn
görinür müşterisi itme cefâ
Şebi bir pûla satar
mihr-i cihân-efrûzı
Mû sitâre
lemeʻânında olur mı peydâ
Ser-hadd gâzîsi koyup başına taşlıca
çeleng
Aktarur kurtarur aʻdâyı ider bî-ser ü pâ
Mâsivâdan bihke dâmenkeş
olasın ey dil
Yohsa aldar seni bu nakş-ı serây-ı
dünyâ
Yeñi aydosa
olınca görinür âyinede
Ele al inecik tâ
ola âyîn-nümâ
Gör ʻadûyı nice kurşunlı
tüfenkden ürküp
El amân
itdi Kızıl Elmada tâ Rîm papa
Bayagu dîne çalış
püşte firâş ola zemîn
Yohsa olmaz perakîn
ü sâde ile gazâ?
Fethü’l-İslâma hırâmân yüri ihrâm-bend ol
Uy var bu dîn-i mübîne olasın merd-i vegâ
Güle güle vara dîn ʻaşkına vir ana yemek
Nemçeye peç peçedür sulh u salâh-ı nev ʻamâ
Her dile lâyık
olur gayret-i İslâm u dîn
Egri megri yürime tâ diye merd hakkâ
Nîş-i taʻnı bize
atma sûfiye bak vâʻiz
Kırk kilîsânuñ
olup ehremeni bî-pervâ
Yeñi degül hele eski zagara
döndi rakîb
İhtimân
köpegi gibi yiler oñmaz katʻâ
Rukebâdan fakye
ile [d]ahi gördüm savaşır
Baba gör gör didigüm mârmâra ey nâm-ı Hudâ
Hacı oglı
bazarı mahz-ı tegâbün itdi
Hîç yanbolı
kebesi yudılur mı ammâ
Pîre vâdî-i cevânî ne ʻaceb töhmetdür
Var ne var
tavr-ı cevânîde çeküp renc ü ʻanâ
Bu baba tagı
olınca ne çeker koca ili
Hatun ili kocacıklardan ider istignâ
Yine hem-râzlık
idüp kulaguma o serv
Kâmetüm serviye
teşbîh hiç olur mı bedelâ
Yir gögi çünki semüzce olup esb-i lâgar
Çîn ü Mâçîne gider ister isen besbâ ...
Kâbil-i ʻaşk olıcak zannum o ruscuk-peççe
Balçık ile
kursa-i şems suvanur mı cânâ
Zahm-ı ok kartala
kendü per ü bâlindendür
Şûmını ʻâşık-ı
bî-çâreye virdi o Hümâ
Benderüm dök yaşuñı râh-ı taʻaşşukda müdâm
Kavuşan hasretine
hîç diye mi vâ-esefâ
ʻÂlemi virdi harâbâta kırım
saldı yine
Tâtaristâna akın
itdi o gözi şehlâ
Özi tata aslıdur
uymak belenmek heyhât sahrâ
Ne cehennem bucagından
geleyor bu âyâ
Kıl burunı bürimiş samsuna dönmiş tuhme
Geldi or or kapusın
dir göresin bâgçe-serâ
Bâl-i kulâgı mükeyyifât
idügi zâhirdür
Nûş-ı dugâbe idersin kefede ...
Deşt-i Kıpçakdan alınmış
güli İsmaʻîlüñ
Ne kadar az aka yaşum yine olur deryâ
Peyk-i efkâr dolaşup bunca ekâlîm emsâr
Nuhustîn hatvesidür câbelikâ cebelisâ
Dest-ber-dest-i ʻazîzân bu bilâdiyye ne var
Şark u garba tayerân itse misâl-i varkâ
Vardıgı şehre gerekdür ideler şehr-âyîn
Makdem-i tuhfeye cümle bülegâ vü şuʻarâ
Vâsıkâ oldı yiter seyr-i hazîz-i hâkde
Bırak elden kagıdı göklere aç dest-i duʻâ
Heme mahrûse-i İslâm ola âfetden emîn
Tâ olınca âb ile âteş ü hâk bâdda bekâ
Bâ-husûs ide masûn memleket-i ʻOsmânî
Hâlık-ı il ü semâ Hâfız-ı kûh u sahrâ
(Mecmû’a-i
Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu. 06 Mil Yz A 3259. vr. 3a-5b.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
ʻİrfâna olıcak anda olur Erzincân
Dest-i takdîr-i ecelden bulamaz kimse rehâ
Tekye-i ʻışka ʻArab girse sen anı bul ayır
Soñra bir zelle
iderse idemezsin icmâ
Gör le’îmi bir dilim nân ile rakka
kâ’il
Sâ’il-i divrige
beñzer o habîs icmâlen
Merd oldur ki derinde
dura ayak gerede
Hısn-ı mansûr
gibi merkezde ola pâ-ber-câ
Bu hoş oglanuñ edâsı
tarab-efzûn oldı
Meskeni olsa gümüş hâne
ne var tañ mı aña
Sürmene rîze-i elmâsı katarsa dime of
Kemer-i gayret
ile bin atına anı ara
[Anı] çâr tâka çâr mîh itmek içündür daʻvet
Kasr-ı kayser tâk-ı
Kisrâ ise de gitme şehâ
Tîre-hâtır o mehüm key bize oldı imrûz
Gözüñ aydın ola
ey kelb-i rakîb-i hod-râ
Tîşe-i fikr ile kaz tagı
teveggul göster
İdegör laʻl-i Bedehşân
maʻânî peydâ
Karaman adına dirler o segi gel turgut
Elmalı sayda olursın ider itlik icrâ
Mest idince âb-ı engûrı
büt-i keşmîri
Vaʻde-i vasla sakız
çiynedi ol kân-ı sehâ
Mutrib-i çarh usûl ile ʻırâk-senc
olsa
Ya nihâvend ya hisâr olsa karârı ammâ
Kişver-i Tebrize
lerze salup ol cezbe vü ân
Döndi Nişâbura
hep milket-i hâver şeklâ
Hûy-feşân gîsu perîşân ü siyeh mest ü harâb
Mâverâ
bezme gelüp itdi ... kaddi dü-tâ
Devr-i hüsnüñde olup cümle cihân âbâdân
Gence
müstagrak idüp ʻâlemi o genc-i vefâ
Teşne-i câm ider ol müflisi Fagfûra
bedel
Meyi bengâleden
içse olur efser-bahşâ
Zeyn-i zerrîne Semerkanda
muʻâdil olsun
Özbek oglına
müsâvî nic’olur ehl-i kur’â
Çâh-ı Nahşeb hâl-i
Hindûsına elyak mesken
Kandehâr-ı
lebüñe cümle ʻAcem mülki fedâ
Her ser-i zülfine ber-dâr nice biñ Çîn ü Huten
Zengibâra hat-ı
nev-hîzi melâhat-fermâ
Şeyh Sanʻânı firîbende
idüp derd-i ceyş
İtdi şîrâze-i
mecmûʻa-i zühdüñ ifnâ
Tuʻmeyi sevse olup emtiʻa-i lâhûrı
Sîne-i ʻâşıka döndi hele sandıklı
kabâ
Sünbülistâna güşâd virdi fes-i
sürhinden
Tütük-i Magrib
ile hükm-i hüsûf oldı nümâ
Cerbe gelmez susa mücrim kim ise cezâ yir
Yüri var hâna reşîdâne
idegör şekvâ
Beldetün tayyibetün mısdakına mısdak olan
Şehr-i İstanbula
şehri vü güli dinse sezâ
Edrine şehri temâm hüsn-i
bahâ maʻdenidür
Hûbları hükm ider Îrân
ile Turana şehâ
Deşt-i hayretde bırakdı beni silivri
yüzi
Çorlı kırında
kılam zâyiʻ anı tek ü tenhâ
Baba eskisini ber-dûş
tekebbür kılmış
Tafrasın çekmecede havsala lâzım çü ...
