Madde Detay
KUL SEVİNDİK, Mustafa
(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Alevi-Bektaşi geleneğine bağlı bir âşıktır. Asıl adı Mustafa’dır. 18. yüzyılın ikinci yarısıyla 19. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Bir şiirinde geçen “Sene bin iki yüz yigirmi dört oldu tamam” mısrasından da anlaşılacağı gibi H. 1224/ M. 1809-1810 yılında hayattadır. Doğum tarihiyle ilgili olarak Aslanoğlu şu yorumu yapmaktadır: “Buradaki H. 1224 tarihi Milâdi 1809 eder. Şöyle bir yaklaşımla Kul Sevindik’in bu deyişi tahminen 30 yaşında söylediğini kabul edersek, doğum tarihi 1779 eder. Ama unutmamak gerekir ki, bu tür tahminler araştırıcıyı çoğunlukla yanıltır. Bu bakımdan sadece XVIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIX. yüzyılın birinci yarısında yaşamıştır demek daha isabetli olur.” (Aslanoğlu 1985: 112). Malatya’nın Hekimhan ilçesine bağlı Culfalı köyünde doğmuştur. Bir süre bu köyde yaşamış, daha sonra yine Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Çaltepe köyüne yerleşmiş; ancak burada da durmayıp Nevşehir’deki Hacı Bektaş tekkesine gitmiş ve bir daha da geri dönmeyerek orada vefat etmiştir. Kabri, Kırklar meydanında dervişlere ayrılan mezarlıktadır (Aslanoğlu 1985: 111). Çorum Merkez’e bağlı olan Sevindikalanı köyünün adının “Kul Sevindik Baba”dan geldiğin inanılmaktaysa da burada yatır olarak ziyaret edilen bu şahsın Hekimhanlı Kul Sevindik olmadığı anlaşılmaktadır. “Kul Sevindik” mahlasını alışıyla ilgili olarak şu rivayet anlatılmaktadır: “Feyzullah Efendi’ye bir deyişini okumuş. O da sessizce dinledikten sonra, elini Mustafa’nın omzuna koyup, ‘Ne güzel söyledin evlât, sevindik, çok sevindik’ demiş. Onun ‘sevindik’ sözüyle övgüsü herkesin dikkatini çekmiş olmalı ki, Mustafa’yı kim görse adıyla hitap etmez, sevindik dermiş. Bu sözcüğü zamanla Mustafa da benimsemiş ve kendisine tapşırma yapmış” (Aslanoğlu 1985: 111). Burada adı geçen Feyzullah Efendi, Nevşehir Hacı Bektaş tekkesi postnişini olup 1742-1824 yılları arasında yaşamıştır (Ulusoy 1980: 91).
Şiirleri cönklerde dağınık bir hâldedir. Aslanoğlu (1985: 112-119) dört, Kazancı-Yardımcı (1993: 101-103) bir, Noyan (2001: 249-250) bir şiirini yayımlamıştır. Tüm Alevi-Bektaşi âşıklarında görüldüğü gibi, Kul Sevindik’te de Hz. Ali ve On iki imam sevgisi merkezî bir yer tutar. Eldeki şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla sade bir dille bu sevgiyi dile getiren âşık, "Sene bin iki yüz yigirmi dört oldu tamam/Gelse gerektir âhir Mehdî-i sahip-zaman." mısralarından da açıkça anlaşılacağı üzere, mehdi beklentisi içindedir. Âşığa göre velayet sahibi olmak için ehl-i beyt sülalesinden olmak şarttır. Yer yer Alevi-Bektaşi geleneğinden kaynaklanan menkıbelere telmihlerin görüldüğü, Hacı Bektaş Velî’nin övüldüğü Kul Sevindik’in şiirlerinde, ahenk yarım, tam ve zengin kafiyelere dayandırılmış, bolca redif kullanılmıştır. Yine Alevi anlayışının yegâne doğru inanç olduğu fikrinin merkezî bir yer tuttuğu bu âşığın şiirlerinde, bu anlayış dışında kalan zümreler eleştirilmekte, eğri yoldan gittikleri düşüncesi işlenmektedir. Buna bağlı olarak başta Emevi halifesi Yezid olmak üzere, Ehl-i beyte zulmedenlere lanet okuduğu görülmektedir.
Kaynakça
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay.
Kazancı, O. ve M. Yardımcı (1993). Hekimhan Folkloru ve Hekimhanlı Halk Şairleri. Malatya: Açıksöz Yay.
Noyan, Bedri (20001). Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik, IV. Ankara: Ardıç Yay.
