YAMANÎ/ SİNAN, Mürsel Sinan Uğursu

(d. 05.03.1956 / ö. -)
âşık, bağlama eğitmeni
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mürsel Sinan Uğursu olan Âşık Sinanoğlu, Kars'ın Dikme köyünde 5 Mart 1956 tarihinde dünyaya gelmiştir (Gelekçi 2007: 55). Mürsel Sinan’ın ailesi I. Dünya Savaşı sırasında Rusların Kafkaslarda yaptığı katliamlara dayanamaz ve 1921'de Tiflis’in Karaiseli Köyünden Kars’a göç eder ve Dikme köyüne yerleşir. Babası Asker Bey olup dört kardeşin sonuncusudur. Marangoz ve demirci ustası olan Asker Bey, amcasının kızı Yeter Hanımla evlenir ve bu evlilikten sekiz çocuğu dünyaya gelir. Asker Bey, 2003’te İstanbul’da vefat etmiştir. Âşık Mürsel Sinan ise sekiz çocuktan dördüncüsüdür. Dört erkek üç kız kardeşi vardır. Kardeşlerinin isimleri Veysel, Gülevatın, Rukiye, Mustafa, Kemal, Yaşar, Ayten'dir (Dağ 2011: 415-416). Âşık Mürsel Sinan’ın çocukluğu genellikle Dikme ve Çerme Köyleri'nde geçmiştir. Koyun kuzu güder, tarlada, bağ bahçe işlerinde çalışır (Gelekçi 2007: 65). İlkokulu 1963-1968 yıllarında yaşadıkları Çerme köyünde okur, daha sonra Dikme köyüne tekrar geri gelir. Ortaokulu dışarıdan bitirir. 1976’da vatani görevini yapmak için askere gitmiş, hem acemi birliğini hem de usta birliğini Hatay’da yapar. Askerlikten sonra kendisi gibi Terekeme olan Perihan Hanım ile 1978'de evlenir ve İstanbul’a yerleşir. Âşık Mürsel Sinan’ın Barış adında bir oğlu ve Belgin ile Bilge adında iki kızı vardır. Çocukları üniversite eğitimi alır. Kendisi halk müziği kurslarına katılır. Arif Sağ Müzik Okulunda bağlama ve nota dersleri alır. Hâlen İstanbul Zeytinburnu Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici müzik eğitmeni olarak bağlama kursu vermektedir (Dağ 2011: 417).

