KADIOĞLU/ABDÜLVÂSÎ, Abdülvâsî Çelebi

(d. ?/? - ö. 817/1414\'ten sonra)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Şiirlerinde “Kadı” ve “Kadıoğlu” mahlasını kullanan şairin doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 14. yüzyılın son yarısı ile 15. yüzyılın ilk yarısında (ö. 817/1414-15’ten sonra), Çelebi Sultan Mehmed zamanında (1413-1421) yaşamış olan müellif, dönemin vezirlerinden Bayezid Paşa tarafından himaye edilmiştir. Hayatının büyük bir kısmı memleketi olduğu düşünülen Amasya’da geçmiştir. Atasının kadılık mesleğini sürdürdüğü, kendisinin de -esas mesleği imamlık olmakla birlikte- bir dönem kadılık yaptığı bilinmektedir (Güldaş 1996: 7-9).

Abdülvasi Çelebi’nin tek eseri Halil-name’dir. Halil-name, İbrahim Peygamber’in doğumundan ölümüne kadar bütün hayatını anlatan tek eserdir (Güldaş 1996: 5). 1414’te yazılan eser 3693 beyittir ve Çelebi Mehmed’e sunulmuştur. Halil-name’nin Kahire nüshası, Muallim Cevdet nüshası ve Afyon nüshası olmak üzere bilinen üç nüshası vardır. Kahire nüshası olarak tanınan yazma, bugün Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye adını almış olan Kütüphâne-i Hidîviyye’de, Muallim Cevdet nüshası, Atatürk Kitaplığında, Afyon nüshası olarak bilinen yazma ise Gedik Ahmed Paşa Kütüphanesinde yer almaktadır. Eser kaynaklarda Halil-name, İbrahim ü Sara ve Dasitan-ı İbrahim Nebi adlarıyla da anılmıştır (Kut 1988: 283); lakin Halil-name adı Kahire ve Afyon nüshalarında açık olarak belirtilmiştir (Güldaş 1996: 12).

Halil-name siyasi kargaşa, savaş ve kültürel faaliyetlerin birlikte yürüdüğü bir dönemde kaleme alınmıştır. Abdülvasi Çelebi eserde bir yandan Fetret Devri’ndeki şehzadeler mücadelesine yer verirken aynı zamanda dinî eserleri, özellikle tefsirleri ve hadisleri incelemiştir (Güldaş 1996: 7-8). Onun manzum bir siyer niteliğindeki bu eseri, Keşşâf ve benzeri tefsirlerden ve Hadis rivayetlerinden derlenerek yazılmıştır. İlme ve âlime büyük değer veren Abdülvasi Çelebi, eserini çeşitli edebî sanatlarla süslemiş, kuvvetli vurgular ve nükteli ifadelerle çekici hâle getirmiş ve olayları aktarırken tasvirleri canlı tutmaya özen göstermiştir.

Kaynakça

Akar, Metin (1987). Türk Edebiyatında Manzum Mir’âcnâmeler. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Alpay, Günay (1969). “Abdülvâsi Çelebi’nin Eseri ve Nüshaları”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten. 201-226.

Güldaş, Ayhan (1996). Halilnâme. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

http://www.hakikat.com/dergi/195/hyilmaz195.html [erişim tarihi: 29.08.2014].

http://ktp.isam.org.tr/pdfdkm/dosyabak.php?MaddeKodu=010517 [erişim tarihi: 30.06.2014].

Karahan, Abdülkadir (1980). Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fak. Yay.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1964). Büyük Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yay.

Kut, Günay (1988). “Abdülvasi Çelebi”. İslâm Ansiklopedisi. C. 1. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 283-284.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: İMRAN GÜNDÜZ ALPTÜRKER
Yayın Tarihi: 05.11.2014
Güncelleme Tarihi: 25.04.2022

Eserlerinden Örnekler

Şi‘rdür

Çalabum(anı) ber-hûrdâr kılsun

Ana baht u sa’âdet yâr kılsun

Karâr itsün hemîşe devlet üzre

Cihân kullığınma ikrâr kılsun

Cihân begleri anun kapusında

Hemîşe turup istizhâr kılsun

Ana erzâni olsun varı dâre

Hasûdun varı her dem dâr kılsun

Anı sevenleri şâd eylesün Hak

Anı sevmeyeni fi‛n-nâr kılsun

Bu Abülvâsi’ün medih ü senâsın

Ana her sâ’at (ü) her bâr kılsun

Güldaş, Ayhan (1996). Halilnâme. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 62-63.

 

Der Vasf-ı Ceng-i Sultan Muhammed Bâ-Mûsâ ve Hezîmet-i Mûsâ

Nitekim şâhumuz ol ulu sultân

Ulu sultân lar oglı ol güzel hân

Mürevvet ma’dini kân-ı adâlet

Sehâvet kânı erkân-ı şecâ’at

Müeyyed yedlü sultân-ı muzaffer

Ol emced cedlü şâh ol hân-ı ekber

Muhammed-ism ü İbrâhîm-hullet

Süleymân- resm ü Yûsuf-hüsn ü devlet

Fütüvvet kânıdur ol menba’-ı cûd

Vücûdında anun hep cûd mevcûd

Nebîlerdür meğer erlikde misli

Velilerdür anun dirlikde misli

Anı bir hayr-ı mahz itmişdür Allâh

Bu âlem onmag içün âleme şâh

Güldaş, Ayhan (1996). Halilnâme. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 254-255. 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1FÂ'İK, Gürcü-zâde Osman Fâ'ik Efendid. ? - ö. 1738-39Doğum YeriGörüntüle
2Sami Ayhand. 1929 - ö. 19 Mart 1982Doğum YeriGörüntüle
3SÜLÛKÎd. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4FÂ'İK, Gürcü-zâde Osman Fâ'ik Efendid. ? - ö. 1738-39Doğum YılıGörüntüle
5Sami Ayhand. 1929 - ö. 19 Mart 1982Doğum YılıGörüntüle
6SÜLÛKÎd. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7FÂ'İK, Gürcü-zâde Osman Fâ'ik Efendid. ? - ö. 1738-39Ölüm YılıGörüntüle
8Sami Ayhand. 1929 - ö. 19 Mart 1982Ölüm YılıGörüntüle
9SÜLÛKÎd. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10FÂ'İK, Gürcü-zâde Osman Fâ'ik Efendid. ? - ö. 1738-39MeslekGörüntüle
11Sami Ayhand. 1929 - ö. 19 Mart 1982MeslekGörüntüle
12SÜLÛKÎd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
13FÂ'İK, Gürcü-zâde Osman Fâ'ik Efendid. ? - ö. 1738-39Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Sami Ayhand. 1929 - ö. 19 Mart 1982Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SÜLÛKÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16FÂ'İK, Gürcü-zâde Osman Fâ'ik Efendid. ? - ö. 1738-39Madde AdıGörüntüle
17Sami Ayhand. 1929 - ö. 19 Mart 1982Madde AdıGörüntüle
18SÜLÛKÎd. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle