CENÂBÎ, Ebû Mehmed Mustafa Cenâbî Efendi

(d. ?/? - ö. 999/1590-91)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Niksarlıdır. Babası Halep, Mekke, Bursa ve Edirne kadılıklarında bulunan Niksarlı Emîr Hasan Efendi'dir. Osmanlı Müellifleri Cenâbî’nin Bursalı olduğunu yazar (Kurnaz-Tatcı 2009: 39). Aynı zamanda seyyid olan şair, “Fahrü'l-müderrisîn” ve “Emîr-zâde” olarak da tanınır. Tahsilini istanbul’da çeşitli medreselerde tamamladı. Devrin meşhur müfessir ve şeyhülislamı Ebussuûd Efendi’nin hizmetine girerek bir süre ondan ders gördükden sonra mülâzım oldu. Safer 981/ Haziran 1573’te Dâvud Paşa Medresesi’ne atandı. Daha sonra Cemâziyelevvel 984/Ağustos 1576’da Ka’riye’ye, Rebîülâhir 985/Temmuz 1577’de Bursa Sultâniyesi’ne tayin edildi. Rebîülevvel 988/Mayıs 1580’de Sahn’a terfi ettirildi. Şa’bân 990/Eylül 1582’de Süleymâniye’ye ve Şevvâl 994/Ekim 1586’da Edirne Selîmiye Medresesi’ne atandı. Recep 995/Temmuz 1587’de Halep kadılığına gönderildi. Recep 997/Haziran 1589’da azledilerek yerine kardeşi Suûdî Efendi atandı. Azlinden bir müddet sonra Halep’te vefat etti. Vefat tarihini Kâmûs’l-âlâm ve Osmanlı Müellifleri 999/1590-91 (Şemseddin Sâmî 1311: 1838; Kurnaz-Tatcı 2009: 39), Sicill-i Osmânî 997/1588-89 (Akbayar 1996: 394) olarak vermiştir.

Hayatının büyük bölümünü müderrislikle geçiren Cenâbî Mustafâ Efendi’nin İstanbul’da kendi adıyla anılan 20 akçeli bir medresesi bulunmaktadır (Canatar 1993b: 352).

El-Aylemü’z-zâhir fî Ahvâli’l-evâ’il ve’l-Evâhir: Cenâbî’nin en meşhur eseridir. Eser iki büyük ciltlik bir tarih kitabıdır. Kısaca Târîh-i Cenâbî adıyla tanınan bu eser Arapçadır. Bu eserle Cenâbî Mustafâ Efendi genel tarih yazan ilk Türk tarihçisi olma özelliğini kazanmıştır (Canatar 1993b: 352). Bir mukaddime ve seksen iki bâbtan oluşan bu eserin her bir bâbında farklı bir devlet anlatılmıştır. Bütün İslâm devletlerinin ayrı ayrı ele alındığı eser günümüze ulaşmayan birçok kaynaktaki bilgileri de ihtiva etmektedir. Devletlerden hareketle ve her birine bir bâb ayrılmak suretiyle bir mukaddimeden sonra seksen iki devletin ele alındığı eser Hz. Peygamber devrinin de ilavesiyle seksen altı bölüm olarak düzenlenmiştir (Canatar 1993b: 352). Eserin başlıca bölümleri şunlardır: Peygamberler tarihi, İslâm öncesi devletler ve kavimler, Hz. Peygamber ve Hulefa-yı Râşidîn devri, Şam ve Endülüs Emevîleri, Abbasîler, İdrîsîler, Ağlebîler, Muvahhidler, Tolunoğulları, Fatımîler, Eyyûbîler, Tâhirîler, Saffârîler, Gazneliler, Büveyhîler, Selçuklular, Karamanoğulları, Osmanlılar, Harzemşahlar, Çobanoğulları, Karakoyunlular, Akkoyunlular (Canatar 1993b: 352). Cenâbî eserini metot bakımından klasik Arap tarihçiliği geleneğine uygun şekilde kaleme almıştır. Eserde, başvurulan kaynakların tenkidine yer verilmiş, nerelerde hangi kaynakların kullanıldığı belirtilmiştir. 1587’de tamamlanan eser Sultan lll. Murâd’a (sal. 1574-1595) sunulmuştur. 997/1588-89 yılına kadar gelen Osmanlı tarihi bölümü eserin yaklaşık beşte birini oluşturur. Her hükümdar devrinin sonunda o dönemde vefat eden ulemanın biyografileri de bulunmaktadır. Bu biyografiler özellikle Osmanlı tarihine ait kısımda oldukça ayrıntılıdır. Münasebet düştükçe coğrafi bilgiler de verilmiş ve esere yer yer şiirler serpiştirilmiştir (Canatar 1993b: 352). Katib Çelebi eseri el-Bahru’z-zehhâru ve’l-Aylemüt-tayyâr adıyla Keşfü’z-zünûn’a almıştır (Kâtip Çelebi 2013: 222). Eser yazarın kendisi tarafından Muhtasar-ı Aylemü’z-zâhir adıyla kısaltılarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Nihâyetü’l-merâm adlı Arapça özeti de Dürr-i Meknûn veya Gülşen-i Tevârîh adıyla Türkçeye çevrilmiştir (Canatar 1993b: 353). Eser üzerinde Mehmet Canatar doktora tezi hazırlamıştır (Canatar 1993a).

Cenâbî Mustafâ Efendi’nin El-Aylemü’z-zâhir fî Ahvâli’l-evâ’il ve’l-Evâhir adlı eserinden başka Seb’u’s-seyyâr, Târîh-i Bilâd-ı Magrib, Nihâyetü’l-merâm ve Bahru Cevâhirü’l-kelâm, Cevâhirü’l-garâ’ib, Fırsat-nâme, el-Hazîretü’l-hazrat ve’l-Hadîkatü’n-nuzret, Risâle fî Binâ’i Ayasofya ve Kal’atü Kostantıniyye adlı eserleri de bulunmaktadır. Cenâbî’nin tarihçiliği yanında şiire de ilgisi vardır. Osmanlı Müellifleri onun üç dilde şiir yazabilme yeteneğinin bulunduğunu, Türkçe şiirlerinin “rengîn”, Arapça şiirlerinin de “belîğ” olduğunu söylemektedir (Kurnaz-Tatcı 2009: 40).

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî. C. 2. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Canatar, Mehmet (1993a). Müverrih Cenâbî Mustafa Efendi ve Cenâbî Tarihi. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi. 

Canatar, Mehmet (1993b). “Cenâbî Mustafa Efendi”. İslâm Ansiklopedisi. C. 7. İstanbul: TDV Yay.

Kâtip Çelebi (2013). Keşfü’z-Zunûn an Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünûn. çev: Rüştü Balcı. C. 1. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî. C. 1. s. 160-161. Ankara: Bizim Büro Yay.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2009) Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. C. 3. Ankara: Bizim Büro Yay.

Sungurhan Eyduran Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü'ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,78462/beyani----tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 02.03.2014]

Sungurhan Eyduran Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü'ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0 [erişim tarihi: 08.02.2014]

Şemseddin Sami (1311). Kâmusu’l-Âlâm. C. 3. İstanbul.

Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Nev’î-zâde Atâyî, Hadâ’iku’l-Hakâyık fî Tekmileti’ş-Şakâyık. İstanbul: Çağrı Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. TUNCAY BÜLBÜL
Yayın Tarihi: 27.07.2014
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Şem’-veş ‘ışk eri şevkunla göyünsün yürisün

Başına âteşîn efserler ürünsün yürisün

 

Bilmedi kadrini hayfâ o dür-i nâ-yâbun

Dest-i emvâc ile deryâ ko dögünsün yürisün 

 

Ne hâlet var cemâlünde senün ey nûr-ı Yezdânî

Ruhun yanında yâd itmez dil ehli mihr-i rahşânı 

 

Zülfün gamıyla kâmet-i ‘âşık dü-tâ idi

Hatt-ı ‘ızârda ne belâ-yı siyâh idi 

 

Sînede ‘ışkunla dâg-ı bî-şümâr itsem gerek

Ya’ni kim sûz-ı derûnum âşkâr itsem gerek 

 

Geçüp serden safâ-yı ‘ışkı ber-dâr olmayan bilmez

Mahabbet râhınun hattın sebük-bâr olmayan bilmez 

 

Gam-ı haddünle yanarsa n’ola cismi mumun

Dûd-ı âhını Hudâ yirde komaz mazlûmun 

(Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2009). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü'ş-Şu’arâ. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0 [erişim tarihi 08.02.2014]. 217.) 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?Doğum YeriGörüntüle
2KADRÎ, Suûdî-zâde Seyyid Abdülkadir Efendi b. Mîr Hasan-zâde Suûdî Mehmed Efendid. 1572 - ö. 1596Doğum YeriGörüntüle
3KEŞFÎ, Şeyh Osman Keşfî Efendid. ? - ö. 1715Doğum YeriGörüntüle
4ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?Doğum YılıGörüntüle
5KADRÎ, Suûdî-zâde Seyyid Abdülkadir Efendi b. Mîr Hasan-zâde Suûdî Mehmed Efendid. 1572 - ö. 1596Doğum YılıGörüntüle
6KEŞFÎ, Şeyh Osman Keşfî Efendid. ? - ö. 1715Doğum YılıGörüntüle
7ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?Ölüm YılıGörüntüle
8KADRÎ, Suûdî-zâde Seyyid Abdülkadir Efendi b. Mîr Hasan-zâde Suûdî Mehmed Efendid. 1572 - ö. 1596Ölüm YılıGörüntüle
9KEŞFÎ, Şeyh Osman Keşfî Efendid. ? - ö. 1715Ölüm YılıGörüntüle
10ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?MeslekGörüntüle
11KADRÎ, Suûdî-zâde Seyyid Abdülkadir Efendi b. Mîr Hasan-zâde Suûdî Mehmed Efendid. 1572 - ö. 1596MeslekGörüntüle
12KEŞFÎ, Şeyh Osman Keşfî Efendid. ? - ö. 1715MeslekGörüntüle
13ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14KADRÎ, Suûdî-zâde Seyyid Abdülkadir Efendi b. Mîr Hasan-zâde Suûdî Mehmed Efendid. 1572 - ö. 1596Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15KEŞFÎ, Şeyh Osman Keşfî Efendid. ? - ö. 1715Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ŞEHÎDÎ, Kâsım, Seyyid Kâsım-ı Niksarîd. ? - ö. 1512’den sonra ?Madde AdıGörüntüle
17KADRÎ, Suûdî-zâde Seyyid Abdülkadir Efendi b. Mîr Hasan-zâde Suûdî Mehmed Efendid. 1572 - ö. 1596Madde AdıGörüntüle
18KEŞFÎ, Şeyh Osman Keşfî Efendid. ? - ö. 1715Madde AdıGörüntüle