Madde Detay

Kilis’te doğan Hüseyin Toprak, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Lise ikinci sınıfta eğitimini yarıda bırakarak bir dönem vekil öğretmenlik yapan sanatçı, 1961 yılından itibaren gazeteciliğe yöneldi. Sonraları Gaziantep SSK Hastanesinde göreve başladı ve emekli olduğu 1983 yılına kadar burada çalışmaya devam etti. Memuriyetinin yanı sıra gazetecilikten kopmayan yazar, çeşitli yerel gazete ve televizyon programlarında genel yayın yönetmenliği görevlerini üstlendi. İki dönem Gaziantep Gazeteciler Cemiyetinin, dört dönem de Güney İlleri Gazeteciler Cemiyetinin yönetim kurulu üyeliklerinde bulundu. Yaklaşık 5 yıl yayınlanan ve genel yayın yönetmenliğini yaptığı Yorum Dergisi yayın hayatına son verdikten sonra Ayıntap Kültür-Sanat-Edebiyat Dergisi’ni çıkarmaya başladı. Evli ve iki çocuk sahibi olan Toprak, halen Güney İlleri Gazeteciler Cemiyetinin başkanlık görevini sürdürmekte ve Gaziantep’te yayımlanan Telgraf gazetesinde günlük köşe yazıları yazmaktadır.

Şiirleri, araştırmaları ve gündeme dair düşünce yazıları, Gaziantep ve Kilis başta olmak üzere yurdun çeşitli bölgelerindeki dergi ve gazetelerde yayımlanan sanatçının şimdiye kadar yayınlanmış iki adet şiir kitabı bulunmaktadır. Birbirlerinin devamı olarak gördüğü bu eserlerinde bireyden evrensele açılan bir duygu ve düşünce yelpazesine sahiptir. Herkesin bir şiiri olduğu fikrine sahip olan yazar, şiirin bir emek işi olduğu fikrini savunur. Toprak’a göre her alt alta yazılmış, birbiriyle kafiyeli söz şiir olmayacağı gibi sadece duygu aktarımı yapan, aşkı, özlemi, serzenişi anlatan ama insanlığa hizmet edecek mesajı olmayan dizeler de şiir değeri taşımamaktadır.

Toprak, şiirlerinde metafizik sorgulamalara sıklıkla yer verir. Zaman-mekân ikiliğinden yararlanarak çeşitli nostaljik atmosferleri kurgular. Kuru bir kaybedilmişlik, bırakılmışlık hissi vermek yerine içinde bulunduğu kaotik durumdan çıkış yollarını, kendince çözüm önerilerini arar ve okuyucuya da bunları şiirin melodik düzleminde sunar. Şiirin pek çok formundan yararlanan sanatçının dili arı ve durudur. Orijinal benzetmelerle anlatımını zenginleştirir. Ödeşmem Seninle Ey Yaşamak eserinde hayata, zamana (özellikle geçmişe) ve çağın gerçeklerine dair mesajlarını şiirleştirirken; Yok Artık Aşk Makamı’nda kendinden hareketle insanlığa seslenir. Bu yaklaşımın sanatçının yaşanmışlıklarıyla tutarlı ve paralel olduğu sezilmektedir.

Yazın hayatına devam eden sanatçının çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayınlanan makalelerinde ise gündelik sanatsal ve siyasî olaylara dair düşünceleri yer almaktadır.