ÂSAFÎ

(d. 883?/1478-79? - ö. 923/1517-18)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Biyografik kaynaklarda Ȃsafî’nin asıl adı, doğum yeri ve doğum tarihine dair bir bilgi yoktur. Ancak Âşık Çelebi’nin (Kılıç 2010: 343), şairin kırk yaşında öldüğünü belirtmesine bakılırsa o, 883/1478-79 yılında doğmuştur. Yavuz Sultân Selîm’in (sal. 1512-1520) bendelerinden, kuloğullarından, bölük zümresinden bir yeniçeridir (Akbayar 1996: 326). Kınalı-zâde ise, Kânûnî Sultân Süleymân’ın (sal. 1520-1566) bendelerindendir demiştir (Kutluk 1978: 165). Fakat 923/1517-18’te Halep’te ölen Ȃsafî’nin ölüm tarihi ile Kânûnî’nin tahta çıkış tarihi dikkate alınırsa bu son bilginin doğru olmadığını söylemek mümkündür. Ȃsafî, hoş sohbet ve işret ehli biriydi. Eser kaleme alıp almadığı belirlenemeyen şair, kaynaklara göre çoğunlukla aşk konulu ince ve latif şiirler kaleme almış usta bir sanatçıdır (Kılıç 2010: 343; Kutluk 1978: 165).

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. 1. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

İpekten, Haluk, M. İsen, N. Okçu, R. Toparlı (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 1. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (Hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1978). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). C. 1. “Âsafî (Kuloğlu)”. İstanbul: Dergâh Yay. 172.

Türk, Vedat (1990). Nevâyî, Mecâlisü’n-Nefâis (Metin-İnceleme). Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. ASLI GÜRSOY
Yayın Tarihi: 21.03.2014
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Kim didi kim hançerüne dûstum düşmen sana

Kim durur bu yüzden anladan beni düşmen sana

Tûr-ı Mûsâ döymeyicek ey tecellî âteşi

Nice döysün dil didügün vâdi-i Eymen sana

Bana kûy-ı Husrev ü Şîrîn-kelâmum bes durur

Kasr-ı Şîrîn’ünle var ey Kûh-ken Ermen sana

Ger bana taht-ı Süleymân’ı da virsen Âsafî

Ben gedâ-yı kûy-ı yâr oldugumı virmen sana

(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 343.)

Şir

Varıcak âstânuna kilâb-ı kûy-ı cânânum

Tutar her birisi lutf ile gitme diyü dâmânum

Nigârâ gerd-i mihnetden yaşınur çağlama eşküm

Niçe göz ağrısı görmiş durur bu çeşm-i giryânum

(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ (İnceleme-Metin). C. 2. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 343.)

Şi’r

Bir livâ-yı ejdehâ-peyker çeküp her-bâr zülf

Asker-i hâl ü hata olmış durur serdâr zülf

(Kutluk, İbrahim (hzl.) (1978). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 1. Ankara: TTK Yay. 165.)