Madde Detay
ÂKİF, Lütfullâh Âkif Efendi
(d. ?/? - ö. Şevvâl 1201/Temmuz-Ağustos 1787)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hayatına dair bilinenler sınırlıdır. Doğum yeri ve tarihi bilinmemektedir. Lütfullah Âkif Efendi olarak tanındı. Rumeli kadılığı yaptı. Ömrünün çoğu kadı vekilliği ile geçti. Şevvâl 1201/Temmuz-Ağustos 1787’de Rumeli’nde Ezdin adlı yerde vefat etti. Mezarı Ezdin’dedir (Silahdarzâde vr. 65b; Kılıç yty. : 99). Şiirlerindeki bazı bilgilerden Rusçuk’ta bulunduğu ve Sakız’da nâiblik yaptığı anlaşılmaktadır (Kılıç: 104-105).
Lütfullah Âkif Efendi’nin eserlerine dair bilgi yoktur. Şefkat Tezkiresi (Kılıç: 99-112)’nde 26 gazeli ve Nedîm’in gazeline yaptığı bir tahmisi bulunmaktadır. Silahdarzâde (vr. 65b-66b)’de ise on yedi gazeli yer almaktadır. Bu manzumelerden hareketle geleneğe hâkim ve kudretli bir şair olduğu söylenebilir.
Kaynakça
Kılıç, Filiz (hzl.) (yty.). Şefkat Tezkîre-i Şu‘arâ-yı Şefkat-i Bagdâdî. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 28.03.2014].
Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri, C. I-II. Ankara: Bizim Büro Yay. 623.
Silahdarzâde Mehmed Emin. Tezkire-i Şuara. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi. T 2557. vr. 42a.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). “Âkif (Lütfullah)”. C. 1. İstanbul: Dergâh Yay. 93.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. BEYHAN KESİKYayın Tarihi: 02.04.2014Güncelleme Tarihi: 22.11.2020Eserlerinden Örnekler
Tahmîs-i Gazel-i Nedîm
Bu hüsn ü ân ile bir âfet-i devrân mısın kâfir
Ki yoksa bir ziyâ-güster meh-i tâbân mısın kâfir
Nedir bu mertebe sen düşmen-i îmân mısın kâfir
Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgû Han mısın kâfir
Amân dünyâyı yakdın âteş-i sûzân mısın kâfir
Hele ben görmedim bir sana benzer ey perî-peyker
Bir nice tarz u tavr u şîve-i reftârı hoş dil-ber
Gören bir kerre cânâ tâ-be-haşr vasfını eyler
Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen dogru söyle cân mısın cânân mısın kâfir
Sana nakd-i dilin hüsnün temâşâ eyleyen vermiş
Aceb var mı safâ-yı vaslına uşşâkdan ermiş
İzâr-ı tâbnâkin şem‘-i ruhsârın gören dermiş
Şarâb-ı âteşînin keyfi rûyun şu‘lelendirmiş
Bu hâletle çerâg-ı meclis-i mestân mısın kâfir
Beni mecnûn eden ancak senin bu şîve vü nâzın
Görüp rahm et dil-i âvârenin bu hâl-i nâ-sâzın
Amân leb-rîz-i âheng et gehîce vuslatın sâzın
Kız oglan nâzı nâzın şeh-levend âvâzı âvâzın
Belâsın ben de bilmem kız mısın oglan mısın kâfir
Cihânda kalmadı aşkın ile zâr olmadık bir kes
Tegâfül tâ-be-key cevr ü sitem ey şûh besdir bes
Nigâh-ı merhamet kıl âşıkındır ser-te-ser herkes
Ne ma‘nâ gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas
Ki ya‘nî şu‘le-i cân-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir
Perestiş etmeyen sen âfet-i şûh-ı dil-ârâya
Cihânda kâfir-i aşk u muhabbetdir o bî-mâye
Hele ben âşıkım sen âfitâb u mâh-sîmâya
Niçün sık sık bakarsın böyle mir’ât-ı mücellâya
Meger sen dahı kendi hüsnüne hayrân mısın kâfir
Reh-i aşkında olmuşdur fedâ çok dîn ü îmânlar
Dahı gitse gerekdir ugruna cânâ nice cânlar
Ederken durmayıp aşkın ile uşşâkın efgânlar
Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i girîbânlar
Aceb bir şûha sen de ‘âşık-ı nâlân mısın kâfir
Senin var Âkifâsâ âşıkın vâfir işitmişdik
Hırâm etsen ne sûya âh olur zâhir işitmişdik
İşin üftâdegâna firkata dâ’ir işitmişdik
Esîr etmiş Nedîm-i zârı bir kâfir işitmişdik
Sen ol cellâd-ı dîn ü düşmen-i îmân mısın kâfir
(Kılıç, Filiz (hzl.) (yty.). Şefkat Tezkîre-i Şu‘arâ-yı Şefkat-i Bagdâdî. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 28.03.2014]. 112.)
Yayın Tarihi: 02.04.2014Güncelleme Tarihi: 22.11.2020Eserlerinden Örnekler
Tahmîs-i Gazel-i Nedîm
Bu hüsn ü ân ile bir âfet-i devrân mısın kâfir
Ki yoksa bir ziyâ-güster meh-i tâbân mısın kâfir
Nedir bu mertebe sen düşmen-i îmân mısın kâfir
Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgû Han mısın kâfir
Amân dünyâyı yakdın âteş-i sûzân mısın kâfir
Hele ben görmedim bir sana benzer ey perî-peyker
Bir nice tarz u tavr u şîve-i reftârı hoş dil-ber
Gören bir kerre cânâ tâ-be-haşr vasfını eyler
Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen dogru söyle cân mısın cânân mısın kâfir
Sana nakd-i dilin hüsnün temâşâ eyleyen vermiş
Aceb var mı safâ-yı vaslına uşşâkdan ermiş
İzâr-ı tâbnâkin şem‘-i ruhsârın gören dermiş
Şarâb-ı âteşînin keyfi rûyun şu‘lelendirmiş
Bu hâletle çerâg-ı meclis-i mestân mısın kâfir
Beni mecnûn eden ancak senin bu şîve vü nâzın
Görüp rahm et dil-i âvârenin bu hâl-i nâ-sâzın
Amân leb-rîz-i âheng et gehîce vuslatın sâzın
Kız oglan nâzı nâzın şeh-levend âvâzı âvâzın
Belâsın ben de bilmem kız mısın oglan mısın kâfir
Cihânda kalmadı aşkın ile zâr olmadık bir kes
Tegâfül tâ-be-key cevr ü sitem ey şûh besdir bes
Nigâh-ı merhamet kıl âşıkındır ser-te-ser herkes
Ne ma‘nâ gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas
Ki ya‘nî şu‘le-i cân-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir
Perestiş etmeyen sen âfet-i şûh-ı dil-ârâya
Cihânda kâfir-i aşk u muhabbetdir o bî-mâye
Hele ben âşıkım sen âfitâb u mâh-sîmâya
Niçün sık sık bakarsın böyle mir’ât-ı mücellâya
Meger sen dahı kendi hüsnüne hayrân mısın kâfir
Reh-i aşkında olmuşdur fedâ çok dîn ü îmânlar
Dahı gitse gerekdir ugruna cânâ nice cânlar
Ederken durmayıp aşkın ile uşşâkın efgânlar
Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i girîbânlar
Aceb bir şûha sen de ‘âşık-ı nâlân mısın kâfir
Senin var Âkifâsâ âşıkın vâfir işitmişdik
Hırâm etsen ne sûya âh olur zâhir işitmişdik
İşin üftâdegâna firkata dâ’ir işitmişdik
Esîr etmiş Nedîm-i zârı bir kâfir işitmişdik
Sen ol cellâd-ı dîn ü düşmen-i îmân mısın kâfir
(Kılıç, Filiz (hzl.) (yty.). Şefkat Tezkîre-i Şu‘arâ-yı Şefkat-i Bagdâdî. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 28.03.2014]. 112.)
Güncelleme Tarihi: 22.11.2020Eserlerinden Örnekler
Tahmîs-i Gazel-i Nedîm
Bu hüsn ü ân ile bir âfet-i devrân mısın kâfir
Ki yoksa bir ziyâ-güster meh-i tâbân mısın kâfir
Nedir bu mertebe sen düşmen-i îmân mısın kâfir
Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgû Han mısın kâfir
Amân dünyâyı yakdın âteş-i sûzân mısın kâfir
Hele ben görmedim bir sana benzer ey perî-peyker
Bir nice tarz u tavr u şîve-i reftârı hoş dil-ber
Gören bir kerre cânâ tâ-be-haşr vasfını eyler
Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen dogru söyle cân mısın cânân mısın kâfir
Sana nakd-i dilin hüsnün temâşâ eyleyen vermiş
Aceb var mı safâ-yı vaslına uşşâkdan ermiş
İzâr-ı tâbnâkin şem‘-i ruhsârın gören dermiş
Şarâb-ı âteşînin keyfi rûyun şu‘lelendirmiş
Bu hâletle çerâg-ı meclis-i mestân mısın kâfir
Beni mecnûn eden ancak senin bu şîve vü nâzın
Görüp rahm et dil-i âvârenin bu hâl-i nâ-sâzın
Amân leb-rîz-i âheng et gehîce vuslatın sâzın
Kız oglan nâzı nâzın şeh-levend âvâzı âvâzın
Belâsın ben de bilmem kız mısın oglan mısın kâfir
Cihânda kalmadı aşkın ile zâr olmadık bir kes
Tegâfül tâ-be-key cevr ü sitem ey şûh besdir bes
Nigâh-ı merhamet kıl âşıkındır ser-te-ser herkes
Ne ma‘nâ gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas
Ki ya‘nî şu‘le-i cân-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir
Perestiş etmeyen sen âfet-i şûh-ı dil-ârâya
Cihânda kâfir-i aşk u muhabbetdir o bî-mâye
Hele ben âşıkım sen âfitâb u mâh-sîmâya
Niçün sık sık bakarsın böyle mir’ât-ı mücellâya
Meger sen dahı kendi hüsnüne hayrân mısın kâfir
Reh-i aşkında olmuşdur fedâ çok dîn ü îmânlar
Dahı gitse gerekdir ugruna cânâ nice cânlar
Ederken durmayıp aşkın ile uşşâkın efgânlar
Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i girîbânlar
Aceb bir şûha sen de ‘âşık-ı nâlân mısın kâfir
Senin var Âkifâsâ âşıkın vâfir işitmişdik
Hırâm etsen ne sûya âh olur zâhir işitmişdik
İşin üftâdegâna firkata dâ’ir işitmişdik
Esîr etmiş Nedîm-i zârı bir kâfir işitmişdik
Sen ol cellâd-ı dîn ü düşmen-i îmân mısın kâfir
(Kılıç, Filiz (hzl.) (yty.). Şefkat Tezkîre-i Şu‘arâ-yı Şefkat-i Bagdâdî. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 28.03.2014]. 112.)
Eserlerinden Örnekler
Tahmîs-i Gazel-i Nedîm
Bu hüsn ü ân ile bir âfet-i devrân mısın kâfir
Ki yoksa bir ziyâ-güster meh-i tâbân mısın kâfir
Nedir bu mertebe sen düşmen-i îmân mısın kâfir
Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgû Han mısın kâfir
Amân dünyâyı yakdın âteş-i sûzân mısın kâfir
Hele ben görmedim bir sana benzer ey perî-peyker
Bir nice tarz u tavr u şîve-i reftârı hoş dil-ber
Gören bir kerre cânâ tâ-be-haşr vasfını eyler
Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen dogru söyle cân mısın cânân mısın kâfir
Sana nakd-i dilin hüsnün temâşâ eyleyen vermiş
Aceb var mı safâ-yı vaslına uşşâkdan ermiş
İzâr-ı tâbnâkin şem‘-i ruhsârın gören dermiş
Şarâb-ı âteşînin keyfi rûyun şu‘lelendirmiş
Bu hâletle çerâg-ı meclis-i mestân mısın kâfir
Beni mecnûn eden ancak senin bu şîve vü nâzın
Görüp rahm et dil-i âvârenin bu hâl-i nâ-sâzın
Amân leb-rîz-i âheng et gehîce vuslatın sâzın
Kız oglan nâzı nâzın şeh-levend âvâzı âvâzın
Belâsın ben de bilmem kız mısın oglan mısın kâfir
Cihânda kalmadı aşkın ile zâr olmadık bir kes
Tegâfül tâ-be-key cevr ü sitem ey şûh besdir bes
Nigâh-ı merhamet kıl âşıkındır ser-te-ser herkes
Ne ma‘nâ gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas
Ki ya‘nî şu‘le-i cân-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir
Perestiş etmeyen sen âfet-i şûh-ı dil-ârâya
Cihânda kâfir-i aşk u muhabbetdir o bî-mâye
Hele ben âşıkım sen âfitâb u mâh-sîmâya
Niçün sık sık bakarsın böyle mir’ât-ı mücellâya
Meger sen dahı kendi hüsnüne hayrân mısın kâfir
Reh-i aşkında olmuşdur fedâ çok dîn ü îmânlar
Dahı gitse gerekdir ugruna cânâ nice cânlar
Ederken durmayıp aşkın ile uşşâkın efgânlar
Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-i girîbânlar
Aceb bir şûha sen de ‘âşık-ı nâlân mısın kâfir
Senin var Âkifâsâ âşıkın vâfir işitmişdik
Hırâm etsen ne sûya âh olur zâhir işitmişdik
İşin üftâdegâna firkata dâ’ir işitmişdik
Esîr etmiş Nedîm-i zârı bir kâfir işitmişdik
Sen ol cellâd-ı dîn ü düşmen-i îmân mısın kâfir
(Kılıç, Filiz (hzl.) (yty.). Şefkat Tezkîre-i Şu‘arâ-yı Şefkat-i Bagdâdî. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 28.03.2014]. 112.)