Dime toka gelür ol âhû-yı
gerden-keşân
İp salarak tamaʻa
düşdi yine mâlı gara
Yeñice bir sarı Şaʻbâna kapıldı dildâr
Agsutos
böcegi çatlar gibi çatla patla
Çaldıran boruyu eyler mi kavala ragbet
Âşikâre çalınur şimdi Manastırda
derâ
Usturumca içine düşdi
yaman oldı işüm
Baʻd-ezîn dolyana
varmak katı müşkil sanemâ
Hükm her mâh tecâvüz idemez sî
rûzı
Mâhı yüz seksene tâ gire göresin bed-râ
Heves-i sayd-ı şikâr ile gögercinlikde
Oldı şâhinlere
dil murgı karîn ü hem-pâ
Yeñi dünyâya gelen
tıfl lebin hâre gibi
Beşiklerde melemen niceye dek ey bernâ?
Didi var dâra
getür kelb-i rakîb-âvîze
Menlik ile
salına salına tâ bula cezâ
Baba bogazı katarın çekerek geldi sorup
Alayum mı sunayum mı didüm ala
sunya
İntizâr-ı Yeñişehr
ile fenâra döndüm
İnebahtı var
anuñ ola telâkîsi likâ
Bu çatalca reh-i
nâ-reftede sârbân-ı hayâl
Bahşiş ü tirhâle ister ki ola reh-peymâ
Atına olsa süvâr ger binişe gitse o şûh
İrmiye bâd-ı reh iz dine ki yokdur bu
yaña
Kul Hızır agırı boza içeyor işbunda
Arpalık ger
ola karlı ili itmeye vefâ
Mûra teşbîh idemem
zülf-i benefşe büyük
Mümkin oldukça korun
itme motonı ilkâ
Hâke rû-sûde kılup yâre
didüm işte hilâl
Didi ol kandiye cânâ
görebilsem hani ya
Bursa ol şaʻşaʻa-i hüsni
semender nârda
Gayretinden yana ya
ermeye mi mûm-âsâ
İlbasan yagma girân
oldı tatâr gamzeñe
Oldı tîrân gibi vîrân
kulûb-ı zurefâ
Er girilir mi hiç ʻavret hisârı fethinden
Timur hisâr dahi
olsa olunur himmet aña
Resene takdı rakîbi
getürüp bâzâra
Kalb-i filorine satsa
o harı itme şirâ
Naʻl-i der-âteş ider egri
dere şevki beni
Mû-miyânuñ koçana el-hased ey cân-ı merâ
Galata vardı bir üskübi taʻâl nîk nîk dir
Kaça nîk nîk
dime fellâha yazıkdur tufelâ
Beyza-i nîm piriştine
düşerse hevesüñ
Kos kos
orada gezüp lâne-i murgânı ara
Ser-i sevdâ-yı piriştine
revâ it ko suva
Ola nev-perde nagamât ile şehnâz ya nevâ
Bikr-i fikrime Hudâ virdi
ipekden rişte
Pîr-zerrîn nikât
ile olup ser-tâ-pâ
Kalkan delen olıcak tîr-i
müjeñ pes ne ʻaceb
Depe delen ile
bögür delen olsa da revâ
Zâd-ı reh lâzım olur bakma
anuñ gâgusına
Pilav
olmazsa da hîç bî-hurûş olmaz da helâ
Ol gün olur mı görem bâri cemâlüñ bir kez
Sabr ile gavra
olur helva dimişler meselâ
Yine İskenderiye
dilberi serkeşlik ider
Altun ili ya kabûl
ide o şûhı ya kova
Gice bagladı bizümle çelebi
bâzârı
Bûsına teşneligüm her sege itsem ifşâ
Yeñi bâzârı terâzû-yı ʻıyâra aldum
Tuzla magbûn
görinür müşterisi itme cefâ
Şebi bir pûla satar
mihr-i cihân-efrûzı
Mû sitâre
lemeʻânında olur mı peydâ
Ser-hadd gâzîsi koyup başına taşlıca
çeleng
Aktarur kurtarur aʻdâyı ider bî-ser ü pâ
Mâsivâdan bihke dâmenkeş
olasın ey dil
Yohsa aldar seni bu nakş-ı serây-ı
dünyâ
Yeñi aydosa
olınca görinür âyinede
Ele al inecik tâ
ola âyîn-nümâ
Gör ʻadûyı nice kurşunlı
tüfenkden ürküp
El amân
itdi Kızıl Elmada tâ Rîm papa
Bayagu dîne çalış
püşte firâş ola zemîn
Yohsa olmaz perakîn
ü sâde ile gazâ?
Fethü’l-İslâma hırâmân yüri ihrâm-bend ol
Uy var bu dîn-i mübîne olasın merd-i vegâ
Güle güle vara dîn ʻaşkına vir ana yemek
Nemçeye peç peçedür sulh u salâh-ı nev ʻamâ
Her dile lâyık
olur gayret-i İslâm u dîn
Egri megri yürime tâ diye merd hakkâ
Nîş-i taʻnı bize
atma sûfiye bak vâʻiz
Kırk kilîsânuñ
olup ehremeni bî-pervâ
Yeñi degül hele eski zagara
döndi rakîb
İhtimân
köpegi gibi yiler oñmaz katʻâ
Rukebâdan fakye
ile [d]ahi gördüm savaşır
Baba gör gör didigüm mârmâra ey nâm-ı Hudâ
Hacı oglı
bazarı mahz-ı tegâbün itdi
Hîç yanbolı
kebesi yudılur mı ammâ
Pîre vâdî-i cevânî ne ʻaceb töhmetdür
Var ne var
tavr-ı cevânîde çeküp renc ü ʻanâ
Bu baba tagı
olınca ne çeker koca ili
Hatun ili kocacıklardan ider istignâ
Yine hem-râzlık
idüp kulaguma o serv
Kâmetüm serviye
teşbîh hiç olur mı bedelâ
Yir gögi çünki semüzce olup esb-i lâgar
Çîn ü Mâçîne gider ister isen besbâ ...
Kâbil-i ʻaşk olıcak zannum o ruscuk-peççe
Balçık ile
kursa-i şems suvanur mı cânâ
Zahm-ı ok kartala
kendü per ü bâlindendür
Şûmını ʻâşık-ı
bî-çâreye virdi o Hümâ
Benderüm dök yaşuñı râh-ı taʻaşşukda müdâm
Kavuşan hasretine
hîç diye mi vâ-esefâ
ʻÂlemi virdi harâbâta kırım
saldı yine
Tâtaristâna akın
itdi o gözi şehlâ
Özi tata aslıdur
uymak belenmek heyhât sahrâ
Ne cehennem bucagından
geleyor bu âyâ
Kıl burunı bürimiş samsuna dönmiş tuhme
Geldi or or kapusın
dir göresin bâgçe-serâ
Bâl-i kulâgı mükeyyifât
idügi zâhirdür
Nûş-ı dugâbe idersin kefede ...
Deşt-i Kıpçakdan alınmış
güli İsmaʻîlüñ
Ne kadar az aka yaşum yine olur deryâ
Peyk-i efkâr dolaşup bunca ekâlîm emsâr
Nuhustîn hatvesidür câbelikâ cebelisâ
Dest-ber-dest-i ʻazîzân bu bilâdiyye ne var
Şark u garba tayerân itse misâl-i varkâ
Vardıgı şehre gerekdür ideler şehr-âyîn
Makdem-i tuhfeye cümle bülegâ vü şuʻarâ
Vâsıkâ oldı yiter seyr-i hazîz-i hâkde
Bırak elden kagıdı göklere aç dest-i duʻâ
Heme mahrûse-i İslâm ola âfetden emîn
Tâ olınca âb ile âteş ü hâk bâdda bekâ
Bâ-husûs ide masûn memleket-i ʻOsmânî
Hâlık-ı il ü semâ Hâfız-ı kûh u sahrâ
(Mecmû’a-i
Eş’âr. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu. 06 Mil Yz A 3259. vr. 3a-5b.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | NÛRÎ, Priştineli Beg-zâde | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | NÛRÎ, Priştineli Beg-zâde | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | NÛRÎ, Priştineli Beg-zâde | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | NÛRÎ, Priştineli Beg-zâde | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | NÛRÎ, Priştineli Beg-zâde | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |