Madde Detay
HİDÂYET, Emîr Efsâhuddîn Hidâyetullâh Bey
(d. ?/? - ö. 903’ten önce/1497’den önce)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hidâyet, XV. yüzyılda yaşamış ve Akkoyunlu Devleti’nde “emîr-i kebîr” rütbesine kadar yükselmiş bir şair ve devlet adamıdır. Kaynaklarda kendisinden Hidâyet Beg (Kayabaşı 1997: 598), Hidâyet Bey Nevâî (Kâtip Çelebi 2007: 671) Hidâyet Nevâî (Tuman 2001: 1201), Hidâyet Çelebi (Akbayır 1996: 627), Emîr Hidâyetullâh Beg (Korkmaz 1986: 113) ya da Emîr Afsâhuddîn Hidâyet (Karahan 1980: 249) olarak söz edilen şairin asıl künyesi “Emîr Efsâhuddîn Hidâyetullâh Bey”dir (Sona 2008: 3). Celâleddîn Devvânî’nin (öl. 908/1502) 1476’da Akkoyunlu şehzadelerinden Halîl’in resmî bir merasim olan geçit törenini anlattığı Arz-nâme adlı eserinin “Sıfat-ı Bend-i Emîr” ve “Sıfat-ı Rûz-ı Düvvüm-i Arz” başlıklı bölümlerinde Hidâyet’in önemli bir emir-i kebir olduğu, kardeşi İnâyetullâh Bey ile Sultân Halîl’in hizmetinde bulundukları bilgisi yer almaktadır (Celâleddîn Devvânî: vr. 291-299). Ömrü Tebriz, Gilan, Isfahan, Bağdat ve Irak’ta geçen Hidâyet, Akkoyunlular döneminde Uzun Hasan, Sultân Halîl ve Sultân Ya’kûb’un saltanatlarını görmüş; “emîr, emîr-i kebîr ve pervâneci” olarak görev yapmıştır (Sona 2008: 13). Hidâyet’in ne zaman vefat ettiği bilinmemektedir. Ancak Dîvân’ının 903/1497 yılında tamamlanan Bodleian nüshasında geçen “Temme’d-dîvânü’l-emîri’l-a’zami’l-ekremi’l-magfûr Emîr Efsâhu’d-dîn Hidâyetullâh Beg nevvara’l-lâhü kabrehü” ifadesi onun bu tarihte hayatta olmadığını göstermektedir.
Hidâyet’in bilinen tek eseri Dîvân’ıdır. Nitekim Zübdetü’l-Eş’âr’da (Kayabaşı 1997: 598) da “Müretteb Dîvân’ı görüldü ve andan intihâb olundı” denmektedir. Beş nüshası tespit edilen eserde “241 gazel, 1 kasîde, 3 müstezâd, 1 tahmîs, 1 terci’-bend, 5 kısa mesnevî” vardır. Dîvân’da altı minyatür bulunması (Sona 2008 s.45), Hidâyet’in hem emir-i kebir hem de coğrafyasında büyük bir şair sayılmasından kaynaklanmaktadır. Hidâyet Dîvân’ı üzerine bir doktora (Büyükakkaş 2005) ve bir yüksek lisans tezi (Sona 2006) hazırlanmış, yüksek lisans tezi yayımlanmıştır (Sona 2008).
Şiirleri dil kullanımı, söyleyiş biçimi, edebî sanatlar ve aruza uygunluk açısından incelendiğinde Hidâyet’in başarılı bir şair olduğunu söylemek mümkündür. Kimi zaman lirik, kimi zaman epik kimi zaman da hikemî tarzda yazan, kelime oyunlarına ve cinaslara sıkça başvuran şairin şiirlerindeki en belirgin özellik akıcı bir söyleyişin ve sade bir dilin hâkimiyetidir (Sona 2008: 17). Karahan (1980: 254), onun XV. asrın ön saftaki şairleri arasında yer aldığını; Korkmaz (2004: 2024) ise, Fuzûlî’nin yetişmesine en uygun ortamı hazırladığını ve Fuzûlî’yi müjdelediğini belirtmiştir.
Kaynakça
Akbayır, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî. C. I-IV. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Anay, Harun (1994). “Devvâni”. İslâm Ansiklopedisi. C. III. İstanbul: TDV Yay. 257-262.
Büyükakkaş, Ahmet (2005). Hidayet ve Divanı. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Celâleddîn Devvânî. Arz-nâme. Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye Bölümü. No. 1348.
Erdem, İlhan, K. Paydaş (2007). Akkoyunlu Devleti Tarihi. Ankara: Birleşik Yay.
Kaf-zâde Fâizî. Zübdetü’l-Eş’âr. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T. 2472.
Karahan, Abdulkadir (1980). “Emir Afsahuddin Hidayet ve İncelenmemiş Divanı”. Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. 249-255.
Kâtip Çelebi (2007). Keşfü’z-Zunûn. Çev. R. Balcı. C. 2. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay.
Kayabaşı, Bekir (1997). Kaf-zâde Fâ’izî’nin Zübdetü’l-Eş’âr’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kilisli Rif’at (1331). “Celâleddîn Devvânî, Arz-nâme”. Milli Tetebbular Mecmuası 2 (5): 273-305.
Korkmaz, Zeynep (1986). “XV. Yüzyıl Azerî Türkçesinin Değerli Bir Temsilcisi Emîr Hidâyetullah ve Dîvânı”. TDAY Belleten 1982-83. Ankara: TTK Yay. 113-124.
Korkmaz, Zeynep (2004). “Emîr Hidâyetullah Divanı’nın Dil Yapısı Üzerine Görüşler”. V. Uluslarası Türk Dil Kurultayı Bildirileri. C. II. Ankara: TDK Yay. 2026-2033.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa
Tatçı (hzl.) (2001). Tuhfe-i
Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara:
Bizim Büro Yay.
Lugal, Necati, F. Sümer (hzl.) (1993). Abû Bakr-i Tihrânî, Kitâb-i Diyârbekriyya, Akkoyunlular Tarihi. 2 Cüz. Ankara: TTK Yay.
Minorsky, V. (1958). The Chester Beatty Library, A Catalogue of the Turkish Manuscripts and Miniatures. Dublin.
Osman Fikri, Sertkaya (1973). “Uygur Harfleriyle Yazılmış Bazı Manzum Parçalar II”. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi XXI: 175-93.
Parlatır, İsmail, G. Hazai (2007). Macar Bilimler Akademisi Kütüphanesi’ndeki Türkçe Yazmalar El Kataloğu. Ankara: TÜBA Yay.
Paşayeva, Aida (2004). “Akkoyunlu Şair Efseheddin Hidayetullah Bey”. I. Uluslararası Oğuzlardan Osmanlıya Diyarbakır Sempozyumu, Diyarbakır: Diyarbakır Valiliği Yay. 401-409.
Sertkaya, Osman Fikri (1975). “Uygur Harfleriyle Yazılmış Bazı Manzum Parçalar II”. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi XXI: 175-195.
Sona İbrahim (2006). Hidâyet Çelebi ve Divanı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Sona, İbrahim (hzl.) (2008) Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University.
Sümer, Faruk (1989). “Akkoyunlular”. İslâm Ansiklopedisi. C. II. İstanbul: TDV Yay. 270-274.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (2003). Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu Karakoyunlu Devletleri. Ankara: TTK Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İBRAHİM SONAYayın Tarihi: 13.12.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hatt-ı sebzün kim deyerler ehl-i dil reyhân ana
Sebze midür yâ benefşe kalmışam hayrân ana
Gönlüme yagdugca ohun mihrün artugrag olur
Behre artug verür ol yer kim düşer bârân ana
Kanlu kirpükler yaşumla al ipekdür sanasın
Kim düzer göz merdümi her dem dür-i galtân ana
Neçe kim su koysa kaynar yeni köze sûz ile
Bu dil-i sûzânda benzer atdugun peykân ana
Gözlerüm hattun hayâlinden sana karşu müdâm
İki manzardur ki ekmişler ola reyhân ana
Merdüm-i dîdem kimi yüzinde sanman munca hâl
Bâd-ı subh ötmiş durur dün gece müşk-efşân ana
Ohı efgânlar kılup gider Hidâyet sor neden
Hansı yaydan güç görür yâ Rab ki men kurbân ana
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 64.)
Gazel
Cân gövdede sen sevgülü cânâne içündür
Bes besledügüm cânumı cânâ ne içündür
Her lahza güher-bâr gözümden men-i dervîş
Îsâr ederem makdem-i cânâne içündür
Yahdı meni pervâne tek ol pertev-i ruhsâr
Şem’ün beli kim yandugı pervâne içündür
Tâ bir nazar ol zülf-i çü zencîrüni gördüm
Bildüm bu selâsil dil-i dîvâne içündür
Gözden ahıdur yaş Hidâyet veli ey şâh
Kim bilür o dür-dâneleri tâ ne içündür
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 76.)
Gazel
Zülf arasında yaşur yüzünni tökgeç dîde âb
Kim yagış yagsa yaşunur bulut içre âftâb
Almayınca bûse la’lünden bahâ cân vermezem
Kim dadar evvel birer câmı satun alan şarâb
Men sögüşünden senün ögmegunı fark etmezem
Tanrı sözini edebsizlikdür etmek intihâb
Dün meni mahmûr gördi söyledi ol genc-i hüsn
Çeşm-i mestüm fitnesinden necesin dedüm harâb
Zülfden yüzin görüp bî-hûş olursa dil n’ola
Kim ki dün katsa seher-geh gâlib olur ana hâb
Ger Hidâyetnün Nevâyî kimi rengîn sözleri
Neçe kim çohdur velî demek gerek bir bir cevâb
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 68.)
Yayın Tarihi: 13.12.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hatt-ı sebzün kim deyerler ehl-i dil reyhân ana
Sebze midür yâ benefşe kalmışam hayrân ana
Gönlüme yagdugca ohun mihrün artugrag olur
Behre artug verür ol yer kim düşer bârân ana
Kanlu kirpükler yaşumla al ipekdür sanasın
Kim düzer göz merdümi her dem dür-i galtân ana
Neçe kim su koysa kaynar yeni köze sûz ile
Bu dil-i sûzânda benzer atdugun peykân ana
Gözlerüm hattun hayâlinden sana karşu müdâm
İki manzardur ki ekmişler ola reyhân ana
Merdüm-i dîdem kimi yüzinde sanman munca hâl
Bâd-ı subh ötmiş durur dün gece müşk-efşân ana
Ohı efgânlar kılup gider Hidâyet sor neden
Hansı yaydan güç görür yâ Rab ki men kurbân ana
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 64.)
Gazel
Cân gövdede sen sevgülü cânâne içündür
Bes besledügüm cânumı cânâ ne içündür
Her lahza güher-bâr gözümden men-i dervîş
Îsâr ederem makdem-i cânâne içündür
Yahdı meni pervâne tek ol pertev-i ruhsâr
Şem’ün beli kim yandugı pervâne içündür
Tâ bir nazar ol zülf-i çü zencîrüni gördüm
Bildüm bu selâsil dil-i dîvâne içündür
Gözden ahıdur yaş Hidâyet veli ey şâh
Kim bilür o dür-dâneleri tâ ne içündür
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 76.)
Gazel
Zülf arasında yaşur yüzünni tökgeç dîde âb
Kim yagış yagsa yaşunur bulut içre âftâb
Almayınca bûse la’lünden bahâ cân vermezem
Kim dadar evvel birer câmı satun alan şarâb
Men sögüşünden senün ögmegunı fark etmezem
Tanrı sözini edebsizlikdür etmek intihâb
Dün meni mahmûr gördi söyledi ol genc-i hüsn
Çeşm-i mestüm fitnesinden necesin dedüm harâb
Zülfden yüzin görüp bî-hûş olursa dil n’ola
Kim ki dün katsa seher-geh gâlib olur ana hâb
Ger Hidâyetnün Nevâyî kimi rengîn sözleri
Neçe kim çohdur velî demek gerek bir bir cevâb
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 68.)
Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hatt-ı sebzün kim deyerler ehl-i dil reyhân ana
Sebze midür yâ benefşe kalmışam hayrân ana
Gönlüme yagdugca ohun mihrün artugrag olur
Behre artug verür ol yer kim düşer bârân ana
Kanlu kirpükler yaşumla al ipekdür sanasın
Kim düzer göz merdümi her dem dür-i galtân ana
Neçe kim su koysa kaynar yeni köze sûz ile
Bu dil-i sûzânda benzer atdugun peykân ana
Gözlerüm hattun hayâlinden sana karşu müdâm
İki manzardur ki ekmişler ola reyhân ana
Merdüm-i dîdem kimi yüzinde sanman munca hâl
Bâd-ı subh ötmiş durur dün gece müşk-efşân ana
Ohı efgânlar kılup gider Hidâyet sor neden
Hansı yaydan güç görür yâ Rab ki men kurbân ana
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 64.)
Gazel
Cân gövdede sen sevgülü cânâne içündür
Bes besledügüm cânumı cânâ ne içündür
Her lahza güher-bâr gözümden men-i dervîş
Îsâr ederem makdem-i cânâne içündür
Yahdı meni pervâne tek ol pertev-i ruhsâr
Şem’ün beli kim yandugı pervâne içündür
Tâ bir nazar ol zülf-i çü zencîrüni gördüm
Bildüm bu selâsil dil-i dîvâne içündür
Gözden ahıdur yaş Hidâyet veli ey şâh
Kim bilür o dür-dâneleri tâ ne içündür
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 76.)
Gazel
Zülf arasında yaşur yüzünni tökgeç dîde âb
Kim yagış yagsa yaşunur bulut içre âftâb
Almayınca bûse la’lünden bahâ cân vermezem
Kim dadar evvel birer câmı satun alan şarâb
Men sögüşünden senün ögmegunı fark etmezem
Tanrı sözini edebsizlikdür etmek intihâb
Dün meni mahmûr gördi söyledi ol genc-i hüsn
Çeşm-i mestüm fitnesinden necesin dedüm harâb
Zülfden yüzin görüp bî-hûş olursa dil n’ola
Kim ki dün katsa seher-geh gâlib olur ana hâb
Ger Hidâyetnün Nevâyî kimi rengîn sözleri
Neçe kim çohdur velî demek gerek bir bir cevâb
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 68.)
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hatt-ı sebzün kim deyerler ehl-i dil reyhân ana
Sebze midür yâ benefşe kalmışam hayrân ana
Gönlüme yagdugca ohun mihrün artugrag olur
Behre artug verür ol yer kim düşer bârân ana
Kanlu kirpükler yaşumla al ipekdür sanasın
Kim düzer göz merdümi her dem dür-i galtân ana
Neçe kim su koysa kaynar yeni köze sûz ile
Bu dil-i sûzânda benzer atdugun peykân ana
Gözlerüm hattun hayâlinden sana karşu müdâm
İki manzardur ki ekmişler ola reyhân ana
Merdüm-i dîdem kimi yüzinde sanman munca hâl
Bâd-ı subh ötmiş durur dün gece müşk-efşân ana
Ohı efgânlar kılup gider Hidâyet sor neden
Hansı yaydan güç görür yâ Rab ki men kurbân ana
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 64.)
Gazel
Cân gövdede sen sevgülü cânâne içündür
Bes besledügüm cânumı cânâ ne içündür
Her lahza güher-bâr gözümden men-i dervîş
Îsâr ederem makdem-i cânâne içündür
Yahdı meni pervâne tek ol pertev-i ruhsâr
Şem’ün beli kim yandugı pervâne içündür
Tâ bir nazar ol zülf-i çü zencîrüni gördüm
Bildüm bu selâsil dil-i dîvâne içündür
Gözden ahıdur yaş Hidâyet veli ey şâh
Kim bilür o dür-dâneleri tâ ne içündür
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 76.)
Gazel
Zülf arasında yaşur yüzünni tökgeç dîde âb
Kim yagış yagsa yaşunur bulut içre âftâb
Almayınca bûse la’lünden bahâ cân vermezem
Kim dadar evvel birer câmı satun alan şarâb
Men sögüşünden senün ögmegunı fark etmezem
Tanrı sözini edebsizlikdür etmek intihâb
Dün meni mahmûr gördi söyledi ol genc-i hüsn
Çeşm-i mestüm fitnesinden necesin dedüm harâb
Zülfden yüzin görüp bî-hûş olursa dil n’ola
Kim ki dün katsa seher-geh gâlib olur ana hâb
Ger Hidâyetnün Nevâyî kimi rengîn sözleri
Neçe kim çohdur velî demek gerek bir bir cevâb
(Sona, İbrahim (hzl.) (2008). Emir Efsahuddin Hidâyetulah and His Divan. Harvard: Harvard University. 68.)