Madde Detay

Yaşar Demir, 10 Mart 1962 tarihinde Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Sarışeyh köyünde dünyaya gelir. Âşık, 2004 yılına kadar ürettiği eserlerinde Çimenoğlu mahlasını kullanmıştır. 2004 yılında Antalya'da düzenlenen bir şenlik vasıtasıyla tanıştığı Nuri Çırağı ve Kul Nuri'nin Demiroğlu mahlasını önermesi üzerine o tarihten itibaren Demiroğlu mahlasını kullanır (Aydın 2010: 511). Ailesi baba tarafından Beğdilli aşiretinden Kasım Paşa'ya dayanır. Babası Şamil Demir, Kelkit eşrafından olup ailesinin geçimini çiftçilikle sağlayan sıradan bir Anadolu insanı, annesi Kezban Demir ise Şiran eşrafından çalışkan bir ev hanımıdır. Dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğudur. Yaşar Demir'in Dursun adında bir ağabeyi, Yaşar ve Hanım adında kendinden küçük iki kardeşi vardır. Yaşar Demir'in kendinden önce üç kardeşi vefat ettiği için ailesi tarafından ona Yaşar adı verilmiştir (Aslan 2011: 28; Aydın 2010: 507). İlkokulu Sarışeyh İlkokulunda tamamladıktan sonra Hakkari Yatılı Bölge Okulu'nu kazanır. Bir yıl Hakkari'de okuduktan sonra naklini Gümüşhane Atatürk Ortaokuluna aldırır ve ortaokulu burada tamamlar. Liseyi de 1981'de Gümüşhane Lisesinde bitirir. Liseden mezun olduktan sonra Kelkit eşrafından aynı zamanda teyzesinin kızı olan Çeşminaz Hanım ile dünya evine girer. Bu evlilikten İsmail Hakkı, Cengizhan adlarında iki erkek ve Ayşenur adında bir kızı dünyaya gelir (Aydın 2010: 509). 1983'te askerlik vazifesini yapmak üzere Amasya'ya gider. Acemi birliğini tamamladıktan sonra usta birliği için gittiği İstanbul Tuzla'da astsubaylık sınavına girer ve kazanır. Astsubay olarak sırasıyla Çorlu, Bingöl, Ankara, Hakkari, Nahçivan, Antalya ve Şanlıurfa'da görev yapar. 2006'da Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Kara Kuvvetleri Meslek Eğitimi Ön Lisans Programı'nı bitirir. 16 Kasım 2007 tarihinde emekli olur (Aslan 2011: 30-31; Aydın 2010: 509). Hâlen halk şiiri vadisinde üretime devam eden âşık, Ankara'da ikamet etmektedir (Aydın 2010: 509; Aslan 2011: 31).

Demiroğlu'nun âşıklığa yönelmesinde ortaokul yıllarında Hakkari'ye giderek orada gurbet hayatı yaşaması ve Yaşar Reyhani, Mevlüt İhsani, Murat Çobanoğlu, Nuri Çırağı ve Nusret Sümmanioğlu gibi âşıkları dinlemesinin etkili olduğu söylenebilir. İlk şiir denemelerini, bu yıllarda kaleme alır. Liseye giderken kendi çabalarıyla saz çalmayı öğrenir. 1983-1998 yılları arasında mesleği icabı sanatına eğilemediğini ve sanatını ihmal ettiğini itiraf etmektedir (Aydın 2010: 210). Demiroğlu'nun kendine örnek aldığı sanatçılar şu şekilde sıralanabilir; Âşık Sümmani, Âşık Reyhani, Âşık Şenlik, Murat Çobanoğlu, Nuri Çırağı, Selahaddin Kazanoğlu, Âşık Gürkani, Kul Nuri, Erol Ergani, Fuat Çerkezoğlu (Aslan 2011: 37). Pek çok etkinliğe giderek sanatını icra eden âşıkla ilgili bugüne kadar yapılan tek müstakil çalışma 2011 yılında Ayşe Aslan tarafından hazırlanan Âşık Yaşar Demir'in Hayatı, Eserleri, Eserlerinin Analizi başlıklı yüksek lisans tezidir. Yaşar Demir, son olarak 25-26 Ağustos 2017 tarihinde Kahramanmaraş'ta düzenlenen Uluslararası Âşıklar Ozanlar ve Şâirler Bayramı'nda lebeğmez dalında birinci olmuştur (www.kazankayagazetesi.com).

Demiroğlu'na göre millî ve manevi değerleri yaymak, toplumun gözü kulağı olmak ve hitap ettiği toplumu eğitmek bir âşığın en önemli misyonu olmalıdır. Şiirlerinde Türk, Kürt Alevi, Sünni gibi mezhepsel ve ırksal ayrımların yanlışlığına dikkat çeker. Şiirleri, ağırlıklı olarak gurbet, ayrılık, hasret, sevgi, kahramanlık, tabiat konularını içerir (Aydın 2010: 514-515).

Demiroğlu'nun şiirlerine teknik açından bakıldığına onun şiirlerinin büyük oranda dörtlüklerden, az da olsa beşli bentlerden oluştuğu ve hece ölçüsüyle ortaya konulduğu görülür. Söz konusu dörtlükler 3-14 aralığında olup kullandığı nazım şekilleri koşma, semai, mani ve divanidir. Şiirlerinde hem tek hem döner ayağa tesadüf edilmektedir (Aslan 2011: 45-46). Bazı şiirleri teknik açıdan kusurludur.