Madde Detay
ÂKIB, Sükûtî-zâde
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Âkıb mahlaslı şair hakkında tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Şairin varlığından Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi’nde bulunan ASL 568, Mec 26 numaralı mecmuadaki şiirleri vasıtasıyla haberdar olunmaktadır. Bu mecmuadaki ilk tahmisinin başında Âkıb’dan -mensup olduğu aile ya da babası kastedilerek- “Sükûtî-zâde” ifadesiyle söz edildiği görülmektedir (yk. 0b). Kayıttaki Sükûtî’nin o dönemlerde yaşayan şair Fennî Sükûtî (Aksoyak 2015) mi, kadılık yapan Ömer Sükûtî (Özcan 1989: 38) mi ya da başka bir Sükûtî mi olduğuna dairse elimizde bilgi yoktur. 17. yüzyıl şairlerinden Nâilî’nin (İpekten 1990: 319) ve 17. yüzyıl sonu ile 18. yüzyıl başlarında yaşayan Âgâh’ın (Akpınar 2006: 444) gazellerine yazmış olduğu iki tahmise ve mecmuada şiirleri bulunan şairlerin büyük oranda bu yüzyıllarda yaşamış şairler olmasına bakılırsa Âkıb büyük ihtimalle17. veya 18. yüzyılda yaşamıştır.
Âkıb’ın Nâilî ve Âgâh gibi şairlere tahmisler yazmasından ve gazellerindeki üslubundan hareketle sebk-i Hindî’yi (Hint üslubu) benimseyen bir şair olduğunu söylemek mümkündür. Akıcı bir üsluba ve rahat bir söyleyişe sahip bulunduğu görülen şairin elimizde 21 gazeli, 2 tahmisi, 1 müseddesi ile birkaç beyti bulunmaktadır.
Kaynakça
Akpınar, Şerife (2006). Âgâh Dîvânı ve İncelenmesi. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.
Aksoyak, İsmail Hakkı (2015). “Fennî, Yûsuf Fennî Sükûtî Efendi”. TEİS Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=6778 [erişim tarihi: 06.06.2017].
İpekten, Halûk (hzl.) (1990). Nâilî Divanı. Ankara: Akçağ Yay.
Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi, ASL 568, Mec 26, vr. 0b-1a.
Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri, Vakâyiü’l-Fuzalâ. C.3. İstanbul: Çağrı Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. AHMET İÇLİYayın Tarihi: 01.07.2017Güncelleme Tarihi: 22.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i târ içre kaldum yakmadum âhir çerâgundan
Yakardum sevdügüm bulsam fetîle penbe dâgundan
Bu cismüm dâgını görsen o denlü şuʿle-tâb olmış
Ziyâ virmez bana şimdengerü yaksam o yagından
Harâm olsun içersem bâde-i gül-fâmı bir kerre
Gel ey sâkî biz el çekdük senün şimdi ayagundan
İçildi bâde-i gam pây-ı tevbe hep şikest oldı
Halâs olduk yine o şahne-i sabrun yasagından
Felek meh-pâresidür hâleveş sen de der-âgûş it
O tıfl-ı nâzenîni gel düşürme sen kucagundan
Esîr-i gûşe-i mihnetde zâr oldun yeter Âkıb
Çıkar sevdâ-yı aşkun penbesin sen de kulagundan
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 4a.)
Gazel-i Âgâh Tahmîs-i Sükûtî-zâde
Çeşm-i cellâdı ne hûnhâr idügin ben bilürem
O hilâl-ebrû sitemkâr idügin ben bilürem
O gözi kanlu ne mekkâr idügin ben bilürem
Çeşm-i mestün ne siyehkâr idügin ben bilürem
Çekmişem derdini bîmâr idügin ben bilürem
Harem-i vuslata girmiş yine agyâr-ı le’îm
İʿtibâr itme sakın anlara olma teslîm
Dilberânun haberin virdi bana bâd-ı nesîm
Bir birinden sebak-ı cevri iderler taʿlîm
Hûb ile cümle cefâkâr idügin ben bilürem
Katı bâlâ-rev olan tabʿumı pest eylemişem
Meclis-i meyde nice sâgarı dest eylemişem
O şehi nâz ile ben bâde-perest eylemişem
Ben de çok sâgar-ı peymâne şikest eylemişem
Mest-i nahvet ne dil-âzâr idügin ben bilürem
Şeb-i mihnet-zede ahvâlini bîmâr anlar
Lezzet-i dilberi hem âşık-ı dîdâr anlar
Dâm-ı aşkun sitemin sayd-ı cefâkâr anlar
Cevr-i sayyâdı yine murg-ı giriftâr anlar
O cefâ-cû ne sitemkâr idügin ben bilürem
Âkıbâ sanma ki ömrün senün âzâde geçer
Eylemez nîm-nigeh bülbüle gül sâde geçer
Jâleveş eşk-i terüm gonçeye dildâde geçer
Gerçi şebnem gibi her gül-ruha üftâde geçer
Kime Âgâh giriftâr idügin ben bilürem
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 0b-1a.)
Gazel-i Nâ’ilî Tahmîs-i Âkıb
Teşrîfine bilsek o mehün fursat olur mı
Yoksa reh-i vuslatda aceb illet olur mı
Ol şûh-ı cihân ile yine ülfet olur mı
Ol mâh ile yâ Rab bu gice sohbet olur mı
Ol şûh-ı cihân-tâb ile germiyyet olur mı
Dil şâd ola mı himmet-i lutf-ı keremünle
Âyâ bize de ruhsat olur mı nazarunla
Lutfun ola mı câm-ı mey-i laʿl-i lebünle
Feyz-i eser-i câzibe-i mihr-i ruhunla
Çeşm-i dil ü cân bir nigeh-i hasret olur mı
Zânû-zedeyem varamam ol yâre de bilmem
Ruhsârına bu kesret-i nezzâre de bilmem
Sordım leb-i dildâre didi ara da bilmem
Âyândur ol illet-i mehpâre de bilmem
Bir nîm nigehle hevese ruhsat olur mı
Ölsek o şehi nâz ile bir bûsede görsek
Lutf itse elinden yine bir kâse de görsek
Bir kez felegün devri yine dönse de görsek
Baht-ı siyehün kârı tamâm olsa da görsek
Kâmı dil-i nâ-kâma da bir himmet olur mı
Benzer mi bu meclis yine nev-rûz ile ıyde
Âkıb yine dil murgını gel itme perîde
Bir özge halâvet görinür mutrıb-ı neyde
Yâr olmayıcak Nâ’iliyâ meclis-i meyde
Esbâb-ı tarab bâʿis-i cemiyyet olur mı
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 1a-1b.)
Müseddes-i Âkıb
Âşık olmaz güle de bülbül-i şeydâ böyle
Gülşen içre dahı olmaz gül-i raʿnâ böyle
Açma kâkül girihün gelmeye sevdâ böyle
Olamaz hüsn ile kimse sana hem-tâ böyle
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Kerem it lutf ile gel itme sakın cevr-i dırâz
Sabr ider cevrine ammâ açamaz kimse râz
Âşıka eylese maʿşûk ne kadar nâz u niyâz
Kadrini arturur âhir olur elbet mümtâz
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Nazarun cevher-i yek-tâya da sarrâf olsun
Âşıkun kadrini bil sende de insâf olsun
Kerem it böyle niyâzı koma itlâf olsun
Kîneyi defʿ idegör sîneyi ko sâf olsun
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yeter ey şûh esîr-i gam-ı hicrân oldum
Sitem-i cevr-i elemden katı giryân oldum
Zâr-ı mihnetle o gam-hâneye mihmân oldum
Nazar-ı lutfla bak yoksa perîşân oldum
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yakaram sîneme bir dâg-ı gam-efrûz şehâ
Sönmeye haşre dek âhir vir her demde ziyâ
Rûy-ı dil görmese de itmez elinden şekvâ
Dil-i Âkıb sitem-i cevre neden oldı sezâ
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 2a-2b.)
