Madde Detay
İSLȂMÎ
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Tezkirelerle diğer biyografik kaynaklarda ve edebiyat tarihlerinde İslâmî mahlaslı bir şairden söz edilmemiştir. Onu edebiyat tarihine taşıyan ise “belli bir adı olmayan” manzum eseridir. Ancak metin boyunca İslâmî, hayatına dair herhangi bir malumat vermemiştir. İfadelerinden İslâmî konularda bilgi sahibi olacak kadar tahsil aldığı anlaşılmaktadır. Mesnevî’sinde “elli yıldır yola gelmediğini, bu dünyaya geliş sebebinden haberdar olmadığını” belirttiği ve muhatabı ikinci şahıs olan beyitler mevcuttur. Elli sayısının 7, 40, 70 gibi yaygın kullanılanlar arasında yer almaması, söz konusu beyitlerde aslında şairin kendisinden söz ettiğini ve eserini yazdığında 50 yaşında olduğunu düşündürmektedir:
Elli yıldur sen yola hîc gelmedün
Yola gelüb bir nasîhat almadun
Elli yıldur yaşamışsın i kişi
Neye geldün duymamışsın sen işi (Yüksel 1996: 270).
İslâmî’nin, Mesnevî adıyla andığımız elimizdeki tek eserinin eksik bir nüshası “Ankara Millî Kütüphane 06 Mil Yz A 3925”te kayıtlıdır. Daha tam ikinci nüshası ise Dr. Hasan Yüksel'in özel kütüphanesinde bulunmaktadır. Mesnevî üzerinde son nüsha esas alınarak bir çalışma yapılmıştır (Yüksel vd. 1996). Bu yayındaki metin 3574 beyittir ve aruzun fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün kalıbıyla kaleme alınmıştır. Yaratılış, melekler, kabir azabı, kıyamet, Hz. Muhammed, Burak, cennet, cehennem, mizan, namaz kılmayanlar, münafıklar, ashab-ı kehf, yer ve gök arasındaki nefis mücadelesi gibi konuların anlatıldığı Mesnevî’nin, okunması ve dinlenmesi için yazıldığının “aydanı” ve “dinleyeni” gibi ibareler vasıtası ile vurgulanması dikkat çekicidir. Bu özelliği de eserin bir cemaat huzurunda okunduğunu göstermektedir. İçindeki bilgilerden şairin, Kur’an ve hadisin yanı sıra tasavvufla halk inançlarını da çok iyi bildiği, bunları nazma çekebilecek şairlik gücüne sahip olduğu anlaşılmaktadır. Amacı İslâmiyet ile ilgili konuları şiir aracılığıyla halka öğretmek ve nasihat vermektir. Ancak eldeki beyitlerde açıklama bulunmadığı için İslâmî’nin, kitabını nerede ve ne münasebetle yazdığı, birine sunup sunmadığı konusunda da bir şey söylemek mümkün değildir. Anadolu sahasında telif ve tercüme edilen ilk mesnevî örneklerinde olduğu gibi plân ve konunun işlenişi bakımından kimi acemilikler taşısa da İslâmî’nin eseri, çok zengin bir dil malzemesi bulundurması bakımından önemlidir. Dil özelliklerine bakılırsa Mesnevî’nin, Anadolu’da kaleme alınmış ilk telif veya tercümelerden biri olması kuvvetle muhtemeldir.
Kaynakça
İslâmî. Mesnevî. Ankara Milli Kütüphane. 06 Mil Yz A 3925. vr. 38.
İslâmî. Mesnevî. Dr. Hasan Yüksel'in özel kütüphanesindeki nüsha.
Köksal, M. Fatih (1998). “İslâmî’nin Mesnevîsi”. Bilge (15): 76-78.
Ünver, İsmail (1986). "Mesnevi". Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı II (Divan Şiiri) (415-416-417): 430-563.
Yüksel, Hasan, H. İ. Delice, İ. H. Aksoyak (hzl.) (1996). Eski Anadolu Türkçesine İlişkin Bir Metin: İslâmî’nin Mesnevîsi. Sivas.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAKYayın Tarihi: 15.11.2013Güncelleme Tarihi: 05.11.2020Eserlerinden Örnekler
Biz gelelüm Cennet ehli kâline
Bir görelüm kaçan içer hâli ne
Cân kulağın tut beri bendin yana
Kaçan içerler diyem anı sana
Her bir ırmakdan içeler bir zamân
İş bu sözler hak durur itmen gümân
Nehr-i sudan şöyle il kim sen i yâr
İşbu şenbe gün içeler ihtiyâr
Nehr-i baldan dahı bilgil sen ahi
İçeler yik-şenbe gün andan dahı
Hem dü-şenbe gün dahı kim ya kişi
Nedür imdi ol gün anlarun işi
Süci ırmağından içeler o gün
Olısardur ol gün anlara düğün
Acı degül bilün anı tatlıdur
Hem şifâdur key katı lezzetlidür
İş bu dünyâ sücisi bigi degül
İçmeg ilen lâ-cerem gitmez ukûl
İçicegez bu aradan göçeler
Serhoş olup bin yıl andan uçalar
Uçar iken anda bir tag göreler
Uçubanın varup anda turalar
Şöyle bil ki o dagı ya ihtiyâr
Dükelisi misk ü anberden i yâr
Göreler kim selsebîl andan çıkar
Ȃb-ı hayvân oluban turmaz akar
İşid imdi bunlar anda nideler
Selsebilden içüben zevk ideler
Her birisi anda maksûdın bula
İşbu işret yevm-i râbi’a ola
Yok durur bunlarun işinde hatar
Uçalar andan dahı bin yıl kadar
Uçar iken bir sarayı göreler
Uçubanun varup anda turalar
Yüce döşekler döşenmişdür arı
Dürlü ninetler müzeyyendür varı
İşid imdi bunlar anda nideler
Ne kadar işret var ise ideler
Zencebîl’ün ırmakından kim i yâr
İçeler andan bular ya ihtiyâr
Dinle imdi kudret-i Hak ne kıla
İşbu işret yevm-i hâmisde ola
İşid imdi sana direm i ahi
Uçalar bin yıl kadar andan dahı
Makad-ı sıdkı uçarken göreler
Uçubanun varup anda turalar
Çünki andan varıbanun turalar
Cuma güni Hak cemâlin göreler
Oturup nehr-i rahîkden kim i yâr
İçeler andan dahı ya ihtiyâr
Bunlarun işi müdâm böyle ola
Sermedî ol hâl ile eyle kala
Kim amel kılursa mahrûm kalmaya
Münkir olan bu nasîbi bulmaya
(Yüksel, Hasan, H. İ. Delice, İ. H. Aksoyak (hzl.) (1996). Eski Anadolu Türkçesine İlişkin Bir Metin: İslâmî’nin Mesnevîsi. Sivas. 209-210.)
Yayın Tarihi: 15.11.2013Güncelleme Tarihi: 05.11.2020Eserlerinden Örnekler
Biz gelelüm Cennet ehli kâline
Bir görelüm kaçan içer hâli ne
Cân kulağın tut beri bendin yana
Kaçan içerler diyem anı sana
Her bir ırmakdan içeler bir zamân
İş bu sözler hak durur itmen gümân
Nehr-i sudan şöyle il kim sen i yâr
İşbu şenbe gün içeler ihtiyâr
Nehr-i baldan dahı bilgil sen ahi
İçeler yik-şenbe gün andan dahı
Hem dü-şenbe gün dahı kim ya kişi
Nedür imdi ol gün anlarun işi
Süci ırmağından içeler o gün
Olısardur ol gün anlara düğün
Acı degül bilün anı tatlıdur
Hem şifâdur key katı lezzetlidür
İş bu dünyâ sücisi bigi degül
İçmeg ilen lâ-cerem gitmez ukûl
İçicegez bu aradan göçeler
Serhoş olup bin yıl andan uçalar
Uçar iken anda bir tag göreler
Uçubanın varup anda turalar
Şöyle bil ki o dagı ya ihtiyâr
Dükelisi misk ü anberden i yâr
Göreler kim selsebîl andan çıkar
Ȃb-ı hayvân oluban turmaz akar
İşid imdi bunlar anda nideler
Selsebilden içüben zevk ideler
Her birisi anda maksûdın bula
İşbu işret yevm-i râbi’a ola
Yok durur bunlarun işinde hatar
Uçalar andan dahı bin yıl kadar
Uçar iken bir sarayı göreler
Uçubanun varup anda turalar
Yüce döşekler döşenmişdür arı
Dürlü ninetler müzeyyendür varı
İşid imdi bunlar anda nideler
Ne kadar işret var ise ideler
Zencebîl’ün ırmakından kim i yâr
İçeler andan bular ya ihtiyâr
Dinle imdi kudret-i Hak ne kıla
İşbu işret yevm-i hâmisde ola
İşid imdi sana direm i ahi
Uçalar bin yıl kadar andan dahı
Makad-ı sıdkı uçarken göreler
Uçubanun varup anda turalar
Çünki andan varıbanun turalar
Cuma güni Hak cemâlin göreler
Oturup nehr-i rahîkden kim i yâr
İçeler andan dahı ya ihtiyâr
Bunlarun işi müdâm böyle ola
Sermedî ol hâl ile eyle kala
Kim amel kılursa mahrûm kalmaya
Münkir olan bu nasîbi bulmaya
(Yüksel, Hasan, H. İ. Delice, İ. H. Aksoyak (hzl.) (1996). Eski Anadolu Türkçesine İlişkin Bir Metin: İslâmî’nin Mesnevîsi. Sivas. 209-210.)
Güncelleme Tarihi: 05.11.2020Eserlerinden Örnekler
Biz gelelüm Cennet ehli kâline
Bir görelüm kaçan içer hâli ne
Cân kulağın tut beri bendin yana
Kaçan içerler diyem anı sana
Her bir ırmakdan içeler bir zamân
İş bu sözler hak durur itmen gümân
Nehr-i sudan şöyle il kim sen i yâr
İşbu şenbe gün içeler ihtiyâr
Nehr-i baldan dahı bilgil sen ahi
İçeler yik-şenbe gün andan dahı
Hem dü-şenbe gün dahı kim ya kişi
Nedür imdi ol gün anlarun işi
Süci ırmağından içeler o gün
Olısardur ol gün anlara düğün
Acı degül bilün anı tatlıdur
Hem şifâdur key katı lezzetlidür
İş bu dünyâ sücisi bigi degül
İçmeg ilen lâ-cerem gitmez ukûl
İçicegez bu aradan göçeler
Serhoş olup bin yıl andan uçalar
Uçar iken anda bir tag göreler
Uçubanın varup anda turalar
Şöyle bil ki o dagı ya ihtiyâr
Dükelisi misk ü anberden i yâr
Göreler kim selsebîl andan çıkar
Ȃb-ı hayvân oluban turmaz akar
İşid imdi bunlar anda nideler
Selsebilden içüben zevk ideler
Her birisi anda maksûdın bula
İşbu işret yevm-i râbi’a ola
Yok durur bunlarun işinde hatar
Uçalar andan dahı bin yıl kadar
Uçar iken bir sarayı göreler
Uçubanun varup anda turalar
Yüce döşekler döşenmişdür arı
Dürlü ninetler müzeyyendür varı
İşid imdi bunlar anda nideler
Ne kadar işret var ise ideler
Zencebîl’ün ırmakından kim i yâr
İçeler andan bular ya ihtiyâr
Dinle imdi kudret-i Hak ne kıla
İşbu işret yevm-i hâmisde ola
İşid imdi sana direm i ahi
Uçalar bin yıl kadar andan dahı
Makad-ı sıdkı uçarken göreler
Uçubanun varup anda turalar
Çünki andan varıbanun turalar
Cuma güni Hak cemâlin göreler
Oturup nehr-i rahîkden kim i yâr
İçeler andan dahı ya ihtiyâr
Bunlarun işi müdâm böyle ola
Sermedî ol hâl ile eyle kala
Kim amel kılursa mahrûm kalmaya
Münkir olan bu nasîbi bulmaya
(Yüksel, Hasan, H. İ. Delice, İ. H. Aksoyak (hzl.) (1996). Eski Anadolu Türkçesine İlişkin Bir Metin: İslâmî’nin Mesnevîsi. Sivas. 209-210.)
Eserlerinden Örnekler
Biz gelelüm Cennet ehli kâline
Bir görelüm kaçan içer hâli ne
Cân kulağın tut beri bendin yana
Kaçan içerler diyem anı sana
Her bir ırmakdan içeler bir zamân
İş bu sözler hak durur itmen gümân
Nehr-i sudan şöyle il kim sen i yâr
İşbu şenbe gün içeler ihtiyâr
Nehr-i baldan dahı bilgil sen ahi
İçeler yik-şenbe gün andan dahı
Hem dü-şenbe gün dahı kim ya kişi
Nedür imdi ol gün anlarun işi
Süci ırmağından içeler o gün
Olısardur ol gün anlara düğün
Acı degül bilün anı tatlıdur
Hem şifâdur key katı lezzetlidür
İş bu dünyâ sücisi bigi degül
İçmeg ilen lâ-cerem gitmez ukûl
İçicegez bu aradan göçeler
Serhoş olup bin yıl andan uçalar
Uçar iken anda bir tag göreler
Uçubanın varup anda turalar
Şöyle bil ki o dagı ya ihtiyâr
Dükelisi misk ü anberden i yâr
Göreler kim selsebîl andan çıkar
Ȃb-ı hayvân oluban turmaz akar
İşid imdi bunlar anda nideler
Selsebilden içüben zevk ideler
Her birisi anda maksûdın bula
İşbu işret yevm-i râbi’a ola
Yok durur bunlarun işinde hatar
Uçalar andan dahı bin yıl kadar
Uçar iken bir sarayı göreler
Uçubanun varup anda turalar
Yüce döşekler döşenmişdür arı
Dürlü ninetler müzeyyendür varı
İşid imdi bunlar anda nideler
Ne kadar işret var ise ideler
Zencebîl’ün ırmakından kim i yâr
İçeler andan bular ya ihtiyâr
Dinle imdi kudret-i Hak ne kıla
İşbu işret yevm-i hâmisde ola
İşid imdi sana direm i ahi
Uçalar bin yıl kadar andan dahı
Makad-ı sıdkı uçarken göreler
Uçubanun varup anda turalar
Çünki andan varıbanun turalar
Cuma güni Hak cemâlin göreler
Oturup nehr-i rahîkden kim i yâr
İçeler andan dahı ya ihtiyâr
Bunlarun işi müdâm böyle ola
Sermedî ol hâl ile eyle kala
Kim amel kılursa mahrûm kalmaya
Münkir olan bu nasîbi bulmaya
(Yüksel, Hasan, H. İ. Delice, İ. H. Aksoyak (hzl.) (1996). Eski Anadolu Türkçesine İlişkin Bir Metin: İslâmî’nin Mesnevîsi. Sivas. 209-210.)