Madde Detay
SEFİL
(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şiirlerinde Sefil Hoca mahlasını kullanan âşığın 19. yüzyılda yaşadığı bilinmektedir. Banuçiçek Kırzıoğlu, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi’nde Sefil’in Posoflu bir molla olduğunu ve 1898’de “Allah sen halâs et Urustan bizi” nakaratlı millî bir destan söyleyerek köylere yaydığını, hüviyetini gizleyerek Sefil Hoca olarak da tanındığını ifade etmiştir (2007: 539). M. Fahrettin Kırzıoğlu ise Edebiyatımızda Kars adlı eserinde Sefil’in "Dilek Destanı"nı yayımlamış ve bu destanın her yerde okunduğunu, namaz sonlarındaki dualarda da nakarat mısralarının tekrarlandığını belirtmiştir (1958: 67).
Kaynakça
Kırzıoğlu, M. Fahrettin (1958). Edebiyatımızda Kars II. İstanbul: Işıl Matbaası.
Kırzıoğlu, Banuçiçek (2007). “Sefil”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 7. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay. 539.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ZEYNEP SAFİYE BAKİYayın Tarihi: 11.02.2015Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
Dilek Destanı
Bu Urus içinde çok kaldık, yeter
Aklı olan bunun yanından yiter
Urus’un töhmeti ağudan beter
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Kars’ta mekân tuttu çok zaman durdu
Yıkılsın Urus'un binası, yurdu
Gitgide artırdı merakı, derdi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Yiğirmi senedir aldı bu yeri
İşletti «zagon»u, sözleri ayrı
Diredi ayağın, hiç çekmez geri
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Karyeler kalmadı hep bir bir gezdi
Bu Urus elinden çoğusu bezdi
Ayrılan kardaşı hem hâne yazdı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus’un zulümü İslam’a çöktü
Mal, akça kalmadı hep elden çekti
Meşey(i) yasak etti, (bilimet) dikti
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus, “polçovnik”in aylığın verdi
Bir sudan kalan, hep paraya girdi
Herkesin suçunu kal’ada sordu
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Tarih çıktı Üçyüz Ondört ki oldu
Hayıf ki 'buralar Urus’a kaldı
Pâdişah, Kıral’a barışık saldı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Aslı-bozuk, nesli harâmzâdedir
Bu «Khakhol»un döIü bizi ufadır
Balıkçı, kurbağa-yiyen gedâdır
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Elinden, yanmıyan var mıdır bunun
Kâmil olan, düşün o geçmiş günün
Arşa ulaştırdı âh, figan ünün
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Bu Urus, İslâm'ın hâlinden bilmez
İnşâllâh bu yerler Urus’a kalmaz
İçinde İslâm’ın hiç yüzü gülmez
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Âl -Osmân devleti bula şevketin
Kurtara her yerde İslâm Ümmeti’n
Kazana vatanı, kendi milletin
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
SEFÎL-HOCA destân söyledi kendi
İnşâllâh Urus’un günü tükendi
Hicran deryasını boyladı, indi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi
Kırzıoğlu, M. Fahrettin (1958). Edebiyatımızda Kars II. İstanbul: Işıl Matbaası. 67-68.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.02.2015Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
Dilek Destanı
Bu Urus içinde çok kaldık, yeter
Aklı olan bunun yanından yiter
Urus’un töhmeti ağudan beter
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Kars’ta mekân tuttu çok zaman durdu
Yıkılsın Urus'un binası, yurdu
Gitgide artırdı merakı, derdi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Yiğirmi senedir aldı bu yeri
İşletti «zagon»u, sözleri ayrı
Diredi ayağın, hiç çekmez geri
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Karyeler kalmadı hep bir bir gezdi
Bu Urus elinden çoğusu bezdi
Ayrılan kardaşı hem hâne yazdı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus’un zulümü İslam’a çöktü
Mal, akça kalmadı hep elden çekti
Meşey(i) yasak etti, (bilimet) dikti
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus, “polçovnik”in aylığın verdi
Bir sudan kalan, hep paraya girdi
Herkesin suçunu kal’ada sordu
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Tarih çıktı Üçyüz Ondört ki oldu
Hayıf ki 'buralar Urus’a kaldı
Pâdişah, Kıral’a barışık saldı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Aslı-bozuk, nesli harâmzâdedir
Bu «Khakhol»un döIü bizi ufadır
Balıkçı, kurbağa-yiyen gedâdır
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Elinden, yanmıyan var mıdır bunun
Kâmil olan, düşün o geçmiş günün
Arşa ulaştırdı âh, figan ünün
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Bu Urus, İslâm'ın hâlinden bilmez
İnşâllâh bu yerler Urus’a kalmaz
İçinde İslâm’ın hiç yüzü gülmez
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Âl -Osmân devleti bula şevketin
Kurtara her yerde İslâm Ümmeti’n
Kazana vatanı, kendi milletin
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
SEFÎL-HOCA destân söyledi kendi
İnşâllâh Urus’un günü tükendi
Hicran deryasını boyladı, indi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi
Kırzıoğlu, M. Fahrettin (1958). Edebiyatımızda Kars II. İstanbul: Işıl Matbaası. 67-68.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
Dilek Destanı
Bu Urus içinde çok kaldık, yeter
Aklı olan bunun yanından yiter
Urus’un töhmeti ağudan beter
