HIZRÎ

(d. ?/? - ö. ?/?)
Âşık
(Âşık / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı bilinmeyen Hızrî’nin hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır.  Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'nde, 18. ve 19. yüzyıllarda yaşadığı belirtilmiştir (1981: 222). Şükrü Elçin, Halk Edebiyatı Araştırmaları adlı eserinde Hızrî'nin Güranlı Hızrî (Hacı Hızır Efendi) ile aynı şahıs olabileceği ihtimali üzerinde durmuştur (1997: 233). Hızrî'nin ne zaman vefat ettiği bilinmemektedir. 

1841'de yazdığı, 51 kıtadan oluşan Şairnâme'den bir bölüm Elçin'in yukarıda adı verilen eserinde mevcuttur (1997: 234). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'nde, 11'li hece ölçüsüyle yazıldığı görülen Şairnâme'de 18 ve 19. yüzyıllarda yaşadıkları tahmin edilen 363 âşığın mahlasına yer verildiği belirtilmiştir. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY Nu. 1038'de kayıtlı bir mecmuada bulunan bu eserin yanında Hızrî'nin nimet ve nasihat üzerine hece ile yazdığı iki manzumesinin daha bulunduğu ifade edilmiştir (1981: 222). Elçin'in adı geçen çalışmasında, Hızrî'ye ait; "Şehinşâh-ı Cihân Sultanı Mahmud'un işte/Bütün dünyâyı teshir eyleyen tugrâ-yı fermânı" mısraları ile başlayan ve II. Mahmud'u öven kıtayı kaydeden Fatin'in, söz konusu manzumelerin sanat değeri taşımadığını düşündüğü ifade edilmiştir (1997: 231). 

Kaynakça

Elçin, Şükrü (1997). Halk Edebiyatı Araştırmaları. Ankara: Akçağ Yay.

"Hızrî" (1981). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 4. İstanbul: Dergâh Yay. 222. 




Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. AHMET ERMAN ARAL
Yayın Tarihi: 13.12.2014
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Tekerleme-Hızrî Cem'üş-Şâiran

Hamd-ı bihâd dâim Bârî Hudâ'ya
Bildirüp âleme vahdâniyyeti
Evveline yokdır aslâ nihâyet
Ahırînın hiç bulunmaz gayeti

Kuvvet ü kudretle evvel ü âhır
Hallâk-ı cihândır bâtın ü zâhir
Vâhid-i lem-yezel kayyum-ı kâdir
Ol-durur bitüren cümle hâceti

Biz gizli kenz iken Cenâb-ı Mevlâ
Ol zât-ı kemâlin eyledi ifşâ
Görürdi yektâ-yi heybetle Hudâ
Bir bahr-i âb olub eritdi şiddeti

İbtidâ yaratdı bir nûr-i nazif
Kendine eyledi habib ol lâtif
Oldı ser cümlede server-i şerîf
Hâtemü'n nebiyyîn oldı şöhreti

Kandîl-i kudretde ol nûr-ı akdem
Terbiyye eyledi latîf mükerrem
Ba'dehu vücûde geldi bu âlem
Yetmiş bin yıl sonra gör rivâyeti

Ahmed-i Muhammed ismi Mustafâ
Şefîu'l-âlemin eyledi Hudâ
Şâhib-i şefâat Şâh-ı Enbiyâ
Dünyevî ukbevî çok fazîleti

.....................

Ekremî Edebî Emnî Emînî
Askerî Hüdâmî Zevkî Zemînî
Fedâyî Gedâyî Şer'î Muinî
Hisâba gelür mi bunca nikbeti

İrmeni Çarıkçı Nalçacı Hasan
Saka Hasan Gedâ Hasan Kör Hasan
Kaytâzî Siyâhî Cürmî yâveden
Eyledi bunlar..... ferâgati

Benli Ali Topal Halil Kör Ali
Hazînî Azîzî hem kâtiboğlu
Kesâdî Küşâdî Şirreti belli
Eşrefoğlu hem Melîlî İbretî

Şâirân içinde Kayıkçı belli
Havâyî Gıdâyî Cüdâyî Şuglî
Hacıoğlu Hocaoğlu Güloğlu
Kara Hamza Karaca Oğlan Urfetî

Hızrîyâ kelâmın gel eyle direnk
Lâzımdır başına altunlı çelenk
Hatun oldı kafiye dahi kaldı tenk
Lisânın kalmadı gayri tâkati 

Elçin, Şükrü (1997). Halk Edebiyatı Araştırmaları. Ankara: Akçağ Yay. 232-237.