Madde Detay
HÜROĞLU, Cumhur Karabulut
(d. 26.01.1938 / ö. 11.04.2014)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Cumhur Karabulut olan âşık, 26 Ocak 1938 tarihinde Sivas'ın Şarkışla ilçesinde dünyaya gelmiştir. Babası Mahmut Bey, annesi Feride Hanım'dır. Babası, imamlar sülalesinin Kara Feyzullahoğullarından gelmektedir. Soy adlarındaki "kara" buradan gelmektedir (Tembel 2007: 4; Yıldız 2003: 545). Kardeşlerin en büyüğü olan Cumhur'un İsmet, Mustafa, Bahattin ve Mehmet Ali olmak üzere dört erkek, Nazmiye adında bir kız kardeşi vardır. Çocukluğu İkinci Dünya Savaşı yıllarına denk gelmiştir. 1945 yılında ilkokula başlar. Resmi eğitiminin yanında Kuran Kursuna da devam eder. Çocukluk yıllarında Kuran Kursu vesilesiyle Arap harfleriyle yazıp okumayı da öğrenir. İlkokuldan sonra okumak istemez ve öğrenim hayatı sona erer (Tembel 2007: 5). Cumhur'un okula devam etmemesinde ailesinin mal varlığına güvenmesi de etkili olmuştur. 1954 yılında gittiği bir düğünde gördüğü Sahare Hanım'dan hoşlanır; kısa süre içinde de nişanlanırlar. Nişanlılık süresinde Ankara, Bursa ve İstanbul'da çalışan âşık, 1956 yılında Sahare Hanım ile dünya evine girer. 1958 yılında askerliğini havacı olarak ilk olarak Kütahya'da, daha sonra ise İzmir Gaziemir ve Ankara Etimesgut Hava Komutanlığı'nda 24 ay sürede tamamlar (Tembel 2007: 5). Askerden döndükten sonra ekonomik anlamda oldukça zorlu bir dönemin içinde kendini bulan Karabulut, biraz da zorunlu olarak düzensiz hayatından ve sorumsuz tavırlarından yavaş yavaş sıyrılır. Bunda Çoban Mehmet ile tanışmasının da önemli bir etkisi vardır. Zira Çoban Mehmet, onun âşık olmasında pay sahibidir. Şiir ile uğraşmaya başlaması ve kendini âşık olarak tanıtmasına ilk tepki babasından gelir ve eşiyle birlikte Cumhur'u evden kovar. Babasına göre âşıklık deli işidir. Eşini de yanına alarak Bursa'ya çalışmaya giden Karabulut, Bursa'da günlüğü sekiz liradan iş bulur. Burada mezbahanede ve pompacıda çalışmış, artan zamanlarda da ayakkabı boyacılığı yapmıştır (Kaya 2009: 198). Birkaç yıllık Bursa tecrübesinden sonra Şarkışla'ya dönen Karabulut, İş ve İşçi Bulma Kurumu vasıtasıyla 1970 yılında Almanya'nın Oberhausen şehrinde "Alman Demiryollarında" çalıştırılmak üzere gönderilir. Burada üç yıl kadar çalıştıktan sonra Wappertal kentine geçen Karabulut, 1984 yılının ekim ayına kadar burada süt fabrikalarında, tekstil ve metal sektörlerinde çalışır. Ekim 1984'te Türkiye'ye kesin dönüş yapar (Tembel 2007: 6). Hüroğlu'nun ustası Şeyh Çoban Mehmet'tir, ancak kendisinin bir çırağı olmamıştır. Bunda saz çalamamasının etkisi büyüktür. Çoban Mehmet'in dışında en çok etkilendiği isim Âşık Veysel Şatıroğlu'dur. Veysel'in dışında Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Kazak Abdal, Sümmanî, Gevherî, Karacaoğlan, Sefil Selimî, Gündüz, Ozan Faik gibi ozanlardır. Yaşamış, ölmüş bütün halk şâirlerini, ozanları ve âşıkları ustası kabul eder. Şiirinin olgunlaşmasında çocukluk yıllarında dinlediği Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin hikâyeleri, Karacaoğlan ve Yunus Emre şiirleri, Taptuk Emre, Hacı Bektaşi Velî ve Hacı Bayram gibi önemli zatların başlarından geçen menkıbeler ve Hz. Muhammed ve sahabelerinin kıssaları önemli ölçüde etkili olmuştur (Tembel 2007: 7). Üç oğlu ve bir kızı vefat eden Cumhur Karabulut'un hayatta olan dört kızı ve bir de oğlu vardır. Cumhur Karabulut 11 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi Şarkışla'ya bağlı Kadılı köyündeki aile mezarına defnedilmiştir.
Cumhur Karabulut'un şiire başlamasında Çoban Mehmet ile tanışması etkili olmuştur. 23 yaşında iken 1961 yılında Şarkışla'nın Kızılcakışla köyü Kadılı mezrasında ikamet eden Çoban Mehmet ile bir arkadaşı vasıtasıyla tanışan Karabulut, o tarihten sonra hayatını düzene sokmuş ve manevi anlamda olgunluğa ulaşmıştır. Yöre insanları tarafından ermiş kişi olarak bilinen âşık, bu bağlamda Cumhur Karabulut'un ustası olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoban Mehmet ile tanıştıktan sonra şiir de yazmaya başlayan Karabulut, ilk yazdığı şiirlerde Cumhur mahlasını kullanmıştır. Daha sonra ustası Çoban Mehmet'in verdiği Hüroğlu mahlasını almış ve o tarihten sonra yazdığı şiirlerde bu mahlası kullanmıştır. Saz çalamayan ve bir çırak yetiştiremeyen Hüroğlu, çeşitli şenliklere ve programlara katılarak çok sayıda ödül ve plaket kazanmıştır (Kaya 2009: 198). Hüroğlu, şiirlerinin tamamını hece ölçüsüyle kaleme almıştır. En çok 11'li hece ölçüsünü kullanan Hüroğlu, daha sonra sırasıyla 8, 7, 14 ve 15'li ölçüleri tercih etmiştir. Kullandığı nazım şekilleri ise kullanım yoğunluklarına göre sırasıyla koşma, semai, destan, mani ve divandır. Divanları aruzlu divan değil; hecenin 14 ve 15'li kalıpları ile yazdığı heceli divanlardır. 7 heceli şiirlerinde 4+3, 8'li şiirlerinde 4+4 ve 5+3, 11'li şiirlerinde 6+5 ve 4+4+3, 14'lü şiirlerinde 7+7 ve 15'li şiirlerinde 8+7 durak sistemini kullanmıştır (Tembel 2007: 9-10). Şiirlerinde hem döner ayağı hem de tek ayağı kullanan Hüroğlu, yöresel söyleyiş ve kelimeleri de başarıyla şiirine yerleştirmiştir. Bu bağlamda dili oldukça sade, yalın ve anlaşılırdır. Söyleyeceklerini doğrudan söylemiş, edebî sanatlara ve anlam katmanlarına pek yer vermemiş/ verememiştir (Tembel 2007: 17-19). Hüroğlu'nun şiirleri konu kadrosu bakımından da geniştir. Sosyal gerçeklikleri mizahi bir üslupla anlattığı taşlamaları, Şarkışla ve köyünün güzelliklerini anlattığı övgülemeleri, politika ve toplumsal olaylarla alakalı yazdığı şikâyetlenmeleri dikkat çekicidir. Din konusunu işlediği şiirlerde ustası Çoban Mehmet'in de etkisi ile tasavvuf teması ön plana çıkar. Hayatının son yıllarında din ve tasavvuf konulu şiirlerinin sayısında da bir artış vardır.
Kaynakça
Kaya, Doğan (2009). Sivas Halk Şâirleri III. Sivas: Önder Matbaacılık.
Tembel, Ali (2007). Âşık Hüroğlu Hayatı Sanatı Şiirleri. Sivas: Çınar Ofset Matbaacılık.
Yıldız, Alim (2003). Sivaslı Şâirler Antolojisi. İstanbul: Sivaslılar Vakfı Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ UĞUR BAŞARANYayın Tarihi: 06.06.2018Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 06.06.2018Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 07.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ÂGÂHÎ, Veliyüddin | d. 1874 - ö. 1916 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | AZİZ TOPRAK | d. 1873 - ö. 1946 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | ALİ GÜÇ | d. 1956 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ÂGÂHÎ, Veliyüddin | d. 1874 - ö. 1916 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | AZİZ TOPRAK | d. 1873 - ö. 1946 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ALİ GÜÇ | d. 1956 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ÂGÂHÎ, Veliyüddin | d. 1874 - ö. 1916 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | AZİZ TOPRAK | d. 1873 - ö. 1946 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ALİ GÜÇ | d. 1956 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ÂGÂHÎ, Veliyüddin | d. 1874 - ö. 1916 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | AZİZ TOPRAK | d. 1873 - ö. 1946 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ALİ GÜÇ | d. 1956 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | ÂGÂHÎ, Veliyüddin | d. 1874 - ö. 1916 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | AZİZ TOPRAK | d. 1873 - ö. 1946 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | ALİ GÜÇ | d. 1956 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |