Madde Detay
FAKİR EDNA
(d. ?/? - ö. ?/?)
Tekke Şairi
(Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Fakir Edna'nın asıl adı, nereli olduğu, tam olarak ne zaman yaşadığı bilinmemektedir. Hakkındaki ilk bilgileri ve tespit ettiği 11 şiirini sunan Sadeddin Nüzhet Ergun (1955: 49-59), şiirlerinin 17. yüzyılda yazılmış mecmualarda yer almasına bakarak onun 17. asrın ilk yarısında yaşadığı tahmininde bulunmaktadır. Şiirlerinin tamamının mahlas dörtlüğünde üstadının Hatayî olduğunu belirtmesine bakılarak onun daha erken bir çağda, Hatayî’nin yaşadığı zamana yakın bir dönemde 16. asırda yaşamış olabileceği de söylenebilir. Âşığın bir şiirinde (Ergun 1955: 56-57) “Koca Leşker”i övüp ondan medet istemesine istinaden onun “Koca Leşker Ocağı”na bağlı olduğu, dolayısıyla da aslen Erzincanlı olabileceği sonucu çıkarılabilir. Çünkü “Koca Leşker Ocağı” Erzincan ili sınırları içerisinde, Fırat nehrinin yakınlarındadır (Yaman 2001: 868). Âşığın şiirinden, ocağın yeriyle ilgili bilgilere sahip olduğu da açıkça görülmektedir. Bir başka şiirinde âşığın, Koca Leşker’le birlikte Seyit Baba, Koca Saçlı, Kara Pirbat ve Ağu İçen isimlerini sayması ve hatta bunlardan bazılarının makamlarını ziyaret ettiğini belirtmesi onun Erzincanlı olabileceği yolundaki düşüncemizi güçlendirmektedir. Zira adı geçen ocaklar, Erzincan’a yakın bölgelerdedir: Bunlardan ilk üçü Divriği’de (Özen 1997: 48-57, 89-104; Yaman 2001: 867, 868, 871), sonuncusu ise Tunceli’dedir (Yaman 2001: 862).
Âşığın şimdiye kadar 11 şiiri tespit edilmiştir. Bunlardan “Sabah erden vardım Seyit Baba’ya” dizesiyle başlayan şiiri, “Sefil Edna” mahlasını taşıması dolayısıyla 19. yüzyıl halk şairlerinden Divriğili Sefil Edna’ya mal edilmektedir (Aslanoğlu 1961: 18-23; 2006: 361; Kaya 2009: 51). Oysa bu şiir, üslup itibariyle Sefil Edna’nın şiirlerine benzememekte, Sefil Edna’nın diğer şiirlerinde “üstadım Hatayî” ibaresine hiç rastlanmamaktadır. Ayrıca bazı internet kaynakları da (www.asikremzani.net), âşığın şiirlerinin biri hariç tamamını herhangi bir delil sunmadan 20. yüzyıl halk şairlerinden Zileli Sefil Edna’ya ait olarak göstermektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda, âşığın yedi dörtlükten oluşan bir şiiri daha tespit edilmiştir (Demircan 1997: 39; Yuvacı 2005: 44-45; Kurt 2009: 40).
Şiirlerini ekseriyetle 11’li hece ölçüsüyle ve dörtlükler hâlinde yazmıştır. Dörtlük sayıları 6 ila 9 arasında değişmektedir. Şiirlerinde genellikle tek ayak kullanılmış, daha ziyade dinî-didaktik konular ele alınmıştır. Daha çok Alevi-Bektaşi inancının değer verdiği unsurlar üzerinde durulmuş, Hz. Ali ve on iki imamın övgüsü yapılmış, Allah’a yakarılmış; Hz. Ali, Hz. Hızır ve Kızıl Deli’den istimdat dilenmiş ve Hz. Hüseyin’e ağıt yakılmıştır. Günümüzde bazı şiirleri bestelenmiş, türkü formunda okunmaktadır.
Kaynakça
Aslanoğlu, İbrahim (1961). Divriği Şairleri. İstanbul: Ekin Basımevi.
Aslanoğlu, İbrahim (2006). Sivas Meşhurları II, Sivas: Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yay.
Demircan, M. Necati (1997). Sivas Kaynaklı Cönkler Üzerinde Tetkik. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi.
http://www.asikremzani.net/ozanlar/Ozan_Sefil_Edna.html [Erişim Tarihi: 12.11.2014].
Kaya, Doğan (2009). Sivas Halk Şairleri V. Sivas: Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yay.
Kurt, Serdar (2009). Ziya Bey Kütüphanesindeki 6748 Nolu Cönkün Çeviri Yazımı. Yayımlanmış Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.
Özen, Kutlu (1997). Divriği Evliyaları. Sivas: Dilek Ofset Matbaacılık.
Yaman, Ali (2001), “Anadolu Aleviliğinde Ocak Sistemi ve Dedelik Kurumu”, Uluslararası Anadolu İnançları Kongresi Bildirileri, Ankara: Ervak Yay. 849-887.
Yuvacı, Zuhal (2005). Divriği / Aydoğan Köyü Kaynaklı Cönkler Üzerine Tetkik. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ŞEREF BOYRAZYayın Tarihi: 13.12.2014Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Sabah erden vardım Seyit Baba'ya
Yüzüm sürdüm şehitlerin taşına
Dolandım tecelli kıldım dergaha
Vardım düştüm sancağının başına
Bir ismi Haydar'dır bir ismi Ali
Sancağı cennetten geldi bu veli
Hak nazar eyledi doldu bir dolu
Canım kurban kadeh sunan eşine
Ol Sultan Saçlı'yı yanına aldı
İsteyen kulların muradın verdi
Kızıl Elma'ya dek kafiri kırdı
Yüz sürerek kümbedinin taşına
Leşker-i Abdal'a çıkıyor eli
Kimsenin kalmadı kendiye dili
İmam Hüseyn ile Bektaş-ı Veli
Canım kurban beratına işine
Kara Pirbat Al-i Aba yarıdır
Koca leşker günahları arıdır
Sultan Ağu’çen cümlenin piridir
Yüz sürelim eşiğine başına
Fakir Edna’m der ki babına varsam
Yeşil sancağına yüzümü sürsem
Ölmeden gözümü açsam da görsem
Gör üstadım Hatayi'nin işi ne
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri, İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 50-51.
Nefes
Çok günah işledim senin katında
Eriş Şah-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Yalvarması boynumuza farz oldu
Edep erkan mü’minlere farz oldu
Mü’minin secdesi Hak niyaz oldu
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kimi kaildir mahşer kalan davaya
Şah Hasan’a ağu verdi M’aviye
İmam Hüseyn mürvet eyle canıma
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Zeynel’i zindana atan o soydur
Muhammed Bakır’a verilen paydır
İmam Cafer erkanı kadim bir yoldur
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Musa Kazım ile salâyı veren
İmam Rıza ile mescide giren
Taki ile Naki carına gelen
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Askeri’nin askerine katılan
Kul olup Belh, Buhara’da satılan
Çöl Kufe şehrinde nâra atılan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kırkların cemine beraber gelen
Server Muhammed’in bacını alan
Sancağını çekip Zülfikar çalan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Fakir Edna’m der ki bu sırra eren
Üstadım Hatayi dârına duran
Tamuda yanar mı nurunu gören
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 51-52.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 13.12.2014Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Sabah erden vardım Seyit Baba'ya
Yüzüm sürdüm şehitlerin taşına
Dolandım tecelli kıldım dergaha
Vardım düştüm sancağının başına
Bir ismi Haydar'dır bir ismi Ali
Sancağı cennetten geldi bu veli
Hak nazar eyledi doldu bir dolu
Canım kurban kadeh sunan eşine
Ol Sultan Saçlı'yı yanına aldı
İsteyen kulların muradın verdi
Kızıl Elma'ya dek kafiri kırdı
Yüz sürerek kümbedinin taşına
Leşker-i Abdal'a çıkıyor eli
Kimsenin kalmadı kendiye dili
İmam Hüseyn ile Bektaş-ı Veli
Canım kurban beratına işine
Kara Pirbat Al-i Aba yarıdır
Koca leşker günahları arıdır
Sultan Ağu’çen cümlenin piridir
Yüz sürelim eşiğine başına
Fakir Edna’m der ki babına varsam
Yeşil sancağına yüzümü sürsem
Ölmeden gözümü açsam da görsem
Gör üstadım Hatayi'nin işi ne
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri, İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 50-51.
Nefes
Çok günah işledim senin katında
Eriş Şah-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Yalvarması boynumuza farz oldu
Edep erkan mü’minlere farz oldu
Mü’minin secdesi Hak niyaz oldu
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kimi kaildir mahşer kalan davaya
Şah Hasan’a ağu verdi M’aviye
İmam Hüseyn mürvet eyle canıma
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Zeynel’i zindana atan o soydur
Muhammed Bakır’a verilen paydır
İmam Cafer erkanı kadim bir yoldur
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Musa Kazım ile salâyı veren
İmam Rıza ile mescide giren
Taki ile Naki carına gelen
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Askeri’nin askerine katılan
Kul olup Belh, Buhara’da satılan
Çöl Kufe şehrinde nâra atılan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kırkların cemine beraber gelen
Server Muhammed’in bacını alan
Sancağını çekip Zülfikar çalan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Fakir Edna’m der ki bu sırra eren
Üstadım Hatayi dârına duran
Tamuda yanar mı nurunu gören
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 51-52.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Sabah erden vardım Seyit Baba'ya
Yüzüm sürdüm şehitlerin taşına
Dolandım tecelli kıldım dergaha
Vardım düştüm sancağının başına
Bir ismi Haydar'dır bir ismi Ali
Sancağı cennetten geldi bu veli
Hak nazar eyledi doldu bir dolu
Canım kurban kadeh sunan eşine
Ol Sultan Saçlı'yı yanına aldı
İsteyen kulların muradın verdi
Kızıl Elma'ya dek kafiri kırdı
Yüz sürerek kümbedinin taşına
Leşker-i Abdal'a çıkıyor eli
Kimsenin kalmadı kendiye dili
İmam Hüseyn ile Bektaş-ı Veli
Canım kurban beratına işine
Kara Pirbat Al-i Aba yarıdır
Koca leşker günahları arıdır
Sultan Ağu’çen cümlenin piridir
Yüz sürelim eşiğine başına
Fakir Edna’m der ki babına varsam
Yeşil sancağına yüzümü sürsem
Ölmeden gözümü açsam da görsem
Gör üstadım Hatayi'nin işi ne
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri, İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 50-51.
Nefes
Çok günah işledim senin katında
Eriş Şah-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Yalvarması boynumuza farz oldu
Edep erkan mü’minlere farz oldu
Mü’minin secdesi Hak niyaz oldu
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kimi kaildir mahşer kalan davaya
Şah Hasan’a ağu verdi M’aviye
İmam Hüseyn mürvet eyle canıma
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Zeynel’i zindana atan o soydur
Muhammed Bakır’a verilen paydır
İmam Cafer erkanı kadim bir yoldur
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Musa Kazım ile salâyı veren
İmam Rıza ile mescide giren
Taki ile Naki carına gelen
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Askeri’nin askerine katılan
Kul olup Belh, Buhara’da satılan
Çöl Kufe şehrinde nâra atılan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kırkların cemine beraber gelen
Server Muhammed’in bacını alan
Sancağını çekip Zülfikar çalan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Fakir Edna’m der ki bu sırra eren
Üstadım Hatayi dârına duran
Tamuda yanar mı nurunu gören
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 51-52.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Nefes
Sabah erden vardım Seyit Baba'ya
Yüzüm sürdüm şehitlerin taşına
Dolandım tecelli kıldım dergaha
Vardım düştüm sancağının başına
Bir ismi Haydar'dır bir ismi Ali
Sancağı cennetten geldi bu veli
Hak nazar eyledi doldu bir dolu
Canım kurban kadeh sunan eşine
Ol Sultan Saçlı'yı yanına aldı
İsteyen kulların muradın verdi
Kızıl Elma'ya dek kafiri kırdı
Yüz sürerek kümbedinin taşına
Leşker-i Abdal'a çıkıyor eli
Kimsenin kalmadı kendiye dili
İmam Hüseyn ile Bektaş-ı Veli
Canım kurban beratına işine
Kara Pirbat Al-i Aba yarıdır
Koca leşker günahları arıdır
Sultan Ağu’çen cümlenin piridir
Yüz sürelim eşiğine başına
Fakir Edna’m der ki babına varsam
Yeşil sancağına yüzümü sürsem
Ölmeden gözümü açsam da görsem
Gör üstadım Hatayi'nin işi ne
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri, İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 50-51.
Nefes
Çok günah işledim senin katında
Eriş Şah-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Yalvarması boynumuza farz oldu
Edep erkan mü’minlere farz oldu
Mü’minin secdesi Hak niyaz oldu
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kimi kaildir mahşer kalan davaya
Şah Hasan’a ağu verdi M’aviye
İmam Hüseyn mürvet eyle canıma
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Zeynel’i zindana atan o soydur
Muhammed Bakır’a verilen paydır
İmam Cafer erkanı kadim bir yoldur
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Musa Kazım ile salâyı veren
İmam Rıza ile mescide giren
Taki ile Naki carına gelen
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Askeri’nin askerine katılan
Kul olup Belh, Buhara’da satılan
Çöl Kufe şehrinde nâra atılan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kırkların cemine beraber gelen
Server Muhammed’in bacını alan
Sancağını çekip Zülfikar çalan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Fakir Edna’m der ki bu sırra eren
Üstadım Hatayi dârına duran
Tamuda yanar mı nurunu gören
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 51-52.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ÖZKANÎ, Süleyman Özkan | d. 30.01.1955 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | A. Nevzad Odyakmaz | d. 3 Ağustos 1923 - ö. 14 Haziran 2014 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | GÜLLÜHAN | d. 1925-1930 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ÖZKANÎ, Süleyman Özkan | d. 30.01.1955 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | A. Nevzad Odyakmaz | d. 3 Ağustos 1923 - ö. 14 Haziran 2014 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | GÜLLÜHAN | d. 1925-1930 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ÖZKANÎ, Süleyman Özkan | d. 30.01.1955 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | A. Nevzad Odyakmaz | d. 3 Ağustos 1923 - ö. 14 Haziran 2014 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | GÜLLÜHAN | d. 1925-1930 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ÖZKANÎ, Süleyman Özkan | d. 30.01.1955 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | A. Nevzad Odyakmaz | d. 3 Ağustos 1923 - ö. 14 Haziran 2014 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | GÜLLÜHAN | d. 1925-1930 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | ÖZKANÎ, Süleyman Özkan | d. 30.01.1955 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | A. Nevzad Odyakmaz | d. 3 Ağustos 1923 - ö. 14 Haziran 2014 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | GÜLLÜHAN | d. 1925-1930 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |