Madde Detay
NAZMÎ
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Klasik Türk edebiyatının son temsilcileri
arasında yer alan Nazmî hakkında Osmanlı tarihlerinde, şuara tezkirelerinde ve
biyografik eserlerde bir bilgi bulunmadığı için onunla ilgili bilgi sahibi
olabileceğimiz tek kaynak kendi eseridir. Dȋvȃn’da yer alan tarih
manzumelerinden yola çıkarak şairin 1842 tarihinden önce doğduğu ve 1876
tarihinde hala hayatta olduğu anlaşılmaktadır.
Şair, İstanbul’daki Merdivenköy Dergâhı ya
da Şahkulu Sultan Dergâhı gibi isimlerle bilinen Bektaşi dergâhının postnişinlerinden
olan Hacı Hasan Baba’nın müritlerindendir ve 1274 (M. 1857) yılında ikrar
vermiştir. Nazmî, Alevi-Bektaşi meşrep bir şairdir. Şiirlerinde birçok defa
Bektaşi olduğunu dile getirmiştir. Onun şiirlerinin büyük
çoğunluğu Hz. Ali, on iki imam, Hz. Hüseyin ve Kerbela için
yazılmıştır. Şair, Hz. Hüseyin’i şehitlerin şahı olarak
vasıflandırır ve ölümünden duyduğu üzüntüyü çok samimi bir şekilde ifade eder.
Onu katledenlere ise büyük bir nefret besler. O, ehlibeyte özellikle Hz.
Hüseyin’e öylesine büyük bir sevgiyle bağlıdır ki öldüğünde mezar taşına Hz.
Hüseyin’in aşkı ile şehit olduğunun yazılmasını vasiyet eder (Güneş, 2024a: 6,
12, 15).
Nazmî, Sultan Abdülaziz’in (1861-1876) 1867
yılında yaptığı Avrupa seyahati ve Fuat Paşa’nın Kırım Seyahati gibi önemli
seyahatlere katılmış bir bahriye mensubudur. Şiirlerinde devlet adamlarının
tersane ve donanmaya
yaptıkları ziyaret ve hizmetlerden sıkça söz etmektedir. Ayrıca
birçok nüfuzlu bahriye mensubunun doğum, vefat, terfi ve evlilik gibi
hayatlarına dair önemli olaylar için tarih düşmüş ve birçok şiirinde denizcilik
terimlerine de yer vermiştir (Kelemci, 2020: 553).
Nazmî’nin şiirlerinde kullandığı dinî kavramlar, tarihî olaylara ve kişilere
yaptığı göndermeler onun iyi bir din ve tarih bilgi birikimine sahip olduğunu göstermektedir.
Kullandığı Arapça ve Farsça tamlamalar da bu iki dile olan hâkimiyetini ortaya
koymaktadır. Ayrıca birkaç aksaklık dışında aruz vezninin uygulamasındaki
başarısı, edebî sanatları kullanmadaki ustalığı eserdeki nazım türü ve
şekillerinin çeşitliliği
onun iyi bir edebiyat bilgisine sahip olduğunu göstermektedir (Güneş, 2024b:
39). Nazmi, aruz vezni dışında hece vezni ile de şiirler
yazmıştır. Ayrıca şairin XIX. yüzyılda vezin hususunda meydana gelen yenilik
hareketlerinden etkilendiğini söylemek mümkündür.
Dîvân’daki tesdis ve tahmis nazım şeklindeki
şiirler ile nazire özelliği taşıyan şiirlerinden yola çıkarak şairin; Fuzûlî, Neʾşet, Âgâh Bey, Sâcid, ve Hilmi
Dedebaba gibi tanınmış şairlerin yanında Perverî, Câhî, Caʿfer, Ârif, Hâkî ve
Şevkî mahlasları ile şiirler yazan şairlerden etkilendiği söylenebilir (Güneş,
2024a: 26-27).
Kaynakça
Güneş, Necmiye (2024a). Nazmî Dîvânı
(İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Bilecik: Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güneş, Necmiye (2024b). Nazmî Divanı’nda Sosyal
Eleştiri Unsurları ve Yuf Redifli Gazel Örneği. (Ed. Mehmet Ali Yolcu ve
Mustafa Aça). Çağdaş Yaklaşımlar Odağında Toplum ve Kültür Araştırmaları-V.
s. 37-48. Paradigma Akademi Yayınları.
