Madde Detay
Derviş Ahmed el-Mevlevî
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Derviş Ahmed hakkında kaynaklarda çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Esrar Dede Tezkiresi’nde hayatı hakkında verilen bilgilerde şairliğine ve kâtipliğine değinilmemiştir. Moralı’dır. Sultan IV. Murad’ın Bağdat seferi dönüşünde onunla birlikte İstanbul'a geldi ve Kadı-zâde vakası sonrasında dünya işlerinden el etek çekerek Konya’da Mevlânâ tekkesinde hizmet etmeye başladı. Sonra insanlardan uzaklaşmak için inzivaya çekildi. Bir süre sonra Bağdad meşihatı görevine getirildi ve orada ikamet etti. Sonra Trablusşam’a gitti ve orada da inzivaya çekildi ve kimsesiz bir şekilde vefat etti (Genç 2000:38). Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân'da Derviş Ahmed'in hâl tercümesinin verildiğine dair Esrar Dede Tezkiresi'ndeki bilgi sehven yazılmış olmalıdır. Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân'da hâl tercümesi verilen kişi Derviş Ahmed Ânî'dir (Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân, III. kısım, 30). Esrar Dede Tezkiresi'nde Derviş Ahmed'in bir müseddesi verilmiştir.
Hadîkatü’l-münşeât: Eserde yazı bilmenin önemi ve yazışmalarda uyulması gereken kurallara dair bilgiler ile resmî ve hususî mektup örnekleri verilmiştir. Tek nüshası Berlin Staatsbibliothek Ms. or. oct.:3117 numarada kayıtlı olan eser, 18 varak 25 satırdır ve nestalik yazıyla yazılmıştır (Flemming 1968:129).
Kaynakça
Flemming, B. (1968). Verzeichniss der Orientalischen Handschriften in Deutschland, Turkische Handschriften, Wiesbaden.
Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede- Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay.
Sâkıb Dede (1293). Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân. Mısır: Matbaa-i Vehbiyye.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. HASAN GÜLTEKİNYayın Tarihi: 17.04.2014Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Ey şîr-i Hak ki ism-i şerîfündürür ‘Alî
Kevser şarâbı sâkisidür himmetün âli
Selmân’a virdiği aldığı dem destine güli
Evrâd idindi ismüni her mü’min-i velî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şehr-i ‘ulûma kapu olan Şâh-ı Murtâzâ
Zevc-i betûl ü sâhib-i esrâr-ı lâ-fetâ
Kân-ı sehâ vü ma’den-i ser-menba’-ı hayâ
Hulkı Hüseyn ü hüsni Hasan vechi Mustafâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mâh-ı şu’a-i şa’şa’a-i şems-i zü’l-minen
Bâğ-ı behişte kâmetidür serv ü nârven
Şebbûy-ı mûyı nâfesidir âhû-yı Hoten
Zâtı ‘alî vü ismi velî ismile hasen
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ol nûr-ı ‘ayn-ı Ahmed-i Muhtâr-ı bâ-safâ
Ol yâdgâr-ı Hayder-i kerrâr-ı lâ-fetâ
Oldur diyâr-ı vahdete hâdî vü reh-nümâ
Ya’nî Hüseyn şâh-ı şehîdân-ı Kerbelâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Nesl-i resûl ü zübde-i evlâd-ı tayyibîn
Deryâ-yı ‘ilm ü mahrem-i ser-gevher-i yakîn
Zât-ı şerîf-i hazret-i Sultân-ı müttakîn
Îmân u dîne zînet olan Zeynü’l-âbidîn
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mihr-i münîre zerresidir cümle evliyâ
Bahr-i sehâsı gevheridir rûh-ı etkıyâ
Hâk-i mezârı cevheridir asl-ı kîmyâ
Bâkır olursa ismi n'ola kadridür 'ulâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey pâdişâh-ı server-i sultân-ı bahr u ber
Hâk-i rehine cân vireyin nice sîm ü zer
Tâb-ı ruhundan iki cihân toldı nûr u fer
Zâhir İmâm Ca’fer-i Sâdık’dur ol güher
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İlm-i ‘ulûma a’lem-i ‘allâme-i ‘alîm
Yokdur nihâye medhine kim lutfıdur amîm
Şânında nâzil oldı anun âyet-i kerîm
Mûsâ Rızâ’ durur ki anun kalbidür selîm
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şer’-i mübînde câmi’-i ‘aşka imâm olan
Evlâd içinde tayyib ü tâhir hümâm olan
Sultân olur dü-kevne kapunda gulâm olan
Mûsâ Kâzım oldur imâm-ı tamâm olan
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Güm-râh olana lutf ile göster tapuna râh
Künc-i ‘anâda kalmayayım gice gündüz âh
Rahm eyle ben belâ-keşe ey rahmet-i İlâh
Ya’nî Nakî ki oldı bekâ kişverine şâh
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Vech-i münîri şu’le-i nûr-ı cemâldür
Zülf-i siyâhı mazhar-ı sırr-ı celâldür
Ana mahabbet eylemeyen kavm-i dâldür
Oldur Takî ki müttekîdür hayrü’l-âldür
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey dil cihânda cehd idegör gezme serserî
Eyle gazâ ki katl idegör nefs-i ‘Anterî
Bilmek dilersen ol şeh-i sultân-ı serverî
Hüsn-i Hasan’dan olur imâm oldı ‘Askerî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Çün vakt irişdi gün gibi birgün ‘ıyân olur
Kalmaz vücûdı zerrece küfrün nihân olur
Âşkâr iden tavâ’ife lâkin ziyân olur
Ya’nî İmâm Mehdî-i sâhib-zamân olur
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İki cihânda cümlesi şeh-zâdedür bular
Kim bendelikde kalmadı âzâdedür bular
Vahdet suyıyla çünki kamu sâdedür bular
‘İzz-i huzûr-ı hazret-i Mevlâ’dadur bular
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Yâ Rab cenâb-ı Ahmed-i muhtâr hakkiçün
‘Arş-ı mecîde fer viren envâr hakkiçün
Lutfunla sakla Hayder-i kerrâr hakkiçün
Sürme kapundan Ahmed’i dîdâr hakkiçün
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
(Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede,Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay. 38-40.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 17.04.2014Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Ey şîr-i Hak ki ism-i şerîfündürür ‘Alî
Kevser şarâbı sâkisidür himmetün âli
Selmân’a virdiği aldığı dem destine güli
Evrâd idindi ismüni her mü’min-i velî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şehr-i ‘ulûma kapu olan Şâh-ı Murtâzâ
Zevc-i betûl ü sâhib-i esrâr-ı lâ-fetâ
Kân-ı sehâ vü ma’den-i ser-menba’-ı hayâ
Hulkı Hüseyn ü hüsni Hasan vechi Mustafâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mâh-ı şu’a-i şa’şa’a-i şems-i zü’l-minen
Bâğ-ı behişte kâmetidür serv ü nârven
Şebbûy-ı mûyı nâfesidir âhû-yı Hoten
Zâtı ‘alî vü ismi velî ismile hasen
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ol nûr-ı ‘ayn-ı Ahmed-i Muhtâr-ı bâ-safâ
Ol yâdgâr-ı Hayder-i kerrâr-ı lâ-fetâ
Oldur diyâr-ı vahdete hâdî vü reh-nümâ
Ya’nî Hüseyn şâh-ı şehîdân-ı Kerbelâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Nesl-i resûl ü zübde-i evlâd-ı tayyibîn
Deryâ-yı ‘ilm ü mahrem-i ser-gevher-i yakîn
Zât-ı şerîf-i hazret-i Sultân-ı müttakîn
Îmân u dîne zînet olan Zeynü’l-âbidîn
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mihr-i münîre zerresidir cümle evliyâ
Bahr-i sehâsı gevheridir rûh-ı etkıyâ
Hâk-i mezârı cevheridir asl-ı kîmyâ
Bâkır olursa ismi n'ola kadridür 'ulâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey pâdişâh-ı server-i sultân-ı bahr u ber
Hâk-i rehine cân vireyin nice sîm ü zer
Tâb-ı ruhundan iki cihân toldı nûr u fer
Zâhir İmâm Ca’fer-i Sâdık’dur ol güher
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İlm-i ‘ulûma a’lem-i ‘allâme-i ‘alîm
Yokdur nihâye medhine kim lutfıdur amîm
Şânında nâzil oldı anun âyet-i kerîm
Mûsâ Rızâ’ durur ki anun kalbidür selîm
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şer’-i mübînde câmi’-i ‘aşka imâm olan
Evlâd içinde tayyib ü tâhir hümâm olan
Sultân olur dü-kevne kapunda gulâm olan
Mûsâ Kâzım oldur imâm-ı tamâm olan
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Güm-râh olana lutf ile göster tapuna râh
Künc-i ‘anâda kalmayayım gice gündüz âh
Rahm eyle ben belâ-keşe ey rahmet-i İlâh
Ya’nî Nakî ki oldı bekâ kişverine şâh
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Vech-i münîri şu’le-i nûr-ı cemâldür
Zülf-i siyâhı mazhar-ı sırr-ı celâldür
Ana mahabbet eylemeyen kavm-i dâldür
Oldur Takî ki müttekîdür hayrü’l-âldür
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey dil cihânda cehd idegör gezme serserî
Eyle gazâ ki katl idegör nefs-i ‘Anterî
Bilmek dilersen ol şeh-i sultân-ı serverî
Hüsn-i Hasan’dan olur imâm oldı ‘Askerî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Çün vakt irişdi gün gibi birgün ‘ıyân olur
Kalmaz vücûdı zerrece küfrün nihân olur
Âşkâr iden tavâ’ife lâkin ziyân olur
Ya’nî İmâm Mehdî-i sâhib-zamân olur
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İki cihânda cümlesi şeh-zâdedür bular
Kim bendelikde kalmadı âzâdedür bular
Vahdet suyıyla çünki kamu sâdedür bular
‘İzz-i huzûr-ı hazret-i Mevlâ’dadur bular
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Yâ Rab cenâb-ı Ahmed-i muhtâr hakkiçün
‘Arş-ı mecîde fer viren envâr hakkiçün
Lutfunla sakla Hayder-i kerrâr hakkiçün
Sürme kapundan Ahmed’i dîdâr hakkiçün
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
(Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede,Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay. 38-40.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 25.11.2020Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Ey şîr-i Hak ki ism-i şerîfündürür ‘Alî
Kevser şarâbı sâkisidür himmetün âli
Selmân’a virdiği aldığı dem destine güli
Evrâd idindi ismüni her mü’min-i velî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şehr-i ‘ulûma kapu olan Şâh-ı Murtâzâ
Zevc-i betûl ü sâhib-i esrâr-ı lâ-fetâ
Kân-ı sehâ vü ma’den-i ser-menba’-ı hayâ
Hulkı Hüseyn ü hüsni Hasan vechi Mustafâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mâh-ı şu’a-i şa’şa’a-i şems-i zü’l-minen
Bâğ-ı behişte kâmetidür serv ü nârven
Şebbûy-ı mûyı nâfesidir âhû-yı Hoten
Zâtı ‘alî vü ismi velî ismile hasen
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ol nûr-ı ‘ayn-ı Ahmed-i Muhtâr-ı bâ-safâ
Ol yâdgâr-ı Hayder-i kerrâr-ı lâ-fetâ
Oldur diyâr-ı vahdete hâdî vü reh-nümâ
Ya’nî Hüseyn şâh-ı şehîdân-ı Kerbelâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Nesl-i resûl ü zübde-i evlâd-ı tayyibîn
Deryâ-yı ‘ilm ü mahrem-i ser-gevher-i yakîn
Zât-ı şerîf-i hazret-i Sultân-ı müttakîn
Îmân u dîne zînet olan Zeynü’l-âbidîn
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mihr-i münîre zerresidir cümle evliyâ
Bahr-i sehâsı gevheridir rûh-ı etkıyâ
Hâk-i mezârı cevheridir asl-ı kîmyâ
Bâkır olursa ismi n'ola kadridür 'ulâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey pâdişâh-ı server-i sultân-ı bahr u ber
Hâk-i rehine cân vireyin nice sîm ü zer
Tâb-ı ruhundan iki cihân toldı nûr u fer
Zâhir İmâm Ca’fer-i Sâdık’dur ol güher
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İlm-i ‘ulûma a’lem-i ‘allâme-i ‘alîm
Yokdur nihâye medhine kim lutfıdur amîm
Şânında nâzil oldı anun âyet-i kerîm
Mûsâ Rızâ’ durur ki anun kalbidür selîm
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şer’-i mübînde câmi’-i ‘aşka imâm olan
Evlâd içinde tayyib ü tâhir hümâm olan
Sultân olur dü-kevne kapunda gulâm olan
Mûsâ Kâzım oldur imâm-ı tamâm olan
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Güm-râh olana lutf ile göster tapuna râh
Künc-i ‘anâda kalmayayım gice gündüz âh
Rahm eyle ben belâ-keşe ey rahmet-i İlâh
Ya’nî Nakî ki oldı bekâ kişverine şâh
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Vech-i münîri şu’le-i nûr-ı cemâldür
Zülf-i siyâhı mazhar-ı sırr-ı celâldür
Ana mahabbet eylemeyen kavm-i dâldür
Oldur Takî ki müttekîdür hayrü’l-âldür
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey dil cihânda cehd idegör gezme serserî
Eyle gazâ ki katl idegör nefs-i ‘Anterî
Bilmek dilersen ol şeh-i sultân-ı serverî
Hüsn-i Hasan’dan olur imâm oldı ‘Askerî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Çün vakt irişdi gün gibi birgün ‘ıyân olur
Kalmaz vücûdı zerrece küfrün nihân olur
Âşkâr iden tavâ’ife lâkin ziyân olur
Ya’nî İmâm Mehdî-i sâhib-zamân olur
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İki cihânda cümlesi şeh-zâdedür bular
Kim bendelikde kalmadı âzâdedür bular
Vahdet suyıyla çünki kamu sâdedür bular
‘İzz-i huzûr-ı hazret-i Mevlâ’dadur bular
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Yâ Rab cenâb-ı Ahmed-i muhtâr hakkiçün
‘Arş-ı mecîde fer viren envâr hakkiçün
Lutfunla sakla Hayder-i kerrâr hakkiçün
Sürme kapundan Ahmed’i dîdâr hakkiçün
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
(Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede,Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay. 38-40.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Müseddes
Ey şîr-i Hak ki ism-i şerîfündürür ‘Alî
Kevser şarâbı sâkisidür himmetün âli
Selmân’a virdiği aldığı dem destine güli
Evrâd idindi ismüni her mü’min-i velî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şehr-i ‘ulûma kapu olan Şâh-ı Murtâzâ
Zevc-i betûl ü sâhib-i esrâr-ı lâ-fetâ
Kân-ı sehâ vü ma’den-i ser-menba’-ı hayâ
Hulkı Hüseyn ü hüsni Hasan vechi Mustafâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mâh-ı şu’a-i şa’şa’a-i şems-i zü’l-minen
Bâğ-ı behişte kâmetidür serv ü nârven
Şebbûy-ı mûyı nâfesidir âhû-yı Hoten
Zâtı ‘alî vü ismi velî ismile hasen
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ol nûr-ı ‘ayn-ı Ahmed-i Muhtâr-ı bâ-safâ
Ol yâdgâr-ı Hayder-i kerrâr-ı lâ-fetâ
Oldur diyâr-ı vahdete hâdî vü reh-nümâ
Ya’nî Hüseyn şâh-ı şehîdân-ı Kerbelâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Nesl-i resûl ü zübde-i evlâd-ı tayyibîn
Deryâ-yı ‘ilm ü mahrem-i ser-gevher-i yakîn
Zât-ı şerîf-i hazret-i Sultân-ı müttakîn
Îmân u dîne zînet olan Zeynü’l-âbidîn
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Mihr-i münîre zerresidir cümle evliyâ
Bahr-i sehâsı gevheridir rûh-ı etkıyâ
Hâk-i mezârı cevheridir asl-ı kîmyâ
Bâkır olursa ismi n'ola kadridür 'ulâ
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey pâdişâh-ı server-i sultân-ı bahr u ber
Hâk-i rehine cân vireyin nice sîm ü zer
Tâb-ı ruhundan iki cihân toldı nûr u fer
Zâhir İmâm Ca’fer-i Sâdık’dur ol güher
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İlm-i ‘ulûma a’lem-i ‘allâme-i ‘alîm
Yokdur nihâye medhine kim lutfıdur amîm
Şânında nâzil oldı anun âyet-i kerîm
Mûsâ Rızâ’ durur ki anun kalbidür selîm
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Şer’-i mübînde câmi’-i ‘aşka imâm olan
Evlâd içinde tayyib ü tâhir hümâm olan
Sultân olur dü-kevne kapunda gulâm olan
Mûsâ Kâzım oldur imâm-ı tamâm olan
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Güm-râh olana lutf ile göster tapuna râh
Künc-i ‘anâda kalmayayım gice gündüz âh
Rahm eyle ben belâ-keşe ey rahmet-i İlâh
Ya’nî Nakî ki oldı bekâ kişverine şâh
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Vech-i münîri şu’le-i nûr-ı cemâldür
Zülf-i siyâhı mazhar-ı sırr-ı celâldür
Ana mahabbet eylemeyen kavm-i dâldür
Oldur Takî ki müttekîdür hayrü’l-âldür
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Ey dil cihânda cehd idegör gezme serserî
Eyle gazâ ki katl idegör nefs-i ‘Anterî
Bilmek dilersen ol şeh-i sultân-ı serverî
Hüsn-i Hasan’dan olur imâm oldı ‘Askerî
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Çün vakt irişdi gün gibi birgün ‘ıyân olur
Kalmaz vücûdı zerrece küfrün nihân olur
Âşkâr iden tavâ’ife lâkin ziyân olur
Ya’nî İmâm Mehdî-i sâhib-zamân olur
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
İki cihânda cümlesi şeh-zâdedür bular
Kim bendelikde kalmadı âzâdedür bular
Vahdet suyıyla çünki kamu sâdedür bular
‘İzz-i huzûr-ı hazret-i Mevlâ’dadur bular
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
Yâ Rab cenâb-ı Ahmed-i muhtâr hakkiçün
‘Arş-ı mecîde fer viren envâr hakkiçün
Lutfunla sakla Hayder-i kerrâr hakkiçün
Sürme kapundan Ahmed’i dîdâr hakkiçün
Yâ muzhira’l-‘acâ’ibi ‘avnen lenâ ‘alâ
Ed’ûke külli hemmin ve gammin seyencelî
(Genç, İlhan (hzl.) (2000). Esrar Dede,Tezkire-i Şu’arâ-yı Mevleviyye. Ankara: AKM Yay. 38-40.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Âlî, Âlî Efendi | d. ? - ö. 1646 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | NA’ÎM, Na’îm Efendi | d. ? - ö. 1756-57 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Âlî, Âlî Efendi | d. ? - ö. 1646 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | NA’ÎM, Na’îm Efendi | d. ? - ö. 1756-57 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Âlî, Âlî Efendi | d. ? - ö. 1646 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | NA’ÎM, Na’îm Efendi | d. ? - ö. 1756-57 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Âlî, Âlî Efendi | d. ? - ö. 1646 | Meslek | Görüntüle |
11 | NA’ÎM, Na’îm Efendi | d. ? - ö. 1756-57 | Meslek | Görüntüle |
12 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Meslek | Görüntüle |
13 | Âlî, Âlî Efendi | d. ? - ö. 1646 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | NA’ÎM, Na’îm Efendi | d. ? - ö. 1756-57 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Âlî, Âlî Efendi | d. ? - ö. 1646 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | NA’ÎM, Na’îm Efendi | d. ? - ö. 1756-57 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | BELÎĞ, Mehmed Emîn | d. ? - ö. 1760-61 | Madde Adı | Görüntüle |