Yayın Tarihi: 01.07.2017Güncelleme Tarihi: 22.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i târ içre kaldum yakmadum âhir çerâgundan
Yakardum sevdügüm bulsam fetîle penbe dâgundan
Bu cismüm dâgını görsen o denlü şuʿle-tâb olmış
Ziyâ virmez bana şimdengerü yaksam o yagından
Harâm olsun içersem bâde-i gül-fâmı bir kerre
Gel ey sâkî biz el çekdük senün şimdi ayagundan
İçildi bâde-i gam pây-ı tevbe hep şikest oldı
Halâs olduk yine o şahne-i sabrun yasagından
Felek meh-pâresidür hâleveş sen de der-âgûş it
O tıfl-ı nâzenîni gel düşürme sen kucagundan
Esîr-i gûşe-i mihnetde zâr oldun yeter Âkıb
Çıkar sevdâ-yı aşkun penbesin sen de kulagundan
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 4a.)
Gazel-i Âgâh Tahmîs-i Sükûtî-zâde
Çeşm-i cellâdı ne hûnhâr idügin ben bilürem
O hilâl-ebrû sitemkâr idügin ben bilürem
O gözi kanlu ne mekkâr idügin ben bilürem
Çeşm-i mestün ne siyehkâr idügin ben bilürem
Çekmişem derdini bîmâr idügin ben bilürem
Harem-i vuslata girmiş yine agyâr-ı le’îm
İʿtibâr itme sakın anlara olma teslîm
Dilberânun haberin virdi bana bâd-ı nesîm
Bir birinden sebak-ı cevri iderler taʿlîm
Hûb ile cümle cefâkâr idügin ben bilürem
Katı bâlâ-rev olan tabʿumı pest eylemişem
Meclis-i meyde nice sâgarı dest eylemişem
O şehi nâz ile ben bâde-perest eylemişem
Ben de çok sâgar-ı peymâne şikest eylemişem
Mest-i nahvet ne dil-âzâr idügin ben bilürem
Şeb-i mihnet-zede ahvâlini bîmâr anlar
Lezzet-i dilberi hem âşık-ı dîdâr anlar
Dâm-ı aşkun sitemin sayd-ı cefâkâr anlar
Cevr-i sayyâdı yine murg-ı giriftâr anlar
O cefâ-cû ne sitemkâr idügin ben bilürem
Âkıbâ sanma ki ömrün senün âzâde geçer
Eylemez nîm-nigeh bülbüle gül sâde geçer
Jâleveş eşk-i terüm gonçeye dildâde geçer
Gerçi şebnem gibi her gül-ruha üftâde geçer
Kime Âgâh giriftâr idügin ben bilürem
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 0b-1a.)
Gazel-i Nâ’ilî Tahmîs-i Âkıb
Teşrîfine bilsek o mehün fursat olur mı
Yoksa reh-i vuslatda aceb illet olur mı
Ol şûh-ı cihân ile yine ülfet olur mı
Ol mâh ile yâ Rab bu gice sohbet olur mı
Ol şûh-ı cihân-tâb ile germiyyet olur mı
Dil şâd ola mı himmet-i lutf-ı keremünle
Âyâ bize de ruhsat olur mı nazarunla
Lutfun ola mı câm-ı mey-i laʿl-i lebünle
Feyz-i eser-i câzibe-i mihr-i ruhunla
Çeşm-i dil ü cân bir nigeh-i hasret olur mı
Zânû-zedeyem varamam ol yâre de bilmem
Ruhsârına bu kesret-i nezzâre de bilmem
Sordım leb-i dildâre didi ara da bilmem
Âyândur ol illet-i mehpâre de bilmem
Bir nîm nigehle hevese ruhsat olur mı
Ölsek o şehi nâz ile bir bûsede görsek
Lutf itse elinden yine bir kâse de görsek
Bir kez felegün devri yine dönse de görsek
Baht-ı siyehün kârı tamâm olsa da görsek
Kâmı dil-i nâ-kâma da bir himmet olur mı
Benzer mi bu meclis yine nev-rûz ile ıyde
Âkıb yine dil murgını gel itme perîde
Bir özge halâvet görinür mutrıb-ı neyde
Yâr olmayıcak Nâ’iliyâ meclis-i meyde
Esbâb-ı tarab bâʿis-i cemiyyet olur mı
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 1a-1b.)
Müseddes-i Âkıb
Âşık olmaz güle de bülbül-i şeydâ böyle
Gülşen içre dahı olmaz gül-i raʿnâ böyle
Açma kâkül girihün gelmeye sevdâ böyle
Olamaz hüsn ile kimse sana hem-tâ böyle
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Kerem it lutf ile gel itme sakın cevr-i dırâz
Sabr ider cevrine ammâ açamaz kimse râz
Âşıka eylese maʿşûk ne kadar nâz u niyâz
Kadrini arturur âhir olur elbet mümtâz
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Nazarun cevher-i yek-tâya da sarrâf olsun
Âşıkun kadrini bil sende de insâf olsun
Kerem it böyle niyâzı koma itlâf olsun
Kîneyi defʿ idegör sîneyi ko sâf olsun
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yeter ey şûh esîr-i gam-ı hicrân oldum
Sitem-i cevr-i elemden katı giryân oldum
Zâr-ı mihnetle o gam-hâneye mihmân oldum
Nazar-ı lutfla bak yoksa perîşân oldum
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yakaram sîneme bir dâg-ı gam-efrûz şehâ
Sönmeye haşre dek âhir vir her demde ziyâ
Rûy-ı dil görmese de itmez elinden şekvâ
Dil-i Âkıb sitem-i cevre neden oldı sezâ
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 2a-2b.)
Güncelleme Tarihi: 22.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i târ içre kaldum yakmadum âhir çerâgundan
Yakardum sevdügüm bulsam fetîle penbe dâgundan
Bu cismüm dâgını görsen o denlü şuʿle-tâb olmış
Ziyâ virmez bana şimdengerü yaksam o yagından
Harâm olsun içersem bâde-i gül-fâmı bir kerre
Gel ey sâkî biz el çekdük senün şimdi ayagundan
İçildi bâde-i gam pây-ı tevbe hep şikest oldı
Halâs olduk yine o şahne-i sabrun yasagından
Felek meh-pâresidür hâleveş sen de der-âgûş it
O tıfl-ı nâzenîni gel düşürme sen kucagundan
Esîr-i gûşe-i mihnetde zâr oldun yeter Âkıb
Çıkar sevdâ-yı aşkun penbesin sen de kulagundan
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 4a.)
Gazel-i Âgâh Tahmîs-i Sükûtî-zâde
Çeşm-i cellâdı ne hûnhâr idügin ben bilürem
O hilâl-ebrû sitemkâr idügin ben bilürem
O gözi kanlu ne mekkâr idügin ben bilürem
Çeşm-i mestün ne siyehkâr idügin ben bilürem
Çekmişem derdini bîmâr idügin ben bilürem
Harem-i vuslata girmiş yine agyâr-ı le’îm
İʿtibâr itme sakın anlara olma teslîm
Dilberânun haberin virdi bana bâd-ı nesîm
Bir birinden sebak-ı cevri iderler taʿlîm
Hûb ile cümle cefâkâr idügin ben bilürem
Katı bâlâ-rev olan tabʿumı pest eylemişem
Meclis-i meyde nice sâgarı dest eylemişem
O şehi nâz ile ben bâde-perest eylemişem
Ben de çok sâgar-ı peymâne şikest eylemişem
Mest-i nahvet ne dil-âzâr idügin ben bilürem
Şeb-i mihnet-zede ahvâlini bîmâr anlar
Lezzet-i dilberi hem âşık-ı dîdâr anlar
Dâm-ı aşkun sitemin sayd-ı cefâkâr anlar
Cevr-i sayyâdı yine murg-ı giriftâr anlar
O cefâ-cû ne sitemkâr idügin ben bilürem
Âkıbâ sanma ki ömrün senün âzâde geçer
Eylemez nîm-nigeh bülbüle gül sâde geçer
Jâleveş eşk-i terüm gonçeye dildâde geçer
Gerçi şebnem gibi her gül-ruha üftâde geçer
Kime Âgâh giriftâr idügin ben bilürem
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 0b-1a.)