Kelemci, Necmiye (2020). XIX. Yüzyıl Şairlerinden Nazmî ve Dîvânı. Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 4 (2), s. 548-569.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Dr. Necmiye GüneşYayın Tarihi: 19.08.2025Güncelleme Tarihi: 19.08.2025Eserlerinden Örnekler
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
Bülbüle ṣordum ki neymiş bunca efgândan garaz
Bûy-ı vuṣlatdır didi ol verd-i handândan garaz
Leyl-i zulmet gûşe-i firkâtde ârzû itdigim
Meh degil hüsnüñdür ey meh mâh-ı tâbândan garaz
Korkarım cemiʿyyet-i ʿuşşâkı eyler târumâr
Pek yüze çıḳdı nedir zülf-i perîşândır garaz
Kaplamış etrâfını mâr-ı siyehveş kâkülüñ
N’olsun âyâ genc-i hüsnüñ böyle pinhândan garaz
Gün yüzüñ pinhân iken ben âfitâbı neyleyim
Şûh-ı ruhsârıñdır ancak mihr-i rahşândan garaz
Râh-ı nâcî-i tevellâda olur sâbit-kadem
Ger nedir dirseñ efendi ehl-i îmândan garaz
Emr-i Hak vâkiʿ olunca Nazmî-i dil-hasteye
Hayr ile yâd olmadır tertîb-i dîvândan garaz (Güneş, 2024: 418).
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
ʿArş-ı dilde seyr olunca bir gice envâr-ı ʿaşk
Ol zamân ʿarz eyledi dîdârını dildâr-ı ʿaşk
Saklarım sînede cânım dilde imânım gibi
Gûşe-i dilde nihândır kıṣṣa-i esrâr-ı ʿaşk
Şâhid-i ʿaşk cilvesinde biñ tecellî gösterir
Şîvelerle ʿarz idelden vechini dîdâr-ı ʿaşk
Bendesiyim dergehiñde ʿaşkla sultânımıñ
Lutfını ihsân idüp virdi baña hünkâr-ı ʿaşk
Her seher bûy-ı muhabbet ḳoḳlarım ben ʿaşk ile
Bülbül-i gülzâr-ı ʿaşkım bülbül-i gülzâr-ı ʿaşk
Râh-ı ʿaşkda Nazmîyâ sâbit-kadem olmak gerek
Olur iseñ dahı Manṣûr gibi sen berdâr-ı ʿaşk
Çeker-i âl-i ʿabâyım hâk-i pâyî Murtazâ
Kanber’iniñ Kanber’iyim bende-i kerrâr-ı ʿaşk (Güneş, 2024: 423).
Dîger
[Koşma]
[10’lu hece ölcüsü]
I.
Güzeller şâhı hûbâna söyle
ʿUşşâka cefâ eylemesünler
Vaṣıldan geçdik bûs içün böyle
Biñ nâz u edâ eylemesünler
II.
ʿUşşâkı helâk itmekdir elbet
Agyârla hûbân itdikçe ṣohbet
Çekmek de ʿâşık biñ derd u mihnet
Rakîble ṣafâ eylemesünler
III.
Nazmî’ye Hak’dan bir lutf u ihsân
Kişver-i ʿaşka çün oldı sultân
Devrinde oldu ʿaşk ehl[i] şâdân
Bir
güne şekvâ eylemesünler (Güneş, 2024: 483).
Yayın Tarihi: 19.08.2025Güncelleme Tarihi: 19.08.2025Eserlerinden Örnekler
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
Bülbüle ṣordum ki neymiş bunca efgândan garaz
Bûy-ı vuṣlatdır didi ol verd-i handândan garaz
Leyl-i zulmet gûşe-i firkâtde ârzû itdigim
Meh degil hüsnüñdür ey meh mâh-ı tâbândan garaz
Korkarım cemiʿyyet-i ʿuşşâkı eyler târumâr
Pek yüze çıḳdı nedir zülf-i perîşândır garaz
Kaplamış etrâfını mâr-ı siyehveş kâkülüñ
N’olsun âyâ genc-i hüsnüñ böyle pinhândan garaz
Gün yüzüñ pinhân iken ben âfitâbı neyleyim
Şûh-ı ruhsârıñdır ancak mihr-i rahşândan garaz
Râh-ı nâcî-i tevellâda olur sâbit-kadem
Ger nedir dirseñ efendi ehl-i îmândan garaz
Emr-i Hak vâkiʿ olunca Nazmî-i dil-hasteye
Hayr ile yâd olmadır tertîb-i dîvândan garaz (Güneş, 2024: 418).
