ÂDİL, Şeyh Âdil Efendi

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Çelebi Sultân Mehmed (sal. 1413-1421) dönemi şairlerinden Âdil Efendi; Âbid Çelebi’nin torunu, Çelebi Emîr Âlim Efendi’nin oğlu ve halefidir. Konya Mevlevîhânesi şeyhlerindendir. Karaman, bunların döneminde Osmanlı Devletine bağlanmıştır. Kırk sene şeyhlik makamında oturduktan sonra yerine oğlu Çelebi Cemâleddîn’i geçirip inzivaya çekilmiştir. Konya’daki Yeşil Türbe’de defnedilmiştir. Kaynaklarda Âdil Efendi’nin tasavvuf ve dervişlerin irşadıyla ilgili mesnevî tarzında eserlerinin bulunduğu belirtilmişse de isimleri verilmemiştir (Genç 2000: 334; Alî Enver 1309: 150-151). Ayrıca şiirlerinin gerçeklerden izler taşıyan, vahiy işaretli sözler olduğuna, tasavvufa dair manzumelerinin edebî sanatlarla süslü olup ediplerce beğenildiğine de değinilmiştir. 

Kaynakça

Alî Enver (1309). Semâ-hâne-i Edeb. İstanbul.

Erdem, Sadık (hzl.) (2013). Alî Enver, Semâ-hâne-i Edeb. Ankara: TTK Yay.

Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede, Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay.

Hafızoğlu, Tahir (hzl.) (2010). Alî Enver Bey, Mevlevi Şairler - Semâ’-hâne-i Edeb. İstanbul: İnsan Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (Hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF AYAN NİZAM
Yayın Tarihi: 27.10.2014
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Kıt’a

Levh-i dil kim sâde-i her nakş ola

Hâfız-ı esrâr-ı gaybü’l-gayb olur

Levh-i mahfûza olup âyine-dâr

Ayn-ı sânî nüsha-i lâ-reyb olur

(Erdem, Sadık (hzl.) (2013). Alî Enver, Semâ-hâne-i Edeb. Ankara: TTK Yay. 139.)

 

Beyt

Mebâş der-pey-i âzâr u her çî hâhî kon

Ki der-şerî’at-i mâ gayr ez-în günâhî nist

(Zulüm peşinde olma ve (başka) ne istersen yap. Ki bizim şeriatimizde bundan başka bir günah yok.)

(Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede, Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay. 333.)

 

Matla’

Her zevk-râ ki cûyî der-hod be-hod ki yâbî

Ver ne çü halk mânî ender birûn-ı bâbî

(Kendinde aradığın her zevki yine kendinde bulursun. Yoksa halkın kendi gibi kapı dışında kalırsın.)

(Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede, Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay. 334.)