Madde Detay
KELÂMÎ
(d. ?/? - ö. ?/?)
tekke şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Türkiye Dışı)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı tespit edilemeyen ve Kelâmî mahlasıyla bilinen şair, 16. yüzyıl Bektaşi tekke şairlerindendir. Kerbelâ’da dünyaya gelmiştir. Şairin doğum tarihi, mesleği, ailesi ve herhangi bir eğitim alıp almadığı hususlarında kaynaklarda bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak şiirlerinde görülen ilmî ve tasavvufi birikiminden, Hurufiliğe meyil etmesinden ve aruzu ustaca kullanmasından belli bir düzeyde eğitim almış olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, Kelâmî’nin ne zaman vefat ettiği hususunda kaynaklarda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır (Ergun 1944: 81).
Kerbelâ’da bulunan İmam Hüseyin makamındaki “Tekke-i Abdâlân-ı Rûm”un şeyhi olan Hüseyin Dede’ye intisab etmiştir. Uzun müddet bu dergâhta oturmuş ve tarikat çevresinde “Cihan Dede” namıyla şöhret kazanmıştır. Hakkındaki bu bilgileri Bağdatlı Ahdî’nin “Gülşen-i Şu’arâ” adlı tezkiresinden öğrenilmektedir. Ahdî’nin Kelâmî hakkında aktardıkları günümüz Türkçesiyle şöyledir:
“Kelâmî, belanın çok olduğu Kerbelâ’dandır. Hz. Peygamberin gözünün nuru, şehitlerin şahı Hz. İmam Hüseyin’in dergâhının yanında bulunan Tekye-i Abdâlân-ı Rûm’un şeyhi, dervişlerin sığındığı misafirhanenin kalbi aydınlık piri ve nurlu ayın parıltılı çerağı olan, gamlı gönüllerin lütfüyle ferahlayan Hüseyin Dede’nin hizmetlerine gençlik yıllarında sadık bir irade ile koşmuş, onların erkânlarıyla varlık kamışlarını gömeç balı haline getirmek için tarikat yoluna yolcu olup edebin her düzeyinde birçok marifet göstermiştir” (www.ekitap.kulturturizm.gov.tr). Ahdi’nin Kelâmî hakkında yazdığı bununla da kalmayıp yazının devamında aktardıkları şöyle özetlenebilir; tarikat yolunda hünerli, hakikat ehli ile yakından ve sıkı münasebeti bulunan, onların sık sık sohbetlerine katılan, dervişler içerisinde sözü tutulan ve “Cihan Dede” namıyla tanınmış marifet ehli bir zattır. Ayrıca, tüm İran’ı ve Türkistan’ı dolaşmış, tasavvufta önemli mertebeler kat etmiş ve zamanın dervişleri arasında şöhret ve post sahibi olmuştur (www.ekitap.kulturturizm.gov.tr).
Kelâmî, şiirlerini aruzla yazan ve bu vezni oldukça başarılı bir biçimde kullanan bir şairdir. Klasik edebiyatın mazmunlarından ve edebî sanatlarından bolca istifade ettiği görülür. Şiirlerinde bilhassa Hurufilikle ilgili benzetmelere ve sanatlı söyleyişlere sıkça rastlamak mümkündür. Kelâmî’nin içerik bakımından tasavvufi konularda şiirler yazdığı görülmektedir. Derin tasavvufi bilgi ve birikimi şiirlerine ilk bakışta göze çarpmaktadır. Bu durumun tasavvufi tarikat yaşantısıyla doğrudan ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Bektaşi tarikatına mensup olan şairin şiirlerinden Hurufiliğe olan ilgisi ve bu inanç ile ilgili kavramlara hakimiyeti açıkça anlaşılmaktadır.
“Nigâra Allem-el-esma-i Fazl-ullâhtır vechin / Kelâmullâh ü Beytullâh ü Arşullâh’tır vechin” beyitiyle başlayan şiirinde Allah’ın isimlerinin, kelamlarının ve evinin insanın yüzünde mevcut olduğunu işlemektedir. Hurufi inancına göre, insan yüzünde doğuştan yedi hat mevcuttur. Bunların hal ve mahal toplamı on dörttür. Sonradan oluşan (ergenlik döneminde) yedi hat ve bunların hal-mahal toplamı da on dörde tekabül eder. Bunların tamamının (Ana-Baba hatlarının) toplamı Kuran alfabesinin sayısı olan yirmi sekize eşittir (Noyan 2001: 222). Bu işaretlerin tamamı insan yüzünde mevcuttur. Bunların tamamına aşağıda tamamını verdiğimiz şiirinde yer veren şaire göre, özetle, insanın yüzü Allah’ın yüzünü yansıtmaktadır. Kelâmî’nin şiirlerinin içeriği ve kaynaklarda kendisi hakkında verilen malumatlar, şiirlerini tekke ve tasavvufi bir çevre içerisinde ürettiğini göstermektedir.
Kaynakça
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi.
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219145/h/agm.pdf [erişim tarihi: 03.09.2013].
Noyan, Bedri (2001). Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevilik. C. 4. Ankara: Ardıç Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. BÜLENT AKINYayın Tarihi: 20.09.2013Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Nigârâ Allem-el-esmâ-i Fazlullah'dır vechin
Kelâmullah u beytullah u arşullahdır vechin
Yazılmış çârdeh hatt-ı siyâhın çârdeh levha
Hurûf-i asl-ı Kur'ân-ı kadîmullahdır vechin
Rümûz-i küllü şey'in hâlik illâ vechehû vechin
Beyânıdır senin zîra ki vechullahdır vechin
Serâirler hakayikler dekayikler mekânıdır
Bu yüzden söylerim hakka ki sırrullahdır veehin
Dehânın burc-i ma'nîdir ki nutk andan tulû' eyler
Kelâmın mihr-i âlemtâb- rûşen mâhdır vechin
Mubârek mısr-ı câmi'dir vücûdun çünki sertâser
Velî bu mısr-ı câmi'de azîzim Şâh’dır vechin
Yazılmış satr-ı Tâhâ ile Bismillah'dır vechin
Kelâmî serbeser bil kim Kelâmullah'dır vechin
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82.
Nesîmî’nin Gazelini Tahmis
Cennetülme'vâ yüzündür leblerin mâ-i tahûr
Mûsi-i candır sözün nâzik vücûdun kûh-i Tûr
Fazl-ı Yezdân'ın cemâli senden olmuştur zuhûr
Ey saçın zıll-i İlahî vey ruhin Allahü nûr
Ravzanın servi boyundur indehâ cennât-ı hûr
Ey cemâlin cümle eşyânın cemâlinde cemîl
Anber efşan sünbülün kim iki böldü çün Halîl
Birisidir kâf-ı mübhem biridir nûra delîl
İstivâsıdır saçın İnnâ hedeynâh-üs-sebil
Cennet anındır ki kıldı şol sırât üzre ubûr
Mushaf-ı hüsnün kim olmuşdur cihâna vazıhâ
Şerhine kasırdürür nutk-ı zebân-ı şâriha .
Oldu nûr-i mâ-i rûyin burc-i dilde lâyıha
Ey sıfâtın kul hüvallah vey cemâlin Fâtiha
Üşte Fürkan üşte Tevrât üşte İncîl ü zebûr
Dest-i Kudret eyleyelden tâ muhammer tiynetin
Altı kerre bist ü heşt ü si vü düdür hilkatin
Cümle âfâkın hemen mâhiyyetidir sûretin
On sekiz bin âlemin âyînesidir sîretin
Kim ki şol mir'âtı buldu oldu min ehl-i sürûr
Ârifi nefs olmayan bilmez Hak'ı dedi Ali
Sûretâ eşyâyı gör mir'ât-ı dilde müncelî
Bas ayak vahdet yoluna çek bu kesretten eli
Kahr ü lûtfun illeti ma'nîde vâhiddir velî
Bilmedi şeytan bu tevhîdi Ahad'den düşdü dûr
Bist ü heşt ü si vü düdür cümle-i ekvanda gör
Ratb ü yâbis nîk ü bed ser defter-i dîvanda gör
Lîk ayn-ı ma'ni ile sûret-i insanda gör
Ayn ü şîn ü kafa bak yârin cemâlin anda gör
Kıl Tebârek yâ Musavvir leyse fîhâ min fütûr
Ey Yemînîden yemînullah kitâbın yanılan
Sâil-i ma'nâ yanında her cevâbın yanılan
Hâb-ı gaflette varub mebde’ maâdın yanılan
Koptu hüsnünden kıyâmet ey hisâbın yanılan
Uykudan dur kim erişti va'de-i men fil-kubûr
Kim ki ma'şûkun gamın cân ile kılmasa gıdî
Hayy-i fid-dâreyn olub bulmadı ömr-i sermedî
Ol Îmâdüdîn-i sırr-ı Murtezâ böyle dedi
Kim ki Eyyûb'un belâsın sevdiğinden çekmedi
Giymedi mahbûb elinden hil'at-i abden şekûr
Ey Kelâmî Fazl-ı Yezdan dergehine secde kıl
Olmayasın çün Nesîmî Hak katında münfeil
Rûh bahşî çün ana mîsakdan oldu sicil
Rûh-i kuds oldu Nesîmî’nin sözü ey zinde dil
Ger Mesîhâ tek diriysen yatma kim çalındı sûr
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82-83.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 20.09.2013Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Nigârâ Allem-el-esmâ-i Fazlullah'dır vechin
Kelâmullah u beytullah u arşullahdır vechin
Yazılmış çârdeh hatt-ı siyâhın çârdeh levha
Hurûf-i asl-ı Kur'ân-ı kadîmullahdır vechin
Rümûz-i küllü şey'in hâlik illâ vechehû vechin
Beyânıdır senin zîra ki vechullahdır vechin
Serâirler hakayikler dekayikler mekânıdır
Bu yüzden söylerim hakka ki sırrullahdır veehin
Dehânın burc-i ma'nîdir ki nutk andan tulû' eyler
Kelâmın mihr-i âlemtâb- rûşen mâhdır vechin
Mubârek mısr-ı câmi'dir vücûdun çünki sertâser
Velî bu mısr-ı câmi'de azîzim Şâh’dır vechin
Yazılmış satr-ı Tâhâ ile Bismillah'dır vechin
Kelâmî serbeser bil kim Kelâmullah'dır vechin
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82.
Nesîmî’nin Gazelini Tahmis
Cennetülme'vâ yüzündür leblerin mâ-i tahûr
Mûsi-i candır sözün nâzik vücûdun kûh-i Tûr
Fazl-ı Yezdân'ın cemâli senden olmuştur zuhûr
Ey saçın zıll-i İlahî vey ruhin Allahü nûr
Ravzanın servi boyundur indehâ cennât-ı hûr
Ey cemâlin cümle eşyânın cemâlinde cemîl
Anber efşan sünbülün kim iki böldü çün Halîl
Birisidir kâf-ı mübhem biridir nûra delîl
İstivâsıdır saçın İnnâ hedeynâh-üs-sebil
Cennet anındır ki kıldı şol sırât üzre ubûr
Mushaf-ı hüsnün kim olmuşdur cihâna vazıhâ
Şerhine kasırdürür nutk-ı zebân-ı şâriha .
Oldu nûr-i mâ-i rûyin burc-i dilde lâyıha
Ey sıfâtın kul hüvallah vey cemâlin Fâtiha
Üşte Fürkan üşte Tevrât üşte İncîl ü zebûr
Dest-i Kudret eyleyelden tâ muhammer tiynetin
Altı kerre bist ü heşt ü si vü düdür hilkatin
Cümle âfâkın hemen mâhiyyetidir sûretin
On sekiz bin âlemin âyînesidir sîretin
Kim ki şol mir'âtı buldu oldu min ehl-i sürûr
Ârifi nefs olmayan bilmez Hak'ı dedi Ali
Sûretâ eşyâyı gör mir'ât-ı dilde müncelî
Bas ayak vahdet yoluna çek bu kesretten eli
Kahr ü lûtfun illeti ma'nîde vâhiddir velî
Bilmedi şeytan bu tevhîdi Ahad'den düşdü dûr
Bist ü heşt ü si vü düdür cümle-i ekvanda gör
Ratb ü yâbis nîk ü bed ser defter-i dîvanda gör
Lîk ayn-ı ma'ni ile sûret-i insanda gör
Ayn ü şîn ü kafa bak yârin cemâlin anda gör
Kıl Tebârek yâ Musavvir leyse fîhâ min fütûr
Ey Yemînîden yemînullah kitâbın yanılan
Sâil-i ma'nâ yanında her cevâbın yanılan
Hâb-ı gaflette varub mebde’ maâdın yanılan
Koptu hüsnünden kıyâmet ey hisâbın yanılan
Uykudan dur kim erişti va'de-i men fil-kubûr
Kim ki ma'şûkun gamın cân ile kılmasa gıdî
Hayy-i fid-dâreyn olub bulmadı ömr-i sermedî
Ol Îmâdüdîn-i sırr-ı Murtezâ böyle dedi
Kim ki Eyyûb'un belâsın sevdiğinden çekmedi
Giymedi mahbûb elinden hil'at-i abden şekûr
Ey Kelâmî Fazl-ı Yezdan dergehine secde kıl
Olmayasın çün Nesîmî Hak katında münfeil
Rûh bahşî çün ana mîsakdan oldu sicil
Rûh-i kuds oldu Nesîmî’nin sözü ey zinde dil
Ger Mesîhâ tek diriysen yatma kim çalındı sûr
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82-83.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Nefes
Nigârâ Allem-el-esmâ-i Fazlullah'dır vechin
Kelâmullah u beytullah u arşullahdır vechin
Yazılmış çârdeh hatt-ı siyâhın çârdeh levha
Hurûf-i asl-ı Kur'ân-ı kadîmullahdır vechin
Rümûz-i küllü şey'in hâlik illâ vechehû vechin
Beyânıdır senin zîra ki vechullahdır vechin
Serâirler hakayikler dekayikler mekânıdır
Bu yüzden söylerim hakka ki sırrullahdır veehin
Dehânın burc-i ma'nîdir ki nutk andan tulû' eyler
Kelâmın mihr-i âlemtâb- rûşen mâhdır vechin
Mubârek mısr-ı câmi'dir vücûdun çünki sertâser
Velî bu mısr-ı câmi'de azîzim Şâh’dır vechin
Yazılmış satr-ı Tâhâ ile Bismillah'dır vechin
Kelâmî serbeser bil kim Kelâmullah'dır vechin
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82.
Nesîmî’nin Gazelini Tahmis
Cennetülme'vâ yüzündür leblerin mâ-i tahûr
Mûsi-i candır sözün nâzik vücûdun kûh-i Tûr
Fazl-ı Yezdân'ın cemâli senden olmuştur zuhûr
Ey saçın zıll-i İlahî vey ruhin Allahü nûr
Ravzanın servi boyundur indehâ cennât-ı hûr
Ey cemâlin cümle eşyânın cemâlinde cemîl
Anber efşan sünbülün kim iki böldü çün Halîl
Birisidir kâf-ı mübhem biridir nûra delîl
İstivâsıdır saçın İnnâ hedeynâh-üs-sebil
Cennet anındır ki kıldı şol sırât üzre ubûr
Mushaf-ı hüsnün kim olmuşdur cihâna vazıhâ
Şerhine kasırdürür nutk-ı zebân-ı şâriha .
Oldu nûr-i mâ-i rûyin burc-i dilde lâyıha
Ey sıfâtın kul hüvallah vey cemâlin Fâtiha
Üşte Fürkan üşte Tevrât üşte İncîl ü zebûr
Dest-i Kudret eyleyelden tâ muhammer tiynetin
Altı kerre bist ü heşt ü si vü düdür hilkatin
Cümle âfâkın hemen mâhiyyetidir sûretin
On sekiz bin âlemin âyînesidir sîretin
Kim ki şol mir'âtı buldu oldu min ehl-i sürûr
Ârifi nefs olmayan bilmez Hak'ı dedi Ali
Sûretâ eşyâyı gör mir'ât-ı dilde müncelî
Bas ayak vahdet yoluna çek bu kesretten eli
Kahr ü lûtfun illeti ma'nîde vâhiddir velî
Bilmedi şeytan bu tevhîdi Ahad'den düşdü dûr
Bist ü heşt ü si vü düdür cümle-i ekvanda gör
Ratb ü yâbis nîk ü bed ser defter-i dîvanda gör
Lîk ayn-ı ma'ni ile sûret-i insanda gör
Ayn ü şîn ü kafa bak yârin cemâlin anda gör
Kıl Tebârek yâ Musavvir leyse fîhâ min fütûr
Ey Yemînîden yemînullah kitâbın yanılan
Sâil-i ma'nâ yanında her cevâbın yanılan
Hâb-ı gaflette varub mebde’ maâdın yanılan
Koptu hüsnünden kıyâmet ey hisâbın yanılan
Uykudan dur kim erişti va'de-i men fil-kubûr
Kim ki ma'şûkun gamın cân ile kılmasa gıdî
Hayy-i fid-dâreyn olub bulmadı ömr-i sermedî
Ol Îmâdüdîn-i sırr-ı Murtezâ böyle dedi
Kim ki Eyyûb'un belâsın sevdiğinden çekmedi
Giymedi mahbûb elinden hil'at-i abden şekûr
Ey Kelâmî Fazl-ı Yezdan dergehine secde kıl
Olmayasın çün Nesîmî Hak katında münfeil
Rûh bahşî çün ana mîsakdan oldu sicil
Rûh-i kuds oldu Nesîmî’nin sözü ey zinde dil
Ger Mesîhâ tek diriysen yatma kim çalındı sûr
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82-83.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Nefes
Nigârâ Allem-el-esmâ-i Fazlullah'dır vechin
Kelâmullah u beytullah u arşullahdır vechin
Yazılmış çârdeh hatt-ı siyâhın çârdeh levha
Hurûf-i asl-ı Kur'ân-ı kadîmullahdır vechin
Rümûz-i küllü şey'in hâlik illâ vechehû vechin
Beyânıdır senin zîra ki vechullahdır vechin
Serâirler hakayikler dekayikler mekânıdır
Bu yüzden söylerim hakka ki sırrullahdır veehin
Dehânın burc-i ma'nîdir ki nutk andan tulû' eyler
Kelâmın mihr-i âlemtâb- rûşen mâhdır vechin
Mubârek mısr-ı câmi'dir vücûdun çünki sertâser
Velî bu mısr-ı câmi'de azîzim Şâh’dır vechin
Yazılmış satr-ı Tâhâ ile Bismillah'dır vechin
Kelâmî serbeser bil kim Kelâmullah'dır vechin
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82.
Nesîmî’nin Gazelini Tahmis
Cennetülme'vâ yüzündür leblerin mâ-i tahûr
Mûsi-i candır sözün nâzik vücûdun kûh-i Tûr
Fazl-ı Yezdân'ın cemâli senden olmuştur zuhûr
Ey saçın zıll-i İlahî vey ruhin Allahü nûr
Ravzanın servi boyundur indehâ cennât-ı hûr
Ey cemâlin cümle eşyânın cemâlinde cemîl
Anber efşan sünbülün kim iki böldü çün Halîl
Birisidir kâf-ı mübhem biridir nûra delîl
İstivâsıdır saçın İnnâ hedeynâh-üs-sebil
Cennet anındır ki kıldı şol sırât üzre ubûr
Mushaf-ı hüsnün kim olmuşdur cihâna vazıhâ
Şerhine kasırdürür nutk-ı zebân-ı şâriha .
Oldu nûr-i mâ-i rûyin burc-i dilde lâyıha
Ey sıfâtın kul hüvallah vey cemâlin Fâtiha
Üşte Fürkan üşte Tevrât üşte İncîl ü zebûr
Dest-i Kudret eyleyelden tâ muhammer tiynetin
Altı kerre bist ü heşt ü si vü düdür hilkatin
Cümle âfâkın hemen mâhiyyetidir sûretin
On sekiz bin âlemin âyînesidir sîretin
Kim ki şol mir'âtı buldu oldu min ehl-i sürûr
Ârifi nefs olmayan bilmez Hak'ı dedi Ali
Sûretâ eşyâyı gör mir'ât-ı dilde müncelî
Bas ayak vahdet yoluna çek bu kesretten eli
Kahr ü lûtfun illeti ma'nîde vâhiddir velî
Bilmedi şeytan bu tevhîdi Ahad'den düşdü dûr
Bist ü heşt ü si vü düdür cümle-i ekvanda gör
Ratb ü yâbis nîk ü bed ser defter-i dîvanda gör
Lîk ayn-ı ma'ni ile sûret-i insanda gör
Ayn ü şîn ü kafa bak yârin cemâlin anda gör
Kıl Tebârek yâ Musavvir leyse fîhâ min fütûr
Ey Yemînîden yemînullah kitâbın yanılan
Sâil-i ma'nâ yanında her cevâbın yanılan
Hâb-ı gaflette varub mebde’ maâdın yanılan
Koptu hüsnünden kıyâmet ey hisâbın yanılan
Uykudan dur kim erişti va'de-i men fil-kubûr
Kim ki ma'şûkun gamın cân ile kılmasa gıdî
Hayy-i fid-dâreyn olub bulmadı ömr-i sermedî
Ol Îmâdüdîn-i sırr-ı Murtezâ böyle dedi
Kim ki Eyyûb'un belâsın sevdiğinden çekmedi
Giymedi mahbûb elinden hil'at-i abden şekûr
Ey Kelâmî Fazl-ı Yezdan dergehine secde kıl
Olmayasın çün Nesîmî Hak katında münfeil
Rûh bahşî çün ana mîsakdan oldu sicil
Rûh-i kuds oldu Nesîmî’nin sözü ey zinde dil
Ger Mesîhâ tek diriysen yatma kim çalındı sûr
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). Bektaşi Edebiyatı Antolojisi-Bektaşi Şairleri ve Nefesleri. İstanbul: Maarif Kitaphanesi. 82-83.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FUZÛLÎ | d. 1483 - ö. 1556 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FUZÛLÎ | d. 1483 - ö. 1556 | Doğum Yılı | Görüntüle |
3 | FUZÛLÎ | d. 1483 - ö. 1556 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
4 | FUZÛLÎ | d. 1483 - ö. 1556 | Meslek | Görüntüle |
5 | FUZÛLÎ | d. 1483 - ö. 1556 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
6 | FUZÛLÎ | d. 1483 - ö. 1556 | Madde Adı | Görüntüle |