ALÎ, Halîloğlu Alî

(d. ?/? - ö. ?/?)
şair, mütercim
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Harezm-Kıpçak)
ISBN: 978-9944-237-86-4

13. yüzyılda Kırım civarında yaşayan, Kırım ve Deşt dillerini bilen bir Oğuz Türk’ü olduğu tahmin edilen Halîloğlu Alî hakkındaki bilgiler Kıssa-i Yûsuf tercümesinde verdikleriyle sınırlıdır (Köktürk 2007: 555, 617). Bu manzumenin “Alî yazıcılarun / Hidmetkârıdur anun / Hep cümle kâtiplerün / Alîdür kulı bellü” dörtlüğünde belirttiği gibi muhtemelen kâtiplikle bir ilgisi vardır. Kırımlı Mahmûd’un ömrü vefa etmediği için yarım bıraktığı Kıssa-i Yûsuf’u kendi ifadesiyle “Kırım/Tûs” dilinden “Türkî” dile çevirmiştir. Ancak kendini sadece mütercim değil, “Yedi Divan’dur eli” mısraıyla ifade ettiği gibi “yedi divan yazmış/yazabilecek” donanımda bir şair olarak görmektedir. Halîloğlu’nun tek eseri Kıssa-i Yûsuf’tur. 7’li hece vezniyle kaleme alınmış dörtlüklerden oluşan bu manzume, vezin ve nazım şekli itibarıyla Kâşgarlı Mahmûd’un, Ahmed Yesevî’nin ve Süleymân Bakırgânî’nin eserlerindeki şekil özelliklerine sahiptir (Hisamov 2004: 1380). Nitekim Kul Alî, Halîloğlu Alî, Süle Fakîh ve Darîr’e ait erken döneme ait Yûsuf u Züleyhâlar, klasik Türk edebiyatında 15. yüzıldan itibaren Mollâ Câmî’nin mesnevîsi örnek alınarak yazılanlardan kurgusal özellikler, motif, tema ve içerik bakımından farklıdır. Kul Alî ve Halîloğlu Alî’nin manzumeleri, sadece vezin, kafiye ve nazım şekli yönünden değil, söz dağarcığının ağırlıklı olarak Türkçe kelimelerden oluşması, destan ve masal unsurlarının zenginliğiyle de diğerlerinden ayrılmaktadır. Metinde fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezninde iki gazel bulunması ve bazı başlıklarda Farsça ibarelere rastlanması ise bunun tam bir geçiş dönemi eseri niteliği taşıdığını göstermektedir. Ertaylan, söz konusu kıssayı Kırımlı Mahmûd’un Deşt/Kırım-Kıpçak dilinde yazdığını, Halîloğlu Alî’nin de Barthold’un “Cenub Türkçesi” diye adlandırdığı Türk diline çevirdiğine değinerek eserin sahası ve tarihi hakkında tahminde bulunmuştur. Ona göre manzume, “Deşt-i Kıpçak”ta Altunordu’ya mensup Gökordu hükümdarlarından Batu Han’ın saltanat sürdüğü devre (621-653) aittir. Barthold ise Falev tarafından bulunup Zapiski’de bastırılan eserin 13. yüzyılda Moğol hakimiyeti zamanında Oğuz Türkçesine çevrildiği düşüncesindedir (Ertaylan 1960: 18-19). Erken dönem metinlerinin pek çoğu dinî karakterli olup kıssadan hisse amacıyla meclislerde okunmak üzere kaleme alınmışlardır. Nitekim Halîloğlu Alî’nin Kıssa-i Yûsuf’u da benzeri biçimde halkı İslâmî konularda bilinçlendirmek düşüncesiyle ve dinleyici kitlesine hitap eder bir üslupla yazılmıştır (Ertaylan 1960: 19). Eserin sonunda “Hem yârenler dinledi / Oturmakdan yoruldı” (Köktürk 2007: 617) denmesi de Ertaylan’ın görüşünü doğrulamaktadır. Dört nüshası tespit edilen Kıssa-i Yûsuf, tıpkıbasım olarak yayımlanmış (Ertaylan 1960), üzerinde bir de doktora çalışması yapılmıştır (Deniz 1998). İrticalen söylenmişçesine doğal ve teklifsiz üslubun, sade bir dilin hâkim olduğu manzumesine bakarak Halîloğlu Alî için halka mesaj vermek düşüncesini ön plana alarak yazan sanatçılardandır yorumunu yapmak mümkündür.

Kaynakça

Ayan, Gönül (1997). “Ahmed Yesevi Etkisiyle Yazılan İki Yûsuf u Züleyhâ”. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Araştırmaları Dergisi (3): 31-38.

Caferoğlu, Ahmet ( 1984). Türk Dili Tarihi. İstanbul: Enderun Yay.

Çağatay, Saadet (1963). Türk Lehçeleri Örnekleri. Ankara: TTK Yay.

Çelebioğlu, Âmil.(1999). Türk Edebiyatı’nda Mesnevî (XV. yy.’a kadar). İstanbul: Kitabevi Yay.

Deniz, Rasim (1998). Haliloğlu Ali’nin Yusuf u Züleyha Kıssası. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Dilçin, Dehri (1946). Yûsuf ve Zeliha. İstanbul: TDK Yay.

Dolu, Halide (1952). “Yusuf Hikâyesi Hakkında Birkaç Söz Ve Bazı Türkçe Nüshalar”. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi (4): 419-445.

Ertaylan, İsmail Hakkı (1948). “Türk Dilinde Yazılan İlk Yûsuf ve Züleyhâ”. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi III (1: 211-230.

Ertaylan, İsmail Hikmet (1960). Yusuf ile Züleyha. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.

Hisamov, Nurmuhammed (2004). “Mahmut Kırımlı’nın Yusuf u Züleyhası: Kul Ali’nin Kıssa-i Yusuf’una İlk Bir Nazire”. 5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri. Ankara: TDK Yay. 1373-1384.

Hisamov, Nurmuhammed (2007). “Kıssa-i Yusuf Tatar Edebiyatına İlham Oldu”. http://www.daplatform.org/Icerik/Detay/Kıssa-iYusuf TatarEdebiyatınailhamoldu. [erişim tarihi: 10.12.2013].

Karahan, Abdulkadir (1980). Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. 

Köktürk, Şahin (2007). “Halil Oğlu Ali’'nin Yusuf ile Zeliha Hikâyesi”. Turkish Studies 2 (4): 555-617.

Köprülü, Mehmet Fuat (1934). Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar. İstanbul: Kanaat Kitabevi.

Levend, Agâh Sırrı (1949). Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Safhaları. Ankara: TTK Yay.

Levend, Agâh Sırrı (1967). “Divan Edebiyatında Hikâye”. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten. Ankara: TDK Yay. 71-117.

Levend, Agâh Sırrı (1988). Türk Edebiyatı Tarihi. C. 1. Ankara:TTK Yay.

Türkdoğan Gökcan, Melike (2010). Klasik Türk Edebiyatında Yusuf u Züleyha Mesnevileri. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10695,klasik-turk-edebiyatinda-yusuf-u-zuleyha-mesnevileripdf.pdf [erişim tarihi: 10.12.2013].

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MELİKE GÖKCAN TÜRKDOĞAN
Yayın Tarihi: 22.01.2014
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Kıssa-i Yûsuf’tan

Bu kıssa bunda dendi

Kırımlı Mahmûd öldi

Kalanın deyemedi

Yarenlere bildirü

Ol ki tefsirde bulur

Bunı anlayup okur

Bunlara hem bildürür

Dahısı vardır deyü

(…)

Evvel Allah adını

Başladum bünyâdını

Hem yene âhirini

Hatimden oldı bellü

Ey yârenler siz gelin

Tamâm söz oldı bilün

Görgülü salavât virün

Muhammede çagıru

Mahmûdı öldi dimen

Hem du’âdan unutman

Günâhın Hakdan dilen

Cümlemizü afv olu

Bu kıssa tamâm oldı

Hem yârenler dinledi

Oturmakdan yoruldı

Durup yatsun uyuyu

Bu kitâbı döndüren

Kırım dilin gideren

Türkî dile getüren

Çok zahmetler gördi mü

Ol Halîloglı Alî

Yedi Divan’dur eli

Ol düzdi Türkî dili

Tûs dilinden döndürü

Alî yazıcılarun

Hidmetkârıdur anun

Hep cümle kâtiplerin

Alîdür kulı bellü

Maksûdı vardır anun

Dilegi bu gönlünün

Allah vire diyenün

Ömrin ziyâde kılu

(Köktürk, Şahin (2007). “Halil Oğlu Ali’'nin Yusuf ile Zeliha Hikâyesi”. Turkish Studies 2 (4): 617.)

Gazel

Yûsuf eydür Tanrınun dergâhına

Ümmîdüm var hasretâ irem yana

İrdüre Ya’kûb atama ölmedin

Beni görüp kaygusı tenden yuna

Ey aceb ol gün [ki] olmadı bana

Kim atamun bakayıdum yüzüne

İnâyet senden sana yalvaruram

İrdüresin hasreti hasretine

Sen cömerdsin kullara lutfun ...

Lutfı ihsân idesin ben miskine

(Köktürk, Şahin (2007). “Halil Oğlu Ali’'nin Yusuf ile Zeliha Hikâyesi”. Turkish Studies 2 (4): 597.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HALÎMÎ, Halîm Geray Sultand. 1772 - ö. 1823/1824?Doğum YeriGörüntüle
2ŞERÎF, Rahmetullâh Şerîf Efendid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3AFÎFÎ, Şeyh Abdullah Afîfüddin Efendid. ? - ö. 1640/1641Doğum YeriGörüntüle
4HALÎMÎ, Halîm Geray Sultand. 1772 - ö. 1823/1824?Doğum YılıGörüntüle
5ŞERÎF, Rahmetullâh Şerîf Efendid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6AFÎFÎ, Şeyh Abdullah Afîfüddin Efendid. ? - ö. 1640/1641Doğum YılıGörüntüle
7HALÎMÎ, Halîm Geray Sultand. 1772 - ö. 1823/1824?Ölüm YılıGörüntüle
8ŞERÎF, Rahmetullâh Şerîf Efendid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9AFÎFÎ, Şeyh Abdullah Afîfüddin Efendid. ? - ö. 1640/1641Ölüm YılıGörüntüle
10HALÎMÎ, Halîm Geray Sultand. 1772 - ö. 1823/1824?MeslekGörüntüle
11ŞERÎF, Rahmetullâh Şerîf Efendid. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
12AFÎFÎ, Şeyh Abdullah Afîfüddin Efendid. ? - ö. 1640/1641MeslekGörüntüle
13HALÎMÎ, Halîm Geray Sultand. 1772 - ö. 1823/1824?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ŞERÎF, Rahmetullâh Şerîf Efendid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15AFÎFÎ, Şeyh Abdullah Afîfüddin Efendid. ? - ö. 1640/1641Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HALÎMÎ, Halîm Geray Sultand. 1772 - ö. 1823/1824?Madde AdıGörüntüle
17ŞERÎF, Rahmetullâh Şerîf Efendid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18AFÎFÎ, Şeyh Abdullah Afîfüddin Efendid. ? - ö. 1640/1641Madde AdıGörüntüle