Madde Detay
SEYYÂHÎ
(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şiirlerinde Seyyâhi mahlasını kullanan âşığın hayatı hakkında kaynaklarda ayrıntılı bir bilgi tespit edilememiştir. Seyyâhi’nin adı, Pir Yakup’un “Şairler Destanı”nda (9. Dörtlük) "Mûsâ Kâzım Hacı Bektaş’dan içti/ Seyyâhî de aşkın suyunu geçti/ Baba Kaygusuz’a âriflik düştü/ Süzülmüş haddede telde bir zaman" ve Sun’î’nin “Tekerlemesi”nde (10. Dörtlük) "Ol Arabzâde’nin aslı bilinmez/ Hocazâde tarikatdan silinmez/ Çorbacızâde’den hisse alınmaz/ Hoşdur Âhûzâde dahi Seyyâhî" ismi geçmektedir (Kaya 1990: 41-46). Murat Uraz da Halk Edebiyatı Şiir ve Dil Örnekleri adlı eserinde belirtildiğine göre, Karahisarlıdır. 19. asrın ikinci yarısında yaşamış, Anadolu’nun şark memleketlerinde tanınmış şâz şairlerinden Karahisarlı Seyyâhî’den bahsetmiştir (1933: 13). Fakat Şairnamelerde adı geçen Seyyâhî ile Murat Uraz’ın eserinde yer verdiği Seyyâhî’nin aynı şair olup olmadığı bilinmemektedir.
Murat Uraz ayrıca eserinde Seyyâhî’nin bir şiirine de yer vermiştir (1933: 13). Buna ek olarak Şükrü Elçin de Akdeniz’de ve Cezayir’de Türk Halk Şairleri adlı eserinde Seyyâhî’nin üç şiirine yer vermiştir (1988: 130-132).
Kaynakça
Elçin, Şükrü (1988). Akdeniz’de ve Cezayir’de Türk Halk Şairleri. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay.
Kaya, Doğan (1990). Şairnâmeler. Ankara: Kültür Bakanlığı Halk Kültürünü Araştırma Dairesi Yay.
Uraz, Murat (1933). Halk Edebiyatı Şiir ve Dil Örnekleri. İstanbul: Sühulet Kütüphanesi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. ZEYNEP SAFİYE BAKİYayın Tarihi: 16.12.2014Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
Bir Kadeh Nuş Eyleyüp
Bir kadeh nuş eyleyüp sen ey peri pervaz ile,
Ser koyup meydanı aşka, raks ederler saz ile,
Şimdiden öldürmedik âşık komadın naz ile?
Korkarım, bir gamzesi cellât olursun akibet!
Cilvegâh ettin cemalin gülşenin ayni gurap,
Bağı hüsnün gülşeninde, menzilim oldu turap,
Dahi taze tıfl iken, ettin gönül şehrin harap,
Gün gelir, bir zalim ve bidat olursun akibet!
Der (Seyyahî), huni didem akmadadır dembedem
Deldi bağrım kâh hasret, kâh firkat, kâh gam,
Bana cefa ettiğin, bilmem diyem? ey gonca feml
Öğredir çarhı felek, üstat olursun akibet! (Uraz 1933: 13)
İlâhî
Dut kulak cânımun cânı diñle ne derem sana
Yüzüñi görmege müştâkam yöñin dön benden yaña
İy billâhi halâl etmem cok cefâlar kıldın baña
İncidüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
Herkes başına sultandur sen aña dan (ta’n) egleme
Sırrını kalbinde sakla âleme şây eğleme (eyleme)
Cefâ ise yeter oldu bağrımızı hûn eğleme
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
İki elime daşlar alup derdli sînemi deldiğim
Söylemeğe yüzüm varmaz odur boynum aldığım
Bu cihan bâkıy değildür ölüm vardır sevdiğim
İncinüp küsme ağa yolum sakın âhımdan benim
Der Seyyâhî zahmı kara iki dinli bî-vefâ
Hancarın eline almış cana kıyar ol cefâ
Sen benim cok sevdiğimsm iki gözüm Mustafa
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim (Elçin 1988: 130)
Koşma
Girid'te olan kulun hâlin aman
Lûtfundan sual ider bil pâdişâhım
Hudâ'ya kalmıştır işimiz heman
Gayet mükedderdir hâl bil pâdişâhım
Ceyhun olup akar çeşmimiz seli
Esti başımıza belânın seli
Bunca yıl bekleriz girdâb-ı gamı
Hayal oldu vatan il pâdişâhım
Cüdâ düştük eşle dostla elinden
Doludur gözlerim kanlı yaşımdan
Uğruna geçtik can ile baştan
Emrine muti'dir kul pâdişâhım
Yüzler sürmedik ol hâk-i pâye
Gitti elimizde olan sermâye
Boynumuz eğüp bakarız deryâya
Âhır vermez gibi yol Pâdişâhım
Der Seyyâhî hasbihâlini söyle
Hasret kıyâmete kalır mı böyle
Girdabta esir olduk terahhum eyle
Esîrine merhamet kıl pâdişâhım (Elçin 1988: 131)
Koşma
Yâ İlâhî donanmayı sal bize
İki gözlerimiz yollarda kaldı
Bizim ahvâlimiz ma'lûmdur size
Asâkîr-i İslâm girdapta kaldı
Kalbimizde imân Hakk-ı din iken
Gâzileriz ellerimiz kan iken
Sultânım sen Rabb-el-âlemîn iken
Şimdi hâcetimiz kullarda kaldı
Herkes mekânlı mekâna irişür
Hasretler birbirine görüşür
Essin bâd-ı sabâ birazcık koştur
Umut umudumuz yollarda kaldı
Seyyâhî'nin artar mâtemi zârı
İlâhî sen yarattın kamu nâsı
Çatladı eğninden gitti libâsı
Ten kafesinde salt bir canı kaldı (Elçin 1988: 132)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 16.12.2014Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
Bir Kadeh Nuş Eyleyüp
Bir kadeh nuş eyleyüp sen ey peri pervaz ile,
Ser koyup meydanı aşka, raks ederler saz ile,
Şimdiden öldürmedik âşık komadın naz ile?
Korkarım, bir gamzesi cellât olursun akibet!
Cilvegâh ettin cemalin gülşenin ayni gurap,
Bağı hüsnün gülşeninde, menzilim oldu turap,
Dahi taze tıfl iken, ettin gönül şehrin harap,
Gün gelir, bir zalim ve bidat olursun akibet!
Der (Seyyahî), huni didem akmadadır dembedem
Deldi bağrım kâh hasret, kâh firkat, kâh gam,
Bana cefa ettiğin, bilmem diyem? ey gonca feml
Öğredir çarhı felek, üstat olursun akibet! (Uraz 1933: 13)
İlâhî
Dut kulak cânımun cânı diñle ne derem sana
Yüzüñi görmege müştâkam yöñin dön benden yaña
İy billâhi halâl etmem cok cefâlar kıldın baña
İncidüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
Herkes başına sultandur sen aña dan (ta’n) egleme
Sırrını kalbinde sakla âleme şây eğleme (eyleme)
Cefâ ise yeter oldu bağrımızı hûn eğleme
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
İki elime daşlar alup derdli sînemi deldiğim
Söylemeğe yüzüm varmaz odur boynum aldığım
Bu cihan bâkıy değildür ölüm vardır sevdiğim
İncinüp küsme ağa yolum sakın âhımdan benim
Der Seyyâhî zahmı kara iki dinli bî-vefâ
Hancarın eline almış cana kıyar ol cefâ
Sen benim cok sevdiğimsm iki gözüm Mustafa
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim (Elçin 1988: 130)
Koşma
Girid'te olan kulun hâlin aman
Lûtfundan sual ider bil pâdişâhım
Hudâ'ya kalmıştır işimiz heman
Gayet mükedderdir hâl bil pâdişâhım
Ceyhun olup akar çeşmimiz seli
Esti başımıza belânın seli
Bunca yıl bekleriz girdâb-ı gamı
Hayal oldu vatan il pâdişâhım
Cüdâ düştük eşle dostla elinden
Doludur gözlerim kanlı yaşımdan
Uğruna geçtik can ile baştan
Emrine muti'dir kul pâdişâhım
Yüzler sürmedik ol hâk-i pâye
Gitti elimizde olan sermâye
Boynumuz eğüp bakarız deryâya
Âhır vermez gibi yol Pâdişâhım
Der Seyyâhî hasbihâlini söyle
Hasret kıyâmete kalır mı böyle
Girdabta esir olduk terahhum eyle
Esîrine merhamet kıl pâdişâhım (Elçin 1988: 131)
Koşma
Yâ İlâhî donanmayı sal bize
İki gözlerimiz yollarda kaldı
Bizim ahvâlimiz ma'lûmdur size
Asâkîr-i İslâm girdapta kaldı
Kalbimizde imân Hakk-ı din iken
Gâzileriz ellerimiz kan iken
Sultânım sen Rabb-el-âlemîn iken
Şimdi hâcetimiz kullarda kaldı
Herkes mekânlı mekâna irişür
Hasretler birbirine görüşür
Essin bâd-ı sabâ birazcık koştur
Umut umudumuz yollarda kaldı
Seyyâhî'nin artar mâtemi zârı
İlâhî sen yarattın kamu nâsı
Çatladı eğninden gitti libâsı
Ten kafesinde salt bir canı kaldı (Elçin 1988: 132)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020Eserlerinden Örnekler
Bir Kadeh Nuş Eyleyüp
Bir kadeh nuş eyleyüp sen ey peri pervaz ile,
Ser koyup meydanı aşka, raks ederler saz ile,
Şimdiden öldürmedik âşık komadın naz ile?
Korkarım, bir gamzesi cellât olursun akibet!
Cilvegâh ettin cemalin gülşenin ayni gurap,
Bağı hüsnün gülşeninde, menzilim oldu turap,
Dahi taze tıfl iken, ettin gönül şehrin harap,
Gün gelir, bir zalim ve bidat olursun akibet!
Der (Seyyahî), huni didem akmadadır dembedem
Deldi bağrım kâh hasret, kâh firkat, kâh gam,
Bana cefa ettiğin, bilmem diyem? ey gonca feml
Öğredir çarhı felek, üstat olursun akibet! (Uraz 1933: 13)
İlâhî
Dut kulak cânımun cânı diñle ne derem sana
Yüzüñi görmege müştâkam yöñin dön benden yaña
İy billâhi halâl etmem cok cefâlar kıldın baña
İncidüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
Herkes başına sultandur sen aña dan (ta’n) egleme
Sırrını kalbinde sakla âleme şây eğleme (eyleme)
Cefâ ise yeter oldu bağrımızı hûn eğleme
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
İki elime daşlar alup derdli sînemi deldiğim
Söylemeğe yüzüm varmaz odur boynum aldığım
Bu cihan bâkıy değildür ölüm vardır sevdiğim
İncinüp küsme ağa yolum sakın âhımdan benim
Der Seyyâhî zahmı kara iki dinli bî-vefâ
Hancarın eline almış cana kıyar ol cefâ
Sen benim cok sevdiğimsm iki gözüm Mustafa
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim (Elçin 1988: 130)
Koşma
Girid'te olan kulun hâlin aman
Lûtfundan sual ider bil pâdişâhım
Hudâ'ya kalmıştır işimiz heman
Gayet mükedderdir hâl bil pâdişâhım
Ceyhun olup akar çeşmimiz seli
Esti başımıza belânın seli
Bunca yıl bekleriz girdâb-ı gamı
Hayal oldu vatan il pâdişâhım
Cüdâ düştük eşle dostla elinden
Doludur gözlerim kanlı yaşımdan
Uğruna geçtik can ile baştan
Emrine muti'dir kul pâdişâhım
Yüzler sürmedik ol hâk-i pâye
Gitti elimizde olan sermâye
Boynumuz eğüp bakarız deryâya
Âhır vermez gibi yol Pâdişâhım
Der Seyyâhî hasbihâlini söyle
Hasret kıyâmete kalır mı böyle
Girdabta esir olduk terahhum eyle
Esîrine merhamet kıl pâdişâhım (Elçin 1988: 131)
Koşma
Yâ İlâhî donanmayı sal bize
İki gözlerimiz yollarda kaldı
Bizim ahvâlimiz ma'lûmdur size
Asâkîr-i İslâm girdapta kaldı
Kalbimizde imân Hakk-ı din iken
Gâzileriz ellerimiz kan iken
Sultânım sen Rabb-el-âlemîn iken
Şimdi hâcetimiz kullarda kaldı
Herkes mekânlı mekâna irişür
Hasretler birbirine görüşür
Essin bâd-ı sabâ birazcık koştur
Umut umudumuz yollarda kaldı
Seyyâhî'nin artar mâtemi zârı
İlâhî sen yarattın kamu nâsı
Çatladı eğninden gitti libâsı
Ten kafesinde salt bir canı kaldı (Elçin 1988: 132)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Bir Kadeh Nuş Eyleyüp
Bir kadeh nuş eyleyüp sen ey peri pervaz ile,
Ser koyup meydanı aşka, raks ederler saz ile,
Şimdiden öldürmedik âşık komadın naz ile?
