KORYANALI HÜSEYİN, Hüseyin Köse

(d. 17.05.1938 / ö. 12.05.1996)
Kemençeci, Davulcu, Destancı, Atma Türkücü
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Hüseyin Köse, 17.05.1938 tarihinde Trabzon ilinin Akçaabat ilçesine bağlı Acısu mahallesinde doğdu (eski adı, Koryana Köyü). Babasının adı İdris, annesinin adı Rabia’dır. Dört erkek, iki kız kardeştirler. Ailenin en küçük çocuğudur. Babası İdris, kendi dedesi olan Hüseyin’in adını en küçük erkek çocuğuna vermiştir.

Aile, Acısu’da yerleşik sülaleler içerisinde Köseliler diye bilinir ancak asıl kökenleri Trabzon-Şalpazarı’nın Pelitçik köyüne ait Mahmudoğlu sülalesidir. Hüseyin isimli büyük dedenin, Acısu’ya bazı akrabaları ile birlikte Pelitçik köyünden geldikleri bilinmektedir fakat ne zaman geldikleri açık değildir. Hüseyin dede o zamanda Acısu’da Çepni Hüseyin olarak tanınır ve 1850 yılı Akçaabat Öşür kayıtlarında bu ismiyle yer alır (Topal). Çünkü Osmanlı döneminde Şalpazarı bölgesinde Oğuzların Çepni boyuna mensup ailelerin iskân edildiği bilinmekte olup o bölgeden gelenlerin ayırt edici bir lakabı olarak da isimlerinin önünde Çepni ifadesi kullanılıyordu. Acısu’ya yerleşmiş bulunan bu aile Soyadı Kanunu zamanında Köse soyadını almıştır. Muhtemelen Acısu’ya gelmeden önce dahi soy ağacı anlamında Mahmudoğulları’nın çatısı altındaki bu aile, Köse diye bilinen bir alt aile dalına mensup olup Köse ismini yaşatmak istemiştir. Bugün benzer şekilde Şalpazarı bölgesinde de Köse soyadlı aileler vardır (Özkurt 2013: 694).

Hüseyin Köse’nin ağabeyi Osman Köse amatör zurnacıdır. Diğer ağabeyi Alican Köse ise usta bir horoncudur. Bu ağabeyler, gittikleri köy düğünlerine Hüseyin Köse’yi de götürürler. Böylece kemençe, davul, zurna ve horon ortamlarını sıkça görmeye başlayan Hüseyin, davul çalmayı öğrenmeye başlar. Kısa zamanda iyi bir şekilde davul çalar hâle gelir ancak asıl istediği iyi bir kemençeci olabilmektir. Sahip olduğu bir kemençesi yoktur. Bundan dolayı kendi kendine bir kemençe yapmaya bile çalıştığı, bunu gören ağabeylerinin bir kemençe alarak Hüseyin’e verdikleri ve ilk kemençesine bu şekilde sahip olduğu ifade edilmektedir (Özkurt 2012).  Yaşı ilerledikçe iyi bir davulcu olmanın yanı sıra usta bir kemençeci olma yolunda hızla ilerler. Öyle ki 20’li yaşlara geldiğinde Akçaabat yöresinde artık iyice tanınmış; hem kemençeci, hem davulcu, hem de türkücü/atma türkücü olarak düğünlerin aranan sanatçılarından olmuştur. 1960 yılında askere gitmiş, geri döndüğünde sanatını icra etmeyi sürdürmüştür.

Doğduğu köyün adı ile Koryanalı Hüseyin olarak ünlenen Hüseyin Köse, Akçaabat haricinde yaşadığı coğrafyadaki yakın yerler olan Maçka, Çarşıbaşı, Vakfıkebir, Tonya ve Şalpazarı gibi yerlerde de tanındı, sevildi, dinlendi, düğünlere ve derneklere davet edildi. Çağrıldığı düğünlerin bazılarında sevdaya kapıldığı ve bazıları ile de evlendiği belirtilir (Gedikoğlu 2012). Sevdaları ve evlilikleri ile ilgili bazı olayları türkülerinde konu edinmiştir (Uzun 2012). Kendi ifadesi ile yaşamı süresince yedi evlilik yapmıştır (Bölükbaşı 1988). Bu evliliklerinden yedi erkek ve altı kız olmak üzere toplam on üç çocuğu olmuştur (Köse 2012).

Ünü yayıldıkça plaklar çıkarmaya başladı. Bu plakları yörede çok sattı. Kasetçalarların gelişmesiyle, kasetler çıkardı. Plakları ve kasetleri defalarca dinlendi, türküleri ezberlendi, dilden dile söylendi. TRT’nin açtığı yerel sanatçılar yarışmasında bölge birincisi olmasına rağmen göreve başlamadı (Gedikoğlu 2012).

Sanatının doruk noktası olan 1968 yılında işçi olarak Avusturya’ya gitmiş, yaklaşık üç yıl sonra da Almanya’ya geçerek dört yıl da burada kalmıştır. Avrupa’ya doğu Karadeniz’den giden ilk kemençe sanatçılarından biri olup iş harici zamanlarda da oradaki Türklerin buluşma yerlerinde ve düğün-eğlence gibi ortamlarda sanatını icra etmeyi sürdürdü. Avrupa’da iken Türkiye’ye bazen izinli olarak geldiğinde dahi kaset çalışmalarında bulunmuştur. 1975 yılının başında memleketine kesin dönüş yapmış ve sanat hayatına başta memleketi olmak üzere Trabzonluların yoğun yaşadığı Adapazarı, İzmit, Bursa, İstanbul gibi yerlerde devam etmiştir. Yakalandığı bir kanser hastalığı nedeniyle 12 Mayıs 1996’da Akçaabat’ta vefat etmiş ve cenazesi Acısu köyü mezarlığında defnedilmiştir (Yirmibeş 2012). 

Hüseyin Köse’nin sanatçı kimliğinin yanı sıra insani yönü de çok güçlüydü. Her zaman şık ve temiz giyinmeye çalıştığı, diğer meslektaşlarını asla kıskanmadığı, karşısındaki insanın yaşı, makamı, toplumdaki konumu ne olursa olsun ona saygılı davrandığı, hoşgörülü olduğu, çocuk ve gençlere değer verdiği, yeni yetişen mahalli sanatçılara destek olduğu, bulunduğu ortamdaki kişileri yeri geldiğinde anlattığı fıkralarla kahkahalar ile güldürebilen esprili ve neşeli bir kişiliği olduğu dile getirilmektedir. Sanatına karşılık hiçbir zaman maddi pazarlığa yönelmemiş, merhameti yüzünden alacaklarını dahi isteyememiş, bu yüzden de kendisi ve ailesi hep maddi zorluklar içinde yaşamıştır. Merhameti nedeniyle yaşadığı zorlukları türkülerine de aktarmıştır (Çelik 2012).

Koryanalı Hüseyin; icra ettiği sanatı ile Kemençeli Âşık geleneğini yaşatmış, çalıp söylediği türküleri ile Acısu köyü, Akçaabat, Trabzon ve doğu Karadeniz’in Türkiye içerisinde ve gittiği Avrupa ülkelerinde tanınmasına vesile olduğu gibi ayrıca kemençenin de tanınıp sevilmesine büyük katkıda bulunmuştur. Vefatından sonra ardında çok sayıda eser bırakmıştır. Bazı eserleri TRT klasikleri arasında yerini almıştır. TRT’nin doğu Karadeniz yayla görüntüleri eşliğinde seslendirilen onun söylediği meşhur uzun hava, bir yayla klasiği olmuştur. Gedikoğlu, bu uzun havanın Akçaabat’a ait tek uzun hava olma özelliğinde bulunduğunu ifade ederken, bu özgün ezgiyi Doğu Karadeniz’in dağına taşına tanıtan, plak ve kasetlere ilk kez çalıp söyleyenin Koryanalı Hüseyin olduğunu belirtir (Gedikoğlu 2006).

Hüseyin Köse sanatı nedeniyle bölgede, yöreden yöreye sürekli hareket hâlinde olan bir kişidir. Yüzyıllardır süregelen mani geleneğinden etkilenmekle birlikte çağdaşı olan kemençe ve türkü ekollerinden de etkilenerek, edindiği deneyimleri sanatına ustalıkla uyarlayabilmiş ve özgün bir icraya kavuşmuştur. Özellikle yöreye ait köyler bünyesinde mani söyleme-yazma, atma türküler ve karşıberi türkü atışmaları yönünden oldukça zengin bir kültürün içindedir. Bu kültüre yönelik mani sözlerini, özellikle yaşlı kadın ve erkeklerden toplayarak bir deftere yazdığı, bazılarını kendine göre yeniden derleyerek türkülerinde söylediği onu tanıyanlar tarafından ifade edilmiştir (Kumaş 2002). Bunun yanı sıra yakın arkadaşlarından da söz yazıp ona verenlerin de olduğu ifade edilirken, kendisinin de benzer şekilde sözler yazdığı ifade edilmektedir (Uzun 2012). Bu şekilde olan sözler, Hüseyin Köse’nin tüm sanat hayatında söylediği türküler içerisinde fazla bir yer tutmaz. Yine de Hüseyin Köse türkü konusunda son derece üretken ve özgün olmuş, söylediği türküler onun ile özdeş kalmışlardır. Anlaşılacağı üzere bu şekilde yöre halkının hafızasında yer eden ve belki de unutulmaya yüz tutmuş bir kısım maniler, Hüseyin Köse’nin türkülerinde yeniden hayat bulmuş ve sonraki kuşaklara da aktarılmış oldu.

Onun türkülerinde yaşadığı coğrafyanın da büyük etkisi vardır. Türkülerinin içerisinde coğrafyadan kaynaklı yöreye ait geleneksel günlük aile ve iş hayatı, giyim-kuşam, köy ve yayla yaşamı, tarla, orman ve hayvancılık işleri, sevgili ile olan duygu, düşünce ve diyalogların yansıması gibi sosyal yaşamın otantikliği bir arada görülür. Türkülerinde, yaşanan bir kısım toplumsal olayları da konu edindiği gibi kendi başından geçen bazı olayları da konu edinmiş, mani şeklinde yazmış ve türkülerinde söylemiştir. Yöre halkı yaşanmış olayları konu edinen bu tür yazımlara Destan demektedir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nı konu edinip kendi yazdığı sözlerden oluşan çalışmalarını Kıbrıs Destanı olarak isimlendirmiş ve kasetlerinde de kullanmıştır (Özkurt 2013: 698).

O, yaşadığı ve sanatını icra ettiği zamanlarda türküleri ile dinleyenleri tarafından çok sevilmiş, kimi zaman bir ozan – bir âşık olmuş, kimi zaman dinleyenlerini memlekete, köye, tarlaya, ormana, yaylaya götüren bir seyyah-gezgin olmuş, kimi zaman da yalnızlığın paylaşıldığı arkadaş olmayı başarabilmiş bir sanatçıdır. Çünkü yöre halkı o türkülerde, kendilerini de görmüşlerdir. Bu açıdan Koryanalı, kendilerinden biridir ve kendilerini anlatmaktadır (Özkurt 2013: 702-705.

Hüseyin Köse’nin müzik yapımcıları ile birlikte hazırladığı bilinen plak ve kaset sayısı oldukça kısıtlıdır. Plak ve kasetlerinin sayısı tam bilinmemektedir. Müzik yapımcıları ile olan plak ve kaset çalışmalarının haricinde muhabbet zamanlarında, düğün ve derneklerde sevenleri tarafından kasetçalarlar ile kayıt edilmiş ve birbirinden kopyalanmış yüzlerce kasedi vardır. Gedikoğlu, 13 kaseti olduğunu tespit ettiğini belirtmektedir (Gedikoğlu 2012).

Bazı çevreler tarafından kemençe virtiözü olarak bilinen Hüseyin Köse, yukarıda belirtildiği üzere aynı zamanda bir davul sanatçısıdır. Özel arşivlerdeki birçok fotoğrafta, elinde davulla da görülmektedir. Bu konuda bilinen tek davul kaseti, Emin Çolak’ın zurna ile eşlik ettiği türkülü davul-zurna kasetidir (Özkurt 2013: 701).

Kaynakça

Bölükbaşı, Atilla Alp (1988). “Koryanalı Hüseyin”. Akçaabat Haber Gazetesi. Trabzon. 5.

Çelik, Tahsin (2012). Acısu Köyü Muhtarı, Hüseyin Köse’nin ahbabı, Koryanalı Hüseyin hakkında kendisi ile yapılan röportaj.

Gedikoğlu, Haydar (2012). “Koryanalı Hüseyin Köse”, Akçaabat Folkloru, Trabzon: Akçaabat Belediyesi Kültür Yay. 7

Gedikoğlu, Haydar (2006). “Akçaabat Yazıları – Koryanalı Hüseyin”, Akçaabat Yeni Haber Gazetesi, Akçaabat.

Köse, Osman (2012). Hüseyin Köse’nin ağabeyi, Almanya işçi emeklisi, Koryanalı Hüseyin hakkında kendisi ile yapılan röportaj.

Kumaş, Ahmet Tekin (2002). Trabzon Yöresi Mahallî Sanatçılardan Koryanalı Hüseyin Köse’nin Sanat Hayatı, Kişiliği ve Eserleri. Yayınlanmamış Bitirme Çalışması. İstanbul: İTÜ-Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü.

Özkurt, C. Yunus (2013). “Koryanalı Hüseyin: Hüseyin Köse”, Dünden Bugüne Akçaabat Sempozyumu: 26 - 28 Nisan 2013, Akçaabat Belediyesi Kültür Yay.(2014). 693-707.

Özkurt, İrfan (2012). Hüseyin Köse’nin yeğeni ile evli, inşaat ustası, Koryanalı Hüseyin hakkında kendisi ile yapılan röportaj.

Topal, Zehra (2005). Akçaabat – Vakfıkebir Öşür Defteri /1850. Ankara: Vakfıkebir Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yay.

Uzun, Salih (2012). Kuruçam Köyü’nden çiftçi, Hüseyin Köse’nin dostu ve söz yazarı, Hüseyin Köse hakkında kendisi ile yapılan röportaj.

Yirmibeş, Hasan (2012). Hüseyin Köse’nin köylüsü, Avusturya ve Almanya’dan iş arkadaşı, işçi emeklisi, Hüseyin Köse hakkında kendisi ile yapılan röportaj.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: Öğr. Gör. C. Yunus ÖZKURT
Yayın Tarihi: 20.12.2020
Güncelleme Tarihi: 15.08.2022

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1ERZADE, Erzade Kapand. 1957 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Doğum YeriGörüntüle
3Abdullah Tukayd. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913Doğum YeriGörüntüle
4ERZADE, Erzade Kapand. 1957 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Doğum YılıGörüntüle
6Abdullah Tukayd. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913Doğum YılıGörüntüle
7ERZADE, Erzade Kapand. 1957 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Ölüm YılıGörüntüle
9Abdullah Tukayd. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913Ölüm YılıGörüntüle
10ERZADE, Erzade Kapand. 1957 - ö. ?MeslekGörüntüle
11DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997MeslekGörüntüle
12Abdullah Tukayd. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913MeslekGörüntüle
13ERZADE, Erzade Kapand. 1957 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Abdullah Tukayd. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ERZADE, Erzade Kapand. 1957 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17DEDENOĞLU, Dilaver Deded. 1936 - ö. 1997Madde AdıGörüntüle
18Abdullah Tukayd. 26 Nisan 1886 - ö. 15 Nisan 1913Madde AdıGörüntüle