Madde Detay
CÂHÎ, İbrâhîm Mîrzâ
(d. ?/? - ö. 984/1576)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İbrâhîm Mîrzâ, Şâh İsmâil’in oğlu Behrâm Mîrzâ’nın ikinci oğludur. Kardeşleri Sultân Hüseyin Mîrzâ ve Bedîüzzamân Mîrzâ’dır. Amcası ve devrin Safevî şahı Şâh I. Tahmâsb’ın kızı Güher Sultan’la evlenmiş ve Horasan valiliğine atanmıştır. 979/1571-72 tarihine kadar on iki yıl boyunca bu görevde kalmıştır. İbrâhîm Mîrzâ, Şâh I. Tahmâsb’ın vefatından sonra yaşanan taht mücadelelerinde Sultân Haydar Mîrzâ’yı desteklemiştir. Sâdıkî-i Kitâbdâr, Mecma’ü’l-Havâs’ta (Kuşoğlu 2012: 516) onun sivri dili sebebiyle öldürüldüğünü söylemişse de, Sultân Haydar taraftarlarından olması sebebiyle İbrâhîm Mîrzâ da II. İsmâil’in siyasetinden nasibini almış ve 984/1576-77’de şahın fermanıyla kardeşleri Sultân Hüseyin Mîrzâ ve Bedîüzzamân Mîrzâ ile birlikte Kazvîn’de öldürülmüştür. Abdî-i Cenâbizî, onun ölümü için şu tarihi düşmüştür: “...Goft târîh-i sâl-i katl marâ / Be-nivîsîd goşte İbrâhîm (984)” (Çınarcı 2015: 175).
Câhî’nin tek eseri Farsça ve Türkçe şiirlerinden müteşekkil Dîvân’ıdır. Eserin bilinen iki nüshası vardır. Biri İran’da, önceleri
Saltanat Kütüphanesi olarak bilinen ancak günümüzde adı Gülistan Kütüphanesi
olarak değiştirilen kütüphanenin yazma eserler bölümünde 2183 numarada
kayıtlıdır. Divanın ketebe kaydında eserin Celal-i Meşhedi tarafından istinsah
edildiği ve tezhibinin Abdullah Şirazi tarafından 989 (1581-1582) tarihinde
Meşhed’de yapıldığı belirtilmektedir. Yazmanın istinsah edildiği tarih ile
şehzadenin ölüm tarihi olan 984 (1576) tarihi göz önünde bulundurulduğunda
divanın şehzadenin yaşadığı tarihten çok da geç bir dönemde yazılmadığını ve
muhtemelen müellif hattından istinsah edilmese bile ona yakın bir nüshadan
alındığı görülmektedir. Nestalik hatla, Hıtayi kâğıt üzerine yazılan divan 12
satır ve 63 varaktır. Bu nüsha İran'da Perisa Bakırnijad ve İhtiram Rızayi tarafından yayımlanmıştır (2020).
Divanın diğer nüshası ise Toronto’da
Ağa Han Müzesi’nde bulunmaktadır (AKM-282). Nüsha
eksiktir. 41 varaktan ibarettir. Mevcut sayfalardan sekizi minyatürlüdür. Diğer
nüshadan bir yıl sonra 990/1582-83 yılında istinsah edildiği tezhiplerdeki Şirazî
kaydından anlaşılmaktadır. Bu yazmanın da tezhip ve minyatürlerini Abdullah Şirazi yapmıştır.
İbrâhîm Mîrzâ Divanı, Farsça ve Türkçe şiirler olarak iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Farsça şiirlerinde “Câhî” mahlasını kullanan şair az bazı Farsça şiirlerinde ve Türkçe şiirlerinin tamamında mahlasa ihtiyaç duymamış, adını mahlas yerine kullanmıştır. Gülistan Sarayı nüshasınu tanıtan M. Nuri Çınarcı, İbrahim Mirza'nın Türkçe şiirlerini yayımlamıştır Divanın yazma nüshalarında Türkiyyât başlığı altında toplanan Türkçe şiirlerden 23’ü koşma, 1’i de türküdür. Azerî Türkçesiyle yazılan aşk ve ayrılık temalı 24 manzume, dil ve üslûp bakımından oldukça sadedir (Çınarcı 2015: 177-179).
Şehzade İbrâhîm Mîrzâ, küçük yaştan itibaren devrin önde gelen ilim adamlarınca eğitilmiştir. Şeyh Fahreddîn-i Tebsî’den tecvid ve kıraat, Mevlânâ Malik’ten hat dersleri almış; sarf ve nahiv, mantık, astronomi, matematik ve musikî gibi ilimleri de tahsil etmiştir. Sâdıkî, tezkiresinde ondan hoş sohbet, güzel huylu, çabuk kavrayışlı ve nüktedan biri olarak bahsedip “bu zatın ilminden veya âlimlerinden haberdâr olmadığı, istifade etmediği hüner ve sanat sayısı azdır” demiştir (Kuşoğlu 2012: 517). Şehzade iyi bir ressam, nakkaş ve şairdir. Horasan valiliği
sırasında himaye ettiği sanatkârlarla atölyesinde hat ve nakış sanatının
müstesna örneklerini üretmiştir (Simpson 1997). Mevlânâ Lütfî-i Cerfâdkânî, Mevlânâ Meylî, Mevlânâ Şeref-i Hakkâk, Mevlânâ Şûsteri, Mevlâna Şu’ûrî-i Nişâbûrî ve Hâce Ahmed-i Mîrek gibi devrin önemli şairlerini himaye etmiş; Yolkulu Beg, Enîsî mahlasını ondan almıştır. Şâh İsmâil’le başlayan Safevî sarayında Türkçe şiir yazma geleneğini hece ölçüsü ile kaleme aldığı şiirleriyle devam ettirmiştir (Çınarcı 2015: 176).
Kaynakça
Aslanoğlu, Osman (çev.) (2011). Şerefnâme, Osmanlı-İran Tarihi. C.2. İstanbul: Nubihar Yay.
Bakırnijad, Perisa-İhtiram Rızayi (1441/2020). Şahzade Ebülfeth İbrahim Mirza-yı Safevi: Divan-ı Eşâr-ı Farsi vü Türkî. Kum: Mecma-i Zihair-i İslami.
Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 161-196.
Köprülü, Fuad (2004). Edebiyat Araştırmaları II. Ankara: Akçağ Yay.
Kuşoğlu, M. Oğuzhan (hzl.) (2012). Sâdıkî-i Kitâbdâr’ın Mecma’ü’l-Havâs Adlı Eseri (İnceleme-Metin-Dizin). Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Simpson, Marianna Shreve (1997). Sultan Ibrahim Mirza’s Haft Avrang. New Haven: Yale University Press.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. HULUSİ ERENYayın Tarihi: 14.01.2019Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İbrâhîm Mahlaslı Farsça Kasidesinden
Bende İbrâhîm hâk-ı der ki Tahmasb-ı Şâh
Dâred ümmîd-i şefâ’at ez-to ey müşkil-güşâ
Gazelinden
Ey dilber-i nükte-dân-ı Câhî
Kurbân ser-i to cân-ı Câhî
Ey şûh fedâ-yı hâk-ı pâyetet
Cân u dil-i nâ-tüvân-ı Câhî
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi (19/3): 178. )
Koşma
Âh kim gitdi sevdügüm yâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Gamgîn ü giryân hâr u zâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Hayl-i hayâlünden ayru
Güneş cemâlünden ayru
Bezm-i visâlünden ayru
Kaldum ağlayı ağlayı
Hasret odun yaha yaha
Gözümden yaş aha aha
Ardı sıra baha baha
Kaldum ağlayı ağlayı
Gör neyledi bu kec-reftâr
Yâr olmadı bize gam-hâr
Güle güle gitdi ağyâr
Kaldum ağlayı ağlayı
İbrahim yâr bu cân kimi
Vefâsı yoh cihân kimi
Yurdda kalmış fülân kimi
Kaldum ağlayı ağlayı
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 179.)
Türkü
Dilberâ serv-kâmet olmuşsun
Gül-i bâğ-ı letâfet olmuşsun
Rahmet içün bir âfet olmuşsun
Hûbluğunla alâmet olmuşsun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Düşdü câna harâret ü hiddet
Aşk odı cânıma ider şiddet
Çarh saldı aramıza firkat
Görmemişdüm seni niçe müddet
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Şâh-ı hûbân didüm özine anun
Verd-i ahmer didüm üzine anun
Mest ü şehlâ didüm gözine anun
Gerçek söyledüm yüzine anun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Nazar it âleme terahhum ilen
Kâmet ü ârız u tekellüm ilen
Dilberâ gamze vü tebessüm ilen
Kem gözün öldürür tehekküm ilen
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Kılmışdı bizim ile ikrâr
Kim ola gurbette mûnis ü yâr
Koymadı çarh kim ola gam-hâr
Bir dahi görsem ve disem ey yâr
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 180.)
Yayın Tarihi: 14.01.2019Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İbrâhîm Mahlaslı Farsça Kasidesinden
Bende İbrâhîm hâk-ı der ki Tahmasb-ı Şâh
Dâred ümmîd-i şefâ’at ez-to ey müşkil-güşâ
Gazelinden
Ey dilber-i nükte-dân-ı Câhî
Kurbân ser-i to cân-ı Câhî
Ey şûh fedâ-yı hâk-ı pâyetet
Cân u dil-i nâ-tüvân-ı Câhî
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi (19/3): 178. )
Koşma
Âh kim gitdi sevdügüm yâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Gamgîn ü giryân hâr u zâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Hayl-i hayâlünden ayru
Güneş cemâlünden ayru
Bezm-i visâlünden ayru
Kaldum ağlayı ağlayı
Hasret odun yaha yaha
Gözümden yaş aha aha
Ardı sıra baha baha
Kaldum ağlayı ağlayı
Gör neyledi bu kec-reftâr
Yâr olmadı bize gam-hâr
Güle güle gitdi ağyâr
Kaldum ağlayı ağlayı
İbrahim yâr bu cân kimi
Vefâsı yoh cihân kimi
Yurdda kalmış fülân kimi
Kaldum ağlayı ağlayı
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 179.)
Türkü
Dilberâ serv-kâmet olmuşsun
Gül-i bâğ-ı letâfet olmuşsun
Rahmet içün bir âfet olmuşsun
Hûbluğunla alâmet olmuşsun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Düşdü câna harâret ü hiddet
Aşk odı cânıma ider şiddet
Çarh saldı aramıza firkat
Görmemişdüm seni niçe müddet
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Şâh-ı hûbân didüm özine anun
Verd-i ahmer didüm üzine anun
Mest ü şehlâ didüm gözine anun
Gerçek söyledüm yüzine anun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Nazar it âleme terahhum ilen
Kâmet ü ârız u tekellüm ilen
Dilberâ gamze vü tebessüm ilen
Kem gözün öldürür tehekküm ilen
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Kılmışdı bizim ile ikrâr
Kim ola gurbette mûnis ü yâr
Koymadı çarh kim ola gam-hâr
Bir dahi görsem ve disem ey yâr
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 180.)
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İbrâhîm Mahlaslı Farsça Kasidesinden
Bende İbrâhîm hâk-ı der ki Tahmasb-ı Şâh
Dâred ümmîd-i şefâ’at ez-to ey müşkil-güşâ
Gazelinden
Ey dilber-i nükte-dân-ı Câhî
Kurbân ser-i to cân-ı Câhî
Ey şûh fedâ-yı hâk-ı pâyetet
Cân u dil-i nâ-tüvân-ı Câhî
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi (19/3): 178. )
Koşma
Âh kim gitdi sevdügüm yâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Gamgîn ü giryân hâr u zâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Hayl-i hayâlünden ayru
Güneş cemâlünden ayru
Bezm-i visâlünden ayru
Kaldum ağlayı ağlayı
Hasret odun yaha yaha
Gözümden yaş aha aha
Ardı sıra baha baha
Kaldum ağlayı ağlayı
Gör neyledi bu kec-reftâr
Yâr olmadı bize gam-hâr
Güle güle gitdi ağyâr
Kaldum ağlayı ağlayı
İbrahim yâr bu cân kimi
Vefâsı yoh cihân kimi
Yurdda kalmış fülân kimi
Kaldum ağlayı ağlayı
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 179.)
Türkü
Dilberâ serv-kâmet olmuşsun
Gül-i bâğ-ı letâfet olmuşsun
Rahmet içün bir âfet olmuşsun
Hûbluğunla alâmet olmuşsun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Düşdü câna harâret ü hiddet
Aşk odı cânıma ider şiddet
Çarh saldı aramıza firkat
Görmemişdüm seni niçe müddet
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Şâh-ı hûbân didüm özine anun
Verd-i ahmer didüm üzine anun
Mest ü şehlâ didüm gözine anun
Gerçek söyledüm yüzine anun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Nazar it âleme terahhum ilen
Kâmet ü ârız u tekellüm ilen
Dilberâ gamze vü tebessüm ilen
Kem gözün öldürür tehekküm ilen
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Kılmışdı bizim ile ikrâr
Kim ola gurbette mûnis ü yâr
Koymadı çarh kim ola gam-hâr
Bir dahi görsem ve disem ey yâr
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 180.)
Eserlerinden Örnekler
İbrâhîm Mahlaslı Farsça Kasidesinden
Bende İbrâhîm hâk-ı der ki Tahmasb-ı Şâh
Dâred ümmîd-i şefâ’at ez-to ey müşkil-güşâ
Gazelinden
Ey dilber-i nükte-dân-ı Câhî
Kurbân ser-i to cân-ı Câhî
Ey şûh fedâ-yı hâk-ı pâyetet
Cân u dil-i nâ-tüvân-ı Câhî
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi (19/3): 178. )
Koşma
Âh kim gitdi sevdügüm yâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Gamgîn ü giryân hâr u zâr
Kaldum ağlayı ağlayı
Hayl-i hayâlünden ayru
Güneş cemâlünden ayru
Bezm-i visâlünden ayru
Kaldum ağlayı ağlayı
Hasret odun yaha yaha
Gözümden yaş aha aha
Ardı sıra baha baha
Kaldum ağlayı ağlayı
Gör neyledi bu kec-reftâr
Yâr olmadı bize gam-hâr
Güle güle gitdi ağyâr
Kaldum ağlayı ağlayı
İbrahim yâr bu cân kimi
Vefâsı yoh cihân kimi
Yurdda kalmış fülân kimi
Kaldum ağlayı ağlayı
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 179.)
Türkü
Dilberâ serv-kâmet olmuşsun
Gül-i bâğ-ı letâfet olmuşsun
Rahmet içün bir âfet olmuşsun
Hûbluğunla alâmet olmuşsun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Düşdü câna harâret ü hiddet
Aşk odı cânıma ider şiddet
Çarh saldı aramıza firkat
Görmemişdüm seni niçe müddet
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Şâh-ı hûbân didüm özine anun
Verd-i ahmer didüm üzine anun
Mest ü şehlâ didüm gözine anun
Gerçek söyledüm yüzine anun
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Nazar it âleme terahhum ilen
Kâmet ü ârız u tekellüm ilen
Dilberâ gamze vü tebessüm ilen
Kem gözün öldürür tehekküm ilen
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
Kılmışdı bizim ile ikrâr
Kim ola gurbette mûnis ü yâr
Koymadı çarh kim ola gam-hâr
Bir dahi görsem ve disem ey yâr
Allâh Allâh ne âfet olmuşsun
Durduğunla kıyâmet olmuşsun
(Çınarcı, Mehmet Nuri (2015). “Safevi Sarayında Türkçe Şiir Yazan Bir Şehzâde İbrahim Mîrzâ (Câhî)”. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi 19 (3): 180.)