Madde Detay

Esat Anık 1 Ocak 1954'te Kütahya’da doğmuştur. Babası Ahmet Bey, annesi Hamide Hanım’dır. İlk, orta ve lise tahsilini Kütahya‘da tamamlayan şair 1972 yılında Kütahya Esnaf Kefalet Kooperatifinde muhasebeci olarak çalışır. 1973 yılında Servet Hanım’la evlenen ve üç çocuk babası olan şair 1974-75 yılları arasında askerlik hizmetini tamamlar (Güler 2017: 81). Askerlik dönüşü Kütahya Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde işe başlar ve bu yıllarda Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirir. Kütahya Köy Hizmetlerinde Sosyal Tesisler Amirliği, Şube Müdürlüğü ve Sivil Savunma Amirliği gibi görevlerden sonra 1999 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılır.

“Tavuğum” başlıklı ilk şiirini on bir yaşında, Kütahya Postası isimli gazetede yayımlayan şair, ilk gazete yazısını ise Kütahya Hakimiyet Gazetesinin 29.12.1991 tarihli 49. sayısında “Hissedişler” başlığıyla yayımlar. Kütahya Şiir Sevenler Derneğinde başkanlık yapan şair, aynı zamanda yerel yayın yapan Kütahya TV'de kültür, sanat ve edebiyat içerikli “Gönül Penceresi” isimli bir TV programını hazırlayıp sunar (Köse 2013: 41).

Haber Kütahya gazetesinde kültür, sanat ve edebiyat muhtevalı “Esat Anık’ın Gönül Penceresinden” isimli bir köşesi olan Anık, bu köşede kendi şiirlerini ve diğer şairlerin şiirlerini yayımlar ve hikâye ve yazılar kaleme alır. 2008 yılında Kültür Bakanlığınca "Kültür Bakanlığı Halk Şairi" unvanıyla ödüllendirilir (Güler 2017: 82).

Şiirlerinde Esadî mahlasını kullanan şair, kalem ve kelam ustası kabul edilir. Ona göre şiir, güzel sanatların bir dalı olmasına rağmen bilgiyle geliştirilmezse özelliğini kaybeder. Şiir, duyguların ince ince işlendiği, ahengi ve musikisi içinde olan, deruni bir anlatım şeklidir; kısacası şiir hayatın kendisidir (Karayılan 2017: 33).

Şiirlerini 2008 yılında Meselâ adıyla kitaplaştıran şair 2010 yılından beri İLESAM’ın Kütahya İl Temsilciliğini yürütür. Şiirlerinden bazıları rahmetli oğlu Sami Anık tarafından bestelenir. Esadî, şiir ve sanat çalışmalarına Kent Konseyi Kültür-Sanat Merkezi, Kütahya Sanatçılar Derneği (KÜSAD) ve Kütahya Sanatçılar Birliği (KÜSAB)’nde devam eder (Köse 2013: 40).

Türk milletini şair olarak tanımlayan Esadî'ye göre şiir zamana ve hayata hitap etmelidir (Güler 2017: 83-85). Esadi’ye göre şiirin şiir olduğu an insanları düşündürdüğü, hayrete düşürdüğü, mutlu ettiği, üzdüğü, şairi gibi acı hissettiği, velhasıl yaşanılan bir şey olduğu andır. Şiirlerindeki naifliğin ve inceliğin altında geleneksel tasavvufi anlayış hissedilir. Şairi milletin sözcüsü olarak gören Esadî, Türk milletinin hissettiği her konuda şiir yazmaya devam etmektedir (Güler 2017: 83-85).