AYAZÎ/KURBANOĞLU/MUSTAFA, Mustafa Ayaz

(d. 13.09.1964 / ö. -)
Çiftçi
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Mustafa Ayaz, 13 Eylül 1964 tarihinde Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Kuyucu köyünde dünyaya gelmiştir. Şiirlerinde Ayazî mahlasını kullanan âşığın babası Kurban Ayaz, annesi Verdey Ayaz’dır. Dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olan Mustafa Ayaz ilkokulu köyünde bitirir. Çocukluk döneminde yaşadığı sıkıntılar ve köy şartlarının da etkisiyle öğrenimine devam edemez. Âşık Mustafa Ayaz, çocukluğunun ilk yıllarından itibaren uzun bir dönem anne ve babasından ayrı yaşamak zorunda kalır. Anne ve babası 1975'te işçi olarak Almanya’ya gider. Kurbanoğlu köyde abisinin yanında kalır. 1984'te yurda kesin dönüş yapılarak bu hasret sona erer. Köyde çiftçilikle geçimini sağlayan Mustafa Ayaz, 1981'de gittiği bir düğünde Nadire Hanım’ı görür ve aşık olur. Üç aylık bir süreden sonra aynı yıl içinde evlenirler. Bu evlilikten Solmaz, Şentürk, Zozan ve Faruk adında iki kız ve iki erkek çocukları olur. 1984'te vatani görevini yapmak üzere askere gider. Acemi birliğini Samsun’da yapar. Kurbanoğlu, sanatçı kimliğini orduevinde devam ettirir. Usta birliği döneminde çeşitli şehirlerde görevlendirilir. Ankara Müzikal Armoni, Tekirdağ 8. Piyade Alayı, Edirne Uzunköprü 11. Hudut Taburu ve bunların dışında da beş ayrı birliğe müzisyen olarak görevlendirilir. Orduevlerinde düzenlenen etkinlik, konser ve programlara katılır. 1986'da askerliğini bitirir. 2007 yılının mayıs ayında babasını, üç ay sonra da annesini kaybeder. Askerlik öncesinde ve sonrasında köyde çiftçilik ve âşıklık yapan Kurbanoğlu maddi sıkıntılar sebebiyle 1994'te İstanbul’a göç eder. Hâlen İstanbul’da yaşayan Kurbanoğlu hayatını âşıklıkla devam ettirmektedir (Aydın 2011: 383-384).

Kurbanoğlu, çocukluğundan itibaren âşıklığa ilgi duyar. Çocukken köyüne gelen âşıkların etkisinde kalır. Abisinin düğününe gelen Büyük Çatma köyünden Âşık İlhami Demir, Kurbanoğlu'nun âşıklığa başlamasında büyük etkendir. Kurbanoğlu, İlhami Demir’den ona âşıklığı öğretmesini ister ve usta âşığın yanında çırak olarak eğitime başlar. 1979-1981 yılları arasında usta âşık İlhami Demir ile düğünlere, etkinliklere katılarak iki yıllık çıraklık döneminden sonra kendisi de usta bir âşık olur (Aydın 2011: 384).

Âşık Kurbanoğlu'nun, duygusal bir insan olması, çocukluğunu anne-babasından ayrı geçirmesi ve çocukluğundan itibaren türküye olan merakı onu âşıklığa iten sebeplerdir. İlk şiirini 1982'de hasret türküsü şeklinde babasına olan özlemini dile getirerek yazar. Kurbanoğlu şiirlerinde sevda, hasret, tabiat ve vatan sevgisi konularını işler (Aydın 2011: 384).

Âşık Kurbanoğlu, başta ustası İhami Demir olmak üzere Murat Çobanoğlu, Mevlüt İhsani, Âşık Mahsuni Şerif, Âşık Yaşar Reyhani, Mezralı Âşık Mihmanî Çuhadar ve âşık edebiyatının klasiklerinden usta âşıklar Dadaloğlu, Karacaoğlan, Ercişli Emrah ve Âşık Şenlik’in şiirlerini örnek almış ve bu âşıklardan etkilenmiştir (Aydın 2011: 385).

Âşık Mustafa Kurbanoğlu, çeşitli yörelerde gezerek âşıklığı ve âşıklığın adabını, meclis kurmayı, hikâye anlatımını ustasından öğrenmiştir. Saz çalmayı 1978-1979 yılları arasında halk eğitim merkezinde öğrenen Kurbanoğlu ustasından da yöre âşıklığıyla ilgili gereken temaları, ezgileri öğrenmiştir. Usta âşık olduktan sonra kendisi de çırak yetiştirmiştir. Birdal Aktaş adında bir çırak alarak kendisi de âşıklık geleneğini bu şekilde sürdürmektedir. Bade içerek âşık olma geleneğine inanmayan Kurbanoğlu bunun halk arasında yayılan bir inanç olduğunu düşünmektedir. Kendisi rüya ve badeden etkilenmemiştir (Aydın 2011: 386). Âşık Kurbanoğlu'nun üç mahlası vardır. Bunlar: Ayazi, Kurbanoğlu ve Mustafa’dır. Ayazi mahlasını ustası İlhami Demir’den almıştır. Kurbanoğlu mahlasını, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin 1981'de düzenlemiş olduğu Âşıklar Bayramı’nda Âşık Yaşar Reyhanî vermiştir. Mustafa mahlasını da kendisi şiirlerinde kullanmaktadır. Âşık, çoğu şiirinde Mustafa ve Kurbanoğlu mahlasını, lebdeğmez şiirlerinde de Ayazi mahlasını kullanır (Aydın 2011: 387). Âşık, şiirlerini 15’li, 11’li ve 8’li hece ölçüsüyle yazar. Genellikle yarım ve tam kafiye kullanır. Şiirlerinin çoğunda işlediği konuya göre başlık kullanmıştır. Şiirlerinin son dörtlüğünde mahlasını kullanır.

Âşık Kurbanoğlu şiirlerini yazarken açık, anlaşılır bir dil kullanmıştır. Yazdığı şiirlerde Kars yöresi ağız özelliklerini de yansıtır. Âşıklık geleneğinin vazgeçilmezlerinden olan hikâye anlatma geleneğini de öğrenen Âşık Kurbanoğlu’nun bildiği birçok hikâye vardır. İstanbul’a göç etmeden önceki dönemlerde daha çok hikâye anlattığını ifade eden âşık gittiği köylerde 10-15 gün peş peşe hikâye anlatmıştır. Şimdilerde hikâye anlatmıyor olmasını da uygun ortam ve dinleyici bulamamasına bağlar. Anlattığı hikâyeler: İmdat ile Peri Hikâyesi (Kars’ta yaşanmış bir olay), Fuat ile Semire Hikâyesi, Köroğlu’nun Karamanlı Hasan Paşa Kolu Hikâyesi, İlgam Yahya Bey ve Yemen Hanım Hikâyesi, Hüseyin ile Sanem Hikâyesi (Aydın 2011: 390-391). Kurbanoğlu âşıklık geleneğiyle ilgili birçok etkinliğe katılmıştır. Başta Konya Âşıklar Bayramı olmak üzere çeşitli etkinlik ve organizasyonlarda yer almıştır. Ayrıca radyo ve televizyon programlarına da katılmştır. Çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri yayımlanmıştır. Bunlar; İstanbul’da çıkarılan Gazi Kars Postası Dergisi, Kent Yaşam Gazetesi, Siyasal Birikim Gazetesi, İstanbul İnönü İlköğretim Okulu’nun çıkarmış olduğu Okulumuz Dergisi, İstanbul Akşemseddin İlköğretim Okulu'nun çıkardığı dergi ve Kars’ta yayımlanan Ölçek gazetesidir. Âşıklığa Kars’ta başlayan Kurbanoğlu, Türkiye'nin hemen her yerinde âşıklık geleneği bağlamında bulunmuştur. Başta Erzurum olmak üzere Bayburt, Gümüşhane, Ordu, Trabzon, Sivas, Tokat, Yozgat, Ankara, Adıyaman, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Siirt, Adapazarı, Eskişehir, Manisa, Bursa, İstanbul gibi çeşitli şehirlerde bulunmuştur. Âşıklığını sadece yurtiçinde icra etmekle yetinmeyen Kurbanoğlu Türk vatandaşların fazlaca bulunmakta olduğu Almanya, Belçika, Hollanda, Avusturya ve Fransa gibi çeşitli Avrupa ülkelerinde düzenlenen programlara da katılmıştır. Âşık Kurbanoğlu şiirlerinin yer aldığı üç albüm çıkarmıştır. Bunlar, Boşu Boşuna (1996), Sıla Gibi (1998) ve Ali Dayı(2001)'dır (Aydın 2011: 391).

Âşığın çeşitli etkinliklerde aldığı ödüller bulunmaktadır: Konya Âşıklar Bayramı Yılın 7 Şiiri Dalında Birincilik Ödülü (1999), Kars Âşıklar Bayramında Lebdeğmez Dalında Birincilik Ödülü (2005), Sivas Âşıklar Bayramında Lebdeğmez Dalında Birincilik Ödülü (2006) ve Kars Âşıklar Bayramı Lebdeğmez Dalında Üçüncülük Ödülü (2010) (Aydın 2011: 392).

Kaynakça

Aydın, Halime (2011). "Âşık Mustafa Ayaz Kurbanoğlu Hayatı Sanatı Şiirleri". Kars Âşıklarının Hayatları, Sanatları ve Şiirlerinden Örnekler. Ed. Kürşat Öncül. Kars: Kafkas Üniversitesi Türk Halkbilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yay. 383-399.

Bolçay, Ezgi (2012). Kars'ta Âşıklık Geleneği ve Karslı Âşık Maksut Koca'nın Hayatı, Sanatı ve Şiirleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. KÜRŞAT ÖNCÜL
Yayın Tarihi: 05.03.2019
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1MEHMET HİCRANÎ, Mehmet Kasım Ülkerd. 1915 - ö. 20.07.1978Doğum YeriGörüntüle
2KURBANÎ, Kurban Ali Piroğlu Kılıçd. 1923 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Nihat Behramd. 18 Kasım 1946 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4MEHMET HİCRANÎ, Mehmet Kasım Ülkerd. 1915 - ö. 20.07.1978Doğum YılıGörüntüle
5KURBANÎ, Kurban Ali Piroğlu Kılıçd. 1923 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Nihat Behramd. 18 Kasım 1946 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7MEHMET HİCRANÎ, Mehmet Kasım Ülkerd. 1915 - ö. 20.07.1978MeslekGörüntüle
8KURBANÎ, Kurban Ali Piroğlu Kılıçd. 1923 - ö. ?MeslekGörüntüle
9Nihat Behramd. 18 Kasım 1946 - ö. ?MeslekGörüntüle
10MEHMET HİCRANÎ, Mehmet Kasım Ülkerd. 1915 - ö. 20.07.1978Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11KURBANÎ, Kurban Ali Piroğlu Kılıçd. 1923 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Nihat Behramd. 18 Kasım 1946 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13MEHMET HİCRANÎ, Mehmet Kasım Ülkerd. 1915 - ö. 20.07.1978Madde AdıGörüntüle
14KURBANÎ, Kurban Ali Piroğlu Kılıçd. 1923 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15Nihat Behramd. 18 Kasım 1946 - ö. ?Madde AdıGörüntüle