Madde Detay
ŞÎRÎN, Şîrîn-i Dehlevî/Dihlevî, Şîrîn-i Gûr, Radıyye Begüm, Raziyye Begüm
(d. ?/? - ö. 25 Rebîülevvel 638/14 Ekim 1240)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Karahanlı)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Radıyye Begüm, Dehli/Dihli (Delhi) Türk Sultanlığı hükümdarı Sultân Şemseddîn İltutmış’ın (ö. 633/1236) Terken Hatun’dan olan kızıdır. Kaynaklarda (Üçok 1960: 125-134; Tomar 2007: 387; Durmuş 2014) onun tahta geçişinden önceki hayatına ilişkin olarak, iyi eğitim aldığı dışında bir bilgi verilmemiştir. Bunlarda belirtildiğine göre babası Sultân İltutmış, 629/1231 yılında sefere çıkarken Dehli’nin (Dihli/Delhi) yönetimini Radıyye’ye bırakmıştır. 630/1232’da Gevâliyâr kalesini alıp Dehli’ye dönünce de onu veliaht tayin ettiğini bildiren bir kararname yazdırmıştır. Ancak kendisine yakın nüfuzlu emir ve memurlardan bir kısmı, tahta geçecek yaşta oğulları dururken bir İslâm ülkesinde kızını veliaht göstermesini onaylamadıklarını söyleyerek bu davranışının nedenini sorarlar. Sultan da oğullarının içki ve eğlenceyle vakit geçirdiklerini, ülkeyi idare edemeyeceklerini, ileride Radıyye tahta çıkınca onu veliaht göstermesinin ne kadar doğru olduğunun anlaşılacağını söyler. Çünkü İltutmış’a göre kızı Radıyye, sultan olmak için gereken vasıflara sahip, savaşçı olduğu kadar bilginleri sevip koruyan iyi huylu ve cesur bir bir insandır. Radıyye’nin annesi Terken Hatun haremin en nüfuzlu kadınlarındandır. Sultân İltutmış’ın 633/1236’da ölümü üzerine Terken Hatun’la kuması Şâh Terken’in arası açılır. Bu esnada tahta kimin çıkacağı konusunda fikir ayrılığına düşen emirler İltutmış’ın vasiyetini yerine getirmeyip Şâh Terken’in de gayretiyle oğlu Rükneddîn Fîrûz Şâh’ı tahta geçirdiler. Ancak Sultân İltutmış’ın öngördüğü üzere iyi bir yönetici olamayan Fîrûz Şâh, bir müddet sonra zevk ve sefaya dalarak hazineyi boşalttı, tecrübeli yöneticilerin sözlerine önem vermedi, yönetimi de annesi Şâh Terken’e bıraktı. Sonuçta devlet karmaşaya sürüklendi ve isyanlar çıktı. Şâh Terken, Radıyye Begüm üzerine yürüyünce de halk ayaklandı. Rükneddîn Fîrûz Şâh, Dehli dışında olduğu için isyanı bastırmaya gelemedi. Ordunun bir kısmı Dehli’de Radıyye Begüm’ü tahta çıkardı. Tahtta kaldığı sürede “melike” unvanını kullanmayı tercih eden, “Radıyyetü’t-dünyâ ve’d-dîn” ve “Belkîs-i Cihân” unvanlarını da taşıyan Radıyye Begüm, Türk tarihinin ilk kadın hükümdarıdır. Saltanatının ilk yıllarında bastırdığı paraların üzerine “Umdetü’n-Nisvân Melike-i Zamân Sultân Radıyye binti Şemse’d-dîn İltutmış” yazdıran melike, “Celâletüddîn” ve “Radıyyetüddîn” lakaplarıyla da para bastırmıştır. Bozulan devlet düzenini yeniden tesis eden, uygulanmayan kanunları yürürlüğe koyan Radıyye Begüm ülkede barış ve sükûnet döneminin oluşmasını sağladı. Başarılı politikaları ile kendine karşı ayaklanan melikleri bertaraf etmeyi başardı. Devlet işlerini düzenlemek için harekete geçti ve önemli mevkilere kendisini destekleyenleri atadı. İsyanları bastırarak sultanlıkta huzuru sağladı. Devletteki önemli görevlerden birine Habeş asıllı Melik Celâleddîn Ya’kût’u getirince bu atama emirler arasında hoş karşılanmadı. Daha sonra da kadın elbiselerini ve örtüyü çıkardığı, cüppe giyip külah taktığı, fil üzerinde nikapsız olarak halk arasında dolaştığı ve toplantılara da yüzü açık katıldığı gerekçesiyle melikeyi eleştirmeye, yıpratmaya başladılar. Söylentilerin etkisiyle çıkan isyanların bir kısmı bastırıldı. Radıyye, Taberhind valisi İhtiyâreddîn Altuniyye’nin (Altun-abâ) ayaklanınca bunu bastırmak üzere 9 Ramazan 637/3 Nisan 1240’de Taberhind’e gitti. Bu esnada Türk kumandanlar Radıyye’nin en sadık adamı Habeş asıllı Celâleddîn Ya’kût’u öldürdüler. Radıyye Begüm’ü de yakalayarak Taberhind kalesine gönderdiler. İltutmış’ın oğullarından Muîzeddîn Behrâm Şâh tahta geçti. Kısa bir süre sonra Radıyye Begüm, Taberhind meliki İhtiyâreddîn Altuniyye ile evlendi. İkisi, ülkeyi ele geçirmek için asker topladı. Dehli üzerine düzenledikleri ilk sefer başarısızlıkla sonuçlandı. İkinci kez Dehli üzerine yürüdüler. Kaytahl’da yapılan savaşta yanlarındaki birliklerin bir kısmının karşı tarafa geçmesiyle mağlup oldular. Yakalanarak öldürüldüler (25 Rebîülevvel 638/14 Ekim 1240). Bir rivayete göre de kaçmaya çalışan Radıyye Begüm’ü Kaytahl sınırı yakınlarında etrafındakiler de terk etti. Düz bir arazide yorgun, aç ve susuz kalan melike, Hindû bir çiftçinin verdiği ekmeği yedi. Yorgunluktan uykuya dalınca üzerindeki değerli elbiselere tamah eden çiftçi, onu yukarıda belirtilen tarihte öldürüp bir tarlaya gömdü. Kısa süre sonra durum anlaşıldı. Melikenin cesedi teşhis edildi ve yapılan dini törenin ardından aynı yere defnedildi. İbn Battûta, Cemne nehri kenarındaki kabrin üzerine bir kubbe yapıldığını ve buranın ziyaretgâh hâline geldiğini de belirtmiştir.
Radıyye Begüm, Hind-Türk tarihinin büyük ve önemli hükümdarlarından biridir. Akıllı, zeki, cesur ve iyi bir yöneticidir. Çok güzel Kur’ân okuduğu, yay kuşanmış hâlde erkek gibi ata ya da file bindiği de kaynaklarda kendisi hakkında verilen bilgilerdendir. Şîrîn mahlasıyla şiirler yazan ve bilinen en eski kadın şairlerden biri olan Radıyye Begüm’ün günümüze kimi Farsça beyitleri ulaşmıştır. Aligarh Muslim Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Akmal Ayyubî, 1988’de 6. Milletlerarası Türkoloji Kongresi’nin 21 Eylül 1988 tarihli oturumunda sunduğu tebliğden sonra yaptığı açıklamada Zeki Velidi Togan’a atfen şairin Hindistan’da Türkçe şiirlerinin toplandığı bir Dîvân’ının bulunduğunu söylemiştir (Durmuş 2014). Ancak bu eserin henüz herhangi bir nüshası tespit edilmemiştir.
Kaynakça
Bayur, Y. Hikmet (1987). Hindistan Tarihi - İlk Çağlardan Gurkanlı Devletinin Kuruluşuna Kadar (1526). C. 1. İstanbul: TTK Yay.
Cûzcânî (1970). A General History of the Muhammadan Dynasties of Asia, Including Hindustan. C. I. çev. H. G. Raverty. New Delhi.
Durmuş, Aynur (2014).“Raziye Sultan’ı duydunuz mu?”. http://www.odatv.com/mob_n.php?n=raziye-sultani-duydunuz-mu-0704131200 [erişim tarihi: 16.02.2015].
Ferishta (1997). History of the Rise of the Mahomedan Power in India. C. I. çev. J. Briggs. New Delhi.
Habîbî, Abdülhay (hzl.) (1342). Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî. C. I. Kâbil.
İsâmî Abd al-Malik (1938). Futûh al-Salâtîn ya’nî Shâhnâmah-i Hind. ed. Mahdî Husayn. Âgrâ: Edyûkeshnal Press.
Jackson, Peter (1998). “Sultân Radiyya bint Iltutmish”. Women in the Medieval Islamic World: Power, Patronage and Piety. ed. G. R. G. Hambly. New York: Palgrave Macmillan. 181-197.
Jackson, Peter (1999). The Delhi Sultanate: A Political and Military History. Cambridge. CUP.
M. Aziz Ahmet (yty.). Siyasî Tarihi ve Müesseseleriyle Delhi Türk İmparatorluğu. İstanbul: Tercüman Yay.
Mâge Rahmânî-i Efgânî (1380). Perde-nişînân-ı Sohan-gûy. Peşâver: El-Ezher.
Nisâr Ahmed Habîbî-i Gûrî (1388-1390). Sultân Radıyye-i Gûrî. Kâbil: Tekânek.
Tomar, Cengiz (2007). “Radıyye Begüm”. İslâm Ansiklopedisi. C. 34. İstanbul: TDV Yay. 387.
Üçok, Bahriye (1960). “Delhi Müslüman-Türk Sultanlığının Kuruluşu ve Sultan Raziye’nin Saltanatı”. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi VIII (1): 125-134. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1695/18076.pdf [erişim tarihi: 15.02.2015].
Üçok, Bahriye (1964). “Raziye”. İslâm Ansiklopedisi. C. 9. İstanbul: MEB Yay. 647- 648.
Üçok, Bahriye (1981). İslam Devletlerinde Türk Naibeler ve Türk Kadın Hükümdarlar. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.
Vekîlî Seher, Muhterem (1385). “Radiyye Hatun; Nohostin Fermân-revâ-yı Moselmân”. Târîh-i İslâm (25): 143-164. http://www.noormags.ir/view/fa/articlepage/92125/%D8%B1%D8%B6%DB%8C%D9%87-%D8%AE%D8%A7%D8%AA%D9%88%D9%86%D8%9B-%D9%86%D8%AE%D8%B3%D8%AA%DB%8C%D9%86-%D9%81%D8%B1%D9%85%D8%A7%D9%86%D8%B1%D9%88%D8%A7%DB%8C-%D8%B2%D9%86-%D9%85%D8%B3%D9%84%D9%85%D8%A7%D9%86?q=%D8%B1%D8%B6%DB%8C%D9%87+%D8%AE%D8%A7%D8%AA%D9%88%D9%86&score=65.87698&rownumber=1 [erişim tarihi: 15.02.2015].
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. FATMA SABİHA KUTLAR OĞUZYayın Tarihi: 17.02.2015Güncelleme Tarihi: 19.06.2021Eserlerinden Örnekler
Beyt
Der-dehân-ı hod dârem andelîb-i hoş-elhân
Pîş-i men sohan-gûyan zâg der-dehen dârend
(Ağzımda hoş nağmeli bir bülbül, bana nispetle diğer şairlerin ağızlarında ise karga var.)
Beyt
Ez-mâst ki ber-mâst çi taksîr-i dil-i zâr
Ân koşte hemânâ zi-gam-ı bî-sebeb-i mâst
(Başımıza her ne gelirse hep bizdendir, biçare gönlün suçu ne? O, âdeta bizim sebepsiz gamımızdan ölmüştür.)
Beyt
Konem be-berket-i pâ çerh taht-ı sultânî
Dehem be-bâl-i humâ hidmet-i meges-rânî
(Ayağımın bereketiyle feleği saltanat tahtı yapar, hümanın kanadını da sinekleri kovmak hizmetinde kullanırım.)
Beyt
Bâzâ Şîrîn me-neh der-râh-ı ülfet gâm-ı hîş
Hân velî ne’şnîde bâşî kıssa-i Ferhâd-râ
(Ey Şîrîn! Gel, muhabbet yoluna adım atmaktan sakın. Yoksa sen, bu yolda Ferhâd’ın başına gelenleri işitmedin mi?)
(Üçok, Bahriye (1960). “Delhi Müslüman-Türk Sultanlığının Kuruluşu ve Sultan Raziye’nin Saltanatı”. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi VIII (1): 133.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 17.02.2015Güncelleme Tarihi: 19.06.2021Eserlerinden Örnekler
Beyt
Der-dehân-ı hod dârem andelîb-i hoş-elhân
Pîş-i men sohan-gûyan zâg der-dehen dârend
(Ağzımda hoş nağmeli bir bülbül, bana nispetle diğer şairlerin ağızlarında ise karga var.)
Beyt
Ez-mâst ki ber-mâst çi taksîr-i dil-i zâr
Ân koşte hemânâ zi-gam-ı bî-sebeb-i mâst
(Başımıza her ne gelirse hep bizdendir, biçare gönlün suçu ne? O, âdeta bizim sebepsiz gamımızdan ölmüştür.)
Beyt
Konem be-berket-i pâ çerh taht-ı sultânî
Dehem be-bâl-i humâ hidmet-i meges-rânî
(Ayağımın bereketiyle feleği saltanat tahtı yapar, hümanın kanadını da sinekleri kovmak hizmetinde kullanırım.)
Beyt
Bâzâ Şîrîn me-neh der-râh-ı ülfet gâm-ı hîş
Hân velî ne’şnîde bâşî kıssa-i Ferhâd-râ
(Ey Şîrîn! Gel, muhabbet yoluna adım atmaktan sakın. Yoksa sen, bu yolda Ferhâd’ın başına gelenleri işitmedin mi?)
(Üçok, Bahriye (1960). “Delhi Müslüman-Türk Sultanlığının Kuruluşu ve Sultan Raziye’nin Saltanatı”. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi VIII (1): 133.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 19.06.2021Eserlerinden Örnekler
Beyt
Der-dehân-ı hod dârem andelîb-i hoş-elhân
Pîş-i men sohan-gûyan zâg der-dehen dârend
(Ağzımda hoş nağmeli bir bülbül, bana nispetle diğer şairlerin ağızlarında ise karga var.)
Beyt
Ez-mâst ki ber-mâst çi taksîr-i dil-i zâr
Ân koşte hemânâ zi-gam-ı bî-sebeb-i mâst
(Başımıza her ne gelirse hep bizdendir, biçare gönlün suçu ne? O, âdeta bizim sebepsiz gamımızdan ölmüştür.)
Beyt
Konem be-berket-i pâ çerh taht-ı sultânî
Dehem be-bâl-i humâ hidmet-i meges-rânî
(Ayağımın bereketiyle feleği saltanat tahtı yapar, hümanın kanadını da sinekleri kovmak hizmetinde kullanırım.)
Beyt
Bâzâ Şîrîn me-neh der-râh-ı ülfet gâm-ı hîş
Hân velî ne’şnîde bâşî kıssa-i Ferhâd-râ
(Ey Şîrîn! Gel, muhabbet yoluna adım atmaktan sakın. Yoksa sen, bu yolda Ferhâd’ın başına gelenleri işitmedin mi?)
(Üçok, Bahriye (1960). “Delhi Müslüman-Türk Sultanlığının Kuruluşu ve Sultan Raziye’nin Saltanatı”. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi VIII (1): 133.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Beyt
Der-dehân-ı hod dârem andelîb-i hoş-elhân
Pîş-i men sohan-gûyan zâg der-dehen dârend
(Ağzımda hoş nağmeli bir bülbül, bana nispetle diğer şairlerin ağızlarında ise karga var.)
Beyt
Ez-mâst ki ber-mâst çi taksîr-i dil-i zâr
Ân koşte hemânâ zi-gam-ı bî-sebeb-i mâst
(Başımıza her ne gelirse hep bizdendir, biçare gönlün suçu ne? O, âdeta bizim sebepsiz gamımızdan ölmüştür.)
Beyt
Konem be-berket-i pâ çerh taht-ı sultânî
Dehem be-bâl-i humâ hidmet-i meges-rânî
(Ayağımın bereketiyle feleği saltanat tahtı yapar, hümanın kanadını da sinekleri kovmak hizmetinde kullanırım.)
Beyt
Bâzâ Şîrîn me-neh der-râh-ı ülfet gâm-ı hîş
Hân velî ne’şnîde bâşî kıssa-i Ferhâd-râ
(Ey Şîrîn! Gel, muhabbet yoluna adım atmaktan sakın. Yoksa sen, bu yolda Ferhâd’ın başına gelenleri işitmedin mi?)
(Üçok, Bahriye (1960). “Delhi Müslüman-Türk Sultanlığının Kuruluşu ve Sultan Raziye’nin Saltanatı”. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi VIII (1): 133.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NUSRET, Seyyid Mehmed Nusret Ali Han Efendi, Delhili | d. 1848 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FAKÎR, Şemseddin Abbas Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | NUSRET, Seyyid Mehmed Nusret Ali Han Efendi, Delhili | d. 1848 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
4 | FAKÎR, Şemseddin Abbas Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | NUSRET, Seyyid Mehmed Nusret Ali Han Efendi, Delhili | d. 1848 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | FAKÎR, Şemseddin Abbas Efendi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | NUSRET, Seyyid Mehmed Nusret Ali Han Efendi, Delhili | d. 1848 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | FAKÎR, Şemseddin Abbas Efendi | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | NUSRET, Seyyid Mehmed Nusret Ali Han Efendi, Delhili | d. 1848 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
10 | FAKÎR, Şemseddin Abbas Efendi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | NUSRET, Seyyid Mehmed Nusret Ali Han Efendi, Delhili | d. 1848 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
12 | FAKÎR, Şemseddin Abbas Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |