HULÛSÎ/MENFÎ/YESÂRÎ, Hüseyin Hulûsî Efendi

(d. ?/? - ö. 1306/1888 ds.)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Hüseyin Hulûsî Efendi'dir. Hulûsî'nin yanı sıra şiirlerinde Menfî ve Yesârî mahlaslarını da kullandı. Dîvân'ındaki bazı şiirlerden, özellikle sayfa kenarlarındaki bazı bilgilerden Karabağ civarında yaşadığı tahmin edilmektedir. Hediyye-i Müjde-resân-ı Necât-ı Ebediyye adlı eserinin başındaki bir notta "İstanbulî" şeklinde bir bilgi varsa da İstanbul'da mı doğduğu yoksa hayatının önemli bir kısmını İstanbul'da mı geçirdiği konularında başka malumat yoktur. 1306/1888 senesinde vefat eden Şeyh Seyyid Hamza Nigârî'ye bir vefat tarihi yazdığına göre bu tarihten sonraki bir senede vefat etmiş olmalıdır.

Eserleri şunlardır:

1. Dîvân: Bilinen tek nüshası Fatih Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Manzum No: 132/2'de kayıtlıdır. 55 varaklık bu Dîvân'da Hulûsî, Menfî ve Yesârî mahlaslarıyla yazılmış şiirler vardır. Daha doğrusu bazı şiirlerde Hulûsî mahlası karalanıp Menfî veya Yesârî yazılmıştır. Dîvân'da 92 gazel, 6 kıt'a, 4 müfred, 6 mani, 1 müstezad, 4 murabba', 1 muhammes, 3 tahmis, 2 terci-i bend, 1 Farsça manzum Nakşbendiye silsilesi, Seyyid Nigârî'nin zevcesi Nigâr Hanım hakkında 1 medhiye, biri oğlu İsmâ'il Subhî için 2 viladet tarihi, mezar taşı kitabesi olmak üzere yazılmış 4 medhiye, Eşrât-ı Sâ'at hakkında 1 manzume yer almaktadır. Bazı sayfa kenarlarında o sayfadaki bazı beyitlerin şerhleri yazılıdır.

2. Hediyye-i Müjde-resân-ı Necât-ı Ebediyye: Fatih Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Manzum No: 132/1'de kayıtlıdır. 50 varaklık manzum ve mensur olan bu eserin devamında müellifin Dîvân'ı vardır. Tasavvufi bir eserdir. İstanbul Kütüphaneleri Türçe Yazma Divanlar Kataloğu'nda "Nüshanın 1-50. yapraklarında Dîvân'ın sahibi Hulûsî Hüseyin'in Hediyye-i Müjde-resân-ı Necât-ı Ebediyye adında mensur eseri yazılıdır ki, içinde terbiyeye aykırı pek müstehcen tabirler vardır. Nüshanın her yaprağı ortasından koparılmış, sonradan birer ucundan yapıştırılmıştır. Muhtemelen okuyanlardan biri müstehcen tabirler dolayısıyla eseri mahvetmek istemiştir" (İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu 1967: 973) şeklinde bir kayıt vardır. Bu bilginin neye dayanarak yazıldığını bilemiyoruz, çünki söylenenler tamamen gerçeğe aykırıdır. Eserde kesinlikle müstehcen bölümler olmadığı gibi koparılan ve tekrar yapıştırılan yerlerde de böyle bir özellik bulunmamaktadır. Belirtildiği gibi bu risale tasavvufi bir eserdir ve eserde "Fenâ ve Bekâ Seyrinden Sonra Münâcâtı Hâvîdir", "Hak ve Bâtıl Tefrîkine Dâ'ir Mebhas", "Aşk-ı Mecâzın Hakîkate Tebdîline Dâ'ir", "Ta'rîf-i Ahvâl-i Muhtasar-ı Ehl-i Hâl" vb. başlıklar yer almaktadır.

Kaynakça

Dîvân-ı Hulûsî. Fatih Millet Kütüphanesi. Ali Emîrî Manzum No: 132/2.

İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (1967). C. IV. İstanbul. 973.

Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi (2004). "Hulûsî". C. V. Ankara: AKM Yay. 68.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLAN
Yayın Tarihi: 09.10.2014
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Ey felek câzib degilsin nazlı dildârım gibi

Şîve-kâr olmazsın aslâ serv-reftârım gibi

Şübhemiz yokdur kerâmâtında seyrin ber-hevâ

Lîk olmazsa fedâyî kalb-i berdârım gibi

Yıkılup sedd-i Sikender bildiler fennin şirâr

İçdiler deryâların tîz kalb-i mey-hârım gibi

Gör nice fen-bâzdır yârim bozulmaz tılsımı

Kim urur bir sedd-i müstahkem kalem-kârım gibi

Ey ki her bir zerre seyrim-çün mücellâ âyine

Gösterir reng-i ruhun mînâ-yı serşârım gibi

Beyt-i Hak ma'nâda gönlümdür ki âlem bi't-tamâm

Dolanırlar çevremi müştâk-ı züvvârım gibi

Ey Hulûsî halk cevr itdikçe artar zevk-i dil

Her cevir gûyâ ki bir lutf-ı kerem-kârım gibi

(Dîvân-ı Hulûsî. Fatih Millet Kütüphanesi. Ali Emîrî Manzum No: 132/2. 87a.)

Hediyye-i Müjde-resân-ı Necât-ı Ebediyye'den:

Mine'l-maşrık ile'l-magrib da'vet-i Hak işitdirilmekdedir. Ya'nî ihlâs üzere îmân ve teslîmiyyet ve istikâmet yolları gerek ezân-ı Muhammediyye ile ve gerek da'avât-ı ashâb-ı hukûk ile kâffe-i müşrik ve münâfıklara ta'rîf ve teblîg olunmakdadır. Seyf-i zâhirin kalkmaklığına bâ'is ise ehl-i kıblenin ittifâkı yollarında münâfıkların hâ'il olmaklığıdır. Bâtın-ı seyfin bilâ-te'hîr kesmesi dahi a'mâl-i kalbiyye-i mükellifînden ibâretdir ki mekr ü kahr-ı Melik-i Cebbâr tîg-ı bî-reng ile hûn-rîzdir. O tîg-ı bî-rengin dökdügi kanın dahi rengi görülmez.

(Hediyye-i Müjde-resân-ı Necât-ı Ebediyye: Fatih Millet Kütüphanesi. Ali Emîrî Manzum No: 132/1. v. 19b.)