İLHAMÎ, Ali İlhamî Dede

(d. ?/? - ö. 1308/1890)
tekke şairi
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Ali olan İlhamî, Bektaşi çevrelerinde Ali İlhamî Dede olarak tanınmıştır. Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde bulunan Şücaeddin Veli Dergâhı postnişini Pir Mehmed Dede’nin oğludur. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı bilinen İlhamî’nin nerede ve ne zaman doğduğu ile eğitim durumu hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Babası Pir Mehmet Dede’nin vefat etmesinin ardından Şücaeddin Veli Dergâhı postuna kendisi oturmuştur. Yaşamının son döneminde gözlerini kaybeden İlhamî’nin vefat tarihini Turgut Koca ve Vasfi Mahir Kocatürk 1890 (Hicri 1308) olarak aktarırken, İsmail Özmen ise şairin 1892 yılında vefat ettiğini aktarmaktadır (Koca 1990: 580; Noyan 2001: 187; Özmen 1995: 301; Kocatürk 1955: 534).

Çeşitli mecmualarda çok sayıda şiiri bulunan İlhamî’nin Sadeddin Nüzhet Ergun tarafından yayımlanan Bektaşî, Alevî, Kızılbaş Şairleri ve Nefesleri üçüncü ciltte yer alan şiirleri Mehmet Tevfik Oytan tarafından gönderilmiştir (Özmen 1995: 301). Aynı şiirlere Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri adlı çalışmasında, Turgut Koca tarafından da yer verilmiştir (Koca 1990: 579- 582). Ayrıca, Mehmet Tevfik Oytan, Bektaşiliğin İçyüzü adlı kitabında İlhamî’nin birçok şiirine yer vermiştir (Oytan 2007: 84, 221, 431, 432, 533, 534).

Şiirlerinde hem hece hem de aruz veznini kullanan İlhamî’nin coşkun, akıcı ve duru bir söyleyişi vardır (Özmen 1995: 301). Ayrıca şiirlerini oldukça anlaşılır ve sade bir Türkçe ile yazmıştır. İsmail Özmen’in İlhamî’nin edebî kişiliği hakkında aktardıkları şöyledir: “Allah, Muhammed, Ali, Ehlibeyt ve Hünkâr Hacı Bektaş Veli sevgisi ve saygısıyla gönlü ve beyni dopdolu olan Ali İlhamî Dede, bu sevgisini romantik bir coşku içinde Türkçenin kıvrak incelikleriyle ve derinleşen duru güzellikleriyle coşkun bir ırmak şeklinde, zamana ve insanlara şiir olarak armağan etme enginliğini göstermiştir. Bektaşi tarikatının inceliklerini ve güzelliklerini bu şiirlerde açık seçik olarak görmek mümkündür” (Özmen 1995: 301). İlhamî’nin şiirlerinin başlıca konusunu Alevi ve Bektaşi inancı oluşturmuştur. Bunda bir Bektaşi Postnişini olmasının şüphesiz önemli etkisi vardır. Alevi ve Bektaşi inancının ahlaki ve tasavvufi öğretilerini, yol kurallarını ve tarikat yaşamını şiirlerinde oldukça usta bir şekilde işlemiştir. İlhamî’nin birçok şiiri Alevi ve Bektaşi inancına mensup âşıklar ile ses ve saz sanatçıları tarafından çeşitli müzik albümlerinde seslendirilmiştir. Diğer taraftan, Anadolu’nun hemen hemen her yöresinde, bilhassa Alevi ve Bektaşi inancına mensup kimseler tarafından nefesleri bilinmekte ve cem ritüelleri sırasında zâkirler tarafından semah ya da düvazı imam olarak seslendirilmektedir. “Eğlen turnam eğlen Ali misin sen” redifli şiiri, Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yaşayan farklı ocaklara mensup Alevi inancından kimseler tarafından birbirinden farklı ezgilerle semah olarak söylenmektedir. Diğer taraftan, Ali İlhamî Dede’nin “Ta ezel bezminde ben seni sevdim” adıyla tanınan nefesi de Alevi ve Bektaşi cem ritüellerinde “Dem Geldi Semahı” olarak bilinen semahın “yürüyüş ve hızlanma” adı verilen son bölümünde yaygın olarak söylenen bir nefestir (Oytan 2007: 218-221).

Kaynakça

Ergun, Sadeddin Nüzhet (1955). Bektaşî Şairleri ve Nefesleri 19’uncu Asra Kadar. C.1. İstanbul: Maarif Kitaphanesi.

Koca, Turgut (1990). Bektaşi Alevi Şairleri ve Nefesleri (13. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Kadar). İstanbul: Maarif Kitaphanesi.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1955). Tekke Şiiri Antolojisi. Ankara: Buluş Kitabevi.

Noyan, Bedri (2001). Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevilik. C. IV. Ankara: Ardıç Yay.

Oytan, M. Tevfik (1995). Bektaşiliğin İçyüzü (dibi-köşesi-yüzü ve astarı). İstanbul: Demos Yay.

Özmen, İsmail (1995). Alevî-Bektaşî Şiirleri Antolojisi. C. 4. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. BÜLENT AKIN
Yayın Tarihi: 20.11.2014
Güncelleme Tarihi: 21.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Nefes (Semah)

İki turnam gelir başı cıgalı

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Birisi Muhammed birisi Ali

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen

İki turnam gelir rengi yemyeşil

Biri İmam Hasan ol pâk-i nesil

Biri İmam Hüseyin cennette bir gül

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen

İki turnam gelir rengi kırmızı

Biri İmam Zeynel sürelim yüzü

Biri İmam Bâkır idem niyâzı

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen

İki turnam gelir rengi Ca’ferî

Biri İmâm Kâzım ol yol rehberi

Biri İmam Rıza Horasan pîri

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen

İki turnam gelir rengi beyazdır

Biri Taki Naki zikri niyazdır

Biri de Askerî merd-i Hicaz’dır

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen

Turnalar Hicaz’dan sökün eyledi

Muhammed Mehdi’yi yakın eyledi

Hakikat ehlini memnun eyledi

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen

Turnalar geldiler verdiler selâm

Aldım selâmını eyledim kelâm

İlhâmî şüphesiz gördüm vesselâm

Eğlen turnam eğlen Ali misin sen

Yoksa Hacı Bektaş Veli misin sen (Koca 1990: 581-582).

Nefes

Kendi noksanını bilip arif ol

Kimsenin aybını gözetme gönül

Yetmiş üç millete bir nazarla bak

Hak sevmiş yaratmış söz etme gönül

Sakın kallaş olup lakırdı düzme

Kimsenin âlemde gönlünü üzme

Düzelmiş bir işi yanılıp bozma

Isınmış gönüller buz etme gönül

Yüz bin altın alsa yevmiye bir er

Ölürse mirastan sana ne değer

Akraban kabilen olursa eğer

Hakkına kail ol naz etme gönül

Bu kızıl şu ak baş diye hor bakma

Kendini göz göre ateşe yakma

Kendi yaptığını âleme takma

Yareli ciğere tuz atma gönül

Tellallık eyleyip yalanlar atma

Şurada burada halkı aldatma

Küheylandır diye merkebi satma

Âlemin gözünü toz etme gönül

İkiyüzlülükle olma münafık

Tamu ateşine böyleler layık

Anlar âdem değil, Hayvan-ı natık

El-Hazar anlarla söz etme gönül

İlhamî halini düşün bir şöyle

Dünyaya gelmekte maksat ne böyle

Hakkın hikmetine çok şükür eyle

İhmale düşüp de az etme gönül

Özmen, İsmail (1995). Alevî-Bektaşî Şiirleri Antolojisi. C.4. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 303.