LÜCCETİ

(d. ?/? - ö. ?/?)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Yaşamı hakkında ayrıntılı bilgi bulunmayan Lücceti'nin varlığı, Şükrü Elçin'in Akdeniz'de ve Cezayir'de Türk Halk Şairleri adlı eserinde geçen "Lücceti" mahlaslı bir şiirden tespit edilebilmektedir. Lücceti 19. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen bir halk şairidir. Lücceti'nin ne zaman, nerede doğduğu hakkındaki bilinmezlik ölümü için de geçerlidir. Lücceti'nin Hayat-Tarih Mecmua'sında kaydedilmiş bir destanı mevcuttur. 

Kaynakça

Elçin, Şükrü (1988). Akdeniz'de ve Cezâyir'de Türk Halk Şâirleri. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. GÖZDE TEKİN
Yayın Tarihi: 16.12.2014
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Destan

Fıransız söyledi ey Yusuf Paşa

Mısır beldesinde kuram mekânı

Şam'ın illerini bütün alırım

Halep sınırına dikem nişânı

 

Yusuf Paşa der ki: Fıransız kâfir

Hâlî buldun aldın sen bu meydanı

Mısır'da bu sene otur müsâfir

Görelim ne eyler Yaradan Ganî

 

Fıransız söyledi: Mekr ü fend ettim

Yerlisin köylüsün bana bend ettim

Vermezim Mısır'ı böyle ahd ettim

Korkmazım getirsen halk-ı cihânı

 

Yusuf Paşa der ki: Be kâfir n'oldun

Tâ Cebel-i cûş'da soluğun aldın

Gecenin nısfında Mısır'ı buldun

Hele sabah olsun kuram dîvânı

 

Fıransız der ki: Ben bu yana sapmışım

Mısır'ı ben sizden şikâr kapmışım

Ariş'te bit metin kale yapmışım

Üstüme al getir mir-i mîrânı

 

Yusuf Paşa der ki: Laf etme boşa

Nil yalısın aldım hep baştan başa

Deryayı kesmiştir Hüseyin Paşa

İngiliz'in çoktur nâr-ı sûzânı

 

Fırazsız söyledi: Askerim hezâr

Cenk gününde ana eyle bir nazar

Bende olan asker on ordu bozar

Zerrece Mısır'dan kesmem gümânı

 

Yusuf Paşa der ki: Tedbirim saklı

On bir Arnavut var kolu kolçaklı

Askerimin hepsi yalın bıçaklı

Senden akıtırım sel gibi kanı

 

Fıransız söyledi: Bana noluyor

Balyemez topların ciğer deliyor

Fıransa'dan yüz bin imdat geliyor

Ol zaman seyreyle tozu, dumanı

 

Yusuf Paşa der ki: Kibr-ile uçtun

Dayanıp sırtıma ateşler saçtın 

Salihiye'deki kaleden kaçtın

Hariçte de tutamadın tabanı

 

Fıransız der: Bir tuzağa girmeyiz

Boş yere düşmana fendi kurmayız

Haşr-olur da biz Mısır'ı vermeyiz 

Böylece kurmuşuz ahd-ü amânı

 

Yusuf Paşa der ki: Edelim düğün

Canın kurtulursa bir zaman öğün

Mısır'ın içinde elli yedi gün

Her saat yalvarıp edin amanı

 

Fıransız söyledi: Yol ver geçeyim

Kendi erliğimle bâri göçeyim

Al anahtarlardab bir su içeyim

Ağlayıp Mısır için kılam figanı

 

Yusuf Paşa der ki: Ederim senâ 

Bu Mısır'ın halkı gerekmez bana

Neyleyim ki Şeyh'ler eyledi rica

Padişah başıçin kıldım ihsanı

 

Yusuf Paşa Mısır'a girdi ol dem 

Ehl-i İslâm oldu şâz ile hurrem

Okundu ezanlar, halk etti kerem 

Vezir-i âlîşan kesdi kurbanı

 

Yusuf Paşa der ki: Çeksin yedekçi

Tamam altmış bindir deli tüfekçi

Enderun ağalar serâpâ cenkçi

Seyr-eyle asker-i Âl-i Osman'ı

 

Lücceti medhini eyledi takrir

Dilerim Mevlâ'dan ola dest-i gir

Var mıdır böyle âlî-şan vezir

Bu devr-i zamanın bir kahramanı

Elçin, Şükrü (1988). Akdeniz'de ve Cezâyir'de Türk Halk Şâirleri. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay. 198-200.