GÜNAY YILDIZ

(d. 02.03.1954 / ö. -)
eğitmen
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Günay Yıldız 2 Mart 1954 tarihinde Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Karahan köyünde dünyaya gelmiştir. Beş çocuklu ailenin ikinci çocuğudur. Karakalpak Türklerindendir. Dedesi Aslan Yıldız, Gürcistan’ın Yukarı Sadaklı köyünde dünyaya gelmiş, orada evlenmiştir. 1918'de Türkmençay Antlaşmasıyla üç kardeşi ve eşiyle birlikte Gürcistan’dan ayrılarak Türkiye’ye göç edip Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Bardaklı köyüne yerleşmiştir. 1928'de oradan ayrılıp Arpaçay’a bağlı Karahan köyüne yerleşirler. Âşık Günay’ın babası Âşık Karahanlı Murat Yıldız’dır. Günay Yıldız ilkokulu kendi köyü olan Karahanlı köyünde okur. Ortaokul ve liseyi Kars Alpaslan Lisesinde okur. Ortaokul yıllarında babası Âşık Karahanlı’ya çırak olur. 1974'te liseden mezun olur. 1975'te Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nü kazanır. 1976'da üniversite birinci sınıftayken babasının amcasının kızı Gülerman Hanım ile evlenir. Hacettepe Üniversitesi’nde iki yıl okuduktan sonra üniversite eğitiminin onu âşıklıktan uzaklaştıracağı düşüncesiyle eğitimini yarım bırakır. Daha sonra iki yıl kendi köyünde vekil öğretmenlik yapar. Üniversite eğitimi ve iki yıl öğretmenlik yaptıktan sonra yeniden âşıklığa devam eder Yurtdışına ilk defa 1976'da Almanya’nın başkenti Berlin’e Türk işçiler için düzenlenen bir programa davet edilmesi üzerine çıkar. Bu tarihten itibaren yurt dışında pek çok programa davet edilir. 1977'de Kars’ın yerel gazetesi olan Ölçek gazetesinde köşe yazarlığı yapar. Yazılarında Kars ve çevresindeki âşıkların hayatını, sanatını ve bazı şiirlerini yayımlayıp âşıkları tanıtır. Yazıları iki yıl boyunca yayımlanır. Vatani görevini yapmak üzere 1983'te Adapazarı’na gider, 1985’te terhis olur. 1992'de Kars’ın yerel bir kanalı olan Serhat TV’ de âşıklık geleneğini ve Kars âşıklarını tanıtmak ve bu kültürü yaşatmak için “Âşıklarımız” isimli bir program düzenler ve sunar. İki yıl paket program olarak devam eden program daha sonra canlı yayın olarak yayımlanır. Kars il Kültür Müdürlüğünde âşık yetiştirmek için açılan kursta âşık eğitimcisi olarak çalışmış, bölgenin pek çok âşığını yetiştirmiştir. Günay Yıldız, hâlen Kars'ta yaşamaktadır. Evlidir ve Hatibi Ozan, Ozan Çağrı, Cenk Burak ve Ömür Can isimli dört erkek çocuk babasıdır (Akmugan 2011: 241-246).

Yıldız’ın âşıklık geleneğine ve şiire ilgisi küçük yaşlarda başlamıştır. Günay Yıldız'ın çocukluğu babası Âşık Karahanlı Murat Yıldız ile birlikte gittiği âşık meclislerinde, düğünlerde geçmiştir. Saz çalmayı da küçük yaşlarda öğrenir. İlkokuldayken okuldan sonra babasının sazını gizlice alıp köylerindeki nehir kenarında kendi başına çalarak öğrenmeye çalışır. Bunu fark eden babası ona saz eğitimi vererek çalmayı öğretir ve liseyi bitirince saz alacağına söz verir. Babası sözünü tutar ve Günay Yıldız liseyi bitirdiğinde sazı alır. Günay Yıldız, usta- çırak ilişkisi içinde yetişmiş bir âşıktır. Ustası, babası Âşık Karahanlı Murat Yıldız’dır. Âşıklık geleneği için önemli olan usta - çırak ilişkisini iyi bilen âşık, kardeşi Şenol Yıldız’ı (mahlası Şenol Muratoğlu) da çırak olarak yetiştirmiştir. Günay Yıldız, Azer Bülbül’ün bir dönem ustalığını yaptığını ifade etmektedir. Yöredeki pek çok âşığın yetişmesine de katkısı olmuştur (Akmugan 2011: 246- 247).

Âşık farklı tarihlerde altısı yurt içinde, üçü de yurt dışında olmak üzere dokuz albüm çıkarmıştır. Yurt içinde yayınlanan albümleri Para Çağı, Yorgun Gemi, Yaralar Beni (Âşık Hüdai’nin şiiri), Kana Dönmesin'dir. Yurtdışında yayınladığı albümler ise Bekçi Yarım Hasta Muhtar Tam Deli, Aman Yolcu, Ay Gız Hatrına Değmesin (Âşık Karahanlı’nın şiiri) isimlerini taşımaktadırlar. Kasetlerinde kendi şiirlerinin yanı sıra usta âşıkların hatırasını yaşatmak, unutulmasını önlemek amacıyla onların da şiirini seslendirmenin yanında kimi usta âşıkların şiirini kasetine isim olarak kullanmıştır. Âşık Karahanlı’nın El Meni, Deli Var, Ay Hayıf gibi pek çok şiirine kasetlerinde yer vermiştir. Âşık, girdiği âşık meclislerinde ve ustasından çok sayıda âşık havası öğrenmiştir. Bunların çoğu Türkiye, bir kısmı da Azerbaycan havasıdır (Akmugan 2011: 247- 248).

Âşık mahlas olarak kendi adı ve soyadı olan Günay Yıldız’ı kullanmaktadır. Bu tercihi, okul arkadaşları ve dostları tarafından daha kısa sürede tanınacağını düşünmesinden kaynaklanır (Akmugan 2011: 248). Âşık Günay Yıldız şiirlerini 7, 8, 11, 15’li hece ölçüsüyle yazar. Aruz ölçüsünü hiç kullanmamıştır. Şiirlerinin tamamında başlık kullanmıştır. Kullandığı başlıkların çoğunluğu şiirlerinin redif kelimelerinden oluşmaktadır. Âşık tarzı şiir geleneğine uyarak bütün şiirlerinin son dörtlüğünde mahlas kullanır. Şiirlerinde açık ve sade bir dil vardır. Türkçeyi iyi kullanan âşığın bazı şiirlerini yerel ağızla yazdığı görülür. Şiirlerinde pek çok söz sanatı da kullanmıştır. Şiirlerinde redif ve tam kafiyeyi sıklıkla kullandığı görülür. Yarım ve zengin kafiyeyi de kullanmıştır. Şiirlerinin çoğunluğunu dörtlük halinde yazan âşığın bentlerden oluşan şiirleri de vardır. Şiirlerinde akışa göre dörtlük sayısı değişir. Şiirlerinde duygu ve düşüncelerini yapmacıktan uzak, içinden geldiği gibi işlemiştir. Âşığın pek çok şiiri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. Şiirlerini genellikle tecnis ve divan türünde yazmıstır. Âşıklık geleneklerinden olan lebdeğmez ve atışmayı kullanmıştır. Bugüne kadar başta Âşık Karahanlı olmak üzere pek çok âşıkla atışmış ve atışmalardan çeşitli ödüller kazanmıştır. Âşık Şenlik- Âşık Sümmani, Âşık Şenlik- Âşık İzani, Âşık Şenlik-Âşık Abbas, Âşık Karahanlı- Mehmet Hicrani, Âşık Karahanlı- Veysel Şahpazoğlu atışmalarını ve daha birçok âşık atışmasını bilmektedir (Akmugan 2011: 248- 249).

Âşık Günay Yıldız şiirlerinde din, tasavvuf, tabiat, günlük olaylar, güzeller, vatan, millet, Allah sevgisi, Atatürk, Kars, menfaatler, siyasetçiler, şehitler, ehlibeyt sevgisi gibi pek çok konuyu işlemiştir. (Akmugan 2011: 249). Şiirlerinde Mustafa Kemal Atatürk, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Hasan Harakani, Ahmet El Muhammet, Nakşibendi'den sözlere yer vemiştir (Akmugan 2011: 250- 251).

Âşık Günay Yıldız iyi bir hikâye anlatıcısıdır. Çeşitli âşık meclislerinde, düğünlerde, eğlencelerde bu hikâyeleri anlatıp şiirlerini okumuştur. İlk öğrendiği hikâye Salman Bey Hikâyesidir. Bu hikâyeyi çocuk yaşta öğrenmiş ve etkisinde kalmıştır. Âşığın bildiği Âşık Şenlik Hikâyeleri: Salman Gevher Durnatel Hikâyesi, Letif Şah Mehriban Sultan Hikâyesi ve Sevdekâr Şah Gülenaz Sultan Hikâyesi'dir. Âşığın bildiği Âşık Karahanlı hikâyeleri; Murat Şah- Gülşen Hanım, Ahmet Bey- Gülgez Hanım ve Muhlis Bey – Zeri ve Zernişan Hanım adlı hikâyelerdir. Âşık ayrıca, Kerem’in Erzincan Bağları, Dilgam Yahya Bey – Yemen Hanım Hikâyesi, İzzet Han Hikâyesi, Efrüzberi Hikâyesi ve Dilagap Hikâyesi (Azerbaycan Versiyonu) adlı hikâyeleri de bilmektedir (Akmugan 2011: 252).

Kaynakça

Akmugan, Ayşegül (2011). "Âşık Günay Yıldız Hayatı Sanatı Şiirleri". Kars Âşıklarının Hayatları, Sanatları ve Şiirlerinden Örnekler. Ed. Kürşat Öncül. Kars: Kafkas Üniversitesi Türk Halkbilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yay. 241- 260.

Bolçay, Ezgi (2012). Kars'ta Âşıklık Geleneği ve Karslı Âşık Maksut Koca'nın Hayatı, Sanatı ve Şiirleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. KÜRŞAT ÖNCÜL
Yayın Tarihi: 26.03.2019
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Hakan Kalkand. 08 Ocak 1979 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2CELÎLÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3MEHMED İLHAMÎd. 1901 - ö. 1954Doğum YeriGörüntüle
4Hakan Kalkand. 08 Ocak 1979 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5CELÎLÎd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6MEHMED İLHAMÎd. 1901 - ö. 1954Doğum YılıGörüntüle
7Hakan Kalkand. 08 Ocak 1979 - ö. ?MeslekGörüntüle
8CELÎLÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
9MEHMED İLHAMÎd. 1901 - ö. 1954MeslekGörüntüle
10Hakan Kalkand. 08 Ocak 1979 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11CELÎLÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12MEHMED İLHAMÎd. 1901 - ö. 1954Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Hakan Kalkand. 08 Ocak 1979 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14CELÎLÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15MEHMED İLHAMÎd. 1901 - ö. 1954Madde AdıGörüntüle