GARÎBÎ, Mîr Hüseyin

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Hüseyin’dir. Acem asıllıdır. Sağ elinin şahadet parmağı kesik olduğundan Parmaksız Emir, Mir Parmaksız sanıyla tanındı. Tefsir ilminde ve ta‘lik yazıda usta idi. Yavuz Sultan Selim’in İran seferinden önce Şah İsmail tarafından elçi olarak gönderilmiş ve Yavuz’un fermanı üzerine Kayseri’de yakalanıp hapsedilmişti. Padişahın Kayseri’ye geldiğinde sunduğu bir kaside üzerine bağışlanıp Gelibolu’ya gönderildi. Burada bir süre ticaretle uğraştı. Daha sonra Bursa’ya gitti ve kendisine mütevellilik verildi. Ardından iki kez Kefe’de hassa haraç eminliği yaptı. Elkas Mirza’nın Kefe ziyaretinde izzet ü ikramda aşırılığa kaçtığı iddiasıyla azledildi. Rüstem Paşa’ya sunduğu “Yâ nesîm-i lutfun ile gül gibi güldür beni / Hâr-ı hicrânunla yâ bülbül gibi öldür beni” diye başlayan terci-bendle Bursa Kaplıca mütevelliliği ve hassa harac eminliği verildi. Bursa’da vefat etti.

Kaynakça

İpekten, Haluk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve  Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Ȃşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i NâilîDîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.
 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. HÜSEYİN GÖNEL
Yayın Tarihi: 29.12.2014
Güncelleme Tarihi: 03.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Ey ki ber câh u celâl-i dünyevî dil-bestei
Der cihân hakkâ ki dil ber fikr-i bâtıl bestei

Mikunî tamir-i âb u gil derîn dehr-i harâb
Hayf ezîn ser-rişte-i ömrî ki ber gil bestei

Hayme-i himmet beyâ der Yesrib ü Bathâ zi nîm
Ber-hod âsân vâ kun ey dil herçi müşkil bestei

Ba‘d ez în mâ vü ferâg u kûşe-i bî tûşei
El-vedâ ey ân ki dil ber şâh-ı âdil bestei

Bâ hayât-ı yek dü rûze rûzî-i sad rûze hest
Ey Garîbî bâ gam-ı rûzî çerâ dil bestei

(Ey dünyanın malına ve servetine ve büyüklüğüne gönül bağlayan kişi, sen gerçekten de boş bir düşünceye gönül bağlamışsın. Bu harap olan (fani) dünyada su ve toprağı tamir ediyorsun (onlara özen gösteriyorsun), senin toprağa bağladığın ömrüne yazıklar olsun. Gel ki, himmet çadırımızı Yesrib ve Bahta’da kuralım. Ey gönül zor sandığın her şeyi kendin için kolay kıl. Bundan sonra bir biz varız bir de ferahlık ve bir de hiçbir şeyi olmayan köşeler. Ey adil şaha gönül bağlayan kişi, elveda. Bir iki günlük hayatta bile yüzlerce günün rızkı vardır. Ey gariban, niçin rızık gamına gönül bağlamışsın.)


(Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Ȃşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ. C. 1. İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay. 1632.)