EFKÂRÎ/MUSTAFA, Mustafa Öztemiz

(d. 1896 / ö. 16.06.1976)
Tüccar
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Mustafa Öztemiz, 1896'da Sivas'ın Şarkışla ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk zamanlarda şiirlerinde Efkârî mahlasını kullanan âşık, daha sonra ise kendi adını mahlas olarak kullanır. Babasının adı Mükremin’dir. Sülalesine Kayserilioğulları denilmektedir. Rüştiyeyi bitirmiş, ancak bununla yetinmeyip özel dersler alarak ilim tahsilinde bulunmuş, Arapçasını ilerletmiştir. Birinci Dünya Savaşında Doğu cephesinde bulunmuş, burada dört yıl kalmıştır. İstiklal Savaşında da İstanbul ve Edirne’de depo ve sancak çavuşluğu yapmıştır. Bu görevi sırasında bir hayli boş zamanı bulunan Öztemiz, bu boş zamanı fırsat bilerek Ömer Ziyaeddin Dağıstanî Efendi’ye intisap etmiştir. Burada dinî ilimlerin tahsiline devam eder. Ayasofya imamı Hafız İdris’ten Kur’an ve makam dersleri alır. 1923'te terhis olduktan sonra memleketi olan Şarkışla’ya dönmüş, ömrünün sonuna kadar da burada kalır. Geçimini ticaretten ve manifaturacılıktan sağlar. Yaşı ilerleyince işi çocuklarına devredip tüm vaktini okuma, yazma ve ibadetle geçirmiştir. 16 Haziran 1976 tarihinde vefat eden (Aslanoğlu 2006: 161) Mustafa Özütemiz'in mezarı Şarkışla’dadır (Kaya 2009: 228).

Gençlik yıllarında şiir yazmaya başlamıştır. İlk şiirleri koşma tarzındadır. Yirmi yaşına kadar Serdârî’nin meclislerine devam etmiştir. Tasavvufa merak salmasıyla birlikte hocası tedirgin olmuş ve onu şiir yazmaktan men etmiştir. Tapşırmasına ise bir türlü aklı yatmamıştır. Kısaca “Sen bu işleri bırak” demiştir. Mustafa Öztemiz, şiir yazmak için uzun yıllar izin çıkmasını beklemiştir. Bir gün rüyasında peygamberimizi ve hocasını gördüğünü ve bundan sonra arzusuna kavuştuğunu söylemektedir. Bu durumu şöyle anlatmaktadır: “Önümdeki perdeler birer birer açıldı. Her tarafım aydınlık içerisinde kaldı. Biraz sonra önümde iki kişi belirdi. Dikkatle baktım; birisi Hazret-i Peygamberimiz, birisi de hocamdı. Hocam elini kavuşturmuş, boynunu yana eğmiş, arkasında bekliyordu. Hemen ayağa kalkmak istedim, ama giyinik olmadığım için utandım, kalkamadım. Hazret-i Peygamber elini uzattı, omuzuma bastırarak ‘dur, kalkma’ dedi. Arkasından şu emri verdi: ‘Benim için 150 beyitlik bir kaside söyleyeceksin.’ Nasıl, ne zaman diye sormaya fırsat bırakmadan ikisi de kayboldular.” İşte o günden sonra Mustafa Öztemiz, koşma tarzında yazmayı bırakmış, kasideler söylemeye başlamıştır. Aslanoğlu’nun düştüğü kayda göre Öztemiz’in şair olduğunu ve görmüş olduğu rüyayı ailesinden başka bilen pek yoktur. Şiirlerinde genellikle dinî konuları işlemiştir (Aslanoğlu 2006: 161).

Kaynakça

Aslanoğlu, İbrahim (2006). Sivas Meşhurları II. Ankara: BMS Matbaacılık.

Kaya, Doğan (2009). Sivas Halk Şâirleri IV. Sivas: Önder Matbaacılık.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. MURAT ÇİL
Yayın Tarihi: 05.03.2019
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1KARAGÜLLE, Ethem Karagülled. 1952 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2GÜMÜŞ, Elif Yıldırımd. ? - ö. 1944Doğum YeriGörüntüle
3MEMİŞ, Memiş Karadağd. 1902 - ö. 1982Doğum YeriGörüntüle
4FEYZİ MİRZAOĞLUd. 1896 - ö. 1964Doğum YılıGörüntüle
5OSMAN BEHÇETd. 1895/1896 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Hayriye Melek Huncd. 1896 - ö. 25 Ekim 1963Doğum YılıGörüntüle
7FEYZİ MİRZAOĞLUd. 1896 - ö. 1964Ölüm YılıGörüntüle
8OSMAN BEHÇETd. 1895/1896 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9Hayriye Melek Huncd. 1896 - ö. 25 Ekim 1963Ölüm YılıGörüntüle
10FEYZİ MİRZAOĞLUd. 1896 - ö. 1964MeslekGörüntüle
11OSMAN BEHÇETd. 1895/1896 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Hayriye Melek Huncd. 1896 - ö. 25 Ekim 1963MeslekGörüntüle
13FEYZİ MİRZAOĞLUd. 1896 - ö. 1964Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14OSMAN BEHÇETd. 1895/1896 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Hayriye Melek Huncd. 1896 - ö. 25 Ekim 1963Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16FEYZİ MİRZAOĞLUd. 1896 - ö. 1964Madde AdıGörüntüle
17OSMAN BEHÇETd. 1895/1896 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Hayriye Melek Huncd. 1896 - ö. 25 Ekim 1963Madde AdıGörüntüle