Mürsel Sinan, küçük yaştan itibaren saz çalmaya heves eder. Ağabeyi Veysel’in saz çalması üzerine saza olan ilgisi artar. Köyde küçük yaşlardan itibaren saz çalmayı ağabeyinden öğrenir. Babası Asker Bey tarafından yapılan tek telli sazla, saz çalmaya başlayan Âşık Mürsel zamanla sazının ehli olmuştur. İlkokul yıllarında saz çalıp türkü söyler. Saz çalmaktaki ve türkü söylemekteki başarısı onu okul içinde ve dışında önemli bir noktaya getirir. Mürsel Sinan, on bir yaşındayken köyündeki bir düğüne Âşık Laçin Aladağlı ve başka âşıklar gelmiştir. Âşıklar düğün evinde çalıp söylerken orada bulunanlar Mürsel Bey'in de çok iyi saz çalıp güzel bir sesi olduğunu söylerler. Mürsel, parmaklarındaki ve dilindeki mahareti göstermeye başlar ve oradaki âşıkların takdirini kazanır. Orada bulunan âşıklar onu Kars’a davet ederler. O günden sonra Kars’a gitmeyi kafasına koyan Âşık Mürsel, bir gün babası Asker Bey ile beraber Kars’a gider (Dağ 2011: 417). Babası oğlunun saçını kestirmek için onu bir berbere götürür ve orada berber bir türkü okur. Ancak türkünün bir kısmını yanlış söyleyince Mürsel Sinan itiraz eder. Bu itiraz üstüne berber doğrusunu biliyorsan sen söyle der ve Mürsel Sinan türküyü söyler. Yamanî'nin sesi o kadar etkileyicidir ki kahvenin içindeki halk, hayranlığını gizleyemez. Mürsel Bey’deki yeteneğin yabana atılmasını istemeyen berber, âşığın babasını ikna eder ve onu Âşıklar Kahvesine gönderir. Kahvenin sahibi Mürsel Sinan'a sahip çıkar ve dinleyici karşısına çıkmasını, kendi kahvesinde saz çalıp söylemesini ister; âşığın kahvede yatıp kalması için onun maddi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Mürsel Sinan bir akşam kahvede çalıp söylerken Murat Çobanoğlu gelir. Çobanoğlu ile tanışan âşık, onun desteğini alır. Çobanoğlu kendisine ezberlemesi için şiirler getirir. Âşıklar Kahvesi artık onun okulu olur. Murat Çobanoğlu onun âşıklık yolundaki ilerlemesini adım adım izler ve onu evine götürür. Çobanoğlu’nun eşi Yıldız Hanım, Mürsel Sinan'a kendi evladı gibi bakar. Çobanoğlu, Mürsel Sinan’ı gittiği her yere götürür ve saz çalmasındaki, türkü okumasındaki hünerini herkese göstermeye çalışır. Yamanî, artık ustasıyla beraber düğünlere, bayramlara, yarışmalara iştirak eder. Çobanoğlu ile birlikte ilk kez Âşıklar Bayramına katılır. 1973’te Konya Âşıklar Bayramına katılan Âşık Mürsel, ilk başarısını burada “Atışma" dalında kazanır ve Gevherî Ödülünü alır. Âşık Mürsel’in saz ve söz söyleme yeteneğine sahip olması askerliğini yaptığı Hatay’da çavuşları tarafından fark edilir ve Bando Bölüğüne alınır. Yamanî, Bando Bölüğünde başka saz aletlerini de çalmayı öğrenir. Âşık Mürsel Sinan, yurt dışına ilk kez 1991’de çıkmış ve Almanya’ya gitmiş, burada "Cumhuriyet Âşıkları” kutlamalarına katılır. Kültür Bakanlığı’nın 1974’te düzenlediği Antalya Film Festivali kapsamında düzenlenen Âşıklar Şöleni’nde Âşık Mürsel Sinan’a, Tahir Kutsi Makal tarafından “Ustalık Beratı” olarak özel işlemeli bir saz armağan edilmiştir. Mürsel Sinan, Şahin Karaşahin’den (radyo sanatçısı) nota dersleri alır (Dağ 2011: 418). Âşık Mürsel Sinan'a ‘Mürsel’ adını, babası Asker Bey vermiştir. Mürsel Bey’in ilk mahlası ”Yamanî” dir. Bu mahlas kendisine ustası Murat Çobanoğlu tarafından verilmiştir. Âşık Mürsel ise daha sonra çevresindeki âşıklarla istişare ederek “Sinan” mahlasını alır. Bu mahlas, ustası Çobanoğlu tarafından da uygun görülmüştür. Daha sonraki zamanlarda Mürsel Sinan’ı mahlas olarak kullanır. Mektuplarda ve seyahatlerde sorun yaşayınca mahkemeye başvurmuş ve Sinan mahlasını mahkeme kararıyla kimliğine ekletir. Âşık Mürsel’in çoğu kaynaklarda mahlası “Sinanoğlu” diye geçer. Genellikle Mürsel Sinan mahlasını şiirlerinde kullanan âşık, bazı şiirlerinde sadece “Sinan” mahlasını kullanır (Dağ 2011: 420). Mürsel Sinan âşıklık geleneğindeki rüya olayını yaşamış badeli bir âşık olup gördüğü rüyayı şöyle anlatır: “Bir kış günü Kars’ın merkez köylerinden Akkom’da bir düğündeyiz. On beş, on altı yaşlarındayım. Çaldık, söyledik ve çok yoruldum. O gece düğün evinde yattık, uyuduk. Rüyayı o zaman gördüm: Bir mecliste söylüyorum. Yaşlı, saçlı, sakallı kişiler beni hayranlıkla dinliyor. Ben son derece aşkla söylüyorum. Terlemişim, bir yaşlı adam elinde bir bardak şerbet,‘oğlum sen çok yoruldun al bunu iç, otur dinlen, sonra söylersin’ dedi. Ben, hayır türküyü bitireyim sonra içerim dedim; ama adam, ‘ Allah aşkına iç şunu, gene söyle.’dedi. İçtim, çok lezzetliydi. Daha bir coşkuyla söyledim, sesim daha da açıldı ve uyandım, rüyadaymışım.” (Dağ 2011: 421).

Mürsel Sinan, şiirlerinde diğer kafiye çeşitlerini kullanmakla beraber genellikle yarım kafiye kullanmıştır. Ancak Mürsel Sinan’da bunun dışında, tam ve zengin kafiyelerin yanında tunç ve cinaslı kafiyelere de rastlanır. Mürsel Sinan, şiirlerini genellikle hece ölçüsüyle söylemiştir. Şiirleri genelde dörtlüklerle kurulmuştur. Birkaç şiirinde beyit (ikili) tarzını kullanmıştır. Bazı şiirleri beşer mısradan oluşmaktadır. Ayrıca 8 mısra olan sicilleme tarzı şiirler de yazmıştır. Mürsel Sinan’ın şiirleri ölçü bakımından kusursuzdur. Şiirlerinde artık ve eksik heceye rastlanmaz. Terekeme ağzının, Kars ağzının ve Azerbaycan Türkçesi’nin özellikleri görülür. Şiirlerinin bir kısmında yerel ağız özelliklerini kullanırken genellikle Türkiye Türkçesini kullanmıştır. Yerel dil özelliklerini, mahallî söyleyişleri halk arasında yaygın olan dil üslubunu şiirlerinde kullanmıştır. Âşık Mürsel Sinan, şiirlerinde beşeri aşk, ilahi aşk, birlik beraberlik, insan sevgisi gibi birçok konuya yer vermiştir (Dağ 2011: 432- 434).

Kaynakça

Bolçay, Ezgi (2012). Kars'ta Âşıklık Geleneği ve Karslı Âşık Maksut Koca'nın Hayatı, Sanatı ve Şiirleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Dağ, Edibe (2011). "Âşık Mürsel Sinan Uğursu Hayatı Sanatı Şiirleri", Kars Âşıklarının Hayatları, Sanatları ve Şiirlerinden Örnekler. Ed. Kürşat Öncül. Kars: Kafkas Üniversitesi Türk Halkbilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yay. 415- 445.

Gelekçi, Seyfettin (2007). Âşık Mürsel Sinan (Hayatı-Sanatı-Eserleri). Yüksek Lisans Tezi. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. KÜRŞAT ÖNCÜL
Yayın Tarihi: 06.01.2019
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1NAZAROĞLU/ABBAS, Abbas Nazaroğlud. 1873 - ö. 23.03.1950Doğum YeriGörüntüle
2Yavuz Bildikd. 1952 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Tayfun Talipoğlud. 01 Ocak 1962 - ö. 21 Mart 2017Doğum YeriGörüntüle
4NAZAROĞLU/ABBAS, Abbas Nazaroğlud. 1873 - ö. 23.03.1950Doğum YılıGörüntüle
5Yavuz Bildikd. 1952 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Tayfun Talipoğlud. 01 Ocak 1962 - ö. 21 Mart 2017Doğum YılıGörüntüle
7NAZAROĞLU/ABBAS, Abbas Nazaroğlud. 1873 - ö. 23.03.1950MeslekGörüntüle
8Yavuz Bildikd. 1952 - ö. ?MeslekGörüntüle
9Tayfun Talipoğlud. 01 Ocak 1962 - ö. 21 Mart 2017MeslekGörüntüle
10NAZAROĞLU/ABBAS, Abbas Nazaroğlud. 1873 - ö. 23.03.1950Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Yavuz Bildikd. 1952 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Tayfun Talipoğlud. 01 Ocak 1962 - ö. 21 Mart 2017Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13NAZAROĞLU/ABBAS, Abbas Nazaroğlud. 1873 - ö. 23.03.1950Madde AdıGörüntüle
14Yavuz Bildikd. 1952 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15Tayfun Talipoğlud. 01 Ocak 1962 - ö. 21 Mart 2017Madde AdıGörüntüle