Madde Detay
MUHÎTÎ
(d. 960/1553 - ö. ?/?)
tekke şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
16. yüzyıl Hurufî şairlerinden Arşî’nin mürşidi Muhîtî, doğum tarihinin 960 (1553) olduğunu Keşf-nâme’sinde, "tokuz yüz altmışdur, delâlet ider Muhîtînün vücûda geldügine ki anun zuhûrından tarîk-i Zât-ı Fazl-ı İlâh zâhir oldı." (Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Şer’iyye, no. 1356. vr. 54b) diyerek belirtmiştir. 1030 (1621)’de vefat ettiği bilinen Arşî’nin mürşidi Muhîtî için yazdığı bir mersiyesi olduğuna göre Muhîtî’nin 1621 tarihinden önce vefat ettiği söylenebilir.
Ahdî Gülşen-i Şuarâ’sında Muhîtî Efendi başlığı altında Rodoslu bir şairden bahseder. Muhîtî Efendi, Bostanzâde Mehmed Çelebi’nin talebelerindendir, Mehmed Çelebi Anadolu kazaskeri olunca, o da Erzurum’da kassam askeri olmuştur. Lala Mustafa Paşa tarafından ordu-yı hümâyun kadılığına getirilmiş, Lala Mustafa Paşa ile Şirvan seferine katılmıştır. Lala Mustafa Paşa öldükten sonra padişaha bî-nokta bir kaside sunmuş ve neticesinde başka bir makama getirilmiştir. (990/1582)’de Bağdat’ta bulunmuş, (991/1583)’de Kerbelâ’ya gitmiştir (Solmaz 2005: 526-529). Kınalızâde Hasan Çelebi (Kutluk 1989: c. II, s. 887) ve Beyânî tezkirelerinde de (Kutluk 1997: 260) “Muhîtî” başlığı altında benzer bilgiler verilmiştir. Her ne kadar 1553 yılında doğup, 1621’den önce ölen Muhîtî için bu bilgiler tenakuz oluşturmasa da tüm bu tezkirelerde aktarılan şiir örneklerinin Hurufi şair olan Muhîtî'nin Divan'ında yer almaması aynı yıllarda yaşamış Muhîtî mahlaslı iki şairin varlığını kesinleştirmektedir.
Bunun dışında Hurufi şair Muhîtî ile ilgili kaynaklarda somut bilgiler bulunmamaktadır. Ancak ardında Arşî (ö. 1030/1621) gibi bir halife bırakmasından, onun Hurufî rehberlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Halifesi Arşî'nin Arnavutluk'ta Ergirikesri (Gjirokaster)'de yaşamasından hareketle Muhîtî'nin de bu bölgede yaşamış olduğu düşünülebilir. Muhîtî'de "Baş açık yalın ayak pâk trâş u abdâlüz" mısraından (Tataroğlu 1995: 154) Muhîtî'nin Hurufi bir Abdal olduğu anlaşılmaktadır. Eserlerinde Fazlullah'a ve On İki İmam'a bağlılığı açıkça görülen Muhîtî'nin özellikle mensur eserlerinde yaptığı atıflar, Hurufi literatürüne hakimiyetini, getirdiği yeni yorumlar ve hesaplar da Hurufilikteki dirayetini göstermektedir.
Hurufilerin Fazlullah’ın mehdiyet ve mesihiyetini kabul etmeleri ortak özellikleri olsa da Fazlullah'ın “ulûhiyeti” ile ilgili yorumlar tüm Hurufiler tarafından dile getirilmemiştir. Muhîtî, Fazlullah ile ilgili kabullerini, diğer Hurufilerin aksine, açık bir şekilde dile getirmiştir. Bu çerçevede, Muhîtî’nin yoruma oldukça az imkân sunan şu ifadeleri örnek olarak verilebilir: “her kimse ki Hazret-i Sâhib-i Kemâl ki Fazl-ı Zü’l-celâldür celle ismüh anun vahdâniyyetine ikrâr idüp îmân getürmese ve anı Hüdâ-yı ber-hakk bilmese anun dîni yokdur ve îmânı dürüst degül dimekdür” (Keşfnâme, vr. 14b) “Hazret-i Fazl-ı Rabbü’l-âlemîn ve mâlik-i yevmi’d-dîn” (Keşfnâme, vr. 28b).
Mensur eserlerinde ifade edilen bu tenâsüh ve hululcülüğü çağrıştıran yaklaşımlar şiirlerde daha çok vahdet-i vücutçu şekle bürünmüştür. Muhîtî'nin tasavvufi coşkunluğuyla birleşen vahdet-i vücutçuluğu onun daha geniş halk kesimleri tarafından okunmasına olanak sağlamıştır.
Eserleri şunlardır:
1. Dîvân-ı Muhîtî: Muhîtî Dîvânı'nın tespit edilebilen nüshaları yurt dışındaki kütüphanelerde iki ve yurt içindeki kütüphanelerde yedi olmak üzere toplam dokuz tanedir. Bunların içinde en eskisi 1025 (1616) tarihli Ali Emîrî Manzum, 397 no'daki nüshadır. Muhîtî Dîvânı Sevgi Tok tarafından Lisans Tezi (1964), Abdullah Tataroğlu tarafından da yüksek lisans tezi olarak dört nüsha üzerinden karşılaştırmalı olarak neşredilmiştir (1995).
2. Kısmetnâme: Muhîtî'nin 4507 beyitlik bu mesnevisi, hurufi felsefesinin anlatıldığı mensur Keşfnâme ve tasavvufi bir coşkunluğun müşahede edildiği Dîvân’ından farklı olarak hurufi hesapların öne çıktığı bir eserdir. Kısmetnâme’nin tespit edilen tek nüshası Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Küt., no. Y 11/1'dedir. Nüsha Hüseyin Arslan ve Döndü Karaca tarafından neşredilmiştir.
3. Keşfnâme: Muhîtî'nin Hurufi felsefesini anlattığı, yeni yaklaşım ve yorumlarla öne çıkan mensur bir eseridir. Üçü yurt içinde, biri yurt dışında olmak üzere eserin dört nüshası vardır. En eski ve en sağlam nüsha, Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Şer’iyye bölümünde, 1356 numaradadır. 96 varaklık bu nüsha (1188/1774) tarihlidir.
Muhîtî'nin edebî gücü kendini asıl olarak Dîvân'ındaki şiirlerde göstermektedir. İçselleştirilmiş Hurufi inancı, vahdet-i vücûd felsefesi ve tasavvufi coşkunluk, ifadelerindeki akıcılık ve sadelik özellikle gazellerinde açıkça görülmektedir. İlk Türkçe yazan Hurufi şair Nesîmî'den sonra, ondaki tasavvufi coşkunluk ve cesaretin bir benzeri bir asır sonra ilk defa Muhîtî'de ortaya çıkmıştır. Nesîmî ile Muhîtî arasındaki dönemde yazan Hurufi şairlerin şiirleri daha çok tebliğin gölgesinde kalmış manzumelerdir. Muhîtî ile birlikte Nesîmî üslubu tekrar canlanmış ve Arşî gibi Hurufi şairlere öncülük etmiştir. Kısmetnâme isimli mesnevîsi ise, mensur Keşfnâme gibi, edebî kaygıdan ziyade Hurufi mistisizminin anlatıldığı "tebliğ" gayeli bir eserdir. Kısmetnâme, Hurufi hesaplarının tüm örneklerinin sergilendiği, hatta şair tarafından yeni metotların da kullanıldığı ve bu açıdan oldukça önemli bir mesnevidir.
Kaynakça
Arslan, Hüseyin (2011). Muhîtî ve Kısmet-nâme’si. Bitirme Ödevi. Indiana: Indiana University.
Karaca, Döndü (2010). Muhîtî’nin Kısmet-nâmesi. Doktora Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi Tezkiretü'ş-Şuarâ. C. 2. Ankara: TTK Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1997). Beyâni Mustafa bin Carullah Tezkiretü'ş-Şuarâ. Ankara: TTK Yay.
Muhîtî. Keşf-nâme. Millet Kütüphanesi. Ali Emîrî Şer’iyye. No. 1356.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu'arâsı. Ankara: AKM Yay.
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.
Tok, Sevgi (1964). Dîvân-ı Muhîtî. Lisans Tezi. İstanbul: Türkiyat Enstitüsü.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. FATİH USLUERYayın Tarihi: 09.09.2013Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kaside
müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün
Sî vü dü nutk-ı Fazl-ı Hak kim zât-ı bî-imkân durur
Dârende-i arz u semâ Hallâk-ı ins ü cân durur
Hem vâhid-i Kahhârdur hem Mâlik-i Cebbâr durur
Hem fâ'il-i Muhtârdur hem Kâdir-i Subhân durur
Hem Hâlık-ı eşbâhdur hem kâbız-ı ervâhdur
Mişkât ü hem misbâhdur hem şu'le-i îmân durur
Hem nûr-ı Hurşîd-i verâ hem zulmet-i bedrü'd-dücâ
Hem arş u kürsî-i Hudâ hem sûret-i Rahmân durur
Hem sâmi'-i dânâ durur hem dîde-i bînâ durur
Hem nutk u hem gûyâ durur hem mazhar-ı insân durur
Kavlinde allâmu'l-guyûb fi'linde settâru'l-uyûb
İlminde keşşâfu'l-kulûb nefsinde hem Gufrân durur
Hem ibn ü eb ü rûh durur hem fâtih u meftûh durur
Hem şârih u meşrûhdur hem kâinen men-kân durur
...
Dâim Muhîtî'den ayân görüp işidüp söyleyen
Fazl-ı kadîm-i zü'l-minen zü'l-cûd u zü'l-ihsân durur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 45-53.
Gazel
fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün
Vâmık-ı ışk olmayan Azrâyı bilmez kandadur
Dest-i gam Mecnûnıdur Leylâyı bilmez kandadur
Okumıyan yetmiş iki hattı vech-i yârda
Cennet-i Firdevs ile hûrâyı bilmez kandadur
Men aref sırrına her kim irmedi ârif degül
Bilmeyenler nefsini Mevlâyı bilmez kandadur
El-veled sırrına ebcedden şu kim irişmedi
Âdem oğlıdur velî âbâyı bilmez kandadur
Sûret-i insân olupdur âlem-i ma'nâya yol
Münkir-i sûret olan ma'nâyı bilmez kandadur
İtme her zâg u zagandan sırr-ı sî-murgı su'âl
Hüdhüd-i Kâf olmayan ankâyı bilmez kandadur
Anlamayan bist u heşt u sî vü dünın ma'nisin
Ey Muhîtî alleme'l-esmâyı bilmez kandadur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 128.
Tuyuğ
Biz ki eşyâda vücûd-ı ekremüz
Mazhar-ı zât u sıfât-ı a'zamuz
Otuz iki nutk-ı pâk-ı Âdemiz
Bende-i Fazl-ı Hudâ-yı âlemiz
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 320.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 09.09.2013Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kaside
müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün
Sî vü dü nutk-ı Fazl-ı Hak kim zât-ı bî-imkân durur
Dârende-i arz u semâ Hallâk-ı ins ü cân durur
Hem vâhid-i Kahhârdur hem Mâlik-i Cebbâr durur
Hem fâ'il-i Muhtârdur hem Kâdir-i Subhân durur
Hem Hâlık-ı eşbâhdur hem kâbız-ı ervâhdur
Mişkât ü hem misbâhdur hem şu'le-i îmân durur
Hem nûr-ı Hurşîd-i verâ hem zulmet-i bedrü'd-dücâ
Hem arş u kürsî-i Hudâ hem sûret-i Rahmân durur
Hem sâmi'-i dânâ durur hem dîde-i bînâ durur
Hem nutk u hem gûyâ durur hem mazhar-ı insân durur
Kavlinde allâmu'l-guyûb fi'linde settâru'l-uyûb
İlminde keşşâfu'l-kulûb nefsinde hem Gufrân durur
Hem ibn ü eb ü rûh durur hem fâtih u meftûh durur
Hem şârih u meşrûhdur hem kâinen men-kân durur
...
Dâim Muhîtî'den ayân görüp işidüp söyleyen
Fazl-ı kadîm-i zü'l-minen zü'l-cûd u zü'l-ihsân durur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 45-53.
Gazel
fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün
Vâmık-ı ışk olmayan Azrâyı bilmez kandadur
Dest-i gam Mecnûnıdur Leylâyı bilmez kandadur
Okumıyan yetmiş iki hattı vech-i yârda
Cennet-i Firdevs ile hûrâyı bilmez kandadur
Men aref sırrına her kim irmedi ârif degül
Bilmeyenler nefsini Mevlâyı bilmez kandadur
El-veled sırrına ebcedden şu kim irişmedi
Âdem oğlıdur velî âbâyı bilmez kandadur
Sûret-i insân olupdur âlem-i ma'nâya yol
Münkir-i sûret olan ma'nâyı bilmez kandadur
İtme her zâg u zagandan sırr-ı sî-murgı su'âl
Hüdhüd-i Kâf olmayan ankâyı bilmez kandadur
Anlamayan bist u heşt u sî vü dünın ma'nisin
Ey Muhîtî alleme'l-esmâyı bilmez kandadur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 128.
Tuyuğ
Biz ki eşyâda vücûd-ı ekremüz
Mazhar-ı zât u sıfât-ı a'zamuz
Otuz iki nutk-ı pâk-ı Âdemiz
Bende-i Fazl-ı Hudâ-yı âlemiz
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 320.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Kaside
müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün
Sî vü dü nutk-ı Fazl-ı Hak kim zât-ı bî-imkân durur
Dârende-i arz u semâ Hallâk-ı ins ü cân durur
Hem vâhid-i Kahhârdur hem Mâlik-i Cebbâr durur
Hem fâ'il-i Muhtârdur hem Kâdir-i Subhân durur
Hem Hâlık-ı eşbâhdur hem kâbız-ı ervâhdur
Mişkât ü hem misbâhdur hem şu'le-i îmân durur
Hem nûr-ı Hurşîd-i verâ hem zulmet-i bedrü'd-dücâ
Hem arş u kürsî-i Hudâ hem sûret-i Rahmân durur
Hem sâmi'-i dânâ durur hem dîde-i bînâ durur
Hem nutk u hem gûyâ durur hem mazhar-ı insân durur
Kavlinde allâmu'l-guyûb fi'linde settâru'l-uyûb
İlminde keşşâfu'l-kulûb nefsinde hem Gufrân durur
Hem ibn ü eb ü rûh durur hem fâtih u meftûh durur
Hem şârih u meşrûhdur hem kâinen men-kân durur
...
Dâim Muhîtî'den ayân görüp işidüp söyleyen
Fazl-ı kadîm-i zü'l-minen zü'l-cûd u zü'l-ihsân durur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 45-53.
Gazel
fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün
Vâmık-ı ışk olmayan Azrâyı bilmez kandadur
Dest-i gam Mecnûnıdur Leylâyı bilmez kandadur
Okumıyan yetmiş iki hattı vech-i yârda
Cennet-i Firdevs ile hûrâyı bilmez kandadur
Men aref sırrına her kim irmedi ârif degül
Bilmeyenler nefsini Mevlâyı bilmez kandadur
El-veled sırrına ebcedden şu kim irişmedi
Âdem oğlıdur velî âbâyı bilmez kandadur
Sûret-i insân olupdur âlem-i ma'nâya yol
Münkir-i sûret olan ma'nâyı bilmez kandadur
İtme her zâg u zagandan sırr-ı sî-murgı su'âl
Hüdhüd-i Kâf olmayan ankâyı bilmez kandadur
Anlamayan bist u heşt u sî vü dünın ma'nisin
Ey Muhîtî alleme'l-esmâyı bilmez kandadur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 128.
Tuyuğ
Biz ki eşyâda vücûd-ı ekremüz
Mazhar-ı zât u sıfât-ı a'zamuz
Otuz iki nutk-ı pâk-ı Âdemiz
Bende-i Fazl-ı Hudâ-yı âlemiz
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 320.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Kaside
müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün müstef'ilün
Sî vü dü nutk-ı Fazl-ı Hak kim zât-ı bî-imkân durur
Dârende-i arz u semâ Hallâk-ı ins ü cân durur
Hem vâhid-i Kahhârdur hem Mâlik-i Cebbâr durur
Hem fâ'il-i Muhtârdur hem Kâdir-i Subhân durur
Hem Hâlık-ı eşbâhdur hem kâbız-ı ervâhdur
Mişkât ü hem misbâhdur hem şu'le-i îmân durur
Hem nûr-ı Hurşîd-i verâ hem zulmet-i bedrü'd-dücâ
Hem arş u kürsî-i Hudâ hem sûret-i Rahmân durur
Hem sâmi'-i dânâ durur hem dîde-i bînâ durur
Hem nutk u hem gûyâ durur hem mazhar-ı insân durur
Kavlinde allâmu'l-guyûb fi'linde settâru'l-uyûb
İlminde keşşâfu'l-kulûb nefsinde hem Gufrân durur
Hem ibn ü eb ü rûh durur hem fâtih u meftûh durur
Hem şârih u meşrûhdur hem kâinen men-kân durur
...
Dâim Muhîtî'den ayân görüp işidüp söyleyen
Fazl-ı kadîm-i zü'l-minen zü'l-cûd u zü'l-ihsân durur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 45-53.
Gazel
fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün
Vâmık-ı ışk olmayan Azrâyı bilmez kandadur
Dest-i gam Mecnûnıdur Leylâyı bilmez kandadur
Okumıyan yetmiş iki hattı vech-i yârda
Cennet-i Firdevs ile hûrâyı bilmez kandadur
Men aref sırrına her kim irmedi ârif degül
Bilmeyenler nefsini Mevlâyı bilmez kandadur
El-veled sırrına ebcedden şu kim irişmedi
Âdem oğlıdur velî âbâyı bilmez kandadur
Sûret-i insân olupdur âlem-i ma'nâya yol
Münkir-i sûret olan ma'nâyı bilmez kandadur
İtme her zâg u zagandan sırr-ı sî-murgı su'âl
Hüdhüd-i Kâf olmayan ankâyı bilmez kandadur
Anlamayan bist u heşt u sî vü dünın ma'nisin
Ey Muhîtî alleme'l-esmâyı bilmez kandadur
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 128.
Tuyuğ
Biz ki eşyâda vücûd-ı ekremüz
Mazhar-ı zât u sıfât-ı a'zamuz
Otuz iki nutk-ı pâk-ı Âdemiz
Bende-i Fazl-ı Hudâ-yı âlemiz
Tataroğlu, Abdullah (1995). Muhîtî Hayatı, Eserleri ve Edebî Kişiliği Dîvânı'nın Tenkîdli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 320.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HİLMÎ, Mustafa, Bostan-ı Evvel Çelebi | d. 1553 - ö. 1630 | Doğum Yılı | Görüntüle |
2 | KEMÂLÎ, Taşköprî-zâde Kemâleddîn Mehmed | d. 1553 - ö. 1621 | Doğum Yılı | Görüntüle |
3 | HİLMÎ, Mustafa, Bostan-ı Evvel Çelebi | d. 1553 - ö. 1630 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
4 | KEMÂLÎ, Taşköprî-zâde Kemâleddîn Mehmed | d. 1553 - ö. 1621 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | HİLMÎ, Mustafa, Bostan-ı Evvel Çelebi | d. 1553 - ö. 1630 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
6 | KEMÂLÎ, Taşköprî-zâde Kemâleddîn Mehmed | d. 1553 - ö. 1621 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
7 | HİLMÎ, Mustafa, Bostan-ı Evvel Çelebi | d. 1553 - ö. 1630 | Madde Adı | Görüntüle |
8 | KEMÂLÎ, Taşköprî-zâde Kemâleddîn Mehmed | d. 1553 - ö. 1621 | Madde Adı | Görüntüle |