ABDÎ, Mûsâ

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

XV. yüzyıl şairlerinden Abdî hakkında kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Kendisi, Câmasb-nâme adlı mesnevîsinde adının Mûsâ, mahlasının Abdî olduğunu ve metni II. Murâd’ın (1404-1451) isteği üzerine kaleme aldığını belirtmektedir. Şairin bilinen tek eseri Câmasb-nâme’dir. Bandırma’nın Aydıncık kasabasında 833/1429-30’da kaleme alınan metnin, Farsça mensur bir Câmasb-nâme’den manzum olarak Türkçeye çevrildiği tahmin edilmektedir. 5122 beyitten meydana gelen eser genel itibariyle aruz vezninin “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılmıştır. Ancak aralardaki toplamı 88 beyit tutan dünya ve hayatın faniliği, ayrılık ve sevgi konulu şiirlerde değişik kalıplar kullanılmıştır. Câmasb-nâme’de mesnevî kafiyeli bir tevhid, bir na’t, II. Murâd ve Sadrazam Mehmed Paşa’ya söylenmiş iki medhiye ve gazel tarzında bir mersiye bulunmaktadır. Hikâyede Danyâl Peygamber’in oğlu Câmasb’ın başından geçenler anlatılmaktadır. Buna göre arkadaşlarının ihanetine uğrayan bir kuyuya kapatılan Câmasb, kuyuda bir delik açarak Şâhmârân’ın sarayına ulaşmıştır. Burada iyi karşılanan ve Şâhmârân’dan hikmetli hikâyeler dinleyen Câmasb, sonra onların yardımı ile yeniden dünyaya dönmüş, padişahın veziri olmuş, hikmet ve bilgisi sayesinde büyük defineler bulmuştur (Özkan 2000: 299; Banarlı 2001: 478-479). Erkan (1993: 43); Abdî’nin eserinin, kâinat ve yaratılışa ilişkin mitolojik anlatılarla İran tarihinin nakledildiği Câmasb-nâme türündeki diğer metinlerden konu bakımından farklılık gösterdiğine, bunun da mesnevînin başka bir kaynaktançevrildiğini düşündürdüğüne değinmiştir. Ayrıca Gibb’in bu anlatının Bin Bir Gece Masalları’ndaki “Yılanlar Kraliçesi” hikâyesinin manzum tercümesi olduğunu, Melikoff’un ise Taberî tarihinden alındığını yazdığını belirtmiştir. Abdî’nin Tevrat kaynaklı olan ve sonradan İslamî mahiyet kazandırılan Câmasb-nâme’nin konusunu genişleterek nazma çektiğini, bu arada ona pek çok telif unsuru kattığını da vurgulamıştır Erkan (1993: 43). Abdî’nin Câmasb-nâme’si üzerine iki yüksek lisans (Çakır 1992; Koncu 1992), bir doktora tezi yapılmıştır (Bozkaplan 1989).

Abdî dil, edebiyat ve folklor açısından oldukça zengin bir eser oluşturmuştur. Millî kültürün önemli motiflerini sıkça kullanan şairin, özellikle ziyafet sofralarının tasvirindeki başarısı, devrinin padişahı II. Murâd’ın meclislerine katılmış olabileceğini düşündürmektedir. Câmasb-nâme’de aralara farklı vezinler ve nazım şekilleriyle yazdığı şiirleri yerleştirerek metni monotonluktan kurtarmıştır. Binbirgece Masalları’nı kaynak olarak kullanan Abdî’nin geniş ve zengin bir hayal gücü vardır. Şairin tahkiyede başarılı olduğunu da söylemek mümkündür.

Kaynakça

Banarlı, Nihat Sami (2001). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. C. 1. İstanbul: MEB Yay.

Bozkaplan, Şerif Ali (1989). “Abdî ve Câmasb-nâmesi”. Prof. Dr. Osman Nedim Tuna Armağanı. Malatya. 11-20.

Bozkaplan, Şerif Ali (1989). Câmasbnâme-Dil Özellikleri - Kısmî Transkripsiyon-Söz Dizini. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.

Çakır, Müjgân (1992). Abdî’nin Câmasb-nâme’si (I. Bölüm). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Çakır, Müjgân (1999). “Câmasb-nâme’deki Sofra Kültürü ve Yemek Adlarına Dair”. Türk Mutfak Kültürü Üzerine Araştırmalar 23: 11-26.

Erkan, Mustafa (1993). “Câmasbnâme”. İslâm Ansiklopedisi. C. 7. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 43-45.

Gibb, E. J. Wilkinson (2000). Osmanlı Şiir Tarihi. C. I-II. çev. A. Çavuşoğlu. Ankara: Akçağ Yay.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1970). Büyük Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yayınevi.

Koncu, Hanife (1992). Abdî’nin Câmasb-nâme’si (II.Bölüm). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 

Özkan, Mustafa (2000). Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi. İstanbul: Filiz Kitabevi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET DURSUN ERDEM
Yayın Tarihi: 17.01.2015
Güncelleme Tarihi: 13.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Câmasb-nâme’den

Ol şehirde var-ıdı bir şeyh-i pîr

Adı Affân ilm içinde bî-nazîr

 

Hem Benî İsrâ’ilî imiş o da

Bülkıyâ’nun kavmi imiş aslı da

 

Âlim imiş ol Benî İsrâ’ilî

Her neye sunsa irermiş ilm eli

 

Hendese vü ilm-i hikmet hey’etî

Dükeli fenne yitermiş kuvveti

 

İlmün ol şöyle bilürmiş aslını

İbtidâ kandan alur yâ fazlını

 

Tevrât’ı Suhf’ı Zebûr’ı İncîl’i

Okımış bilür-imiş her bir dili

 

Bir gün ol Tevrît içinde mu’teber

Okıyup buldı acâyib bir haber

 

Geldi Tevrât’da okurken işbu rîv

Kim Süleymân yüzügini aldı dîv

 

Âlemi yüzük musahhar kıldugın

Anı dîv alup Süleymân oldugın

 

Okıdı Affân bu sözleri hemân

Hem Süleymân ölmiş idi ol zamân

 

Geçürüp komışlar-ıdı iy ata

Tâbûtını yiddi denizden öte

 

Barmagındaydı bile engüşteri

Korkudan varmaz ana dîv ü perî

 

İlm içinde bildi Affân bunları

Ben alayın didi ol engüşteri

 

Niçe geçem dir idi yiddi deniz

İşbu kaygudan sarardurdı beniz

 

İlm-ile buldı işit dermân ana

Gör niçe olur sular fermân ana

 

Buldı hikmetle yılanlar şâhını

Kim dutup sanduga koysa âhenî

 

Kendü-y-ile anı gördi yürise

Otlarun dilin bile ne dir ise

 

Hem ana otlar ağaçlar söyleye

Hâsiyetlerini ma’lûm eyleye

 

İşbu kayguları Affân yir-idi

Kanda ola Şâhmârân dir-idi

(Çakır, Müjgân (1994). Abdî’nin Câmasb-nâmesi (I. Bölüm). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 58-60.)