Madde Detay

Binali Kılıç, 1953'te Ağrı'nın Tutak ilçesine bağlı Sincan köyünde dünyaya gelmiştir. Kendi anlatımıyla üçü dokuz gören bir nüfus memurunun azizliğine uğrayarak 1959 doğumlu olarak kayda geçer. İlkokulu köyünde tamamlayan Halk Ozanı Binali Kılıç, ortaokul ve liseyi dışarıdan sınavlara girerek tamamlar. Eğitime olan bağlılığıyla son olarak Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler ve Davranış Bilimi bölümünü bitirir. 2000'de özel sektörden emekli olan Kılıç, Aydın'ın Nazilli ilçesinden bir ev satın alarak bu şehre yerleşir. Eğitime önem veren Âşık Binali Kılıç, küçük oğlunun eğitimi dolayısıyla 2006'da Ankara'ya taşınır. 2006 yılından beri Ankara'da ikamet etmektedir. Türkiye genelinde çok sayıda antoloji, kültür-sanat dergileri ve bitirme tezlerinde şiirlerine yer verilen önemli bir halk ozanıdır. Âşık Binali Kılıç'ın kendisine ait henüz basılmış bir eseri bulunmamakla birlikte pek çok dergi, gazete, bitirme tezinde onun şiirleri yer almaktadır. Âşık Binali Kılıç, çalışmalarından dolayı pek çok ödüle layık görülmüştür. Basılmaya hazır Garip İnsanlar adlı bir romanı bulunan âşığın aynı zamanda basıma hazır Güneş ile İsmail ve Su adlı hikayeleri de bulunmaktadır. Evli olan Âşık Binali Kılıç, iki erkek bir kız çocuğu babasıdır.

İlk şiirlerini ilkokul yıllarında yazan Binali Kılıç, babasının kendisine anlattığı âşık hikâyelerinden Erzurumlu Âşık Sümmani'nin hikâyesinden oldukça etkilenir. Âşık hikayeleri okudukça Allah'a dua eder ve okuduğu hikâyelerdeki gibi bir âşık olmayı diler. Bir gece rüyasında âşığa bir kız gösterilir. Birkaç yıl sonra bu kızı, yakın köylerden birinde görür. Kıyafeti ve simasıyla o kızın rüyada kendisine gösterilen kız olduğunu anlar. Gördüğü kız zengin bir ailenin kızıdır. Binali Kılıç ise zengin olduğu için o kızı istemeye cesaret edemez. Bu yaşadığı olayı ve o aşkı yıllarca kimselere sezdirmeden içinde yaşatır. Bu rüyada bade içip içmediğini hatırlamayan Kılıç, onun adına yazdığı şiirlerinin de bulunduğu defteri kaybeder. Şiirlerinde âşık hikayelerinden etkilenen Hüsranî, dünyanın geçiciliği, aşk, tasavvuf konulu şiirlerini yazıp söyler. Hüsranî'nin, âşıklık geleneklerinden olan divan atışmaları, lebdeğmez (dudak değmez), hiciv (taşlama) atışmaları, hoşlama, koçaklama gibi pek çok türde önemli icraları vardır. Âşıklık geleneğindeki bu türlerin önemli bir temsilcisi olarak bilinir. Hüsranî, Erzurumlu Âşık Şakir İhsanoğlu'na çırak olmak ister. O zamanlar Hüsranî Aydın'da, Âşık Şakir İhsanoğlu ise Erzurum'da olduğu için bir süre yazışarak usta-çırak ilişkisi içerisinde olurlar, fakat 2018'de İhsanoğlu'nun vefat etmesiyle bu ilişki yarım kalır.