Madde Detay
HALÎFE, Halîfe Çelebi
(d. ?/? - ö. 980/1572)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Diyarbakır’da doğdu. Ahdî, aslen Tebriz’den göçmüş bir aileden olduğunu (Solmaz 2005: 287) belirtmesine rağmen Ali Emîrî, babasının Hasankeyfli olduğunu belirtir (Ali Emîrî 1328: 269). Öğrenimini tamamlayıp danişmend oldu. Halep ve Şam’a gidip o bölgenin âlim ve şeyhlerine hizmette bulundu. Daha sonra İstanbul’a gelerek döneminin şairleriyle tanışma fırsatı buldu. Bir müddet sonra Türkistan ve Horasan bölgelerine seyahate çıktı. Tekrar memleketi Diyarbakır’a dönerek muallimlik yaptı. 980/1572 yılında Diyarbakır’da öldü.
Halîfe’nin şiirlerini bir araya getirdiği divanının olup olmadığı bilinmemektedir. Ahdî, şairin Genceli Nizamî gibi Hamse sahibi olduğunu ve Diyarbakır şehri için şehrengiz yazdığını belirtmektedir. Ancak bu eserler şimdilik elde değildir. Diyarbakır’da birçok şairin yetişmesine vesile olan Halîfe, Arapça, Farsça ve Türkçe şiirler yazdı. Özellikle de mesnevi, gazel, tahmis ve terci-i bentte ustaydı (Solmaz 2005:287).
Kaynakça
Ali Emîrî (1328). Tezkîre-i Şuarâ-yı Âmid. İstanbul.
İpekten, Halûk, Mustafa
İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı
İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. 1. Ankara: Bizim Büro Yay.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâ'sı (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLANYayın Tarihi: 08.03.2014Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Leb açup söylese ol gül çemende gonce-femlerle
‘Aceb mi goncenün hasretden agzı tolsa demlerle
Hatın engüşt ile ol meh yüzünde peh peh eyler
Yazar mihr âyetin hüsni kitâbına kalemlerle
Gamun her tâze oldukca dil-i dîvâne şâd olur
Beni şâd eyle her dem ey perî-ruh tâze gamlarla
Şehâ dilden gubârı feth iden reyhân-ı hattundur
Muhakkak bendenüz kırma bizi müşgîn rakamlarla
Halîfe ol sehî-kâmet yine zülfün ‘alem itmiş
Gelür dil kişverin almaga ‘abbâsî ‘alemlerle
Şehrengiz’den
Biri nekkârecidür adı Hayder
Olupdur cümle hüsn ehline mihter
Çıkup bir cebîne dir ol mâh tal’at
Güneş sen git benümdür şimdi nevbet
Öz adına çalar devlet nefîrin
Ne kara gündedür görmez fakîrin
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâ'sı (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 288-89.)
Gazel
Ser-i zülfün sevâdı kim meh-i ruhsâra yasdanmış
‘Aceb ebr-i siyehdür mihr-i pür envâra yasdanmış
Seni sûretger-i çîn göreli elden salup hâme
Hatâdan sûret-i bî-cân gibi dîvâra yasdanmış
Meh-i nev sanma gökde gûşe-i na’l-i semendündür
Uçup cevlângehünden günbed-i devvâra yasdanmış
Kulagına rakîbün söyledükçe ol gül-i handân
Sanursın bir açılmış goncedür kim hâra yasdanmış
Halîfe ney gibi inler kapunda sormadun bir dem
Ney içün işigün taşında bu bî-çâre yasdanmış
(Ali Emîrî (1328). Tezkîre-i Şuarâ-yı Âmid. İstanbul. 276.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 08.03.2014Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Leb açup söylese ol gül çemende gonce-femlerle
‘Aceb mi goncenün hasretden agzı tolsa demlerle
Hatın engüşt ile ol meh yüzünde peh peh eyler
Yazar mihr âyetin hüsni kitâbına kalemlerle
Gamun her tâze oldukca dil-i dîvâne şâd olur
Beni şâd eyle her dem ey perî-ruh tâze gamlarla
Şehâ dilden gubârı feth iden reyhân-ı hattundur
Muhakkak bendenüz kırma bizi müşgîn rakamlarla
Halîfe ol sehî-kâmet yine zülfün ‘alem itmiş
Gelür dil kişverin almaga ‘abbâsî ‘alemlerle
Şehrengiz’den
Biri nekkârecidür adı Hayder
Olupdur cümle hüsn ehline mihter
Çıkup bir cebîne dir ol mâh tal’at
Güneş sen git benümdür şimdi nevbet
Öz adına çalar devlet nefîrin
Ne kara gündedür görmez fakîrin
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâ'sı (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 288-89.)
Gazel
Ser-i zülfün sevâdı kim meh-i ruhsâra yasdanmış
‘Aceb ebr-i siyehdür mihr-i pür envâra yasdanmış
Seni sûretger-i çîn göreli elden salup hâme
Hatâdan sûret-i bî-cân gibi dîvâra yasdanmış
Meh-i nev sanma gökde gûşe-i na’l-i semendündür
Uçup cevlângehünden günbed-i devvâra yasdanmış
Kulagına rakîbün söyledükçe ol gül-i handân
Sanursın bir açılmış goncedür kim hâra yasdanmış
Halîfe ney gibi inler kapunda sormadun bir dem
Ney içün işigün taşında bu bî-çâre yasdanmış
(Ali Emîrî (1328). Tezkîre-i Şuarâ-yı Âmid. İstanbul. 276.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Leb açup söylese ol gül çemende gonce-femlerle
‘Aceb mi goncenün hasretden agzı tolsa demlerle
Hatın engüşt ile ol meh yüzünde peh peh eyler
Yazar mihr âyetin hüsni kitâbına kalemlerle
Gamun her tâze oldukca dil-i dîvâne şâd olur
Beni şâd eyle her dem ey perî-ruh tâze gamlarla
Şehâ dilden gubârı feth iden reyhân-ı hattundur
Muhakkak bendenüz kırma bizi müşgîn rakamlarla
Halîfe ol sehî-kâmet yine zülfün ‘alem itmiş
Gelür dil kişverin almaga ‘abbâsî ‘alemlerle
Şehrengiz’den
Biri nekkârecidür adı Hayder
Olupdur cümle hüsn ehline mihter
Çıkup bir cebîne dir ol mâh tal’at
Güneş sen git benümdür şimdi nevbet
Öz adına çalar devlet nefîrin
Ne kara gündedür görmez fakîrin
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâ'sı (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 288-89.)
Gazel
Ser-i zülfün sevâdı kim meh-i ruhsâra yasdanmış
‘Aceb ebr-i siyehdür mihr-i pür envâra yasdanmış
Seni sûretger-i çîn göreli elden salup hâme
Hatâdan sûret-i bî-cân gibi dîvâra yasdanmış
Meh-i nev sanma gökde gûşe-i na’l-i semendündür
Uçup cevlângehünden günbed-i devvâra yasdanmış
Kulagına rakîbün söyledükçe ol gül-i handân
Sanursın bir açılmış goncedür kim hâra yasdanmış
Halîfe ney gibi inler kapunda sormadun bir dem
Ney içün işigün taşında bu bî-çâre yasdanmış
(Ali Emîrî (1328). Tezkîre-i Şuarâ-yı Âmid. İstanbul. 276.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Leb açup söylese ol gül çemende gonce-femlerle
‘Aceb mi goncenün hasretden agzı tolsa demlerle
Hatın engüşt ile ol meh yüzünde peh peh eyler
Yazar mihr âyetin hüsni kitâbına kalemlerle
Gamun her tâze oldukca dil-i dîvâne şâd olur
Beni şâd eyle her dem ey perî-ruh tâze gamlarla
Şehâ dilden gubârı feth iden reyhân-ı hattundur
Muhakkak bendenüz kırma bizi müşgîn rakamlarla
Halîfe ol sehî-kâmet yine zülfün ‘alem itmiş
Gelür dil kişverin almaga ‘abbâsî ‘alemlerle
Şehrengiz’den
Biri nekkârecidür adı Hayder
Olupdur cümle hüsn ehline mihter
Çıkup bir cebîne dir ol mâh tal’at
Güneş sen git benümdür şimdi nevbet
Öz adına çalar devlet nefîrin
Ne kara gündedür görmez fakîrin
(Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâ'sı (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay. 288-89.)
Gazel
Ser-i zülfün sevâdı kim meh-i ruhsâra yasdanmış
‘Aceb ebr-i siyehdür mihr-i pür envâra yasdanmış
Seni sûretger-i çîn göreli elden salup hâme
Hatâdan sûret-i bî-cân gibi dîvâra yasdanmış
Meh-i nev sanma gökde gûşe-i na’l-i semendündür
Uçup cevlângehünden günbed-i devvâra yasdanmış
Kulagına rakîbün söyledükçe ol gül-i handân
Sanursın bir açılmış goncedür kim hâra yasdanmış
Halîfe ney gibi inler kapunda sormadun bir dem
Ney içün işigün taşında bu bî-çâre yasdanmış
(Ali Emîrî (1328). Tezkîre-i Şuarâ-yı Âmid. İstanbul. 276.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FÂ’İZ, Mehmed Sa'îd Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Yılmaz Odabaşı | d. 15 Ağustos 1962 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | FÂ’İZ, Mehmed Sa'îd Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Yılmaz Odabaşı | d. 15 Ağustos 1962 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | FÂ’İZ, Mehmed Sa'îd Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Yılmaz Odabaşı | d. 15 Ağustos 1962 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Meslek | Görüntüle |
11 | FÂ’İZ, Mehmed Sa'îd Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Meslek | Görüntüle |
12 | Yılmaz Odabaşı | d. 15 Ağustos 1962 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | FÂ’İZ, Mehmed Sa'îd Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Yılmaz Odabaşı | d. 15 Ağustos 1962 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Abdülaziz Halis Çıkıntaş | d. 1867 - ö. 6 Şubat 1935 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FÂ’İZ, Mehmed Sa'îd Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Yılmaz Odabaşı | d. 15 Ağustos 1962 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |