RAHMÎ

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Şiirlerinde Rahmî mahlasını kullanan âşığın hayatı hakkında kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Dehri Dilçin, Edebiyatımızda Atasözleri adlı eserinde yer verdiği Rahmî’nin bir destanının, hicri 1305 yılından sonra tertip edilen bir cönkten alındığına dikkat çekmiş, bu nedenle de âşığın XIX. yüzyılda yaşadığının kabul edilebileceğini ifade etmiştir (1945: 121). Nail Tan da, “Kastamonu Halk Şairleri” başlıklı yazısında, Kastamonulu Bektaşi bir âşık olan Rahmî’nin XIX. yüzyılda yaşadığının iddia edildiğini belirtmiş ve Rahmî’nin memleketi üzerinde de tereddütler olduğunu dile getirmiştir (Tan 1987: 349). Ayrıca Süleyman Şenel’in Kastamonu’da Âşık Fasılları adlı eserinde belirttiği HAGEM Arşivi’ndeki NE.75.0022 numaralı bantta Destûr örneği olarak zikredilen bir güftede de Rahmî’nin ismi geçmektedir (Şenel 2009: 158). 

Rahmî’nin nefesleri koşmaları, destanları çeşitli kaynaklarda yayımlanmıştır. A. Talât Onay Çankırı Şairleri adlı yapıtında Rahmî’nin bir divanı olduğunu ifade etmiştir (Onay 1933: 203). Nail Tan ise, Rahmî’nin 16 dörtlükten oluşan "Nasihat Destanı"nın ünlü olduğundan söz etmiştir (1987: 349). M.Halit Bayrı da İstanbul Folkloru adlı eserinde uzun bir destanına yer vermiştir (1972: 93-94).

Kaynakça

Bayrı, M. Halit (1972). İstanbul Folkloru. İstanbul: Baha Matbaası.

Dilçin, Dehri (1945). Edebiyatımızda Atasözleri. İstanbul: Klişecilik ve Matbaacılık.

Onay, A. Talât (1933). Çankırı Şairleri. C. 2. Çankırı: Çankırı Matbaası.

Şenel, Süleyman (2009). Kastamonu’da Âşık Fasılları. İstanbul: T.C. Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi Yay.

Tan, Nail (1987). “Kastamonu Halk Şairleri”, II. Uluslararası Türk Halk Edebiyatı Semineri. Eskişehir: Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yay. 349.

Yücel, Neslihan (1993). Kastamonu’da Âşıklık Geleneği ve Kastamonu’da Yetişen Âşıklar.  Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. ZEYNEP SAFİYE BAKİ
Yayın Tarihi: 11.02.2015
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Koşma

Ne kaçarsın benden, ey yüzü mâhım

Seni seven var iyi benden ziyâde

Günbegün durmayıp alırsın âhım

Bir zâlim var mıdır senden ziyâde

Çok zamandır cemâline ermedim

Bülbül olup gonca gülün dermedim

Sendleyin bir hercâyi görmedim

Yakarsın bendeni günden ziyâde

Kaşların yay olmuş, kirpiğin ok mu?

Sarılsam sinene bir kere çok mu?

A zâlim göğsünde imanın yok mu?

Kimse kulluk etmez bundan ziyâde

Rahmi der ki, nedir ismin bileyim

El bağlayıp divânına durayım

Kabul eyle bir bergüzâr vereyim

Yoktur bergüzârım candan ziyâde (Tan 1987: 349)

Nasihat Destanı

Dinle vasf-ı sergüzeştim nâr olur

Her kıssadan hıssa çıkar ar olmaz

Sevda rahat koymaz bir dem insanı

Sevda çekmiyene dünya dar olmaz

Muhanetin çeşmesinden su içme

Çaydan geç nâmerdin köprüsün geç

Olura olmaza sırrını açma

Her yerde gizli sır aşikâr olmaz

Söylenen her sözü üstüne alma

Gördüğün söyleme, bildiğin bilme

Sevildiğin, yere sık gidip gelme

Kalkar muhabbetin itibar olmaz

Bir iylik edersen ismini anma

İkrarında pek dur sözünden dönme

İlin ateşine nâfile yanma

Senin ateşine bir yanar olmaz

Koğma muhaneti koğduğun yeter

Kahraman edersin karşına biter

İnsana acı söz ölümden beter

Zâti kötülerde nâmus, ar olmaz

Cah ile verme sen kendine pâye

Varıp boyun eğme paşaya, beye

Kendin kazan, kendin çalış, kendin ye

Sarrafın akçası sana var olmaz

İlde güzel çoktur hûptur cemali

Gül gibi kızarmış yanağı alı

Kenarın dilberi hûri misali

Olsa da şehri tek hüsün-dâr olmaz

Kökende büyüyen gözün açamaz

Kuş olsa da kanat açıp uçamaz

Vücut kocar amma gönül kocamaz

Güzel seven âşık ihtiyar olmaz

Kulak verme her bir söze bıyık bur

Her söze karışma, derler geri dur

Bir söyle, bir dinle bir de kulak vur

Her mecliste ârif lâf-güzar olmaz

Kulak ver sözüme hey koca seme

İşittiğin sözü kimseye deme

Cahilin şekerli helvasın yeme

Kâmilin zehrini yi zarar olmaz

Yaman olur beni-Âdem hiylesi

Ne müşkildir gurbet elin çilesi

Seni baştan atar felek sillesi

Felek sillesine hiç uyar olmaz

Demeyen bir Adem oğluna yazık

Mevlâ amelince dert verir, lâyık

Usta malı benim derse bir âşık

Lânete siperdir berhurdar olmaz

Bazısı mecliste sözünü bilmez

Tedbirsiz âdem hiç imlâya gelmez

Deli poyraz gibi vaktinde yelmez

Lodos gibi zorlu rûzügâr olmaz

Gel gönülü yücelerden uçurma

Ağlayıp da bağrın aşka pişirme

Gördüğün güzele meyil düşürme

İlin yari sana sadık yar olmaz

Kimisi esmeri, beyazı sever

Melektir koynuna aldığın her yar

Âşıka muhabbet eyliyen dilber

Nazlı olur amma cefakâr olmaz

Böylece kimisi belidir derler

Doğru, söyliyene delidir derler

Rahmi’ye Mevlâ’nın kuludur derler

Bana andan özge sadık yar olmaz


Dilçin, Dehri (1945). Edebiyatımızda Atasözleri. İstanbul: Klişecilik ve Matbaacılık. 121-123.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ŞÂNÎd. ? - ö. 1534-35 ?Doğum YeriGörüntüle
2Oğuz Atayd. 12 Ekim 1934 - ö. 13 Aralık 1977Doğum YeriGörüntüle
3SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebid. ? - ö. 1509-10Doğum YeriGörüntüle
4ŞÂNÎd. ? - ö. 1534-35 ?Doğum YılıGörüntüle
5Oğuz Atayd. 12 Ekim 1934 - ö. 13 Aralık 1977Doğum YılıGörüntüle
6SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebid. ? - ö. 1509-10Doğum YılıGörüntüle
7ŞÂNÎd. ? - ö. 1534-35 ?Ölüm YılıGörüntüle
8Oğuz Atayd. 12 Ekim 1934 - ö. 13 Aralık 1977Ölüm YılıGörüntüle
9SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebid. ? - ö. 1509-10Ölüm YılıGörüntüle
10ŞÂNÎd. ? - ö. 1534-35 ?MeslekGörüntüle
11Oğuz Atayd. 12 Ekim 1934 - ö. 13 Aralık 1977MeslekGörüntüle
12SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebid. ? - ö. 1509-10MeslekGörüntüle
13ŞÂNÎd. ? - ö. 1534-35 ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Oğuz Atayd. 12 Ekim 1934 - ö. 13 Aralık 1977Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebid. ? - ö. 1509-10Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ŞÂNÎd. ? - ö. 1534-35 ?Madde AdıGörüntüle
17Oğuz Atayd. 12 Ekim 1934 - ö. 13 Aralık 1977Madde AdıGörüntüle
18SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebid. ? - ö. 1509-10Madde AdıGörüntüle