Madde Detay

İTÜ Mimarlık Fakültesi'nden mezun oldu. Lozan ve Cenevre’de mesleki çalışma ve araştırmalar yaptı. Asistan olarak atandığı İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde 2003 yılına kadar öğretim üyeliği görevini yürüttü; fakülte dekanlığı ve senato üyeliği görevlerinde bulundu. Daha sonra emekliye ayrıldı. Hâlen ÇEKÜL Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu üyesidir. Tasarım, Mimarlık Eğitimi, Mimari Psikoloji alanlarında çok sayıda kitap, makale ve bildirisi bulunmaktadır.

Edebiyat dünyasında romanlarıyla tanına Uğur Erkman'ın ilk romanı Temmuz’da Ölüm ve Gölgeler 2008 yılında yayımlanmıştır. Yazar eserlerinde ağırlıklı olarak intikam temasını işlemiş ve 80 darbesini ele almıştır. Siyasi bir polisiye olan Kurumuş Nehrin Yatağında (2012), geçip giden zamanın hüznünü, ölen arkadaşların acısını, gençlik yıllarında ülke dışına kaçan, boşlukta kalıp başka hayatlara savrulan siyasi mültecilerin dramını ve ihanetin bilinmezliğini gözler önüne serer. Antakya’da başlayıp geniş bir coğrafyaya, 80’lerden günümüze kadar geniş bir zamana yayılan, mekânlar ve zamanlar arasında gidip gelen Kurumuş Nehrin Yatağında, dönemin gerçekçi bir tablosunu çizen, hem çok iyi kurgulanmış, hem de çok iyi anlatılmış sürükleyici bir hikâye olarak değerlendirilmiştir. Bir Tuhaf İntikam (2012), 12 Eylül günlerinde bir gece vakti gözaltına alınan ve gördüğü işkence sonucu felç olan, sonrasında intihar eden kardeşinin intikamını almaya ant içmiş bir adamın hikâyesini anlatır. İntikam, vicdan ve adalet temaları etrafında dönen Bir Tuhaf İntikam (2012)'ın; yakın tarihimizi, adalet ve vicdandan yoksun bir toplumun yarattığı acıları, bunların bireysel hayatlarda bıraktığı izleri gözler önüne seren ve geçmişle yüzleştiren bir roman olduğu belirtilmiştir.

Zamanın Tozu (2017), İstanbul’da başlayıp Lozan’a, Midilli’ye ve küçük bir Ege kasabasına kadar geniş bir coğrafyaya, yüzyılın başından günümüze kadar geniş bir zamana yayılan, mekânlar ve zamanlar arasında gidip gelen, iyi kurgulanmış, iyi anlatılmış, sürükleyici bir romandır. Zamanın ince tozuyla örtülmüş sırların, vicdan azaplarının, unutulmayan bir ihanetin ve gecikmiş bir intikamın hikâyesi içinde; işgal altındaki İstanbul’un karanlık kışı, Anadolu’ya silah kaçıran mavnacılar, onları ihbar eden bir muhbir ve yıllar sonra çıkıp gelen bir intikamcı yer alır.