Madde Detay
CÛYÎ
(d. ?/? - ö. 989/1581’den sonra?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
XVI. yüzyıl şairi Cûyî’nin hayatı hakkında bilinenler yok denecek kadar azdır. Zehrimâr-zâde Rıza Tezkiresi ile Türk Şairleri adlı eserde ismi tespit edilen şairin, asıl adının ne olduğu ve kesin olarak nereli olduğu bilinmediği gibi doğum ve ölüm tarihi de meçhuldür. Rıza Tezkiresi’nde “Ba’de mürûrü’l-elf vefât eyledi.” cümlesi ile Türk Şairleri’ndeki “XVI ncı asır şairlerinden Cûyî hakkında tezkirelerde malûmat kayıtlı değildir. Onun Pervâne Bey Mecmuasından iki gazelini naklediyorum.” ifadesi dışında başka bilgi bulunmamaktadır. Şairin “Keştî-nâme-i Cûyî Der-Mezemmet-i Û” başlıklı 110 beyitlik kasidesinden ve aynı kasidenin
Hak selâmetle vusûlini müyesser idicek /Kor gider mi hele gör bir dahi Cûyî Tunus’ı
mahlas beytinden anlaşıldığı üzere Cûyî, şairin şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. Yine bu beyite göre Cûyî’nin Tunuslu olduğu ya da en azından Tunus’ta yaşadığını tahmin ediyoruz. Kasidede geçen
Başuma yazu imiş n’ideyin elden ne gelür / Bir geminün olup ibrâm ile ben de hâcesi
Nat-ı hâk üzre piyâde yüri şâh-ı vakt ol / Gemi ferzâneligine sakın itme hevesi
beyitlerinden de gemi hocalığı ya da “gemi ferzâneliği” (gemi hâkimi, kaptanlık) işiyle uğraştığı anlaşılıyor. Cûyî’nin Pervane Bey Mecmuası’ndaki şiirleri ile Keştî-nâmesi dışında başka bir manzumesi elimizde bulunmamaktadır. Cûyî’nin Keştî-nâme adlı kasidesi gemicilik terimleri ve gemi yolculuğunu yermesi bakımından ilginçtir.
Kaynakça
Anetshofer, Helga (2005). “Long Live Otoman Studies- Andreas Tietze’yi (1914-2003) Hatırlarken”. Journal Of Turkhis Studies, Orhan Okay I, 30 (1): 316-345.
Aydemir, Yaşar (2001). “Şiir Mecmuaları ve Metin Teşkilinde Mecmuaların Rolü”. Bilig (19): 147-156.
Aydemir, Yaşar (2007). “Şiir Mecmuaları ve Metin Teşkilinde Mecmuaların Rolü”. Türk Kültürü (464): 731-744..
Bektaş, Ekrem (2011). “16. Asırda Gemi Yolculuğunu Yeren Bir Manzume: Cûyî’nin Keştî-nâme’si”. Turkish Studies Türkoloji Araştırmaları 6 (3): 601-614.
Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.), Türk Şairleri. C. I II.
Henry& Kahane, Renee, Tıetze, Andreas (1958). The Lingua Faranca In The Levant, Turkish Nautical Tems of İtalian and Grek Origin, Urban: Üniversity of İllinois Pres.
İpekten, Haluk, vd. (1988), Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
Ölmez, Mehmet (2004). “Türkçenin Yorulmaz Araştırıcısı Andreas Tietze’nin Ardından”. Toplumsal Tarih (122): 50-53.
Pala, İskender (2008). “Osmanlı Şiirinde Gemici Dili”. Şairlerin Dilinden. İstanbul: Kapı Yay.
Tıetze, Andreas (1951). “XVI. Asır Türk Şiirinde Gemici Dili, Âgehî kasidesi ve Tahmisleri”. Türkiyat Mecmuası IX: İstanbul: 113-138.
Tıetze, Andreas (1953). “XVI. Asır Türk Şiirinde Gemici Dili, Nigârî, Kâtibî, Yetîm”. Fuat Köprülü Armağanı. İstanbul: Osman Yalçın Matbaası.501-522.
Yılmaz-Önder Sevim (2004), “Andreas Tietze’nin Biyografisi Üzerine Bir Deneme”. Toplumsal Tarih (122): 54-55.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. EKREM BEKTAŞYayın Tarihi: 28.01.2014Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Derd-i serdür geminün hak bu ki tarz u töresi
‘Aklı başında olan ana ider mi hevesi
Hârici zînet ü nakş birle çü kasr-ı cennet
Dâhiline nazar olunsa cehennem deresi
Cihet-i ‘azmine yıllarla bulunmaz menzil
Taraf-ı ‘avdetinün sorma ki yokdur ötesi
Hâsılın dirsek eger bîm-i helâk-i cândur
Yâdigâr u tuhafi top otu vü top kıyesi
Hedef-i tîr-i kazâsın ne mahalde olsan
Neresidür ya bunun cây-ı selâmet neresi
Bir hatâ kim gemiye irse ‘umûmen irişür
Hâsılı kurtılamaz sâhibi yâhod re’îsi
Bârınun varı ise mihnet ü endûh u elem
Hep içinde bulunur zevk ü safâdan berîsi
Bir iki tahtanun üstinde havâya tayanup
Cân bâzârına düşmiş nice dünyâ delüsi
Iztırâbı ne virür cân u dile ârâmı
Ne gelür hây ile hûdan göze uyhu kapusı
Vüs’at-i ‘âleme bakdukca o cây-ı tengden
Âdeme gelmeye mi cân ü cihândan bezesi
(Bektaş, Ekrem (2011). “16. Asırda Gemi Yolculuğunu Yeren Bir Manzume: Cûyî’nin Keştî-nâme’si”. Turkish Studies Türkoloji Araştırmaları, 6 (3): 604-605.)
**
N’ola sînemde tutarsam tîrinin peykânını
Lâ-cerem sadra geçürür her kişi mihmânını
Lutf edip ey mâh-ı Ken’ân’ım kad[e]m-rencîde kıl
Âşıkın eyle müşerref külbe-i ahzânını
Dest-i gamdan ger yakan kurtarmak istersen gönül
Düş meyin ayagına tut dilberin dâmânını
Âşıkın irer safâ ile ferahlar cânına
Hande eyler görse gül gibi ne dem cânânını
Sen nigârı derkenâr itdikçe düşmen d[ô]stum
Cûyî miskinin tutar ol dem kasâvet cânını
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
**
Ezel aşkın meyin itti meger nûş
Gönül deryâ gibi her dem ider cûş
Nola kûyinde her dem nâle kılsa
Ki bülbül olamaz gülşende hâmûş
Hezâr efgânına ben bülbülüm âh
Niçün gül gibi tutmazsın güzel gûş
Lebin yâdına olmuştur nigârâ
Ayag ile meyin gayette serh[o]ş
Düşürme ârif ol elden ayagı
Be Cûyî var ise başımda ger hûş”
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
Yayın Tarihi: 28.01.2014Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Derd-i serdür geminün hak bu ki tarz u töresi
‘Aklı başında olan ana ider mi hevesi
Hârici zînet ü nakş birle çü kasr-ı cennet
Dâhiline nazar olunsa cehennem deresi
Cihet-i ‘azmine yıllarla bulunmaz menzil
Taraf-ı ‘avdetinün sorma ki yokdur ötesi
Hâsılın dirsek eger bîm-i helâk-i cândur
Yâdigâr u tuhafi top otu vü top kıyesi
Hedef-i tîr-i kazâsın ne mahalde olsan
Neresidür ya bunun cây-ı selâmet neresi
Bir hatâ kim gemiye irse ‘umûmen irişür
Hâsılı kurtılamaz sâhibi yâhod re’îsi
Bârınun varı ise mihnet ü endûh u elem
Hep içinde bulunur zevk ü safâdan berîsi
Bir iki tahtanun üstinde havâya tayanup
Cân bâzârına düşmiş nice dünyâ delüsi
Iztırâbı ne virür cân u dile ârâmı
Ne gelür hây ile hûdan göze uyhu kapusı
Vüs’at-i ‘âleme bakdukca o cây-ı tengden
Âdeme gelmeye mi cân ü cihândan bezesi
(Bektaş, Ekrem (2011). “16. Asırda Gemi Yolculuğunu Yeren Bir Manzume: Cûyî’nin Keştî-nâme’si”. Turkish Studies Türkoloji Araştırmaları, 6 (3): 604-605.)
**
N’ola sînemde tutarsam tîrinin peykânını
Lâ-cerem sadra geçürür her kişi mihmânını
Lutf edip ey mâh-ı Ken’ân’ım kad[e]m-rencîde kıl
Âşıkın eyle müşerref külbe-i ahzânını
Dest-i gamdan ger yakan kurtarmak istersen gönül
Düş meyin ayagına tut dilberin dâmânını
Âşıkın irer safâ ile ferahlar cânına
Hande eyler görse gül gibi ne dem cânânını
Sen nigârı derkenâr itdikçe düşmen d[ô]stum
Cûyî miskinin tutar ol dem kasâvet cânını
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
**
Ezel aşkın meyin itti meger nûş
Gönül deryâ gibi her dem ider cûş
Nola kûyinde her dem nâle kılsa
Ki bülbül olamaz gülşende hâmûş
Hezâr efgânına ben bülbülüm âh
Niçün gül gibi tutmazsın güzel gûş
Lebin yâdına olmuştur nigârâ
Ayag ile meyin gayette serh[o]ş
Düşürme ârif ol elden ayagı
Be Cûyî var ise başımda ger hûş”
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Derd-i serdür geminün hak bu ki tarz u töresi
‘Aklı başında olan ana ider mi hevesi
Hârici zînet ü nakş birle çü kasr-ı cennet
Dâhiline nazar olunsa cehennem deresi
Cihet-i ‘azmine yıllarla bulunmaz menzil
Taraf-ı ‘avdetinün sorma ki yokdur ötesi
Hâsılın dirsek eger bîm-i helâk-i cândur
Yâdigâr u tuhafi top otu vü top kıyesi
Hedef-i tîr-i kazâsın ne mahalde olsan
Neresidür ya bunun cây-ı selâmet neresi
Bir hatâ kim gemiye irse ‘umûmen irişür
Hâsılı kurtılamaz sâhibi yâhod re’îsi
Bârınun varı ise mihnet ü endûh u elem
Hep içinde bulunur zevk ü safâdan berîsi
Bir iki tahtanun üstinde havâya tayanup
Cân bâzârına düşmiş nice dünyâ delüsi
Iztırâbı ne virür cân u dile ârâmı
Ne gelür hây ile hûdan göze uyhu kapusı
Vüs’at-i ‘âleme bakdukca o cây-ı tengden
Âdeme gelmeye mi cân ü cihândan bezesi
(Bektaş, Ekrem (2011). “16. Asırda Gemi Yolculuğunu Yeren Bir Manzume: Cûyî’nin Keştî-nâme’si”. Turkish Studies Türkoloji Araştırmaları, 6 (3): 604-605.)
**
N’ola sînemde tutarsam tîrinin peykânını
Lâ-cerem sadra geçürür her kişi mihmânını
Lutf edip ey mâh-ı Ken’ân’ım kad[e]m-rencîde kıl
Âşıkın eyle müşerref külbe-i ahzânını
Dest-i gamdan ger yakan kurtarmak istersen gönül
Düş meyin ayagına tut dilberin dâmânını
Âşıkın irer safâ ile ferahlar cânına
Hande eyler görse gül gibi ne dem cânânını
Sen nigârı derkenâr itdikçe düşmen d[ô]stum
Cûyî miskinin tutar ol dem kasâvet cânını
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
**
Ezel aşkın meyin itti meger nûş
Gönül deryâ gibi her dem ider cûş
Nola kûyinde her dem nâle kılsa
Ki bülbül olamaz gülşende hâmûş
Hezâr efgânına ben bülbülüm âh
Niçün gül gibi tutmazsın güzel gûş
Lebin yâdına olmuştur nigârâ
Ayag ile meyin gayette serh[o]ş
Düşürme ârif ol elden ayagı
Be Cûyî var ise başımda ger hûş”
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
Eserlerinden Örnekler
Derd-i serdür geminün hak bu ki tarz u töresi
‘Aklı başında olan ana ider mi hevesi
Hârici zînet ü nakş birle çü kasr-ı cennet
Dâhiline nazar olunsa cehennem deresi
Cihet-i ‘azmine yıllarla bulunmaz menzil
Taraf-ı ‘avdetinün sorma ki yokdur ötesi
Hâsılın dirsek eger bîm-i helâk-i cândur
Yâdigâr u tuhafi top otu vü top kıyesi
Hedef-i tîr-i kazâsın ne mahalde olsan
Neresidür ya bunun cây-ı selâmet neresi
Bir hatâ kim gemiye irse ‘umûmen irişür
Hâsılı kurtılamaz sâhibi yâhod re’îsi
Bârınun varı ise mihnet ü endûh u elem
Hep içinde bulunur zevk ü safâdan berîsi
Bir iki tahtanun üstinde havâya tayanup
Cân bâzârına düşmiş nice dünyâ delüsi
Iztırâbı ne virür cân u dile ârâmı
Ne gelür hây ile hûdan göze uyhu kapusı
Vüs’at-i ‘âleme bakdukca o cây-ı tengden
Âdeme gelmeye mi cân ü cihândan bezesi
(Bektaş, Ekrem (2011). “16. Asırda Gemi Yolculuğunu Yeren Bir Manzume: Cûyî’nin Keştî-nâme’si”. Turkish Studies Türkoloji Araştırmaları, 6 (3): 604-605.)
**
N’ola sînemde tutarsam tîrinin peykânını
Lâ-cerem sadra geçürür her kişi mihmânını
Lutf edip ey mâh-ı Ken’ân’ım kad[e]m-rencîde kıl
Âşıkın eyle müşerref külbe-i ahzânını
Dest-i gamdan ger yakan kurtarmak istersen gönül
Düş meyin ayagına tut dilberin dâmânını
Âşıkın irer safâ ile ferahlar cânına
Hande eyler görse gül gibi ne dem cânânını
Sen nigârı derkenâr itdikçe düşmen d[ô]stum
Cûyî miskinin tutar ol dem kasâvet cânını
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)
**
Ezel aşkın meyin itti meger nûş
Gönül deryâ gibi her dem ider cûş
Nola kûyinde her dem nâle kılsa
Ki bülbül olamaz gülşende hâmûş
Hezâr efgânına ben bülbülüm âh
Niçün gül gibi tutmazsın güzel gûş
Lebin yâdına olmuştur nigârâ
Ayag ile meyin gayette serh[o]ş
Düşürme ârif ol elden ayagı
Be Cûyî var ise başımda ger hûş”
(Ergun, Saadettin Nüzhet (ts.). Türk Şairleri. C. III. 1095.)