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
ʿArş-ı dilde seyr olunca bir gice envâr-ı ʿaşk
Ol zamân ʿarz eyledi dîdârını dildâr-ı ʿaşk
Saklarım sînede cânım dilde imânım gibi
Gûşe-i dilde nihândır kıṣṣa-i esrâr-ı ʿaşk
Şâhid-i ʿaşk cilvesinde biñ tecellî gösterir
Şîvelerle ʿarz idelden vechini dîdâr-ı ʿaşk
Bendesiyim dergehiñde ʿaşkla sultânımıñ
Lutfını ihsân idüp virdi baña hünkâr-ı ʿaşk
Her seher bûy-ı muhabbet ḳoḳlarım ben ʿaşk ile
Bülbül-i gülzâr-ı ʿaşkım bülbül-i gülzâr-ı ʿaşk
Râh-ı ʿaşkda Nazmîyâ sâbit-kadem olmak gerek
Olur iseñ dahı Manṣûr gibi sen berdâr-ı ʿaşk
Çeker-i âl-i ʿabâyım hâk-i pâyî Murtazâ
Kanber’iniñ Kanber’iyim bende-i kerrâr-ı ʿaşk (Güneş, 2024: 423).
Dîger
[Koşma]
[10’lu hece ölcüsü]
I.
Güzeller şâhı hûbâna söyle
ʿUşşâka cefâ eylemesünler
Vaṣıldan geçdik bûs içün böyle
Biñ nâz u edâ eylemesünler
II.
ʿUşşâkı helâk itmekdir elbet
Agyârla hûbân itdikçe ṣohbet
Çekmek de ʿâşık biñ derd u mihnet
Rakîble ṣafâ eylemesünler
III.
Nazmî’ye Hak’dan bir lutf u ihsân
Kişver-i ʿaşka çün oldı sultân
Devrinde oldu ʿaşk ehl[i] şâdân
Bir
güne şekvâ eylemesünler (Güneş, 2024: 483).
Güncelleme Tarihi: 19.08.2025Eserlerinden Örnekler
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
Bülbüle ṣordum ki neymiş bunca efgândan garaz
Bûy-ı vuṣlatdır didi ol verd-i handândan garaz
Leyl-i zulmet gûşe-i firkâtde ârzû itdigim
Meh degil hüsnüñdür ey meh mâh-ı tâbândan garaz
Korkarım cemiʿyyet-i ʿuşşâkı eyler târumâr
Pek yüze çıḳdı nedir zülf-i perîşândır garaz
Kaplamış etrâfını mâr-ı siyehveş kâkülüñ
N’olsun âyâ genc-i hüsnüñ böyle pinhândan garaz
Gün yüzüñ pinhân iken ben âfitâbı neyleyim
Şûh-ı ruhsârıñdır ancak mihr-i rahşândan garaz
Râh-ı nâcî-i tevellâda olur sâbit-kadem
Ger nedir dirseñ efendi ehl-i îmândan garaz
Emr-i Hak vâkiʿ olunca Nazmî-i dil-hasteye
Hayr ile yâd olmadır tertîb-i dîvândan garaz (Güneş, 2024: 418).
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
ʿArş-ı dilde seyr olunca bir gice envâr-ı ʿaşk
Ol zamân ʿarz eyledi dîdârını dildâr-ı ʿaşk
Saklarım sînede cânım dilde imânım gibi
Gûşe-i dilde nihândır kıṣṣa-i esrâr-ı ʿaşk
Şâhid-i ʿaşk cilvesinde biñ tecellî gösterir
Şîvelerle ʿarz idelden vechini dîdâr-ı ʿaşk
Bendesiyim dergehiñde ʿaşkla sultânımıñ
Lutfını ihsân idüp virdi baña hünkâr-ı ʿaşk
Her seher bûy-ı muhabbet ḳoḳlarım ben ʿaşk ile
Bülbül-i gülzâr-ı ʿaşkım bülbül-i gülzâr-ı ʿaşk
Râh-ı ʿaşkda Nazmîyâ sâbit-kadem olmak gerek
Olur iseñ dahı Manṣûr gibi sen berdâr-ı ʿaşk
Çeker-i âl-i ʿabâyım hâk-i pâyî Murtazâ
Kanber’iniñ Kanber’iyim bende-i kerrâr-ı ʿaşk (Güneş, 2024: 423).
Dîger
[Koşma]
[10’lu hece ölcüsü]
I.
Güzeller şâhı hûbâna söyle
ʿUşşâka cefâ eylemesünler
Vaṣıldan geçdik bûs içün böyle
Biñ nâz u edâ eylemesünler
II.
ʿUşşâkı helâk itmekdir elbet
Agyârla hûbân itdikçe ṣohbet
Çekmek de ʿâşık biñ derd u mihnet
Rakîble ṣafâ eylemesünler
III.
Nazmî’ye Hak’dan bir lutf u ihsân
Kişver-i ʿaşka çün oldı sultân
Devrinde oldu ʿaşk ehl[i] şâdân
Bir
güne şekvâ eylemesünler (Güneş, 2024: 483).
Eserlerinden Örnekler
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
Bülbüle ṣordum ki neymiş bunca efgândan garaz
Bûy-ı vuṣlatdır didi ol verd-i handândan garaz
Leyl-i zulmet gûşe-i firkâtde ârzû itdigim
Meh degil hüsnüñdür ey meh mâh-ı tâbândan garaz
Korkarım cemiʿyyet-i ʿuşşâkı eyler târumâr
Pek yüze çıḳdı nedir zülf-i perîşândır garaz
Kaplamış etrâfını mâr-ı siyehveş kâkülüñ
N’olsun âyâ genc-i hüsnüñ böyle pinhândan garaz
Gün yüzüñ pinhân iken ben âfitâbı neyleyim
Şûh-ı ruhsârıñdır ancak mihr-i rahşândan garaz
Râh-ı nâcî-i tevellâda olur sâbit-kadem
Ger nedir dirseñ efendi ehl-i îmândan garaz
Emr-i Hak vâkiʿ olunca Nazmî-i dil-hasteye
Hayr ile yâd olmadır tertîb-i dîvândan garaz (Güneş, 2024: 418).
[Fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün]
ʿArş-ı dilde seyr olunca bir gice envâr-ı ʿaşk
Ol zamân ʿarz eyledi dîdârını dildâr-ı ʿaşk
Saklarım sînede cânım dilde imânım gibi
Gûşe-i dilde nihândır kıṣṣa-i esrâr-ı ʿaşk
Şâhid-i ʿaşk cilvesinde biñ tecellî gösterir
Şîvelerle ʿarz idelden vechini dîdâr-ı ʿaşk
Bendesiyim dergehiñde ʿaşkla sultânımıñ
Lutfını ihsân idüp virdi baña hünkâr-ı ʿaşk
Her seher bûy-ı muhabbet ḳoḳlarım ben ʿaşk ile
Bülbül-i gülzâr-ı ʿaşkım bülbül-i gülzâr-ı ʿaşk
Râh-ı ʿaşkda Nazmîyâ sâbit-kadem olmak gerek
Olur iseñ dahı Manṣûr gibi sen berdâr-ı ʿaşk
Çeker-i âl-i ʿabâyım hâk-i pâyî Murtazâ
Kanber’iniñ Kanber’iyim bende-i kerrâr-ı ʿaşk (Güneş, 2024: 423).
Dîger
[Koşma]
[10’lu hece ölcüsü]
I.
Güzeller şâhı hûbâna söyle
ʿUşşâka cefâ eylemesünler
Vaṣıldan geçdik bûs içün böyle
Biñ nâz u edâ eylemesünler
II.
ʿUşşâkı helâk itmekdir elbet
Agyârla hûbân itdikçe ṣohbet
Çekmek de ʿâşık biñ derd u mihnet
Rakîble ṣafâ eylemesünler
III.
Nazmî’ye Hak’dan bir lutf u ihsân
Kişver-i ʿaşka çün oldı sultân
Devrinde oldu ʿaşk ehl[i] şâdân
Bir güne şekvâ eylemesünler (Güneş, 2024: 483).