RIZÂ, Ali Rızâ Paşa, Trabzonlu

(d. ?/? - ö. 1262/1846)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Trabzon'da küçük bir köyde doğdu. Asıl adı Ali Rızâ Paşa'dır. Osmanlı Müellifleri'ne göre ise Lazistan'ın Rize yöresinde doğduğu için Laz Ali Rızâ Paşa namıyla şöhret bulmuştur (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 199). Şiirlerinde Rızâ mahlasını kullandı. Laz Ahmed Paşa'nın yetiştirmelerindendir. Tahsilini tamamladıktan sonra bir müddet akrabasından Nâzır Ahmed Paşa'nın devatdarlık ve mühürdarlığını yaptı. Manisa mütesellimi ve İzmir beylikçisi ve daha sonra Menemen voyvodası oldu. 1244/1828 senesinde Istabl-ı Âmire müdürlüğü payesiyle Halep valisi Ra'ûf Paşa'ya kethuda olarak görevlendirildi. Fatîn bu görevin kaymakamlık olduğunu söylemektedir (Fatîn 1271: 148). Bir yıl sonra da vezirlik rütbesiyle Halep valiliğine tayin edildi. 1246/1830 yılında Diyarbakır valisi oldu ve bazı uygunsuz hareketlerde bulunan Bağdat valisi Dâvud Paşa'yı tutuklamaya memur olup bu görevinde başarı sağlaması sonucu Bağdat valiliğine atandı. 1253/1837 senesinde ilaveten Şehrizor valisi olup 1256/1840 senesinde bu görevine Cidde valiliği eklendi. 1258/1842 yılında da Şam valiliğine atandı. 1261/1845 senesinin sonlarında bu görevinden ayrıldı. 1262/1846 senesinde Şam'da vefat etti ve Bilâl-i Habeşî Hazretleri Türbesi yakınına defnedildi. Sicill-i Osmânî'ye göre en büyük hizmeti Bağdat'ı Kölemen idaresinden kurtarmasıdır ki bu hizmet gerçekten unutulmaz bir hadisedir (Mehmed Süreyya 1311: 569).

Sicill-i Osmânî'ye göre âkil, kâmil, şair, gayretli, görevini mükemmel yapan bir kimse idi. Damadı İzzet Ahmed Paşa'dır (Mehmed Süreyya 1311: 568). Fatîn Tezkiresi'ne göre ise belagatlı şiirleri şairler arasında güzel bulunmuş ve bu konuda hakkı teslim edilmiştir (1271: 149). Osmanlı Müellifleri'ne göre de şiiri metin ve hakîmânedir (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 199). "Devr-i la'linde baş egmem bâde-i gül-fâma ben/Sâye-i pîr-i mugânda minnet itmem câma ben" matlalı dokuz beyitlik gazelin Rızâ Paşa'ya mı yoksa onun kölesi ve yetiştirmesi olan meşhur şair Osman Nevres'e mi ait olduğu konusunda döneminde önemli tartışmalar yapılmıştır. Hatta Nevres'in amansız bir düşmanı olan Nâmık Kemal, o gazeli Nevres'in Rızâ Paşa'dan çaldığını iddia etmekteydi. Diyarbakırlı Osman Nûri Paşa'nın Dîvân'ında bu gazelin tahmisinin başına Ali Rızâ Paşa'nın gazeli olduğu işaret edilmiştir. İbnü'l-Emin, Son Asır Türk Şairleri'ndeki Nevres maddesinde bu tartışmaları alıp değerlendirmiş ve bu konuya neredeyse üç sayfa kadar yer ayırmış, sonunda da kendi kanaati olarak şunları söylemiştir: Bu bahse hâtime olarak ben de derim ki: O gazel ister efendinin. ister kölenin olsun, bir asra yakın zamandan beri devam eden dedikoduya değer bir değeri hâiz değildi. Her şâirin her vakit söyleyebileceği sözlerdendir. Ben eminim ki Ali Rızâ Paşa, hayatta ve gazel de kendisinin olsaydı kölesine bahşetmekde tereddüt etmezdi (İnal 1988: 1193-1195).

Kaynakça

Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.

Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul.

İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. III. İstanbul: Dergâh Yay.

Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî. C. III. İstanbul.

Şemseddin Sâmî (1308). Kâmûsü'l‑A‘lâm. C. III. İstanbul.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLAN
Yayın Tarihi: 31.12.2014
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Devr-i la'linde baş egmem bâde-i gül-fâma ben

Sâye-i pîr-i mugânda minnet itmem câma ben

Anberîn zülfün getürdi başıma sevdâları

Yohsa nerden dûş olurdum bu hayâl-i hâma ben

Hâlini gördüm esîr oldum kemend-i zülfüne

Dâne içün kendümi saldım düşürdüm dâma ben

Geh esîr-i gurbet eyler geh enîs-i gam beni

Şaşmışım bilmem ne itsem bu dil-i nâ-kâma ben

Halk ile lâzımdır oldukça mümâşât eylemek

Ger bana uymazsa eyyâm uyarım eyyâma ben

Ka'be-i kûyun tavâf itmek içün şâm u seher

Hûn-ı eşkimden büründüm bir kızıl ihrâma ben

Kûy-ı gurbetde ne bir bildik ne bir gam-hâr var

Kim götürsün ger yazarsam yâre bilmem nâme ben

Eylerim dâru's-selâmı kendime beytü'l-hazen

Hasret-i hâl-i siyâhınla gidersem Şâm'a ben

Telh-kâm olmaz senin şîrîn kelâmından Rızâ

Sen hemân eyle tekellüm râzıyım düşnâma ben

(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul. 199.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Ahmet Özerd. 19 Ocak 1946 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3FAHRÎd. ? - ö. 1539/40Doğum YeriGörüntüle
4Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Ahmet Özerd. 19 Ocak 1946 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6FAHRÎd. ? - ö. 1539/40Doğum YılıGörüntüle
7Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8Ahmet Özerd. 19 Ocak 1946 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9FAHRÎd. ? - ö. 1539/40Ölüm YılıGörüntüle
10Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Ahmet Özerd. 19 Ocak 1946 - ö. ?MeslekGörüntüle
12FAHRÎd. ? - ö. 1539/40MeslekGörüntüle
13Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Ahmet Özerd. 19 Ocak 1946 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15FAHRÎd. ? - ö. 1539/40Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17Ahmet Özerd. 19 Ocak 1946 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18FAHRÎd. ? - ö. 1539/40Madde AdıGörüntüle