Feyza Hepçilingirler

(d. 26 Ocak 1948 / ö. -)
yazar, öğretim görevlisi
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Midilli doğumlu Emine Hanım ve Girit mübadili Mustafa Kemal Baran’ın kızı olan Feride Feyza Hepçilingirler, Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde doğmuştur. Girit'ten gelerek Ayvalık'a yerleşen Baran ailesi maddi, manevi sıkıntılar yaşamıştır. Bir süre sonra da Feyza Hepçilingirler'in annesi ve babası boşanmıştır. Annesinin ve babasının boşanmasından sonra Feyza Hepçilingirler, annesi ve kardeşiyle anneannesine taşınmıştır. Annesi ve anneannesi ile birlikte yaşayan Hepçilingirler, okuma-yazması olmayan anneannesi tarafında sözlü kültürün ürünleriyle büyütülmüştür. Bir yandan da göçmen olan babaannesi onu Yunan kültürüyle tanıştırmıştır. Hem Türk hem de Yunan kültürünün sözlü ürünleriyle yetişen Feyza Hanım iki zengin kültür arasında büyümüştür. "Anneannem Anadolu Türkçesinin ağızlarda kalmış çok özel sözcüklerini kullanırdı; babaannem hiç Türkçe bilmez, Rumca konuşurdu. Evinde elektrik de vardı su da. Radyosu, gramofonu, evine her gün gelen gazetesi, moda dergileri... Anneannemin ise okuma yazması bile yoktu. Siyah krepdamur bir örtüyle yaz kış başını örterdi. Hiç genç olmamışçasına yaşlıydı, hep yaşlıydı. Yalnızca gerekli olduğu zamanlarda konuşurdu; gülmeyi neredeyse ayıp sayardı. Babaannem evin içinde bile yüksek topuklu ayakkabılarla dolaşır; açık yakalı kolsuz elbiseler giyerdi. Aynı günün sabahında anneannemin gönderdiği Kuran kursuna gidip dua ezberlediğim; akşamında babaannemin evinde halamdan dans öğrendiğim çok olurdu..." (http://www.feyzahepcilingirler.com/deneme.html).

Feyza Hepçilingirler, ortaokulu bitirene kadar anneannesinin evinde kadın nüfusunun ağırlıkta olduğu bir ortamda büyümüştür. Anneannesinin evinde annesi kendisi ve kardeş Yusuf dışında yatalak bir dede, askere giden bir dayı ve küçük teyzesi vardır. Safiye Karababa’ya göre belki de Hepçilingirler’in “Tanrıkadın”ları bu evde yaşamaktadır. Hepçilingirler eğitim hayatına başaldığında okuma merakıyla dikkat çeken bir öğrenci olmuştur. Hocaları yazarın kitaba karşı ilgi ve merakınının üzerine okula kitaplar getirtip Hepçilingirleri de kitap kolunun başına koymuşlardır. Hepiçingirler bu dönemi şöyle anlatmaktadır: “Hüseyin Rahmi Gürpınar’la ortaokul sıralarında tanıştım. Kitaplık koluna seçilmiştim ve ders dışı tüm zamanımı okulun kitaplığında geçiriyordum. Sayım yapıyorum, defteri işliyorum gibi bahanelerle kitaplıktan çıkmaz olmuştum. Zaten bin bir güçlükle okuyordum, ders kitaplarını bile yardımlarla, katkılarla edinebiliyordum; edebiyata, romana ayıracak paramız asla olamazdı. Bu yüzden, hafta içi okul kitaplığı, hafta sonu şehir kütüphanesi…”

Feyza Hepçilingirler, liseye geçtiğinde eğitimi için şehir değiştirmiş ve babasının yanına İzmir’e gitmiştir. İzmir’de babası, babasının üçüncü eşi İsmet Hanım ve üvey kardeşi Ali ile yaşamıştır. İzmir’de lise eğitimine bir kolejde başlayan Hepçilingirler maddi sıkıntılardan dolayı kolejden ayrılıp İzmir Kız Lisesine geçiş yapmıştır. Lise eğitiminden sonra üniversite eğitimi için İstanbul’u tercih etmiş ve İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştır. Üniversite kayıtları için babasıyla İstanbul’un yolunu tutan yazarımız kalacak yer sıkıntısı yaşayınca İsmet Hanım’ın akrabalarına konuk olmuştur. Bu kısa süreli misafirlik Feyza Hanım için onun hayatındaki dönüm noktalarından birini oluşturmuştur. Hüsniye Hepçilingirler, evlerinde kaldıkları ailenin İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Yüksek Mühendisliğinde okumakta olan oğlu Hüsnü Hepçilingirler ile arkadaş olmuş ve bu arkadaşlıkları kendi aralarında sözlenmeye kadar gitmiştir.

Feyza Hepçilingirler, yirmi yaşına geldiğinde annesini kaybetmiştir. Annesinin ölümünden iki yıl sonra yazarımız Hüsnü Bey ile henüz okulları bitmeden evlenmiş ve bu evlilikten Afşin adında bir oğlu, Pelin adında bir kızı olmuştur. Okulunu bitirip İzmir’e gelen Hepçilingirler İzmir Karataş Lisesine atanmıştır. Burada dokuz yıl çalışmış ve sonrasında Kemalpaşa sonrasında ise İnanç Lisesinde görev yapmıştır. Hayatının 1971-1981 yılları arasında lisede öğretmenlik yapan Hepçilingirler, 1981-1984 yıllarında ise Buca Eğitim Fakültesinde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. İzmir Yüksek Öğretmen Okulu YÖK’e bağlanıp Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi adını alınca, YÖK ile arasında sorunlar yaşanmıştır. Yazarımız bu sorunların temelinde 28-29 Mayıs 1982 tarihlerinde Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlenen “Türk Dili Yüksek Danışma Kurulu”nun 1. toplantısında, İzmir Yüksek Öğretmen Okulunun temsilcisi olarak yaptığı konuşma metninin yatmakta olduğunu ifade etmiştir. Kendisi bu metinde Osmanlıcayı diriltmeye çalışanlara karsı tepki vermiş, bu dilin artık Türkçeyi etkilememesini ve Osmanlıca kelimelerinin kullanılmamasını önermiştir. Atatürk’ün yaptıklarını yıkmaya kalkışanları da eleştirmiştir. Sonunda da Türkçe söz kullanmayı ve Türkçesi bulunmayan kavramların yerine de bir an önce yadırganmayacak karşılıkların bulunmasını istemiştir. .

12 Eylül ve sonrasındaki sıkıyönetim hali yazarın hayatında önemli bir yere sahiptir. Bu dönem Hepçilingirlerin hem yaşamını hem de edebi hayatını etkilemiştir. O dönemlerde Dokuz Eylül Üniversitesinde öğretim görevlisiyken hiç bir örgüte mensup olmadığı halde 1983 yılında 1402 Sayılı Sıkıyönetim kararı ile Ege Bölgesi sınırları içinde mesleğini icra etmesi yasaklanmıştır. YÖK tarafından Karadeniz Teknik Üniversitesine atanan Hepçilingirler, buradaki görev süresinin uzatılmayacağını öğrendikten sonra bu haksızlığa sessiz kalmayıp 1984 yılında istifa ederek İzmir'e dönmüştür. İzmir'e döndüğünde sakıncalılık durumu devam etttiği için akademik alanda ve ortaöğretim kurumlarında çalışamamıştır. Bu sıralarda yazarın bir öğretmen arkadaşı çalıştığı kolejde Hepçilingirler'e iş teklifinde bulunmuştur. Feyza Hepçilingirler arkadaşının önerisi üzerine cüzi bir miktarda kolejde öğretmenlik yapmaya başlamış fakat onun sakıncalı durumu buradaki işine de son verilmesine neden olmuştur.

Feyza Hepçilingirler sıkıyönetim sonucu görevinden alınan eğitimcilerle bir araya gelerek Yeni Bilgi adında bir dershane açmış ancak ekonomik sebeplerden dolayı dershane kısa sürede kapanmıştır. Dershane öğretmenliğine başka bir kurumda devam eden Hepçilingirler, beş yıl boyunca İzmir Batı Dershanesinde Türkçe öğretmenliği yapmıştır. Hepçilingirler, kızı Boğaziçi Üniversitesi Mimarlık Bölümünü kazanınca İstanbul’a yerleşmeye karar vermiş ve bu yıllarda eşinden boşanmıştır. Hepçilingirler, hayalini kurduğu yazarlığa 1992 yılında İstanbul’a gidişi ile daha çok yaklaşmıştır. İstanbul’da hem yazarlığı ve eğitmenliği bir arada yürütmüştür. Dilko Dersanesi, İnanç Lisesi, Galatasaray Üniversitesi gibi çeşitli eğitim kurumlarında çalışmış, son olarak görev yaptığı Yıldız Teknik Üniversitesinden de emekli olmuştur. Hüsnü Hepçilingirlerden ayrıldıktan sonra başka evlilik yapmayan Feyza Hepçilingirler, İstanbul-Ataşehir’de bir apartman dairesinde yaşamaktadır ve Ayvalık ile olan bağlantısını da kesmemiştir. Bir oğlu, bir kızı; iki de torunu vardır (http://www.feyzahepcilingirler.com/ozgecmis.html).

Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Feyza Hepçilingirler, birçok yazın türünde eser vermiştir. Öykü, roman, şiir ve denemenin yanında çocuklara yönelik eserleri ve dil üzerine yaptığı çalışmaları vardır. Yazarımız edebiyat dünyasına şiirle katılıp öykü ile devam etmiştir. İlk öykü kitabı “Sabah Yolcuları”dır (1981) Hüseyin Kara ile yaptığı röportajda bu yönelişi şu şekilde anlatmıştır: “Önce şiir yazmaya cesaret ettim, diyelim. Şiirin çok birikim istemediğini, duygularınızı döktüğünüzde kendiliğinden oluşuverdiğini düşündüğümden olmalı. Yazmakla da yetinmedim. İzmir Kız Lisesi’nde okurken yazları gittiğim Ayvalık’ta, oranın yerel gazetesinde, şiir konusunda denemeler, soyut şiiri eleştiren yazılar da döktürdüm. O günün şiirinden örnekler verdiğim sayfalar hazırladım. Bu çalışmaları yaparken şiirin hiç de benim sandığım gibi bir şey olmadığını da öğrenmiş oldum. Öyküye yönelmem galiba bu iç kararımdan, kendimle yüzleşmemden, şiire özentiyle başladığımı, benim asıl türümün öykü olduğunu fark etmemden sonradır” (http://www.feyzahepcilingirler.com/soylesiler.html).

Yazmaya okul yıllarında Feyza Baran adıyla ve kimi dergilerde yayımlanan şiirlerle başlamıştır. Kültür Bakanlığı Yarışmasında "Yanlışlıklar" adlı oyunuyla ve Akademi Kitabevi Yarışmasında "Sabah Yolcuları" adlı dosyasıyla kazandığı ödüllerle yazmayı sürdürmüştür. Öyküleri Fransızca, Almanca, İngilizce, Sırpça-Hırvatça ve Slovenceye çevrilmiştir. Öykülerinden bir seçki Almanya’da Die Hochzeitsnacht (2005) adıyla kitaplaştırılmıştır. Türkçenin yanlış ve kötü kullanımını eleştirdiği Türkçe "Off” adlı kitabıyla büyük ilgi uyandırmış, Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar? adlı romanı da Milet Publishing tarafından As The Red Carnation Fadesstronge (2015) adıyla yayımlanmıştır. Kimi gazete ve dergilerin yanı sıra Cumhuriyet gazetesi kitap ekinde 9 yıl süreyle “Türkçe Günlükleri” adlı köşede yazmıştır (http://www.feyzahepcilingirler.com/ozgecmis.html).

Hepçilingirler, küçüklüğünden beri yazar olmayı hayal etmiş ve sonunda da hayallerini gerçekleştirmiştir. Yazın hayatına lisedeyken yazdığı şiirleriyle girmiştir. Şiirleri İzmir’in gazetelerinde ve dergilerinde yayımlanmıştır. Daha sonra ise yazarımız öykücülüğe yönelerek öykü türünde birçok eser vermiştir. Feyza Hepçilingirler'in öykülerinin temeli gözleme dayanmaktadır. Hepçilingirler’in öykülerinde yalnızlık ve hüzün iki ana tema olarak karsımıza çıkmaktadır. Karamsarlık, üzüntü, hayattan bıkma, mutlu olamama, çaresizlik… vb. duygular öykü kahramanlarının yaşadığı ruhsal durumlardır (Öztoprak 2012: 28).

Yazarımız öyküye yakın olsa da roman türünde de başarılı eserler yazmıştır. Feyza Hepçilingirler, romanlarında tipoloji ve kurgu bakımından otobiyografiyi ana kaynak olarak kullanmaktadır. Bu nedenle de onun romanlarına biyografik-roman demek yanlış olmaz (Karababa 2013:92). Onun romanlarının ve öykülerinin odağında güçlü kadınlar vardır. Hepçilingirlerin bu tercihinde çocukluk döneminin etkisi büyüktür. O çocukluğunda güçlü kadınların arasında güçlü bir kadın olarak yetişmiştir.

Hepçilingirler çocuklar için kitap yazmayı değerli bulur ve çocukların geleceğimiz olduğu düşüncesinden hareketle çocuk için yazmayı önemsemiştir. 1979 yılında Kültür Bakanlığının açtığı Çocuk Yapıtları Yarışması’nda “Yanlışlıklar” adlı eseri Başarı Ödülü almıştır. Sonraki yıllarda çocuklara yönelik oyun, öykü ve roman yazmıştır. Bunun yanında Feyza Hanım, dil konusundaki hassasiyetiyle de bilinmektedir. O, Türkçenin doğru kullanılmasına dikkat eden ve dikkat edilmesi gerektiğini anlatan bir yazardır. Yazarımız sadece yazarak anlatma eylemiyle değil yazma sırasında kelimelerin sırlanışı ve yazılışıyla da dikkatle ilgilenmiştir. Çünkü o anlatmanın yanında kelimelerin biçimsel durumuna da önem vermiştir. Yazarımız kelimeler üzerindeki anlatımsal ve biçimsel hassasiyetini dantel örmek, oya yapmak gibi ince ve hassas bir uğraş olarak görmektedir. Hepçilingirler, dil çalışmalarını akademik alanda da devam ettirmiş ve bir süre İstanbul Üniversitesinde Türk Dili okutmanlığı yapmıştır. Dil konusunda yazdığı eserlerle ilgili olarak “Melih Cevdet Anday'ın ‘Rahatı Kaçan Ağaç’ şiirinde olduğu gibi insanların rahatını kaçırıyorum.” diyen Feyza Hepçilingirler, toplumumuzun dil konusunda duyarsızlığından yakınmıştır. Hepçilingirler, “Türkçeyi sevmek nasıl herkesin hakkıysa, Türkçeye karşı duyarlılık göstermek, Türkçeyi korumak ve geliştirmek, yalnız Türklerin değil,Türkçenin içine doğmuş herkesin görevidir” demiştir.

Feyza Hepçilingirler eserlerini meydana getirirken en çok kendi çevresinden beslenmiştir. Ailesi başta olmak üzere yaşadığı toplumun özellikleri, sorunları vs. onun eserlerinin kaynağı niteliğindedir ve edebi şahsiyetini oluşturan unsurlar arasındadır. Yaşadığı ve tanık olduğu hayatlar, aşklar; tanığı kadınlar onun eserlerini besleyen en büyük kaynaklardır. Roman ve öykülerinde güçlü kadınları işlemiştir. Hepçilingirler'in eserlerinde kadın, onun yazmaya başladığı ana kadar eserlerde genellikle figüranken onun eserlerinde hep başroldedir (Karababa 2013: 95). Öykülerinde oluğu kadar romanlarında da oldukça başarılı olan Hepçilingirler'in romanları modernisttir. Onun romanlarında psikolojik çözümlemeler görülmektedir. Hepçilingirler, dil becerisini kullanarak romanlarını sürükleyici bir hale getirmiş ve romanlarını duru bir Türkçe ile yazmıştır.

Birçok alanda eser vererek Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunan, Türkçe'nin doğru kullanımı, dilimizi yabancı dillerin etkisinden uzak tutmak adına yaptığı çalışmaları ve kadın meselerine olan duyarlılığı ile Hepçilingirler, Türk edebiyatının değerli kadın yazarları arasındadır.

Kaynakça

ANDAÇ,Feridun (2008). Öykü Yazmak Öyküyü Düsünmek. istanbul: Doruk Yayıncılık.

ÖZTOPRAK, Betül (2012). Feyza Hepçilingirler'in Hayatı Sanatı ve Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Orhangazi Üniversitesi.

KARABABA, Safiye (2013). Feyza Hepçilingirler'in Romanıda Söz Varlığı. Yüksek Lisans Tezi. Denizli: Pamukkale Üniversitesi.

hhttp://www.feyzahepcilingirler.com/soylesiler.html ( erişim tarihi: 28.07.2018)

hhttp://www.feyzahepcilingirler.com/hakkinda.html ( erişim tarihi: 29.07.2018)

http://www.kasabadanesinti.com/feyza-hepcilingirlerin-hayati-sanati-ve-eserleri-3907.html (erişim tarihi: 30.07.2018)

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: BAHAR PALABIYIK
Yayın Tarihi: 22.10.2019
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar?Simavi Yayınevi / İstanbul1993Roman
Üç Nokta Bir ÇizgiGendaş / İstanbul1993Hikâye
Çirkin PrensesÇınar Yayınları / İstanbul1994Tiyatro
Uçtu Uçtu Pelin Uçtu ( Harflerimizin Gizli Dünyası)Çınar Yayınları / İstanbul1997Roman
Ürkek KuşlarRemzi Kitabevi / İstanbul1999Hikâye
Kırlangıçsız Geçti YazRemzi Kitabevi / İstanbul1999Hikâye
ÖykünmeceRemzi Kitabevi / İstanbul2000Hikâye
SorulmadanRemzi Kitabevi / İstanbul2000Eleştiri
Eski Bir BalerinRemzi Kitabevi / İstanbul2001Hikâye
TanrıkadınRemzi Kitabevi / İstanbul2002Roman
Sabah YolcularıEverest Yayınevi / İstanbul2005Hikâye
Yıldızların Suya Döküldüğü (Türkçe Günlükleri)Everest Yayınevi / İstanbul2005Günlük
Ya Armut Ağacı OlursamHemola / İstanbul2007Diğer
Dilin Zamana Dokuduğu (Türkçe Günlükleri)Everest Yayınevi / İstanbul2007Günlük
Rüzgarın Göğe Savurduğu ( Türkçe Günlükleri 3)Everest Yayınevi / İstanbul2008Günlük
SavrulmalarEverest Yayınevi / İstanbul2010Hikâye
Dedim: "Ah"Everest Yayınevi / İstanbul2010Deneme
Türkçe Dilbilgisi (Öğretme Kitabı)Everest Yayınevi / İstanbul2010İnceleme
Tohumun Toprağa Düştüğü (Türkçe Günlükleri 4)Everest Yayınevi / İstanbul2010Günlük
İşte Gidiyorum(Göç Öyküleri)Everest Yayınevi / İstanbul2011Hikâye
Dilim Dilim Anadilim ( Tükçe "Off" 3."Everest Yayınevi / İstanbul2011Deneme
Filizin Boy Verdiği ( Türkçe Günlükleri 5)Everest Yayınevi / İstanbul2011Günlük
Yaşlılıklar - Ne Dediniz AnlamadımMitos -Boyut Tiyatro Yayınları / İstanbul2011Tiyatro
Türkçe "Off"Everest Yayınevi / İstanbul2012Deneme
Bu Dağların Karı ErimezEverest Yayınevi / İstanbul2014Deneme
Arada Aşk VarEverest Yayınevi / İstanbul2014Hikâye
Atascadero'nun SincaplarıEverest Yayınevi / İstanbul2015Hatıra
AnlarEverest Yayınevi / İstanbul2016Hikâye

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Hüseyin Cahit Yalçınd. 1875 - ö. 18 Ekim 1957Doğum YeriGörüntüle
2Ercan Kapland. 1985 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Turan Gönend. 1916 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4ÖZLEMİ, Ali Seydi Adıgüzeld. 01.01.1948 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5KENAN, Kenan Ülgerd. 1948 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6DEMİROĞLU, Nuri Demiroğlud. 1948 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Hakan Güzeldered. 1975 - ö. ?MeslekGörüntüle
8Mustafa Yazıcıd. 12 Mayıs 1949 - ö. ?MeslekGörüntüle
9Mavisel Yenerd. 10 Aralık 1962 - ö. ?MeslekGörüntüle
10Yahya Kemal Akansud. 21 Haziran 1960 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Şule Öncüd. 10 Mayıs 1975 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Süreyya Evrend. 19 Mayıs 1972 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle