Madde Detay
SAʻÎ, Nakkaş Mustafa Sâʻî
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mustafa’dır. Kınalızâde Hasan Çelebi, Riyâzî ve Rıza’ya göre İstanbullu;
Ahdî’ye göreyse Edirnelidir. Ailesi ve aldığı eğitimle ilgili elde herhangi bir
bilgi bulunmamaktadır. Özellikle nakkaşlıktaki maharetiyle şöhret bulan Sâ‘î,
1004/1595 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Vefatına Bursalı Hâşimî “Gitdi Sâ‘î reh-i fenâya bugün” mısraını tarih
düşürmüştür. Mezarı, Silivrikapı haricindedir.
Sâ‘î’nin ailesi
hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmasa da Bursalı Hâşimî Dîvânı’nda
“Merhûm Sâ‘î Birâderi Muhammed Çelebi Vefâtına Târîhdür” başlığıyla üç beyitlik
bir tarih kıt‘ası kayıtlıdır (Bulan 1995: 175). Bu manzumeden hareketle
Sâ‘î’nin 1031/1621 yılında ölen Muhammed adında bir erkek kardeşinin olduğu
anlaşılmaktadır.
Eserleri:
1. Tezkîretü’l-Ebniye: Mimar Sinan’ın
ağzından nazım ve nesir olarak kaleme alınan bu
eserde, Mimar Sinan’ın
hayatı ve inşa ettiği eserlerin isimleri
çeşitlerine göre on üç bölüm hâlinde verilmiştir (Saatçi 2008:
540).
2. Tezkîretü’l-Bünyân: Mimar Sinan’ın ağzından hatıraları ihtiva eden bu eser de nazım ve nesir karışık kaleme alınmış olup Sinan’ın çocukluk
çağından mimarbaşı oluşuna kadarki hayatı ve
önemli altı eserinin yapılışı hikâye edilmektedir. Tahkiye edilen bu eserler; Şehzâde Camii, Kırkçeşme Su
Tesisi, Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman’ın
kızı Mihrimah Sultan’ın bahçesindeki
su dolabı, Büyükçekmece Köprüsü ve
Edirne’deki Selimiye Camii’dir (Saatçi 2008: 540).
Birçok kişi tarafından yayımlanan Tezkîretü’l-Ebniye ve Tezkîretü’l-Bünyân son olarak Hayati
Develi ve Sâmih Rıfat tarafından tıpkıbasımı ve
bu iki eserin çeşitli nüshalara dayanan edisyon kritiğini ve günümüz Türkçesine
aktarılmış şeklini kapsayan yayımı yapılmıştır (Develi ve Rıfat 2002).
3. Ravzatü’s-Selâtîn: Bursalı Mehmed Tahir, Şehrî-zâde Mehmed Said Efendi’nin Nev-peydâ adlı
tarihinde Sâ‘î’nin Ravzatü’s-Selâtîn adında bir eserinden bahsettiğini
bildirir (Yavuz ve Özen 1972: 349). Ancak şimdilik bu esere ulaşılamamıştır.
4. Dîvân: Riyâzî, Kafzâde Fâ’izî ve Kâtib Çelebi Sâ‘î’nin Dîvân sahibi olduğunu bildirmişlerse de şimdilik bu eserin herhangi bir nüshasına ulaşılamamıştır. Her ne kadar bu Dîvân’ının herhangi bir nüshasına ulaşılamamış olsa da biyografik kaynaklar ve çeşitli mecmualarda Sâʻî’ye ait birçok manzume kayıtlıdır. Bu kaynaklarda Sâʻî’ye ait 162 gazel, 5 kaside, 1 mesnevi, 7 tahmis, 8 müseddes, 5 tesdis, 1 müsemmen, 3 terkib-i bent, 1 tercî’-i bent, 39 kıt’ a, 137 matla/beyit/müfred ve 3 mısra olmak üzere toplam 372 manzume tespit edilmiştir (Kaplan 2020).
Bunların yanı sıra Narh-nâme-i Dil-berân ya da diğer adıyla Narh-nâme'nin de Sâ‘î’ye ait olma ihtimali mevcuttur (Kutlar 2009: 6). Mesnevi nazım şekliyle kaleme alınan manzume 89 beyit uzunluğundadır. Dilber narhı konusunda yazılmış cinsel içerikli, hezel nitelikli, şehrengiz özelliği taşıyan Narh-nâme-i Dil-berân yayımlanmıştır (Kutlar 2009: 1-33).
Özellikle hezel ve mizaha meyyal bir yapısı olan Sâʻî, çok iyi bir
nakkaş olmasının yanında tarih düşürmedeki mahareti ve şairliğiyle de dikkat
çekmiştir. Kınalızâde Hasan Çelebi, nakkaşlıktaki maharetinden övgüyle
bahsettikten sonra onun
düşüncelerini mahir bir şekilde dile getirmeye muktedir olduğunu söylemiş ve
devrindeki fasih şairlerden biri olarak gördüğü Sâ‘î’nin gençlik döneminde
olduğunu ve zamanla itibar ve şöhretinin daha da artacağı yönündeki ümidini
dile getirmiştir (Sungurhan 2017: 412). Ahdî’ye göre sanatında zamanın üstadı
olan Sâ‘î, güzel şiirler söyleyen cesur bir şairdir. Mucizeler gösteren
yaratılışı, mana elbiseleriyle süslü olup her söze ve üsluba hâkimdir. Söz
iklimindeki her alanda hayat artıran sözleri, âşıkların dilinde dolaşmaktadır
(Solmaz 2018: 184). Riyâzî ise Sâ‘î’yi, üstadane şiirlerin ve istidatlı
sözlerin sahibi bir şair olarak görür (Açıkgöz 2017: 172).
Kaynakça
Açıkgöz, Namık (2017). Riyâzü’ş-Şu’arâ,
Ankara: Kültür ve Turizm Bak. Yay. e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/54137,540229-riyazu39s-suarapdfpdf.pdf?0,
[E.T. 05.08.2019].
Akbayar, Nuri (1996). Mehmed Süreyya, Sicill-i
Osmânî (Yâhud Tezkîre-i Meşâhir-i Osmânî). C. 2. İstanbul:
Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı Ortak Yay.
Balcı, Rüştü (2014). Kâtip Çelebi
Keşfü’z-Zünûn An Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünûn. C. 2. İstanbul: Tarih
Vakfı Yurt Yay.
Bulan, Ayşe (1993). Haşimî Hayatı, Edebî
Kişiliği ve Divanının Tenkitli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Konya:
Selçuk Üniversitesi.
Develi, Hayati ve Samih Rıfat (2002). Sâî
Mustafa Çelebi, Tezkiretü’l-Bünyan ve Tezkiretü'l-Ebniye (Yapılar Kitabı-Mimar
Sinan'ın Anıları). İstanbul: Koçbank Yay.
İsen, Mustafa (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın
Tezkire Kısmı. Ankara: Akçağ Yay.
Kaplan, Yunus (2020). “Kayıp Bir Dîvân’ın İzinde:
Nakkaş Sâʽî ve Şiirleri”. Osmanlı Mirası
Araştırmaları Dergisi 7 (17): 119-149.
Kayabaşı, Bekir (1997). Kaf-zâde Fâ’izî’nin
Zübdetü’l-Eş’âr’ı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (2001). Mehmet Nâil
Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C.
II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kutlar, Fatma Sabiha (2009). “Dilber Narhlarına
İlişkin Bir İstanbul Şehrengizi: Narh-nâme-i Dil-berân”. Journal of
Turkish Studies, Harvard University (33/II): 1-33.
Mecmû’a-i Eş’âr. Süleymaniye
Kütüphanesi. Çelebi Abdullah 315, vr. 132b.
Mecmû’a-i Eş’âr. Milli Kütüphane
Yazmalar Koleksiyonu. 06 Mil Yz A 8076, vr. 89b-90b.
Mecmû’a-i Eş’âr. Vatikan Kütüphanesi Türkçe
Yazmaları. Barb. Or. 126, vr. 146a-b.
Saatçi, Suphi (2008). “Sâî Mustafa Çelebi”. TDV
İslâm Ansiklopedisi. C. 35. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı
Yay. 539-41.
Solmaz, Süleyman (2018). Gülşen-i Şu’arâ. Ankara:
Kültür ve Turizm Bak. Yay. e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/56733,ahdi-gulsen-i-suarapdf.pdf?0,
[E.T. 01.09.2020].
Sungurhan, Aysun (2017). Kınalızâde Hasan Çelebi,
Tezkîretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür ve Turizm Bak. Yay. e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83504/kinalizâde-hasan-celebi---tezkiretus-suara.html,
[E.T. 01.03.2019].
Yavuz, Fikri ve İsmail Özen (1972). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı
Müellifleri. C. 2. İstanbul: Meral Yay.
Zavotçu, Gencay
(2009). Zehr-i Mâr-zâde Seyyid Mehmet Rızâ, Hayatı, Eserleri, Edebî
Kişiliği ve Tezkiresi. Ankara: Kültür ve Turizm Bak. Yay.
e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83506/zehr-i-mrzade-seyyid-mehmed-riza---tezkire-i-riza.html,
[E.T. 01.09.2019].
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. YUNUS KAPLANYayın Tarihi: 26.05.2021Güncelleme Tarihi: 26.05.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Beni
hicrüñle mahzûn eyleyüp agyâr[ı] şâd itme
Birini
nâ-murâd idüp birini ber-murâd itme
Benümçün
zulm ü cevrüñden şikâyet itdi dirlermiş
Kerem
kıl dostum düşmen sözine iʻtimâd itme
Müjeñ
oklarına ey kaşı yây eyle hedef cismüm
Dem-â-dem
taʻne-i agyâr ile zahmum ziyâd itme
Şifâ-sâz
ol dil-i ʻuşşâka dâ’im ey tabîb-i cân
Mizâcuñ
bilmedigüñ kimselerle ittihâd itme
Cemâlüñ
mushafı hakkı muhibbüñdür senüñ Sâʻî
Gerekse
iʻtikâd eyle gerekse iʻtikâd itme
(Mecmû’a-i Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Çelebi
Abdullah 315. vr. 132b.)
Müseddes
I
Ne
deyr-i cihân içre benüm bir sanemüm var
Ne
bir saçı sünbül yüzi gül gonce-femüm var
Ne
yolına harc eylemege bir diremüm var
Sanmañ
ki benüm ʻaşk-ı bütândan elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
II
Şemʻ-i
ruhuña cismümi pervâne düşürdüm
Evrâk-ı
dili âteş-i sûzâna düşürdüm
Bir
katre iken kendümi ʻummâna düşürdüm
Hayfâ
yolumı vâdî-i hicrâna düşürdüm
Takrîr
idemem derd-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
III
Sevdâ-zede-i
nergis-i bîmâr-ı civânam
Âşüfte-dil
ü turra-i tarrâr-ı civânam
Peymânekeş
ü gûşe-i hammâr-ı cüvânam
Mecrûh
u dil-efgâr u giriftâr-ı cüvânam
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
IV
Sabrum
benüm ol nergis-i fettân ile gitdi
ʻAklum
benüm ol zülf-i perîşân ile gitdi
Göñlüm
heves-i vuslat-ı cânân ile gitdi
Cânum
elem-i mihnet-i hicrân ile gitdi
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
V
ʻAzm-i
sefer itdi yine ol hüsrev-i hûbân
Saldı
dil ü cân kişverine âteş-i hicrân
Sâʻî-i
belâ-dîde giriftâr u perîşân
Elden
çıkayor aglamadan dîde-i giryân
Takrîr idemem hâl-i
derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
(Mecmû’a-i Eş’âr. Vatikan Kütüphanesi
Türkçe Yazmaları. Barb. Or. 126. vr. 146a-b.)
Yayın Tarihi: 26.05.2021Güncelleme Tarihi: 26.05.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Beni
hicrüñle mahzûn eyleyüp agyâr[ı] şâd itme
Birini
nâ-murâd idüp birini ber-murâd itme
Benümçün
zulm ü cevrüñden şikâyet itdi dirlermiş
Kerem
kıl dostum düşmen sözine iʻtimâd itme
Müjeñ
oklarına ey kaşı yây eyle hedef cismüm
Dem-â-dem
taʻne-i agyâr ile zahmum ziyâd itme
Şifâ-sâz
ol dil-i ʻuşşâka dâ’im ey tabîb-i cân
Mizâcuñ
bilmedigüñ kimselerle ittihâd itme
Cemâlüñ
mushafı hakkı muhibbüñdür senüñ Sâʻî
Gerekse
iʻtikâd eyle gerekse iʻtikâd itme
(Mecmû’a-i Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Çelebi
Abdullah 315. vr. 132b.)
Müseddes
I
Ne
deyr-i cihân içre benüm bir sanemüm var
Ne
bir saçı sünbül yüzi gül gonce-femüm var
Ne
yolına harc eylemege bir diremüm var
Sanmañ
ki benüm ʻaşk-ı bütândan elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
II
Şemʻ-i
ruhuña cismümi pervâne düşürdüm
Evrâk-ı
dili âteş-i sûzâna düşürdüm
Bir
katre iken kendümi ʻummâna düşürdüm
Hayfâ
yolumı vâdî-i hicrâna düşürdüm
Takrîr
idemem derd-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
III
Sevdâ-zede-i
nergis-i bîmâr-ı civânam
Âşüfte-dil
ü turra-i tarrâr-ı civânam
Peymânekeş
ü gûşe-i hammâr-ı cüvânam
Mecrûh
u dil-efgâr u giriftâr-ı cüvânam
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
IV
Sabrum
benüm ol nergis-i fettân ile gitdi
ʻAklum
benüm ol zülf-i perîşân ile gitdi
Göñlüm
heves-i vuslat-ı cânân ile gitdi
Cânum
elem-i mihnet-i hicrân ile gitdi
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
V
ʻAzm-i
sefer itdi yine ol hüsrev-i hûbân
Saldı
dil ü cân kişverine âteş-i hicrân
Sâʻî-i
belâ-dîde giriftâr u perîşân
Elden
çıkayor aglamadan dîde-i giryân
Takrîr idemem hâl-i
derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
(Mecmû’a-i Eş’âr. Vatikan Kütüphanesi
Türkçe Yazmaları. Barb. Or. 126. vr. 146a-b.)
Güncelleme Tarihi: 26.05.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Beni
hicrüñle mahzûn eyleyüp agyâr[ı] şâd itme
Birini
nâ-murâd idüp birini ber-murâd itme
Benümçün
zulm ü cevrüñden şikâyet itdi dirlermiş
Kerem
kıl dostum düşmen sözine iʻtimâd itme
Müjeñ
oklarına ey kaşı yây eyle hedef cismüm
Dem-â-dem
taʻne-i agyâr ile zahmum ziyâd itme
Şifâ-sâz
ol dil-i ʻuşşâka dâ’im ey tabîb-i cân
Mizâcuñ
bilmedigüñ kimselerle ittihâd itme
Cemâlüñ
mushafı hakkı muhibbüñdür senüñ Sâʻî
Gerekse
iʻtikâd eyle gerekse iʻtikâd itme
(Mecmû’a-i Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Çelebi
Abdullah 315. vr. 132b.)
Müseddes
I
Ne
deyr-i cihân içre benüm bir sanemüm var
Ne
bir saçı sünbül yüzi gül gonce-femüm var
Ne
yolına harc eylemege bir diremüm var
Sanmañ
ki benüm ʻaşk-ı bütândan elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
II
Şemʻ-i
ruhuña cismümi pervâne düşürdüm
Evrâk-ı
dili âteş-i sûzâna düşürdüm
Bir
katre iken kendümi ʻummâna düşürdüm
Hayfâ
yolumı vâdî-i hicrâna düşürdüm
Takrîr
idemem derd-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
III
Sevdâ-zede-i
nergis-i bîmâr-ı civânam
Âşüfte-dil
ü turra-i tarrâr-ı civânam
Peymânekeş
ü gûşe-i hammâr-ı cüvânam
Mecrûh
u dil-efgâr u giriftâr-ı cüvânam
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
IV
Sabrum
benüm ol nergis-i fettân ile gitdi
ʻAklum
benüm ol zülf-i perîşân ile gitdi
Göñlüm
heves-i vuslat-ı cânân ile gitdi
Cânum
elem-i mihnet-i hicrân ile gitdi
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
V
ʻAzm-i
sefer itdi yine ol hüsrev-i hûbân
Saldı
dil ü cân kişverine âteş-i hicrân
Sâʻî-i
belâ-dîde giriftâr u perîşân
Elden
çıkayor aglamadan dîde-i giryân
Takrîr idemem hâl-i
derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
(Mecmû’a-i Eş’âr. Vatikan Kütüphanesi
Türkçe Yazmaları. Barb. Or. 126. vr. 146a-b.)
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Beni
hicrüñle mahzûn eyleyüp agyâr[ı] şâd itme
Birini
nâ-murâd idüp birini ber-murâd itme
Benümçün
zulm ü cevrüñden şikâyet itdi dirlermiş
Kerem
kıl dostum düşmen sözine iʻtimâd itme
Müjeñ
oklarına ey kaşı yây eyle hedef cismüm
Dem-â-dem
taʻne-i agyâr ile zahmum ziyâd itme
Şifâ-sâz
ol dil-i ʻuşşâka dâ’im ey tabîb-i cân
Mizâcuñ
bilmedigüñ kimselerle ittihâd itme
Cemâlüñ
mushafı hakkı muhibbüñdür senüñ Sâʻî
Gerekse
iʻtikâd eyle gerekse iʻtikâd itme
(Mecmû’a-i Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Çelebi
Abdullah 315. vr. 132b.)
Müseddes
I
Ne
deyr-i cihân içre benüm bir sanemüm var
Ne
bir saçı sünbül yüzi gül gonce-femüm var
Ne
yolına harc eylemege bir diremüm var
Sanmañ
ki benüm ʻaşk-ı bütândan elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
II
Şemʻ-i
ruhuña cismümi pervâne düşürdüm
Evrâk-ı
dili âteş-i sûzâna düşürdüm
Bir
katre iken kendümi ʻummâna düşürdüm
Hayfâ
yolumı vâdî-i hicrâna düşürdüm
Takrîr
idemem derd-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
III
Sevdâ-zede-i
nergis-i bîmâr-ı civânam
Âşüfte-dil
ü turra-i tarrâr-ı civânam
Peymânekeş
ü gûşe-i hammâr-ı cüvânam
Mecrûh
u dil-efgâr u giriftâr-ı cüvânam
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
IV
Sabrum
benüm ol nergis-i fettân ile gitdi
ʻAklum
benüm ol zülf-i perîşân ile gitdi
Göñlüm
heves-i vuslat-ı cânân ile gitdi
Cânum
elem-i mihnet-i hicrân ile gitdi
Takrîr
idemem hâl-i derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
V
ʻAzm-i
sefer itdi yine ol hüsrev-i hûbân
Saldı
dil ü cân kişverine âteş-i hicrân
Sâʻî-i
belâ-dîde giriftâr u perîşân
Elden
çıkayor aglamadan dîde-i giryân
Takrîr idemem hâl-i
derûnum elemüm var
Allâhı
severseñ beni söyletme gamum var
(Mecmû’a-i Eş’âr. Vatikan Kütüphanesi
Türkçe Yazmaları. Barb. Or. 126. vr. 146a-b.)