Ulusoy, A. Celalattin (1980). Hünkâr Hacı Bektaş Velî ve Alevî-Bektaşî Yolu. Hacıbektaş: yyy.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. GÜROL PEHLİVANYayın Tarihi: 05.11.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Düvaz
Gönül aşk kitabın sen al eline
Serimize ne yazılmış görelim
Tevhid kelimesin getir diline
Din serverine salâvat verelim
Din serveri Hak Muhammed Ali’dir
Yardımcımız keremkânı Velî’dir
Bizden ezel gelen bizden uludur
Derdimizin dermanını görelim
Tabibler dertliye derman eylesin
Şah Hüseyin ilm-i kelâm söylesin
İmam Hasan ummanları boylasın
Sıdkınan kulak urup dinleyelim
Dinlen gelen imamların sesidir
İmam Zeynel imamların hasıdır
İkrârına inkâr olan âsidir
İkrârı inkâr edene soralım
İnkâr eden mümin Hakka kul olmaz
Coşkun akan muhabbete göl olmaz
Ol İmam Bâkırın sırrı denilmez
Sizin ile hal evine varalım
Hal evinde hal olalım halılan
İmam Cafer bir yol kurmuş yolunan
Biri birimize tatlı dilinen
Öğüt nasihat teselli verelim
Teselli vererek müşkülün kandır
Muhabbet şem’inin çırasın yandır
Yönünü Musa-yı Kâzıma döndür
Üstad nazarına doğru varalım
Üstadımdır dost üzüne bakıtan
Hocam İmam Irızadır okutan
Özünü seçegör yetmiş ikiden
Sizin ile yetmiş üçe varalım
Kadim İslâm dini yetmiş üç olur
İsmaile inen kurban koç olur
Önü sonu bu fâniden göç olur
Onlar göçmüş ya biz neye duralım
Geliciden gel olunca durulmaz
Tâkîyi Nâkîyi seven yorulmaz
Tasdik olmayınca Hakka erilmez
İkiliği kalbimizden ıralım
Hak teâlâ sever tasdik kulları
Coşkun akar muhabbetin selleri
Hasan Askerînin goca gülleri
Firdevs-i âlâda açmış görelim
Kul Sevindik bülbül intizar güle
Şah Muhammed Mehdî zuhura gele
Düşmüşlerin elin ala kaldıra
Temenna eyleyip yüzler sürelim
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 117-119.
Düvaz
Çok şükür olsun Hudaya yoktan var etti bizi
Ol delilin âyetini görmeye verdi gözü
Boynumuza farz-ı âyin daim zikretmek sizi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Din Muhammed dini yolu üstadımız ol veli
Aşkına irâdet getir kalma sen ondan geri
Mahşer günü gam çekme ey gulamım anla meni
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Hasan ve Şah Hüseyin imamların serveri
Dünü söylemektir işimiz anmaktır onları
Ol iki cihân içinde mevâli canları
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah İmam Zeynel Âbidin oldu bu yolda şehid
Böyle bil ki kalbi kara imana gelmez yezid
Müminin kalbi aynadır istemez isbat şâhid
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Bâkır bu âleme doğdu gün gibi
Okudu aşkın kitabın şakıdı bülbül gibi
Biz Haydarın gulamıyız Kanber deli kul gibi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Mezhebimiz İmam Cafer mevâlidir yolumuz
Çok şükür olsun Hudaya Kâzıma erdi elimiz
Dört gönülü bir edince evliyalar yerimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
İmam Musa divanında derilir gülbengimiz
Bir mevâli soyu yoktur sürülür irfanımız
Kısmetimiz Huda verir yaradan Sübhanımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar göçümüz
İmam Ali Rızâ için bağışlanır suçumuz
Dergâhından mahrum etme hem ulumuz gencimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Tâkî Nâkî dinimiz imanımız
Anların yoluna koyduk ahd ile amanımız
Niyazım pîr eşiğine Hakka temennahımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Gel gönül fark eyle aşkın derya hem denizini
Ârifler sohbet ederler doğru söyler sözünü
Hasan Askerîye şimdi düşürüyor özünü
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Sene bin iki yüz yiğirmi oldu tamam
Gelse gerektir âhir Mehdî-i sahip-zaman
Kaldır aradan perdeyi gitsin şek ile güman
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar gideriz
Varır dostun eşiğinde ahd ü aman güderiz
Kul Sevindik sana şükran Hakka niyaz ederiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 114-115.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 05.11.2014Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Düvaz
Gönül aşk kitabın sen al eline
Serimize ne yazılmış görelim
Tevhid kelimesin getir diline
Din serverine salâvat verelim
Din serveri Hak Muhammed Ali’dir
Yardımcımız keremkânı Velî’dir
Bizden ezel gelen bizden uludur
Derdimizin dermanını görelim
Tabibler dertliye derman eylesin
Şah Hüseyin ilm-i kelâm söylesin
İmam Hasan ummanları boylasın
Sıdkınan kulak urup dinleyelim
Dinlen gelen imamların sesidir
İmam Zeynel imamların hasıdır
İkrârına inkâr olan âsidir
İkrârı inkâr edene soralım
İnkâr eden mümin Hakka kul olmaz
Coşkun akan muhabbete göl olmaz
Ol İmam Bâkırın sırrı denilmez
Sizin ile hal evine varalım
Hal evinde hal olalım halılan
İmam Cafer bir yol kurmuş yolunan
Biri birimize tatlı dilinen
Öğüt nasihat teselli verelim
Teselli vererek müşkülün kandır
Muhabbet şem’inin çırasın yandır
Yönünü Musa-yı Kâzıma döndür
Üstad nazarına doğru varalım
Üstadımdır dost üzüne bakıtan
Hocam İmam Irızadır okutan
Özünü seçegör yetmiş ikiden
Sizin ile yetmiş üçe varalım
Kadim İslâm dini yetmiş üç olur
İsmaile inen kurban koç olur
Önü sonu bu fâniden göç olur
Onlar göçmüş ya biz neye duralım
Geliciden gel olunca durulmaz
Tâkîyi Nâkîyi seven yorulmaz
Tasdik olmayınca Hakka erilmez
İkiliği kalbimizden ıralım
Hak teâlâ sever tasdik kulları
Coşkun akar muhabbetin selleri
Hasan Askerînin goca gülleri
Firdevs-i âlâda açmış görelim
Kul Sevindik bülbül intizar güle
Şah Muhammed Mehdî zuhura gele
Düşmüşlerin elin ala kaldıra
Temenna eyleyip yüzler sürelim
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 117-119.
Düvaz
Çok şükür olsun Hudaya yoktan var etti bizi
Ol delilin âyetini görmeye verdi gözü
Boynumuza farz-ı âyin daim zikretmek sizi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Din Muhammed dini yolu üstadımız ol veli
Aşkına irâdet getir kalma sen ondan geri
Mahşer günü gam çekme ey gulamım anla meni
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Hasan ve Şah Hüseyin imamların serveri
Dünü söylemektir işimiz anmaktır onları
Ol iki cihân içinde mevâli canları
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah İmam Zeynel Âbidin oldu bu yolda şehid
Böyle bil ki kalbi kara imana gelmez yezid
Müminin kalbi aynadır istemez isbat şâhid
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Bâkır bu âleme doğdu gün gibi
Okudu aşkın kitabın şakıdı bülbül gibi
Biz Haydarın gulamıyız Kanber deli kul gibi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Mezhebimiz İmam Cafer mevâlidir yolumuz
Çok şükür olsun Hudaya Kâzıma erdi elimiz
Dört gönülü bir edince evliyalar yerimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
İmam Musa divanında derilir gülbengimiz
Bir mevâli soyu yoktur sürülür irfanımız
Kısmetimiz Huda verir yaradan Sübhanımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar göçümüz
İmam Ali Rızâ için bağışlanır suçumuz
Dergâhından mahrum etme hem ulumuz gencimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Tâkî Nâkî dinimiz imanımız
Anların yoluna koyduk ahd ile amanımız
Niyazım pîr eşiğine Hakka temennahımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Gel gönül fark eyle aşkın derya hem denizini
Ârifler sohbet ederler doğru söyler sözünü
Hasan Askerîye şimdi düşürüyor özünü
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Sene bin iki yüz yiğirmi oldu tamam
Gelse gerektir âhir Mehdî-i sahip-zaman
Kaldır aradan perdeyi gitsin şek ile güman
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar gideriz
Varır dostun eşiğinde ahd ü aman güderiz
Kul Sevindik sana şükran Hakka niyaz ederiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 114-115.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Düvaz
Gönül aşk kitabın sen al eline
Serimize ne yazılmış görelim
Tevhid kelimesin getir diline
Din serverine salâvat verelim
Din serveri Hak Muhammed Ali’dir
Yardımcımız keremkânı Velî’dir
Bizden ezel gelen bizden uludur
Derdimizin dermanını görelim
Tabibler dertliye derman eylesin
Şah Hüseyin ilm-i kelâm söylesin
İmam Hasan ummanları boylasın
Sıdkınan kulak urup dinleyelim
Dinlen gelen imamların sesidir
İmam Zeynel imamların hasıdır
İkrârına inkâr olan âsidir
İkrârı inkâr edene soralım
İnkâr eden mümin Hakka kul olmaz
Coşkun akan muhabbete göl olmaz
Ol İmam Bâkırın sırrı denilmez
Sizin ile hal evine varalım
Hal evinde hal olalım halılan
İmam Cafer bir yol kurmuş yolunan
Biri birimize tatlı dilinen
Öğüt nasihat teselli verelim
Teselli vererek müşkülün kandır
Muhabbet şem’inin çırasın yandır
Yönünü Musa-yı Kâzıma döndür
Üstad nazarına doğru varalım
Üstadımdır dost üzüne bakıtan
Hocam İmam Irızadır okutan
Özünü seçegör yetmiş ikiden
Sizin ile yetmiş üçe varalım
Kadim İslâm dini yetmiş üç olur
İsmaile inen kurban koç olur
Önü sonu bu fâniden göç olur
Onlar göçmüş ya biz neye duralım
Geliciden gel olunca durulmaz
Tâkîyi Nâkîyi seven yorulmaz
Tasdik olmayınca Hakka erilmez
İkiliği kalbimizden ıralım
Hak teâlâ sever tasdik kulları
Coşkun akar muhabbetin selleri
Hasan Askerînin goca gülleri
Firdevs-i âlâda açmış görelim
Kul Sevindik bülbül intizar güle
Şah Muhammed Mehdî zuhura gele
Düşmüşlerin elin ala kaldıra
Temenna eyleyip yüzler sürelim
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 117-119.
Düvaz
Çok şükür olsun Hudaya yoktan var etti bizi
Ol delilin âyetini görmeye verdi gözü
Boynumuza farz-ı âyin daim zikretmek sizi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Din Muhammed dini yolu üstadımız ol veli
Aşkına irâdet getir kalma sen ondan geri
Mahşer günü gam çekme ey gulamım anla meni
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Hasan ve Şah Hüseyin imamların serveri
Dünü söylemektir işimiz anmaktır onları
Ol iki cihân içinde mevâli canları
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah İmam Zeynel Âbidin oldu bu yolda şehid
Böyle bil ki kalbi kara imana gelmez yezid
Müminin kalbi aynadır istemez isbat şâhid
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Bâkır bu âleme doğdu gün gibi
Okudu aşkın kitabın şakıdı bülbül gibi
Biz Haydarın gulamıyız Kanber deli kul gibi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Mezhebimiz İmam Cafer mevâlidir yolumuz
Çok şükür olsun Hudaya Kâzıma erdi elimiz
Dört gönülü bir edince evliyalar yerimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
İmam Musa divanında derilir gülbengimiz
Bir mevâli soyu yoktur sürülür irfanımız
Kısmetimiz Huda verir yaradan Sübhanımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar göçümüz
İmam Ali Rızâ için bağışlanır suçumuz
Dergâhından mahrum etme hem ulumuz gencimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Tâkî Nâkî dinimiz imanımız
Anların yoluna koyduk ahd ile amanımız
Niyazım pîr eşiğine Hakka temennahımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Gel gönül fark eyle aşkın derya hem denizini
Ârifler sohbet ederler doğru söyler sözünü
Hasan Askerîye şimdi düşürüyor özünü
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Sene bin iki yüz yiğirmi oldu tamam
Gelse gerektir âhir Mehdî-i sahip-zaman
Kaldır aradan perdeyi gitsin şek ile güman
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar gideriz
Varır dostun eşiğinde ahd ü aman güderiz
Kul Sevindik sana şükran Hakka niyaz ederiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 114-115.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Düvaz
Gönül aşk kitabın sen al eline
Serimize ne yazılmış görelim
Tevhid kelimesin getir diline
Din serverine salâvat verelim
Din serveri Hak Muhammed Ali’dir
Yardımcımız keremkânı Velî’dir
Bizden ezel gelen bizden uludur
Derdimizin dermanını görelim
Tabibler dertliye derman eylesin
Şah Hüseyin ilm-i kelâm söylesin
İmam Hasan ummanları boylasın
Sıdkınan kulak urup dinleyelim
Dinlen gelen imamların sesidir
İmam Zeynel imamların hasıdır
İkrârına inkâr olan âsidir
İkrârı inkâr edene soralım
İnkâr eden mümin Hakka kul olmaz
Coşkun akan muhabbete göl olmaz
Ol İmam Bâkırın sırrı denilmez
Sizin ile hal evine varalım
Hal evinde hal olalım halılan
İmam Cafer bir yol kurmuş yolunan
Biri birimize tatlı dilinen
Öğüt nasihat teselli verelim
Teselli vererek müşkülün kandır
Muhabbet şem’inin çırasın yandır
Yönünü Musa-yı Kâzıma döndür
Üstad nazarına doğru varalım
Üstadımdır dost üzüne bakıtan
Hocam İmam Irızadır okutan
Özünü seçegör yetmiş ikiden
Sizin ile yetmiş üçe varalım
Kadim İslâm dini yetmiş üç olur
İsmaile inen kurban koç olur
Önü sonu bu fâniden göç olur
Onlar göçmüş ya biz neye duralım
Geliciden gel olunca durulmaz
Tâkîyi Nâkîyi seven yorulmaz
Tasdik olmayınca Hakka erilmez
İkiliği kalbimizden ıralım
Hak teâlâ sever tasdik kulları
Coşkun akar muhabbetin selleri
Hasan Askerînin goca gülleri
Firdevs-i âlâda açmış görelim
Kul Sevindik bülbül intizar güle
Şah Muhammed Mehdî zuhura gele
Düşmüşlerin elin ala kaldıra
Temenna eyleyip yüzler sürelim
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 117-119.
Düvaz
Çok şükür olsun Hudaya yoktan var etti bizi
Ol delilin âyetini görmeye verdi gözü
Boynumuza farz-ı âyin daim zikretmek sizi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Din Muhammed dini yolu üstadımız ol veli
Aşkına irâdet getir kalma sen ondan geri
Mahşer günü gam çekme ey gulamım anla meni
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Hasan ve Şah Hüseyin imamların serveri
Dünü söylemektir işimiz anmaktır onları
Ol iki cihân içinde mevâli canları
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah İmam Zeynel Âbidin oldu bu yolda şehid
Böyle bil ki kalbi kara imana gelmez yezid
Müminin kalbi aynadır istemez isbat şâhid
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Bâkır bu âleme doğdu gün gibi
Okudu aşkın kitabın şakıdı bülbül gibi
Biz Haydarın gulamıyız Kanber deli kul gibi
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Mezhebimiz İmam Cafer mevâlidir yolumuz
Çok şükür olsun Hudaya Kâzıma erdi elimiz
Dört gönülü bir edince evliyalar yerimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
İmam Musa divanında derilir gülbengimiz
Bir mevâli soyu yoktur sürülür irfanımız
Kısmetimiz Huda verir yaradan Sübhanımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar göçümüz
İmam Ali Rızâ için bağışlanır suçumuz
Dergâhından mahrum etme hem ulumuz gencimiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Şah Muhammed Tâkî Nâkî dinimiz imanımız
Anların yoluna koyduk ahd ile amanımız
Niyazım pîr eşiğine Hakka temennahımız
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Gel gönül fark eyle aşkın derya hem denizini
Ârifler sohbet ederler doğru söyler sözünü
Hasan Askerîye şimdi düşürüyor özünü
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Sene bin iki yüz yiğirmi oldu tamam
Gelse gerektir âhir Mehdî-i sahip-zaman
Kaldır aradan perdeyi gitsin şek ile güman
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Bir gün olur şu fenâdan halka uğrar gideriz
Varır dostun eşiğinde ahd ü aman güderiz
Kul Sevindik sana şükran Hakka niyaz ederiz
Zikrim Allah yâ Muhammed okurum virdim Ali
Aslanoğlu, İbrahim (1985). Söz Mülkünün Sultanları. İstanbul: Erman Yay. 114-115.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | OZAN BAKİ, Baki Çetin | d. 1965 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | İBİŞ, İbrahim | d. 1858 - ö. 1917 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | FATMA HASGÜL | d. 1952 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | OZAN BAKİ, Baki Çetin | d. 1965 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | İBİŞ, İbrahim | d. 1858 - ö. 1917 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FATMA HASGÜL | d. 1952 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | OZAN BAKİ, Baki Çetin | d. 1965 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | İBİŞ, İbrahim | d. 1858 - ö. 1917 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | FATMA HASGÜL | d. 1952 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | OZAN BAKİ, Baki Çetin | d. 1965 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | İBİŞ, İbrahim | d. 1858 - ö. 1917 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | FATMA HASGÜL | d. 1952 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | OZAN BAKİ, Baki Çetin | d. 1965 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | İBİŞ, İbrahim | d. 1858 - ö. 1917 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | FATMA HASGÜL | d. 1952 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |