Madde Detay
ZEYNÎ/ŞÂHÎ, Okçu-zâde Nişancı Mehmed Paşa
(d. 970/1562-63 - ö. 1039/1629-30)
münşi, divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
970’te/1562-63 İstanbul'da doğdu. Reisülküttaplık, başdefterdarlık, Kıbrıs ve Halep beylerbeyliği yapan Okçu-zâde Mehmed Paşa'nın oğludur. Küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim aldı (Atayi II, 1989:730). 988’de /1580 Şeyhülislam Ma’lûl-zâde Mehmed Efendi'den mülazım oldu. Aynı yıl Divan-ı Hümayun kâtipliğine atandı. 1004’te /1596 sadrazam olan Damad İbrahim Paşa'nın baştezkirecisi oldu, vefatına kadar onun himayesinde kaldı. 1005 Rebiülevvel’inde / Kasım 1596 reisülküttaplığa getirildiyse de bir ay sonra azledildi; ardından tekrar aynı göreve getirildi. 1006 Safer’inde /Eylül 1597 defter emini oldu. İki ay sonra azledildi ve sefer kâtipleri arasına dâhil edildi. 28 Şevval 1007’de / 24 Mayıs 1599 nişancılığa tayin edildi ve sefere gitmekle görevlendirildi. 1008 Şaban’ında / Şubat 1600 nişancılıktan alındı. 20 Ramazan 1008’de /4 Nisan 1600 aynı göreve getirildi, bu görevi dört ay kadar sürdü. 1013 Şaban’ında /Ocak 1605 Mısır defterdarı olarak Kahire'ye gitti. Görevden alınınca Mısır'da salyaneli sancak beyliklerinden biri kendisine verildi. 1016 Zilhicce’sinde /Mart-Nisan 1608 salyaneli beylikler kaldırıldığı için 1017’de /1608 İstanbul’a döndü. Uzun süre önemli bir görevde bulunmadı. 1029’da /1620 defter eminliğine atandı, II. Osman’ın Lehistan seferi sırasında 4 Cemâziyelâhir 1030’da /26 Nisan 1621 yeniden nişancılığa getirildi, üç ay sonra azledildi. I. Mustafa’nın saltanatı zamanında (1622-1623) bir yıl daha nişancılık görevini üstlendi. 1033’te /1623-24 emekli edildi. 1039’da /1629-30 vefat etti. Kabri, Sümbül Efendi civarında Ekmekçioğlu dairesindedir (Kurnaz 2001: II/479).
Vefatına kadar pek çok kez azledilen Okçu-zâde’nin uzun azil yılları Hoca Sâdeddin’in oğullarının şeyhülislâmlık dönemlerine rastlar. Okçu-zâde’nin, Hoca Sâdeddin’in ailesinin hasımlarıyla olan münasebeti buna gerekçe gösterilir (Woodhead 2007:336).
Münşi olarak şöhret bulan Okçu-zâde’nin mektuplarının çoğu Şeyhülislâm Yahya Efendi için derlenen Münşeat Mecmuası içerisinde yer almaktadır. Bazı kanunnâme mecmualarında Okçu-zâde tarafından tamamlanmış olduğunu belirten notlar bulunmakta bazıları da doğrudan kendisine atfedilmektedir (Woodhead 2007:336).
Ahsenü’l-Hadîs
Ağır bir dille yazılmış olan eser, manzum tasavvufi şerhler ve hikâyelerle zenginleştirilmiş kırk hadis tercümesidir. Birçok yazması bulunan eser 1313’te İstanbul’da basılmış, ayrıca manzum kısmı kırk ayet tercümesiyle birlikte En-nazmü’l-mübîn fî âyâti’l-erbaîn ve ahsenü’l-hadîs fi’l-ehâdîsi’l-erbaîn adıyla yayımlanmıştır (Woodhead 2007:336).
En-Nazmü’l-Mübîn fî Âyâti’l-Erbaîn
Ahsenü’l-Hadîs’ten sonra yazılan bu eser, manzum bir kırk ayet tercümesi ve bu ayetlerin mensur şerhidir. Çeşitli konularla ilgili kırk ayet, kıta nazım biçimiyle ilk üç mısrada tercüme edilmiş ve son mısrada ayetin metni verilmiştir. Daha sonra ayetin tefsir ve şerhi yapılmıştır. Eser, Mekteb-i Sultânî Arapça muallimlerinden Hafız Refi‘ tarafından sadece manzum kısmı alınarak Ahsenü’l-Hadis’in manzum kısmıyla birlikte yayınlanmıştır (Yıldız 2003:120).
Tercüme-i Tuhfetü’s-Salât li’l-Kâşifî
Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin Tuhfetü’s-salât ismindeki eserinin 1021 /1612 yılında tamamlanmış çevirisidir (Woodhead 2007:336).
el-Makâmu Mahmûd
Hadis ilmiyle ilgili Arapça bir eserdir.
Münşeâtü’l-İnşâ
1038 /1629 yılı civarında yazılan eser, 12’si resmî seksen civarında mektuptan oluşmaktadır. Resmî yazışmalar, İran Şahı Abbas’a gönderilen I. Mustafa ve IV. Murad’ın cülûslarına dair mektuplardır. Eserin önemli özelliklerinden biri de Okçu-zâde ile ilgili otobiyografik bilgi içermesinin yanı sıra müellifin dönemin uygulamalarıyla ilgili görüşlerine yer vermesi ve Hasancan-zâdeler diye de anılan Hoca-zâde ailesinin siyasi işlere karışmasını eleştirmesidir (Woodhead 2007:336).
İlim ve fazilet sahibi; şair, münşi, âlim ve edip (İpşirli 1999:848; Akbayar : IV/1079) bir kişi olan iyi derecede Arapça ve Farsça bilen Okçu-zâde, döneminin önde gelen münşilerinden biriydi. İlk şiirlerinde “Zeynî” mahlasını kullanan şair, ardından yaygın olan bu mahlası bırakıp “Şâhî” mahlasını seçti (Müstakim-zâde 2000:123). Tuhfe-i Hattâtîn’de (1928:445) divan sahibi olduğundan bahsedilse de divanı tespit edilemeyen şairin kimi şiirleri tezkirelerde ve mecmualarda yer almaktadır.
Kaynakça
Akbayar, Nuri S. Ali Kahraman (1996). Mehmed Süreyya Sicill-i Osmânî. IV. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Eyduran, Aysun Sungurhan (2008). Beyânî Tezkiretü’ş-şuarâ. KTB Yay. (e-kitap) http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10733. metinpdf.pdf?0. (E.T: 26.02.2014)
İpşirli, Mehmet (1999). Selanikî Mustafa Efendi. Tarih-i Selânikî (10003-1008/1595-1600). II. 2. baskı. Ankara: TTK Yay.
Karahan, Abdülkadir (1954). İslâm-Türk Edebiyatında Kırk Hadis. İstanbul: İstanbul: İÜ Edebiyat Fakültesi Yay.
Kâtib Çelebi (1287). Fezleke. II. İstanbul.
Kayabaşı, Bekir (1997). Kaf-zâde Fâ’izî’nin Zübdetü’l-eş’âr’ı. Doktora Tezi Malatya: İnönü Ünv.
Kurnaz, Cemal ve M. Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.
Müstakimzâde Süleyman Sa‘deddin (2000). Mecelletü’n-Nisâb. (Tıpkıbasım). Ankara: KBY.
Nev'i-zâde Atâyî (1989). Hadâiku’l-Hakâik fî-Tekmileti’ş-Şakâik (hzl. Abdülkadir Özcan). İstanbul: Çağrı Yay.
Okçu-zâde Mehmed Şâhî. Münşeâtü’l-inşâ. Milli Ktp. 06 Mil Yz B224. yk. 1b-8b
Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri “Vakâyiü’l-Fuzalâ”. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay.
Sevgi, Ahmet (1994). “Okçuzade’nin Manzum Kırk Ayet Tercümesi”. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. S. 1. 145-155.
Şemseddin Sami (1996). Kâmûsu’l-Âlâm. (tıpkıbasım). IV. Ankara: Kaşgar Neşriyat.
Woodhead, Christine (1988). “Ottoman Inşa and the Art of letter-Writing: Influences upon the Career of the Nişancı and Prose Stylist Okçuzade (d. 1630)”. OA. VII-VIII. 143-159.
Woodhead, Christine (2007).”Okçuzâde Mehmed Şâhî”. TDV İslam Ansiklopedisi.33. İstanbul: TDV Yay. 335-336.
Yavuz, A. Fikri-İsmail Özen (1972). Bursalı Mehmed Tahir. Osmanlı Müellifleri. II. İstanbul: Meral Yay.
Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII): 91-124.
Yücer, H. Mahmut; Ruzî Mehmed (çev.) (2006) El-Makâmu’l-Mahmûd Okçuzâde Mehmed Şâhî Bey. İstanbul: Darülhadis Derneği.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. BAHİR SELÇUKYayın Tarihi: 11.03.2014Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Şiirlerinden
Berg-i gül ‘ârız-ı dildâra dime oldı nazîr
Ter düşüp çünki ruh-ı âli olur reng-pezîr
Gör du’â-yı kadehi niçe mücerrebdür kim
Ne kadar serd ise dil-berlere eyler te’sîr
(Kurnaz, Cemal ve M. Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay. 479)
Benden ırag olursa ‘aceb mi o meh-cebîn
Şakk itdi kulı olduguma gelmedi yakîn
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Dimiş pây-ı rakîbi bend idüp cevr eylerüm ammâ
Dil-i dîvâna kat’en i’timâd itmez o pâ-bende
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Makbûl olur egerçi güzellerde hüsn ü ân
Ammâ ne ân ki bâ’is-i cevr ola her zamân
(Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri “Vakâyiü’l-Fuzalâ”. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay. 731)
Dil-i câhilde olmaz nûr-ı irfan
Kî nâ-dânın olur kalbi de nâ-dân
(Yavuz, A. Fikri-İsmail Özen (1972). Bursalı Mehmed Tahir. Osmanlı Müellifleri. II. İstanbul: Meral Yay. 293)
Ahsenü’l-Hadîs’ten
Pederün emrine itâ‘at kıl
Tâ ki cennetde olasın hâlid
Bu hadîsi buyurdı Fahr-i cihân
Tâ‘atu’llâhi tâ‘atü’l-vâlid
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):131)
‘Âkil oldur ki dâr-ı dünyâda
Âhiret fikrin eyleye bi’z-zât
Ki Rasûl-i Hudâ buyurmışdur
Eksirû zikre hâzimi’l-lezzât
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):132)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 11.03.2014Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Şiirlerinden
Berg-i gül ‘ârız-ı dildâra dime oldı nazîr
Ter düşüp çünki ruh-ı âli olur reng-pezîr
Gör du’â-yı kadehi niçe mücerrebdür kim
Ne kadar serd ise dil-berlere eyler te’sîr
(Kurnaz, Cemal ve M. Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay. 479)
Benden ırag olursa ‘aceb mi o meh-cebîn
Şakk itdi kulı olduguma gelmedi yakîn
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Dimiş pây-ı rakîbi bend idüp cevr eylerüm ammâ
Dil-i dîvâna kat’en i’timâd itmez o pâ-bende
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Makbûl olur egerçi güzellerde hüsn ü ân
Ammâ ne ân ki bâ’is-i cevr ola her zamân
(Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri “Vakâyiü’l-Fuzalâ”. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay. 731)
Dil-i câhilde olmaz nûr-ı irfan
Kî nâ-dânın olur kalbi de nâ-dân
(Yavuz, A. Fikri-İsmail Özen (1972). Bursalı Mehmed Tahir. Osmanlı Müellifleri. II. İstanbul: Meral Yay. 293)
Ahsenü’l-Hadîs’ten
Pederün emrine itâ‘at kıl
Tâ ki cennetde olasın hâlid
Bu hadîsi buyurdı Fahr-i cihân
Tâ‘atu’llâhi tâ‘atü’l-vâlid
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):131)
‘Âkil oldur ki dâr-ı dünyâda
Âhiret fikrin eyleye bi’z-zât
Ki Rasûl-i Hudâ buyurmışdur
Eksirû zikre hâzimi’l-lezzât
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):132)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020Eserlerinden Örnekler
Şiirlerinden
Berg-i gül ‘ârız-ı dildâra dime oldı nazîr
Ter düşüp çünki ruh-ı âli olur reng-pezîr
Gör du’â-yı kadehi niçe mücerrebdür kim
Ne kadar serd ise dil-berlere eyler te’sîr
(Kurnaz, Cemal ve M. Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay. 479)
Benden ırag olursa ‘aceb mi o meh-cebîn
Şakk itdi kulı olduguma gelmedi yakîn
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Dimiş pây-ı rakîbi bend idüp cevr eylerüm ammâ
Dil-i dîvâna kat’en i’timâd itmez o pâ-bende
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Makbûl olur egerçi güzellerde hüsn ü ân
Ammâ ne ân ki bâ’is-i cevr ola her zamân
(Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri “Vakâyiü’l-Fuzalâ”. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay. 731)
Dil-i câhilde olmaz nûr-ı irfan
Kî nâ-dânın olur kalbi de nâ-dân
(Yavuz, A. Fikri-İsmail Özen (1972). Bursalı Mehmed Tahir. Osmanlı Müellifleri. II. İstanbul: Meral Yay. 293)
Ahsenü’l-Hadîs’ten
Pederün emrine itâ‘at kıl
Tâ ki cennetde olasın hâlid
Bu hadîsi buyurdı Fahr-i cihân
Tâ‘atu’llâhi tâ‘atü’l-vâlid
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):131)
‘Âkil oldur ki dâr-ı dünyâda
Âhiret fikrin eyleye bi’z-zât
Ki Rasûl-i Hudâ buyurmışdur
Eksirû zikre hâzimi’l-lezzât
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):132)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Şiirlerinden
Berg-i gül ‘ârız-ı dildâra dime oldı nazîr
Ter düşüp çünki ruh-ı âli olur reng-pezîr
Gör du’â-yı kadehi niçe mücerrebdür kim
Ne kadar serd ise dil-berlere eyler te’sîr
(Kurnaz, Cemal ve M. Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay. 479)
Benden ırag olursa ‘aceb mi o meh-cebîn
Şakk itdi kulı olduguma gelmedi yakîn
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Dimiş pây-ı rakîbi bend idüp cevr eylerüm ammâ
Dil-i dîvâna kat’en i’timâd itmez o pâ-bende
(Eyduran, Aysun Sungurhan (1999). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-şu’arâ. (İnceleme-Tenkitli Metin). Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 535)
Makbûl olur egerçi güzellerde hüsn ü ân
Ammâ ne ân ki bâ’is-i cevr ola her zamân
(Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri “Vakâyiü’l-Fuzalâ”. C. 3. İstanbul: Çağrı Yay. 731)
Dil-i câhilde olmaz nûr-ı irfan
Kî nâ-dânın olur kalbi de nâ-dân
(Yavuz, A. Fikri-İsmail Özen (1972). Bursalı Mehmed Tahir. Osmanlı Müellifleri. II. İstanbul: Meral Yay. 293)
Ahsenü’l-Hadîs’ten
Pederün emrine itâ‘at kıl
Tâ ki cennetde olasın hâlid
Bu hadîsi buyurdı Fahr-i cihân
Tâ‘atu’llâhi tâ‘atü’l-vâlid
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):131)
‘Âkil oldur ki dâr-ı dünyâda
Âhiret fikrin eyleye bi’z-zât
Ki Rasûl-i Hudâ buyurmışdur
Eksirû zikre hâzimi’l-lezzât
(Yıldız, Âlim (2003). “Okçuzâde Mehmet Şâhî ve Manzum Kırk Hadis Tercümesi: Ahsenü’l-Hadîs”. DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi. (XVII):132)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | RE'FET PAŞA, Süleyman Re'fet, İstanbullu | d. 1807 - ö. 1865 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | AŞKÎ | d. ? - ö. 1576/77 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Nabizade Nazım | d. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | RE'FET PAŞA, Süleyman Re'fet, İstanbullu | d. 1807 - ö. 1865 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | AŞKÎ | d. ? - ö. 1576/77 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Nabizade Nazım | d. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | RE'FET PAŞA, Süleyman Re'fet, İstanbullu | d. 1807 - ö. 1865 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | AŞKÎ | d. ? - ö. 1576/77 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Nabizade Nazım | d. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | RE'FET PAŞA, Süleyman Re'fet, İstanbullu | d. 1807 - ö. 1865 | Meslek | Görüntüle |
11 | AŞKÎ | d. ? - ö. 1576/77 | Meslek | Görüntüle |
12 | Nabizade Nazım | d. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893 | Meslek | Görüntüle |
13 | RE'FET PAŞA, Süleyman Re'fet, İstanbullu | d. 1807 - ö. 1865 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | AŞKÎ | d. ? - ö. 1576/77 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Nabizade Nazım | d. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RE'FET PAŞA, Süleyman Re'fet, İstanbullu | d. 1807 - ö. 1865 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | AŞKÎ | d. ? - ö. 1576/77 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Nabizade Nazım | d. 1862 - ö. 5 Ağustos 1893 | Madde Adı | Görüntüle |