Madde Detay

Filibe kökenli bir ailenin çocuğu olarak Eskişehir’de doğdu. Yunus Emre ve Dumlupınar İlköğretim Okullarında okuduktan sonra Galatasaray Lisesine girer. Lise yıllarında şiir yazmanın yanı sıra "Kumdan Kaleler" adlı bir rock grubu kurarak besteler yapmaya başlar. 1996'da "Denize Doğru" adlı albümlerini çıkaran grubuyla beraber “Galatasaray Lisesi Orkestrası” olarak Hürriyet Altın Mikrofon Yarışmasında İstanbul birincisi ve Türkiye üçüncüsü olur. Müziğe olan ilginin yanı sıra sinemaya da meraklı olan Kiremitçi daha sonra Mimar Sinan Üniversitesinde Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümünü bitirir. Ancak bu ilgisi müziğe ve edebiyata daha çok yoğunlaşması nedeniyle okulu bitirdiğin anda sonlanır. 1997’de Erguvan Balkan Şiir Ödülü’nü Boşnak şair İzzet Sarayliç ile paylaşır. 2009'da Bulgaristan’ın Sofya şehrinin dışında bir kasabaya gider ve orada Doğu öğretileriyle tanışır. Orada tanıştığı Doğu öğretilerinin kendisine iç dengeyi buldurduğunu düşünmektedir. Dört yıl Bulgaristan’da kalan Kiremitçi, 2012’de İstanbul’a döndüğünde kendi deyimiyle “farklı bir vizyon”a sahip olur. Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaparken birdenbire bu işten vazgeçmesi gerektiğini fark eder. Bunun yerine makale yazmanın ya da siyasetle uğraşmanın kendisine daha uygun olduğunu düşünmeye başlar. Üç kez evlenip boşanan yazar, romanlarından şarkı sözlerine kadar uzanan yapıtlarına kadınlarla ilgili imgeleri en ince detaylarına kadar yerleştirir. Tuna Kiremitçi hâlen İstanbul’da roman yazmanın yanı sıra yaptığı bestelerle ve çıktığı konserlerle yaşamını sürdürmektedir.

Dokuz romanı on iki farklı dile çevrilmiş olan Tuna Kiremitçi’nin edebiyat hayatına girişi, Galatasaray Lisesinde okurken Varlık dergisine gönderdiği şiirleriyle başlar. 1990 yılında ilk şiir kitabı olan Ayabakanlar ile Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’nü kazanır. Lisedeyken kurduğu rock grubunun çalışmaları arasında 1998’de ise ikinci şiir kitabı olan Akademi’yi yayımlar. Şiir yazmayı, meditasyon yapmaya benzeten Kiremitçi’ye göre şiir yazmak, dünyaya bir çocuğun gözlerinden bakmak gibidir. Şiirde bu kadar başarılı olmasına ve ödüller almasına rağmen asıl şöhretini sanatçıya kazandıran, 2002’de yayımladığı, zaman ve mekân ulamlarında yaptığı geçişlerle okuyucunun zihninde tamamlayacağı boşluklar bırakan ilk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden’dir. 2003 yılında başkişi Memet’in iç bunalımlarını akıcı bir dille anlatan Bu İşte Bir Yalnızlık Var romanı yayımlanır. İki yıl geçtikten sonra 2005’te, “yol” yapay göstergesi üzerinden hayat maratonunu çağrıştırdığı Yolda Üç Kişi ve aşkla cinselliğin ayrımına dikkati çeken A.Ş.K Neyin Kısaltması adlı romanlarını piyasaya sürer. Bunların yanı sıra aynı yıl şiirleriyle bazı şarkı sözlerini derlediği Bazı Şiirler Bazı Şarkılar’ı da okuyucuyla buluşturur. 2007’de yaşlı bir kadın olan Rosella ile genç Pelin’in bir Orta Avrupa kentinde karşılaşmalarıyla başlayan sohbeti anlatan Dualar Kalıcıdır ve Bir Uyumsuz Bulut, 2009’da Küçüğe Bir Dondurma adlı romanları yayımlanır. Aradan iki yıl geçtiğinde 2011’de ise sevgiliyi beklemeyi yüreğin içine doğru akan bir zamanla eş tutan Hepimiz Birilerinin Eski Sevgilisiyiz ve başkişi rockstar Atilla’nın Fikriye ve Latife arasındaki benzerlikte yaşadığı gelgitleri akıcı bir dille anlatan Selanik’te Sonbahar adlı romanlarını okuyucusuyla buluşturur. Kiremitçi’nin romanlarının başlıklarına dikkati çeken bir incelemesindeki ifadelerine dayanılarak, Doğan’a göre (2017: 124) Selanik’te Sonbahar, roman kişisi Atilla’nın gitarıyla çalıp söylediği şarkının adı olması yönüyle göstergesel bir konumda yer alır ve olay kişilerinin çoğunun Selanik’le bağlantısının olması da eserin adı ile tematik yapının uyumunu gösterir. Neredeyse her yıl iki roman yazan Kiremitçi, 2012 yılında akıcı dili ile bir çırpıda okunan romanları arasında yer alan Gönül Meseleleri ve Kar İzleri Örttü romanlarıyla kendinden oldukça söz ettirir. Çocukların ahlaki kazanımlarını kıskançlığın yanlışlığı, cesaretin gerekliliği, dürüstlüğün önemi gibi konularla destekleyen yazar 2013’te bir çocuk kitabı olan Güneş’i Kıskandıran Kız adlı kısa romanını yayımlar. Sonraki yıl ise Sonun Geldi Sevgilim ile okuyucusuyla buluşur. 2015’te mizah ve polisiyenin karışımı olan Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları romanını kaleme alır. Burada doğulu kahraman figürünü öne çıkararak, batılıların hoşuna gidecek bir roman yazmayı amaçladığını söyler. Ayşe Arman’la gerçekleştirdiği bir röportajında romanın “batı icadı” olduğunu kabul ettiğini söyleyerek batı icadı olan romanla ilgilenmeyi deplasmanda oynamaya benzetir. Kiremitçi’ye göre dünyaya roman aracılığıyla seslenilmek istenirse mutlaka batının belirlediği kurallarla oynanmalıdır ve felsefe yapmaktan kaçınılmalıdır. Bu noktada folklorik olanın önemini vurgulayan yazara göre, eserlerine bu imgeleri yerleştirmek oldukça önemlidir. Yazarın dili, bütün romanlarında akıcı ve sadedir. Zaman ve mekân ulamlarında yaptığı sıçramalarla romanlarının kurgusunu göstergesel roman kişileriyle desteklediği görülür. Tuna Kiremitçi’nin sanatı, yazdıkları ve söyledikleri arasında ilerler. Örneğin; Çınar’ın (https://www.superhaber.tv/yazmaktan-hoslanan-bir-muzisyenim-haber-40136 erişim 21.05.2018) bir röportajında, kendini “yazmaktan hoşlanan bir müzisyen” olarak tanımlar. Romanlarının sonuncusu ise 2016’da yayımladığı çocuk yaşta oyunculuk yapmaya başlayan Sitare’nin aşk bunalımlarını konu edinen Kendi Seven Ağlamaz’dır. Sanat hayatı, sinema-televizyon mezunu olmasına rağmen edebiyat ve müzik arasında gelişen yazarın dağılan rock grubundan bağımsız olarak çıkardığı "İstanbul Köleleri", "Kendi Halinde" ile "Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları" adlı albümleri de vardır.