Madde Detay
DERVİŞ ALİ
(d. ?/? - ö. ?/?)
tekke şairi
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Derviş Ali, 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Alevi-Bektaşi şairlerindendir. Hayatı hakkında kaynaklarda çok fazla bilgi bulunmayan âşık, şiirlerinde Derviş Ali mahlasını kullanmıştır. Şiirlerinde 1856, 1860 ve 1897 tarihlerini düşmesinden onun 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığını tespit edilebilmektedir. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının ardından birçok Bektaşi tekke ve dergâhının kapatılmasından duyduğu üzüntüyü işlediği bir şiiri de yine Derviş Ali’nin yaşadığı yüzyıl hakkında ipucu vermektedir. Ayrıca İsmail Özmen, şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla Orta Anadolulu ve daha çok Sivas’ın köylerinden olabileceğini aktarmaktadır (Koca 1990: 609; Kocatürk 1955: 531; Özmen 1998: 379).
Derviş Ali’nin çeşitli mecmualarda birçok şiirine tesadüf etmek mümkündür (Koca 1990: 609). İsmail Özmen’in Derviş Ali hakkında verdiği bilgilerin bir kısmı ise Mehmet Çevik tarafından Sefil Ali’yi konu edinen çalışmayla benzerlik göstermektedir. Bilhassa Hacı Bektaş Veli Dergâhı Çelebi Postnişini Feyzullah Çelebi için söylenmiş olan “Muhammed Feyzullah intikal etti / Yedinci kat arş-ı rahman ağladı / Arşta melaikler yasının tuttu / Sekiz cennet huri gılman ağladı” dizleri ile başlayan şiiri İsmail Özmen Derviş Ali’ye mal etmekteyken, Mehmet Çevik ise Sefil Ali’ye ait olduğunu aktarmaktadır. Yaşadıkları yüzyılın aynı olmasının yanı sıra, yaşadıkları coğrafyanın da benzer olması göz önünde bulundurulduğunda haliyle iki şairin araştırmacılar tarafından birbiriyle karıştırılması karşımıza çıkmaktadır. Bu bilgilere paralel İsmail Özmen, Derviş Ali ile ilgili olarak yukarıda bir kıtasını verdiğimiz şiirinden yola çıkarak Hacı Bektaş Veli Dergâhı Çelebi postnişini Muhammed Feyzullah Çelebi’ye intisap ettiğini aktarmaktadır.
Coşkulu ve akıcı bir söyleyişe sahip olan Derviş Ali’nin şiirlerinde kullandığı Türkçesi ise oldukça anlaşılır ve sadedir. Özellikle Alevi ve Bektaşi inanç sistemine ait terim ve kavramlara oldukça yoğun yer verdiği görülür. Derviş Ali’nin şiirlerinin konusunu da Alevi ve Bektaşi inanç sistemi kapsamındaki hususiyetlerin oluşturduğu görülür. Şairin şiirlerinde Alevi ve Bektaşi inancına ait “Musahip, sofi, ayin-i cem, kurban tığlamak, lokma kazanı, erkân çalmak, semah oynamak” vb. gibi ritüelik terim ve kavramlara yoğun olarak yer verdiğini görürüz. Bu durum, şairin Alevi ve Bektaşi inanç sistemindeki dinî ritüellere iştirak ettiğinin ve hâkim olduğunun önemli bir göstergesidir. Diğer taraftan, Derviş Ali’nin şiirlerinden Alevi ve Bektaşi inancı hakkındaki bilgi birikiminin sadece zahirî olmadığı görülür. Şiirlerinde yer verdiği “Dört Kapı, Kırk Makam, Perde-yi Ref, Kâf u Nun Emri, Küntü Kenz” vb. gibi Alevi ve Bektaşi inancına ait bâtıni ve tasavvufi terim ve kavramlardan bu durum açıkça anlaşılır. Ayrıca Derviş Ali kendisinden önceki devirlerde yaşamış veya çağdaşı olan birçok Alevi ve Bektaşi şair gibi inanç sistemi tarafından kutsal ve ulu kabul edilen “Hz. Muhammed, Hz. Ali, On İki İmam, Hacı Bektaş Veli, Hızır, Balım Sultan” vb. gibi birçok inanç önderinden şiirlerinde övgüyle söz etmiştir.
Kaynakça
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri 19’uncu Asra Kadar. C. 1. İstanbul: Maarif Kitaphanesi.
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi.
Özmen, İsmail (1995). Alevî-Bektaşî Şiirleri Antolojisi. C. 4. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. BÜLENT AKINYayın Tarihi: 13.12.2014Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Ta ezelden meyil verdik bu sırra
Mayası Hak'dandır boyandık nura
Arşdan yüz dört kitab inince yere
Kur'an Muhammed'e inen Ali'dir
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Şerîatı tarîkatta bulunca
Kudüs-Şerif camî'ine girince
Temcid ezânı okuyan Ali'dir
Şems ü Kamer zuhûr etti cihâne
Sofu yoktur tuttuğu iş bahâne
Yarın varılınca ulu dîvâne
Divanda suçunu soran Ali'dir
Kim getürdü munâfıkı cemine
Lâ'net olsun ol Yezid'in şânına
Taliblik etmedi kerem kânına
Yezid'i dergâhdan süren Ali'dir
Dergâha akıyor pınarın başı
Alnında yıldızı tuğradır başı
İmam Hasan on iki imamlar başı
Güneş Hüseyn dersin veren Ali'dir
İmam Zeynel kalbimizde salavat
Şah İmam Bâkır'dan bulduk muhabbet
Ca'fer'i görünce artıyor firkat
Serimi sevdâya salan Ali'dir
Kâzım-ı Mûsâ Rızâ'ya varalım
Takî Nakî Askerî'yi görelim
On İki İmamlara yüzler sürelim
İmamları candan seven Ali'dir
Hasan Askeri'nin açıldı bahtı
Doksan bin erle kıla hücceti
Menşûrun sahibi Muhammed Mehdi
Kıyamda yarasın saran Ali'dir
İsa peygamberim Şam'a girince
Yer ü gök titredi Ali gelince
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Yezid'i bölük bölük eden Ali'dir
Gel hey Derviş Ali'm Hızır üstâdım
Muhammed Ali'den vardır küşâdım
Yedi deryâ gibi artar feryadım
İçüp serçeşmeden kanan Ali'dir
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 615-616.
Nefes
Kurbanın yüreği mimdir ayındır
İki melek bir sofiya tayındır
Rehber çobandır da tâlib koyundur
Sesleyüben tuz ile melenmez mi
Adım adım Hak cemine gelirsün
Günahını alup dâra durursun
Kendi ettiğini elden bilürsün
Zebâniler onu nâra sürmez mi
Kalkub Hak cemine gelemeyenler
Kovudan gıybetten farımayanlar
Mürşid karşısında arınmayanlar
Kadir Mevlârn onu süründürmez mi
Sofi oldur gördüğünden alına
Büyük küçük mevcud anda biline
Mü'min kullarına erkân çalına
Sâki kadeh suyun dolandırmaz mı
Derviş Ali'm pire vardı hac oldu
Deccal çıktı geçinmesi güç oldu
Zamâne tâlibi şimdi piç oldu
Sitem sürsem cemi bulandırmaz mı
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 610.
Yayın Tarihi: 13.12.2014Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Ta ezelden meyil verdik bu sırra
Mayası Hak'dandır boyandık nura
Arşdan yüz dört kitab inince yere
Kur'an Muhammed'e inen Ali'dir
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Şerîatı tarîkatta bulunca
Kudüs-Şerif camî'ine girince
Temcid ezânı okuyan Ali'dir
Şems ü Kamer zuhûr etti cihâne
Sofu yoktur tuttuğu iş bahâne
Yarın varılınca ulu dîvâne
Divanda suçunu soran Ali'dir
Kim getürdü munâfıkı cemine
Lâ'net olsun ol Yezid'in şânına
Taliblik etmedi kerem kânına
Yezid'i dergâhdan süren Ali'dir
Dergâha akıyor pınarın başı
Alnında yıldızı tuğradır başı
İmam Hasan on iki imamlar başı
Güneş Hüseyn dersin veren Ali'dir
İmam Zeynel kalbimizde salavat
Şah İmam Bâkır'dan bulduk muhabbet
Ca'fer'i görünce artıyor firkat
Serimi sevdâya salan Ali'dir
Kâzım-ı Mûsâ Rızâ'ya varalım
Takî Nakî Askerî'yi görelim
On İki İmamlara yüzler sürelim
İmamları candan seven Ali'dir
Hasan Askeri'nin açıldı bahtı
Doksan bin erle kıla hücceti
Menşûrun sahibi Muhammed Mehdi
Kıyamda yarasın saran Ali'dir
İsa peygamberim Şam'a girince
Yer ü gök titredi Ali gelince
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Yezid'i bölük bölük eden Ali'dir
Gel hey Derviş Ali'm Hızır üstâdım
Muhammed Ali'den vardır küşâdım
Yedi deryâ gibi artar feryadım
İçüp serçeşmeden kanan Ali'dir
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 615-616.
Nefes
Kurbanın yüreği mimdir ayındır
İki melek bir sofiya tayındır
Rehber çobandır da tâlib koyundur
Sesleyüben tuz ile melenmez mi
Adım adım Hak cemine gelirsün
Günahını alup dâra durursun
Kendi ettiğini elden bilürsün
Zebâniler onu nâra sürmez mi
Kalkub Hak cemine gelemeyenler
Kovudan gıybetten farımayanlar
Mürşid karşısında arınmayanlar
Kadir Mevlârn onu süründürmez mi
Sofi oldur gördüğünden alına
Büyük küçük mevcud anda biline
Mü'min kullarına erkân çalına
Sâki kadeh suyun dolandırmaz mı
Derviş Ali'm pire vardı hac oldu
Deccal çıktı geçinmesi güç oldu
Zamâne tâlibi şimdi piç oldu
Sitem sürsem cemi bulandırmaz mı
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 610.
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Ta ezelden meyil verdik bu sırra
Mayası Hak'dandır boyandık nura
Arşdan yüz dört kitab inince yere
Kur'an Muhammed'e inen Ali'dir
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Şerîatı tarîkatta bulunca
Kudüs-Şerif camî'ine girince
Temcid ezânı okuyan Ali'dir
Şems ü Kamer zuhûr etti cihâne
Sofu yoktur tuttuğu iş bahâne
Yarın varılınca ulu dîvâne
Divanda suçunu soran Ali'dir
Kim getürdü munâfıkı cemine
Lâ'net olsun ol Yezid'in şânına
Taliblik etmedi kerem kânına
Yezid'i dergâhdan süren Ali'dir
Dergâha akıyor pınarın başı
Alnında yıldızı tuğradır başı
İmam Hasan on iki imamlar başı
Güneş Hüseyn dersin veren Ali'dir
İmam Zeynel kalbimizde salavat
Şah İmam Bâkır'dan bulduk muhabbet
Ca'fer'i görünce artıyor firkat
Serimi sevdâya salan Ali'dir
Kâzım-ı Mûsâ Rızâ'ya varalım
Takî Nakî Askerî'yi görelim
On İki İmamlara yüzler sürelim
İmamları candan seven Ali'dir
Hasan Askeri'nin açıldı bahtı
Doksan bin erle kıla hücceti
Menşûrun sahibi Muhammed Mehdi
Kıyamda yarasın saran Ali'dir
İsa peygamberim Şam'a girince
Yer ü gök titredi Ali gelince
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Yezid'i bölük bölük eden Ali'dir
Gel hey Derviş Ali'm Hızır üstâdım
Muhammed Ali'den vardır küşâdım
Yedi deryâ gibi artar feryadım
İçüp serçeşmeden kanan Ali'dir
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 615-616.
Nefes
Kurbanın yüreği mimdir ayındır
İki melek bir sofiya tayındır
Rehber çobandır da tâlib koyundur
Sesleyüben tuz ile melenmez mi
Adım adım Hak cemine gelirsün
Günahını alup dâra durursun
Kendi ettiğini elden bilürsün
Zebâniler onu nâra sürmez mi
Kalkub Hak cemine gelemeyenler
Kovudan gıybetten farımayanlar
Mürşid karşısında arınmayanlar
Kadir Mevlârn onu süründürmez mi
Sofi oldur gördüğünden alına
Büyük küçük mevcud anda biline
Mü'min kullarına erkân çalına
Sâki kadeh suyun dolandırmaz mı
Derviş Ali'm pire vardı hac oldu
Deccal çıktı geçinmesi güç oldu
Zamâne tâlibi şimdi piç oldu
Sitem sürsem cemi bulandırmaz mı
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 610.
Eserlerinden Örnekler
Nefes
Ta ezelden meyil verdik bu sırra
Mayası Hak'dandır boyandık nura
Arşdan yüz dört kitab inince yere
Kur'an Muhammed'e inen Ali'dir
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Şerîatı tarîkatta bulunca
Kudüs-Şerif camî'ine girince
Temcid ezânı okuyan Ali'dir
Şems ü Kamer zuhûr etti cihâne
Sofu yoktur tuttuğu iş bahâne
Yarın varılınca ulu dîvâne
Divanda suçunu soran Ali'dir
Kim getürdü munâfıkı cemine
Lâ'net olsun ol Yezid'in şânına
Taliblik etmedi kerem kânına
Yezid'i dergâhdan süren Ali'dir
Dergâha akıyor pınarın başı
Alnında yıldızı tuğradır başı
İmam Hasan on iki imamlar başı
Güneş Hüseyn dersin veren Ali'dir
İmam Zeynel kalbimizde salavat
Şah İmam Bâkır'dan bulduk muhabbet
Ca'fer'i görünce artıyor firkat
Serimi sevdâya salan Ali'dir
Kâzım-ı Mûsâ Rızâ'ya varalım
Takî Nakî Askerî'yi görelim
On İki İmamlara yüzler sürelim
İmamları candan seven Ali'dir
Hasan Askeri'nin açıldı bahtı
Doksan bin erle kıla hücceti
Menşûrun sahibi Muhammed Mehdi
Kıyamda yarasın saran Ali'dir
İsa peygamberim Şam'a girince
Yer ü gök titredi Ali gelince
Ali'm Zülfikar'ı ele alınca
Yezid'i bölük bölük eden Ali'dir
Gel hey Derviş Ali'm Hızır üstâdım
Muhammed Ali'den vardır küşâdım
Yedi deryâ gibi artar feryadım
İçüp serçeşmeden kanan Ali'dir
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 615-616.
Nefes
Kurbanın yüreği mimdir ayındır
İki melek bir sofiya tayındır
Rehber çobandır da tâlib koyundur
Sesleyüben tuz ile melenmez mi
Adım adım Hak cemine gelirsün
Günahını alup dâra durursun
Kendi ettiğini elden bilürsün
Zebâniler onu nâra sürmez mi
Kalkub Hak cemine gelemeyenler
Kovudan gıybetten farımayanlar
Mürşid karşısında arınmayanlar
Kadir Mevlârn onu süründürmez mi
Sofi oldur gördüğünden alına
Büyük küçük mevcud anda biline
Mü'min kullarına erkân çalına
Sâki kadeh suyun dolandırmaz mı
Derviş Ali'm pire vardı hac oldu
Deccal çıktı geçinmesi güç oldu
Zamâne tâlibi şimdi piç oldu
Sitem sürsem cemi bulandırmaz mı
Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 610.