Gazel-i Nâ’ilî Tahmîs-i Âkıb
Teşrîfine bilsek o mehün fursat olur mı
Yoksa reh-i vuslatda aceb illet olur mı
Ol şûh-ı cihân ile yine ülfet olur mı
Ol mâh ile yâ Rab bu gice sohbet olur mı
Ol şûh-ı cihân-tâb ile germiyyet olur mı
Dil şâd ola mı himmet-i lutf-ı keremünle
Âyâ bize de ruhsat olur mı nazarunla
Lutfun ola mı câm-ı mey-i laʿl-i lebünle
Feyz-i eser-i câzibe-i mihr-i ruhunla
Çeşm-i dil ü cân bir nigeh-i hasret olur mı
Zânû-zedeyem varamam ol yâre de bilmem
Ruhsârına bu kesret-i nezzâre de bilmem
Sordım leb-i dildâre didi ara da bilmem
Âyândur ol illet-i mehpâre de bilmem
Bir nîm nigehle hevese ruhsat olur mı
Ölsek o şehi nâz ile bir bûsede görsek
Lutf itse elinden yine bir kâse de görsek
Bir kez felegün devri yine dönse de görsek
Baht-ı siyehün kârı tamâm olsa da görsek
Kâmı dil-i nâ-kâma da bir himmet olur mı
Benzer mi bu meclis yine nev-rûz ile ıyde
Âkıb yine dil murgını gel itme perîde
Bir özge halâvet görinür mutrıb-ı neyde
Yâr olmayıcak Nâ’iliyâ meclis-i meyde
Esbâb-ı tarab bâʿis-i cemiyyet olur mı
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 1a-1b.)
Müseddes-i Âkıb
Âşık olmaz güle de bülbül-i şeydâ böyle
Gülşen içre dahı olmaz gül-i raʿnâ böyle
Açma kâkül girihün gelmeye sevdâ böyle
Olamaz hüsn ile kimse sana hem-tâ böyle
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Kerem it lutf ile gel itme sakın cevr-i dırâz
Sabr ider cevrine ammâ açamaz kimse râz
Âşıka eylese maʿşûk ne kadar nâz u niyâz
Kadrini arturur âhir olur elbet mümtâz
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Nazarun cevher-i yek-tâya da sarrâf olsun
Âşıkun kadrini bil sende de insâf olsun
Kerem it böyle niyâzı koma itlâf olsun
Kîneyi defʿ idegör sîneyi ko sâf olsun
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yeter ey şûh esîr-i gam-ı hicrân oldum
Sitem-i cevr-i elemden katı giryân oldum
Zâr-ı mihnetle o gam-hâneye mihmân oldum
Nazar-ı lutfla bak yoksa perîşân oldum
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yakaram sîneme bir dâg-ı gam-efrûz şehâ
Sönmeye haşre dek âhir vir her demde ziyâ
Rûy-ı dil görmese de itmez elinden şekvâ
Dil-i Âkıb sitem-i cevre neden oldı sezâ
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 2a-2b.)
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Şeb-i târ içre kaldum yakmadum âhir çerâgundan
Yakardum sevdügüm bulsam fetîle penbe dâgundan
Bu cismüm dâgını görsen o denlü şuʿle-tâb olmış
Ziyâ virmez bana şimdengerü yaksam o yagından
Harâm olsun içersem bâde-i gül-fâmı bir kerre
Gel ey sâkî biz el çekdük senün şimdi ayagundan
İçildi bâde-i gam pây-ı tevbe hep şikest oldı
Halâs olduk yine o şahne-i sabrun yasagından
Felek meh-pâresidür hâleveş sen de der-âgûş it
O tıfl-ı nâzenîni gel düşürme sen kucagundan
Esîr-i gûşe-i mihnetde zâr oldun yeter Âkıb
Çıkar sevdâ-yı aşkun penbesin sen de kulagundan
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 4a.)
Gazel-i Âgâh Tahmîs-i Sükûtî-zâde
Çeşm-i cellâdı ne hûnhâr idügin ben bilürem
O hilâl-ebrû sitemkâr idügin ben bilürem
O gözi kanlu ne mekkâr idügin ben bilürem
Çeşm-i mestün ne siyehkâr idügin ben bilürem
Çekmişem derdini bîmâr idügin ben bilürem
Harem-i vuslata girmiş yine agyâr-ı le’îm
İʿtibâr itme sakın anlara olma teslîm
Dilberânun haberin virdi bana bâd-ı nesîm
Bir birinden sebak-ı cevri iderler taʿlîm
Hûb ile cümle cefâkâr idügin ben bilürem
Katı bâlâ-rev olan tabʿumı pest eylemişem
Meclis-i meyde nice sâgarı dest eylemişem
O şehi nâz ile ben bâde-perest eylemişem
Ben de çok sâgar-ı peymâne şikest eylemişem
Mest-i nahvet ne dil-âzâr idügin ben bilürem
Şeb-i mihnet-zede ahvâlini bîmâr anlar
Lezzet-i dilberi hem âşık-ı dîdâr anlar
Dâm-ı aşkun sitemin sayd-ı cefâkâr anlar
Cevr-i sayyâdı yine murg-ı giriftâr anlar
O cefâ-cû ne sitemkâr idügin ben bilürem
Âkıbâ sanma ki ömrün senün âzâde geçer
Eylemez nîm-nigeh bülbüle gül sâde geçer
Jâleveş eşk-i terüm gonçeye dildâde geçer
Gerçi şebnem gibi her gül-ruha üftâde geçer
Kime Âgâh giriftâr idügin ben bilürem
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 0b-1a.)
Gazel-i Nâ’ilî Tahmîs-i Âkıb
Teşrîfine bilsek o mehün fursat olur mı
Yoksa reh-i vuslatda aceb illet olur mı
Ol şûh-ı cihân ile yine ülfet olur mı
Ol mâh ile yâ Rab bu gice sohbet olur mı
Ol şûh-ı cihân-tâb ile germiyyet olur mı
Dil şâd ola mı himmet-i lutf-ı keremünle
Âyâ bize de ruhsat olur mı nazarunla
Lutfun ola mı câm-ı mey-i laʿl-i lebünle
Feyz-i eser-i câzibe-i mihr-i ruhunla
Çeşm-i dil ü cân bir nigeh-i hasret olur mı
Zânû-zedeyem varamam ol yâre de bilmem
Ruhsârına bu kesret-i nezzâre de bilmem
Sordım leb-i dildâre didi ara da bilmem
Âyândur ol illet-i mehpâre de bilmem
Bir nîm nigehle hevese ruhsat olur mı
Ölsek o şehi nâz ile bir bûsede görsek
Lutf itse elinden yine bir kâse de görsek
Bir kez felegün devri yine dönse de görsek
Baht-ı siyehün kârı tamâm olsa da görsek
Kâmı dil-i nâ-kâma da bir himmet olur mı
Benzer mi bu meclis yine nev-rûz ile ıyde
Âkıb yine dil murgını gel itme perîde
Bir özge halâvet görinür mutrıb-ı neyde
Yâr olmayıcak Nâ’iliyâ meclis-i meyde
Esbâb-ı tarab bâʿis-i cemiyyet olur mı
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 1a-1b.)
Müseddes-i Âkıb
Âşık olmaz güle de bülbül-i şeydâ böyle
Gülşen içre dahı olmaz gül-i raʿnâ böyle
Açma kâkül girihün gelmeye sevdâ böyle
Olamaz hüsn ile kimse sana hem-tâ böyle
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Kerem it lutf ile gel itme sakın cevr-i dırâz
Sabr ider cevrine ammâ açamaz kimse râz
Âşıka eylese maʿşûk ne kadar nâz u niyâz
Kadrini arturur âhir olur elbet mümtâz
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Nazarun cevher-i yek-tâya da sarrâf olsun
Âşıkun kadrini bil sende de insâf olsun
Kerem it böyle niyâzı koma itlâf olsun
Kîneyi defʿ idegör sîneyi ko sâf olsun
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yeter ey şûh esîr-i gam-ı hicrân oldum
Sitem-i cevr-i elemden katı giryân oldum
Zâr-ı mihnetle o gam-hâneye mihmân oldum
Nazar-ı lutfla bak yoksa perîşân oldum
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
Yakaram sîneme bir dâg-ı gam-efrûz şehâ
Sönmeye haşre dek âhir vir her demde ziyâ
Rûy-ı dil görmese de itmez elinden şekvâ
Dil-i Âkıb sitem-i cevre neden oldı sezâ
Olmaz olmaz güzelüm şûh-ı dil-ârâ böyle
Bana nâz eyle didüm dimedüm ammâ böyle
(Mecmûʿa. Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Yazma Eser Kütüphanesi ASL 568, Mec 26. vr. 2a-2b.)