Korkarım, bir gamzesi cellât olursun akibet!
Cilvegâh ettin cemalin gülşenin ayni gurap,
Bağı hüsnün gülşeninde, menzilim oldu turap,
Dahi taze tıfl iken, ettin gönül şehrin harap,
Gün gelir, bir zalim ve bidat olursun akibet!
Der (Seyyahî), huni didem akmadadır dembedem
Deldi bağrım kâh hasret, kâh firkat, kâh gam,
Bana cefa ettiğin, bilmem diyem? ey gonca feml
Öğredir çarhı felek, üstat olursun akibet! (Uraz 1933: 13)
İlâhî
Dut kulak cânımun cânı diñle ne derem sana
Yüzüñi görmege müştâkam yöñin dön benden yaña
İy billâhi halâl etmem cok cefâlar kıldın baña
İncidüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
Herkes başına sultandur sen aña dan (ta’n) egleme
Sırrını kalbinde sakla âleme şây eğleme (eyleme)
Cefâ ise yeter oldu bağrımızı hûn eğleme
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim
İki elime daşlar alup derdli sînemi deldiğim
Söylemeğe yüzüm varmaz odur boynum aldığım
Bu cihan bâkıy değildür ölüm vardır sevdiğim
İncinüp küsme ağa yolum sakın âhımdan benim
Der Seyyâhî zahmı kara iki dinli bî-vefâ
Hancarın eline almış cana kıyar ol cefâ
Sen benim cok sevdiğimsm iki gözüm Mustafa
İncinüp küsme ağa yollum sakın âhımdan benim (Elçin 1988: 130)
Koşma
Girid'te olan kulun hâlin aman
Lûtfundan sual ider bil pâdişâhım
Hudâ'ya kalmıştır işimiz heman
Gayet mükedderdir hâl bil pâdişâhım
Ceyhun olup akar çeşmimiz seli
Esti başımıza belânın seli
Bunca yıl bekleriz girdâb-ı gamı
Hayal oldu vatan il pâdişâhım
Cüdâ düştük eşle dostla elinden
Doludur gözlerim kanlı yaşımdan
Uğruna geçtik can ile baştan
Emrine muti'dir kul pâdişâhım
Yüzler sürmedik ol hâk-i pâye
Gitti elimizde olan sermâye
Boynumuz eğüp bakarız deryâya
Âhır vermez gibi yol Pâdişâhım
Der Seyyâhî hasbihâlini söyle
Hasret kıyâmete kalır mı böyle
Girdabta esir olduk terahhum eyle
Esîrine merhamet kıl pâdişâhım (Elçin 1988: 131)
Koşma
Yâ İlâhî donanmayı sal bize
İki gözlerimiz yollarda kaldı
Bizim ahvâlimiz ma'lûmdur size
Asâkîr-i İslâm girdapta kaldı
Kalbimizde imân Hakk-ı din iken
Gâzileriz ellerimiz kan iken
Sultânım sen Rabb-el-âlemîn iken
Şimdi hâcetimiz kullarda kaldı
Herkes mekânlı mekâna irişür
Hasretler birbirine görüşür
Essin bâd-ı sabâ birazcık koştur
Umut umudumuz yollarda kaldı
Seyyâhî'nin artar mâtemi zârı
İlâhî sen yarattın kamu nâsı
Çatladı eğninden gitti libâsı
Ten kafesinde salt bir canı kaldı (Elçin 1988: 132)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FEYZÎ, Hasan Efendi | d. ? - ö. 1695-6 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | EYÜP SARIOĞLU | d. 1941 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçın | d. 1908 - ö. 18.12.1994 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | FEYZÎ, Hasan Efendi | d. ? - ö. 1695-6 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | EYÜP SARIOĞLU | d. 1941 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçın | d. 1908 - ö. 18.12.1994 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FEYZÎ, Hasan Efendi | d. ? - ö. 1695-6 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | EYÜP SARIOĞLU | d. 1941 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçın | d. 1908 - ö. 18.12.1994 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | FEYZÎ, Hasan Efendi | d. ? - ö. 1695-6 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | EYÜP SARIOĞLU | d. 1941 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçın | d. 1908 - ö. 18.12.1994 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | FEYZÎ, Hasan Efendi | d. ? - ö. 1695-6 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | EYÜP SARIOĞLU | d. 1941 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | MİSRİ/SEYİT/BİÇARE SEYİT, Seyit Yalçın | d. 1908 - ö. 18.12.1994 | Madde Adı | Görüntüle |