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Kars’ta mekân tuttu çok zaman durdu
Yıkılsın Urus'un binası, yurdu
Gitgide artırdı merakı, derdi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Yiğirmi senedir aldı bu yeri
İşletti «zagon»u, sözleri ayrı
Diredi ayağın, hiç çekmez geri
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Karyeler kalmadı hep bir bir gezdi
Bu Urus elinden çoğusu bezdi
Ayrılan kardaşı hem hâne yazdı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus’un zulümü İslam’a çöktü
Mal, akça kalmadı hep elden çekti
Meşey(i) yasak etti, (bilimet) dikti
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus, “polçovnik”in aylığın verdi
Bir sudan kalan, hep paraya girdi
Herkesin suçunu kal’ada sordu
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Tarih çıktı Üçyüz Ondört ki oldu
Hayıf ki 'buralar Urus’a kaldı
Pâdişah, Kıral’a barışık saldı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Aslı-bozuk, nesli harâmzâdedir
Bu «Khakhol»un döIü bizi ufadır
Balıkçı, kurbağa-yiyen gedâdır
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Elinden, yanmıyan var mıdır bunun
Kâmil olan, düşün o geçmiş günün
Arşa ulaştırdı âh, figan ünün
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Bu Urus, İslâm'ın hâlinden bilmez
İnşâllâh bu yerler Urus’a kalmaz
İçinde İslâm’ın hiç yüzü gülmez
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Âl -Osmân devleti bula şevketin
Kurtara her yerde İslâm Ümmeti’n
Kazana vatanı, kendi milletin
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
SEFÎL-HOCA destân söyledi kendi
İnşâllâh Urus’un günü tükendi
Hicran deryasını boyladı, indi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi
Kırzıoğlu, M. Fahrettin (1958). Edebiyatımızda Kars II. İstanbul: Işıl Matbaası. 67-68.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Dilek Destanı
Bu Urus içinde çok kaldık, yeter
Aklı olan bunun yanından yiter
Urus’un töhmeti ağudan beter
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Kars’ta mekân tuttu çok zaman durdu
Yıkılsın Urus'un binası, yurdu
Gitgide artırdı merakı, derdi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Yiğirmi senedir aldı bu yeri
İşletti «zagon»u, sözleri ayrı
Diredi ayağın, hiç çekmez geri
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Karyeler kalmadı hep bir bir gezdi
Bu Urus elinden çoğusu bezdi
Ayrılan kardaşı hem hâne yazdı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus’un zulümü İslam’a çöktü
Mal, akça kalmadı hep elden çekti
Meşey(i) yasak etti, (bilimet) dikti
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Urus, “polçovnik”in aylığın verdi
Bir sudan kalan, hep paraya girdi
Herkesin suçunu kal’ada sordu
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Tarih çıktı Üçyüz Ondört ki oldu
Hayıf ki 'buralar Urus’a kaldı
Pâdişah, Kıral’a barışık saldı
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Aslı-bozuk, nesli harâmzâdedir
Bu «Khakhol»un döIü bizi ufadır
Balıkçı, kurbağa-yiyen gedâdır
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Elinden, yanmıyan var mıdır bunun
Kâmil olan, düşün o geçmiş günün
Arşa ulaştırdı âh, figan ünün
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Bu Urus, İslâm'ın hâlinden bilmez
İnşâllâh bu yerler Urus’a kalmaz
İçinde İslâm’ın hiç yüzü gülmez
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
Âl -Osmân devleti bula şevketin
Kurtara her yerde İslâm Ümmeti’n
Kazana vatanı, kendi milletin
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi.
SEFÎL-HOCA destân söyledi kendi
İnşâllâh Urus’un günü tükendi
Hicran deryasını boyladı, indi
Allâh sen halâs et Urus’tan bizi
Kırzıoğlu, M. Fahrettin (1958). Edebiyatımızda Kars II. İstanbul: Işıl Matbaası. 67-68.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MÜDAMÎ, Sabit Yalçın Ataman | d. 1918 - ö. 08.11.1968 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SERVET ÇELİK | d. 1955 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | İNANÎ, Selahattin Dülger | d. 1927 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | MÜDAMÎ, Sabit Yalçın Ataman | d. 1918 - ö. 08.11.1968 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | SERVET ÇELİK | d. 1955 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | İNANÎ, Selahattin Dülger | d. 1927 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MÜDAMÎ, Sabit Yalçın Ataman | d. 1918 - ö. 08.11.1968 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SERVET ÇELİK | d. 1955 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | İNANÎ, Selahattin Dülger | d. 1927 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | MÜDAMÎ, Sabit Yalçın Ataman | d. 1918 - ö. 08.11.1968 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | SERVET ÇELİK | d. 1955 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | İNANÎ, Selahattin Dülger | d. 1927 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | MÜDAMÎ, Sabit Yalçın Ataman | d. 1918 - ö. 08.11.1968 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | SERVET ÇELİK | d. 1955 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | İNANÎ, Selahattin Dülger | d. 1927 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |