Madde Detay
FEYZULLAH BABA, Feyzullah Çınar
(d. 15.11.1937 / ö. 23.10.1983)
?
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Feyzullah Çınar, 15 Kasım 1937 tarihinde Sivas'ın Divriği ilçesi Çamşıh yöresi Gürpınar (Camoağa) köyünde, Altun Çınar ve Ali Haydar Çınar’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir (Kaya 2009: 353) İlköğrenimini bölgenin tek okulu Gürpınar İlkokulu’nda tamamlar. Küçük yaşta saza merak sarar, o dönem âşıklık geleneğini sürdüren, Çamşıh’a gelen büyüklerini ilgiyle takip eder. 17-18 yaşlarında ilk gurbet deneyimini İstanbul’a giderek yaşar. Hamallık ve bakkal çıraklığı gibi çeşitli işlerde çalışmıştır. Bir süre sonra askerlik vazifesini yapmaya gider ve bu görevini de tamamladıktan sonra köyüne döner. Köyünde uzun süre kalamaz ve tekrar İstanbul’a çalışmaya gider. Çınar, dostları sayesinde İstanbul itfaiyesinde göreve başlar, fakat bu işi de kısa sürdüğü için tekrar köyüne döner. Maddi imkânsızlıklardan dolayı tekrar gurbete çıkar ve böylece Ankara serüveni başlar. Tuzluçayır’a yerleşir ve ilk eşi Nimet Çınar ile bu dönemde evlenir. Bu evlilikten bir kızı ve bir oğlu olur. "Bu dönemlerde tüm hayatını değiştirecek olan dostu Fikret Otyam ile tanışır. 1966'da Tunç Plak firmasından, ilk plağı olarak bilinen “Fazilet” çıkar. Her ne kadar ilk plağı değilse de Fazilet, en bilinen plağıdır. Bu plak yaklaşık 200 bin satar. “Fazilet” albümünün bu kadar çok satılmasının sebebi, albümün saz ve söz yönünden otantik icrâsı olarak düşünülmüştür. O yıllarda Alevî deyişi söylemek kolay değildir. Fakat buna rağmen yaptığı plaklardan çok fazla maddî kazanç elde edemeyen Feyzullah Çınar, geçim sıkıntısına düşer (www.earsiv.odu.edu.tr). Çınar için zor bir dönem başlar. Maddi sıkıntının yanında bir de eşini menenjit hastalığından kaybeder. Fikret Otyam aracılığı ile Ankara Belediyesi temizlik işlerinde çalışmaya başlar. Bu dönemde ikinci eşi Filize Çınar ile dünya evine girer ve bu evlilikten iki oğlu daha olur.Dostu Fikret Otyam sayesinde tanıştığı Fransız Profesör, İrene Melikoff ile Avrupa’ya gider. Bu anlamda Avrupa'ya açılan ilk ozandır. Çeşitli Avrupa ülkelerinde Alevilik ve halk ozanlığı hakkında konferanslar verir. Radyo ve televizyonlarda programlar yapar, konserler düzenler. Burada bir ilk daha yaşar. Tüm gelirini Fransa’daki kimsesiz çocuklara bıraktığı bir Long Play çıkarır. Türkiye’ye dönüşünde Çınar örgütlenmenin gereğine inandığı için OZAN-DER kuruluşunda da yer alır. Bu arada plak ve kaset çalışmaları, konserler, dergi ve gazetelerle söyleşiler ve çok kısıtlı da olsa TRT’de programlar devam eder. Çınar ayrıca iki fotoromanda yer alır. Tiyatro çalışmalarında Pir Sultan Abdal’ı canlandırır. Âşığın yaşadığı dönem, toplumsal açıdan zor bir dönem olup, devrimci ve emekçilerin yanında yer alması, Çınar’ı deyişlerin yanında bugün dahi söylenmeye cesaret edilemeyen ağıt ve türküleri söylemeye iter. Çınar’ın bu çıkışları, dik duruşu, halkı tarafından ödüllendirilir ve halk ozanı kimliğini hak ederek kazanan ender kişilerden olur. Bu başkaldırısı, halkının sevgisi yanında Çınar’a yasaklar, işkence ve cezaevi kapılarını açar. Avrupa’ya çıkışı yasaklanır. "Ülke sorunlarına kayıtsız kalamayan Feyzullah Çınar, türkülerinde bu sorunları sıklıkla dile getirmiştir. Ülke sorunlarını ve siyâsî yapıyı o kadar çok dile getirir ki konser verdiği yerlerde olaylar çıkar, tutuklanır ve bu durum en sonunda pasaportuna el konmasına kadar gider. Feyzullah Çınar yaşamı boyunca dört kez tutuklanır" (www.earsiv.odu.edu.tr). Kısa yaşamına, türlü baskı ve yasaklara rağmen Çınar, 80 tane 45'lik plak, 4 adet Long Play, 20’ye yakın kaset, 200’e yakın eser, sayısız halk konseri ve turne sığdırır. 23 Ekim 1983 Pazartesi sabah erkenden işe gitmek üzere yola çıktığında Kurtuluş Parkı’ndan geçtiği sırada rahatsızlanır ve vefat eder. Çınar’ın cenazesi 25 Ekim 1983'te Karşıyaka Mezarlığı'nda defnedilir. Feyzullah Çınar, ardında yüze yakın ölümsüz eser ve örnek bir kişilik bırakır. Vefatının ardından Feyzullah Çınar’a Tuzluçayır’da adını taşıyan bir park yapılır ve içine de heykeli dikilir.
Feyzullah Çınar, Alevi-Bektaşi ozanlarının içinde kırsaldan kente göçmüş ancak geleneksel kültüründen hiçbir şey yitirmeden sanatını uygulamış ender kişilerden biridir. O geleneksel kültürünü yaşatarak içinde bulunduğu toplumun sorunlarını dile getiren bir ozandır. Onun sanat yaşamına baktığımızda Çınar’ın Pir Sultan Abdal’ın izinden gittiği görülmektedir. Pir Sultan’ı ve Pir Sultan geleneğini kendine kılavuz seçer. Onun sazının telinden dökülen melodiler bin yıllık geleneğin sözcüsü gibidir. Çınar, deyişleri öylesine yüksek bir sanat gücüyle icra eder ve dilinden dökülen her sözün anlamı müzikle öylesine bütünleşir ki, yüzlerce yıllık Alevi kültürü ile binlerce yıllık Anadolu kültürünün sentezi olmayı başarır (www.turkuler.com).
Feyzullah Çınar, içinde yetiştiği gelenekten beslenen bir ozandır. Yedi ulu ozandan en çok Pir Sultan Abdal, Virani, Kul Himmet ve Hatayi’nin deyişlerini okur. Geçmişle günümüz arasındaki köprü görevini üstlenmiş o ozanların işlevi Çınar'da da görülür. Bu bakımdan günümüz ozanlarının deyişleri de onun için diğerleri kadar önemlidir. Kul Ahmet, Sefil İbrahim, Celalî kendi döneminin toplumcu ozanlarıdır ve bunların deyişleri Çınar’ın dilinde ve telinde ustaca yorumlanır. Feyzullah Çınar, 1960’lı ve 70’li yılların toplumsal açıdan çileli, karamsar, tehlikeli ortamı içinde ozanlık yapmaya çabalar. Türkiye'yi bir uçtan diğer uca dört kez dolaşır. Toplumcu deyişleri seslendirdiği için hapse atılır. Ancak yine söylemeye yine çalmaya devam eder.
Feyzullah Çınar, bestelerinde Alevî-Bektâşî kültüründen gelen tasavvufî halk müziği türlerinin hemen her birinden örnekler verir (www.earsiv.odu.edu.tr). Feyzullah Çınar, türkülerini sıklıkla serbest okumayı tercih eder. Kayıtlardan anlaşıldığı üzere, sözün başladığı yerde bağlamasını susturur. Bu sayede cümle sonlarında puandorg yapma imkânı da bulabilmektedir. Hatta usule bağlı okuduğu türkülerde de yer yer yavaşlayarak, ritmik yapıyı sürenin dışına taşırmaktadır. Usullü icrâda ise dengeli bir dağılım görülmektedir. Küçük usuller içinde hemen her küçük usulde besteler yapmıştır (www.earsiv.odu.edu.tr).
Feyzullah Çınar, türküleri için 54 âşığın şiirlerini ve 34 anonim şiiri kullanmıştır. Kendisi sadece sekiz şiir yazmış ve bestelemiştir. Yazdığı şiirler de teknik yönden zayıf olarak kabul edilmektedir (Kaya 2009: 354). Kendisi bu durumu farklı yorumlamaktadır. Feyzullah Çınar, Mihnetî (Vehbi Polat) ile bir anısında; halk müziğini uçsuz bucaksız bir bahçeye benzetmiş, kendisini de bu bahçenin kıymetini iyi bilen ve bahçeyi canlı tutmaya çalışan bir kişi olarak ifade etmiştir. Ayrıca bunları yapmaktan kendi şiirlerini yazmaya fırsat kalmadığını dile getirmiştir. Feyzullah Çınar’ın ifade ettiği bu duygular, kendisini öncelikle bir besteci ve icrâcı olarak gördüğünü ortaya koymaktadır (www.earsiv.odu.edu.tr). Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen, toplumsal şiirleri okumaktan vazgeçmemiştir. Toplumun sesi olmayı başaran sanatçı “Feyzullah Baba” diye çağrılır.
Kaynakça
https://feyzullahcinar.tr.gg/Hayat%26%23305%3B.htm [Erişim tarihi: 8.05.2019].
http://www.earsiv.odu.edu.tr:8080/jspui/bitstream/11489/500/1/%C5%9Eehir%20Ya%C5 [Erişim Tarihi: 01.06.20019].
turkuler.com/ozan/Feyzullah.asp [Erişim tarihi: 18.05.2019].
Kaya, Doğan (2009). Sivas Halk Şâirleri. C. 2. Sivas: Önder Matbaacılık.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BORA YILMAZYayın Tarihi: 23.06.2019Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 23.06.2019Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | İRFANÎ, Gürünlü | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HÜLYA/NAZLI, Nazlıhülya Mızrak | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | OZAN DİRENÇ/DİRENÇ, Selahattin Akbıyık | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | İRFANÎ, Gürünlü | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HÜLYA/NAZLI, Nazlıhülya Mızrak | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | OZAN DİRENÇ/DİRENÇ, Selahattin Akbıyık | d. 1958 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | İRFANÎ, Gürünlü | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | HÜLYA/NAZLI, Nazlıhülya Mızrak | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | OZAN DİRENÇ/DİRENÇ, Selahattin Akbıyık | d. 1958 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | İRFANÎ, Gürünlü | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | HÜLYA/NAZLI, Nazlıhülya Mızrak | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | OZAN DİRENÇ/DİRENÇ, Selahattin Akbıyık | d. 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | İRFANÎ, Gürünlü | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | HÜLYA/NAZLI, Nazlıhülya Mızrak | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | OZAN DİRENÇ/DİRENÇ, Selahattin Akbıyık | d. 1958 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |