Madde Detay
SÜLEYMAN
(d. ?/? - ö. ?/1670’te hayatta)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Süleyman 17. yüzyılda yaşamış bir
divan şairidir. Ancak ne çağında ne de daha sonra yazılmış şuara tezkirelerine
girebilmiştir. Şuara tezkirelerinde ve biyografik mahiyetteki diğer kaynaklarda
adı geçmeyen şairin Divan’ında bir
devlet adamına hitaben yazılmış kaside bulunmamaktadır. Divan’da herhangi bir olay veya kişiyle ilgili tarih şiiri de yer
almamaktadır. Klasik şairlerin şiirlerinde kendilerinden pek az bahsettikleri
malumdur. Aynı durum Süleyman için de geçerlidir. Şairin adının/mahlasının
Süleyman olduğu duruma/manaya uygun bazı beyitlerden çıkarılmıştır. Şair
yalnızca 2 Türkçe, 1 Farsça gazelinde, 1 rubaisinde ve 1 terci-bendinde
mahlasını kullanmıştır.
Şairin hangi yüzyılda yaşamış
olabileceği noktasında hareket edebileceğimiz iki çıkış noktası vardır:
Bunlardan ilki divanlar mecmuası (mecmua-i devâvîn) şeklinde düzenlenen ve
şairin divan nüshasının yer aldığı mecmuanın kendisi, ikincisi ise şairin
yazmış olduğu nazirelerdir. Süleyman
Divanı bir mecmuanın içinde yer alan altıncı eserdir. Mecmuanın 127-153.
varakları arasındadır. Mecmuada 1-52. varaklar arasında Nâ’ilî’nin (öl. 1666),
53-72. varaklar arasında Şeyhülislam Bahâyî’nin (öl. 1654), 73-88. varaklar
arasında Vecdî’nin (öl. 1661), 89-101. varaklar arası İsmetî’nin (öl. 1665),
102-126. varaklar arası Tayyibî/Tıybe Mehmed Çelebi’nin (öl. 1679) şiirleri yer
almaktadır. Anlaşılan mecmuayı tertip eden, 17. yüzyıl şairlerinden bir
divanlar mecmuası tertip etmiştir.
Süleyman; Şeyhülislam Yahyâ (öl.
1644), Mehmed Sabrî (öl. 1645), Şeyhülislam Bahâyî (öl. 1654), Vecdî (öl.
1661), İsmetî (öl. 1665), Neşâtî (öl. 1674), Mezâkî (öl. 1676), Tecellî (öl.
1688-89), Abdî Paşa (öl. 1692), Nâbî (öl. 1712) ve Vahyî (öl. 1718) gibi hepsi
17. yüzyıla mensup şairlere nazire yazmıştır. Bu isimlerin hepsinin 17. yüzyıl
şairi olması tesadüf olmamalıdır. Ayrıca Süleyman şiirlerinde iki şairi ismen
anmıştır. Bunlardan ilki Nâbî, ikincisi Abdî Paşa’dır. Şairin Nâbî’yi ismen
zikrettiği beyitler, mantıken bir şairin ancak çağdaşı olabilecek bir isme
söyleyebileceği tarzdadır. Süleyman’ın şiirlerinde zikrettiği diğer isim
Nişancı Abdurrahman Paşa’dır (öl. 1692). Süleyman, Abdî mahlasıyla şiirler de
yazan Paşa’yı ona yazdığı bir nazirede zikretmiştir. Süleyman’ın yazdığı
nazireler, şairin 17. yüzyılda yaşamış bir isim olabileceğine işaret
etmektedir. Bu nazirelerden biri tarihî bir bağlamda değerlendirilmeye
uygundur. Süleyman’ın 57. gazeli Neşâtî’ye (öl. 1674) naziredir. Neşâtî bu
şiirinde “şikeste” redifi merkezinde yaşadığı dönemdeki şarap yasağından
bahsetmiştir. Süleyman da aynı vezin, kafiye ve redifteki nazire gazelinde
“şikeste” redifine bağlı kalarak yasağa göndermede bulunmuştur. Neşâtî’nin
yaşadığı yüzyılda Vani Mehmed Efendi’nin Sultan IV. Mehmed üzerinde yoğun bir
etkisi vardır ve bu etkiyle 1670’te meyhaneler yıktırılmış, şarap
yasaklanmıştır. Bu yasak İstanbul dışında da uygulanmaya çalışılmıştır. Bu
bilgi bize şairin 1670’te hayatta olduğunu göstermektedir.
Süleyman
Divanı’nın bilinen
tek nüshası Mısır Millî Kütüphanesinde yer almaktadır. Mısır Millî Kütüphanesi
Türkçe Yazmalar Kataloğu’nda (II. Cilt, s. 91) Koca Derviş Paşa adına kayıtlı
olan bu Divan, tarihsiz olup bir
mecmuanın içinde yer alan altıncı eserdir. Nüshanın neden Dervîş Paşa (öl.
1603) adına kayıtlı olduğu ve bu hatanın nasıl yapıldığı belli değildir. Divan’daki şiirler, Derviş Paşa’ya ait
gösterilen şiirler arasında yer almamaktadır. Ayrıca nüshada yer alan nazire
şiirlerin tamamı Derviş Paşa’dan çok sonra vefat eden şairlere yazılmıştır.
Şiirlerinden hareketle 17. yüzyılda
yaşadığı anlaşılan şairin bilinen tek eseri Divan’ıdır.
Şairin Divan’ı geniş bir incelemeyle
birlikte Kaplan (2021) tarafından yayımlanmıştır. Süleyman Divanı’nda 6 kaside, 68 gazel (2’si Farsça), 1 terci-bent,
150 rubai (2’si Farsça), 14 müfret (2’si Farsça) bulunmaktadır. 68 gazelinden
15’i Nâbî’ye nazire olan şair (Kaplan, 2020: 187), bu yüzyılın klasik üslupla
şiir yazan şairlerinden birisidir.
Kaynakça
Kaplan, Hasan (2020). “Nâbî’nin
Bilinmeyen Bir Muakkibi: Süleyman ve Şairin Nâbî’ye Nazireleri”. HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi 6 (13):
176-211.
Kaplan, Hasan
(2021). Süleyman ve Dîvânı. İstanbul:
DBY Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Doç. Dr. Hasan KAPLANYayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: 18.05.2022Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i ʻişretde ki rindân şarâb isterler
Sanki zulmetde Sikender gibi âb isterler
Kad-i ham-geşte vü âh-ı dil-i ʻâşık
besdür
Bezm-i ʻışk içre ne çeng ü ne rebâb
isterler
Âteş-i ʻışkla sen sîneni sûzân
idegör
Bezm-i vuslatda
dili puhte-kebâb isterler
Gül-i ruhsârı ʻarak-rîz olıcak
şerminden
Defʻ-i derd-i sere
ʻuşşâk gül-âb isterler
Metn-i hâl ü hat-ı ruhsâra bakarlar
ʻuşşâk
Hîç bir gayri ne
defter ne kitâb isterler
Telef-i ʻömr-i ʻazîz eyleme kim
bir gün olur
Mevkıf-ı dergeh-i
Bârîde hisâb isterler
Kaʻbe-i kûyına saʻy ile olup mahmil-keş
İrmeğe menzil-i maksûda
şitâb isterler
Tâ seher ʻışk-ile bîdâr olıgör
kim ey dil
Şeb-i vuslatda ne
rüʾyâ vü ne hâb isterler
Köhne mazmûn-ile üstâda olur mı
taklîd
Tâze-gû tâze-zebân
tâze-cevâb isterler (G. 7) (Kaplan
2021).
Gazel
Mest-i ʻışka câygehdür hânkâh-ı
Mevlevî
Pür-sebû-yı bezm-i
vahdetdür külâh-ı Mevlevî
Sahn-ı gülzâr-ı İremdür hânkâh-ı
Mevlevî
Gonce-i bâğ-ı hakîkatdür
külâh-ı Mevlevî
Sürhî-i rûyı ki tâb-ı şemsle
güldür hemân
Başda dûd-ı âhıdur
zülf-i siyâh-ı Mevlevî
Çarh-ı maʻnâda rüfû-yı delkı
necm-i bî-şumâr
Resm-i dâğ-ı
sînesidür mihr ü mâh-ı Mevlevî
Setr-i sûz u tâb-ı şems-i
âsmân-ı ʻışk içün
Ebr-âsâ sâyebândur
dûd-ı âh-ı Mevlevî
Eylemez âlâyiş-i dünyâya bunlar
iʻtibâr
Cümle terk-i
mâsivâdur resm ü râh-ı Mevlevî
ʻIşka mahrem olmayanlar eylemez
anda karâr
Cây-ı erbâb-ı
derûndur tekyegâh-ı Mevlevî
Nâle-i neyden dem-â-dem zevk
idüp eyler semâʻ
Kaʻbe-i ʻuşşâk-ı Hakdur
hânkâh-ı Mevlevî (G. 60) (Kaplan 2021).
Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: 18.05.2022Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i ʻişretde ki rindân şarâb isterler
Sanki zulmetde Sikender gibi âb isterler
Kad-i ham-geşte vü âh-ı dil-i ʻâşık
besdür
Bezm-i ʻışk içre ne çeng ü ne rebâb
isterler
Âteş-i ʻışkla sen sîneni sûzân
idegör
Bezm-i vuslatda
dili puhte-kebâb isterler
Gül-i ruhsârı ʻarak-rîz olıcak
şerminden
Defʻ-i derd-i sere
ʻuşşâk gül-âb isterler
Metn-i hâl ü hat-ı ruhsâra bakarlar
ʻuşşâk
Hîç bir gayri ne
defter ne kitâb isterler
Telef-i ʻömr-i ʻazîz eyleme kim
bir gün olur
Mevkıf-ı dergeh-i
Bârîde hisâb isterler
Kaʻbe-i kûyına saʻy ile olup mahmil-keş
İrmeğe menzil-i maksûda
şitâb isterler
Tâ seher ʻışk-ile bîdâr olıgör
kim ey dil
Şeb-i vuslatda ne
rüʾyâ vü ne hâb isterler
Köhne mazmûn-ile üstâda olur mı
taklîd
Tâze-gû tâze-zebân
tâze-cevâb isterler (G. 7) (Kaplan
2021).
Gazel
Mest-i ʻışka câygehdür hânkâh-ı
Mevlevî
Pür-sebû-yı bezm-i
vahdetdür külâh-ı Mevlevî
Sahn-ı gülzâr-ı İremdür hânkâh-ı
Mevlevî
Gonce-i bâğ-ı hakîkatdür
külâh-ı Mevlevî
Sürhî-i rûyı ki tâb-ı şemsle
güldür hemân
Başda dûd-ı âhıdur
zülf-i siyâh-ı Mevlevî
Çarh-ı maʻnâda rüfû-yı delkı
necm-i bî-şumâr
Resm-i dâğ-ı
sînesidür mihr ü mâh-ı Mevlevî
Setr-i sûz u tâb-ı şems-i
âsmân-ı ʻışk içün
Ebr-âsâ sâyebândur
dûd-ı âh-ı Mevlevî
Eylemez âlâyiş-i dünyâya bunlar
iʻtibâr
Cümle terk-i
mâsivâdur resm ü râh-ı Mevlevî
ʻIşka mahrem olmayanlar eylemez
anda karâr
Cây-ı erbâb-ı
derûndur tekyegâh-ı Mevlevî
Nâle-i neyden dem-â-dem zevk
idüp eyler semâʻ
Kaʻbe-i ʻuşşâk-ı Hakdur
hânkâh-ı Mevlevî (G. 60) (Kaplan 2021).
Güncelleme Tarihi: 18.05.2022Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i ʻişretde ki rindân şarâb isterler
Sanki zulmetde Sikender gibi âb isterler
Kad-i ham-geşte vü âh-ı dil-i ʻâşık
besdür
Bezm-i ʻışk içre ne çeng ü ne rebâb
isterler
Âteş-i ʻışkla sen sîneni sûzân
idegör
Bezm-i vuslatda
dili puhte-kebâb isterler
Gül-i ruhsârı ʻarak-rîz olıcak
şerminden
Defʻ-i derd-i sere
ʻuşşâk gül-âb isterler
Metn-i hâl ü hat-ı ruhsâra bakarlar
ʻuşşâk
Hîç bir gayri ne
defter ne kitâb isterler
Telef-i ʻömr-i ʻazîz eyleme kim
bir gün olur
Mevkıf-ı dergeh-i
Bârîde hisâb isterler
Kaʻbe-i kûyına saʻy ile olup mahmil-keş
İrmeğe menzil-i maksûda
şitâb isterler
Tâ seher ʻışk-ile bîdâr olıgör
kim ey dil
Şeb-i vuslatda ne
rüʾyâ vü ne hâb isterler
Köhne mazmûn-ile üstâda olur mı
taklîd
Tâze-gû tâze-zebân
tâze-cevâb isterler (G. 7) (Kaplan
2021).
Gazel
Mest-i ʻışka câygehdür hânkâh-ı
Mevlevî
Pür-sebû-yı bezm-i
vahdetdür külâh-ı Mevlevî
Sahn-ı gülzâr-ı İremdür hânkâh-ı
Mevlevî
Gonce-i bâğ-ı hakîkatdür
külâh-ı Mevlevî
Sürhî-i rûyı ki tâb-ı şemsle
güldür hemân
Başda dûd-ı âhıdur
zülf-i siyâh-ı Mevlevî
Çarh-ı maʻnâda rüfû-yı delkı
necm-i bî-şumâr
Resm-i dâğ-ı
sînesidür mihr ü mâh-ı Mevlevî
Setr-i sûz u tâb-ı şems-i
âsmân-ı ʻışk içün
Ebr-âsâ sâyebândur
dûd-ı âh-ı Mevlevî
Eylemez âlâyiş-i dünyâya bunlar
iʻtibâr
Cümle terk-i
mâsivâdur resm ü râh-ı Mevlevî
ʻIşka mahrem olmayanlar eylemez
anda karâr
Cây-ı erbâb-ı
derûndur tekyegâh-ı Mevlevî
Nâle-i neyden dem-â-dem zevk
idüp eyler semâʻ
Kaʻbe-i ʻuşşâk-ı Hakdur
hânkâh-ı Mevlevî (G. 60) (Kaplan 2021).
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i ʻişretde ki rindân şarâb isterler
Sanki zulmetde Sikender gibi âb isterler
Kad-i ham-geşte vü âh-ı dil-i ʻâşık
besdür
Bezm-i ʻışk içre ne çeng ü ne rebâb
isterler
Âteş-i ʻışkla sen sîneni sûzân
idegör
Bezm-i vuslatda
dili puhte-kebâb isterler
Gül-i ruhsârı ʻarak-rîz olıcak
şerminden
Defʻ-i derd-i sere
ʻuşşâk gül-âb isterler
Metn-i hâl ü hat-ı ruhsâra bakarlar
ʻuşşâk
Hîç bir gayri ne
defter ne kitâb isterler
Telef-i ʻömr-i ʻazîz eyleme kim
bir gün olur
Mevkıf-ı dergeh-i
Bârîde hisâb isterler
Kaʻbe-i kûyına saʻy ile olup mahmil-keş
İrmeğe menzil-i maksûda
şitâb isterler
Tâ seher ʻışk-ile bîdâr olıgör
kim ey dil
Şeb-i vuslatda ne
rüʾyâ vü ne hâb isterler
Köhne mazmûn-ile üstâda olur mı
taklîd
Tâze-gû tâze-zebân
tâze-cevâb isterler (G. 7) (Kaplan
2021).
Gazel
Mest-i ʻışka câygehdür hânkâh-ı
Mevlevî
Pür-sebû-yı bezm-i
vahdetdür külâh-ı Mevlevî
Sahn-ı gülzâr-ı İremdür hânkâh-ı
Mevlevî
Gonce-i bâğ-ı hakîkatdür
külâh-ı Mevlevî
Sürhî-i rûyı ki tâb-ı şemsle
güldür hemân
Başda dûd-ı âhıdur
zülf-i siyâh-ı Mevlevî
Çarh-ı maʻnâda rüfû-yı delkı
necm-i bî-şumâr
Resm-i dâğ-ı
sînesidür mihr ü mâh-ı Mevlevî
Setr-i sûz u tâb-ı şems-i
âsmân-ı ʻışk içün
Ebr-âsâ sâyebândur
dûd-ı âh-ı Mevlevî
Eylemez âlâyiş-i dünyâya bunlar
iʻtibâr
Cümle terk-i
mâsivâdur resm ü râh-ı Mevlevî
ʻIşka mahrem olmayanlar eylemez
anda karâr
Cây-ı erbâb-ı
derûndur tekyegâh-ı Mevlevî
Nâle-i neyden dem-â-dem zevk
idüp eyler semâʻ
Kaʻbe-i ʻuşşâk-ı Hakdur
hânkâh-ı Mevlevî (G. 60) (Kaplan 2021).