Madde Detay
NEŞRÎ, Mehmed Neşrî Efendi, Hüseyin bin Eyne Bey ?
(d. ?/? - ö. 926-927 ?/1519-20 - 1520-21 ?)
müverrih, divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Neşrî’den bahseden kaynaklarda asıl ismi verilmemiştir. İnalcık (1965: 667), Bursa şer’iyye sicillerine dayanarak onun Hüseyin bin Eyne Bey olabileceğini belirtmişse de müverrih, Kâtip Çelebi’deki kayıttan dolayı Mehmed Neşrî ismiyle tanınmıştır (Keşfü’z-Zunûn 1941’den aktaran Özcan 2007: 20). Neşrî’yi Âşık Çelebi (Kılıç 2010: 876) Bursalı, Latîfî (Canım 2000: 527) Karamanlı olarak göstermiştir. Gelibolulu Âlî (İsen 1994: 182), Anadolu’da bir kasabada doğduğunu, Bursa’da büyüdüğünü belirtmiştir. Mehmed Tâhir’e (1346: 150) göre Neşrî Germiyanlıdır. Tuman (2001: 1059) ise, kaynaklarda Neşrî ile Nesrî isimlerinin karıştırıldığını belirterek Neşrî’nin Bursalı, Nesrî’nin Karamanlı olduğunu yazmıştır. Neşrî, eğitimini Bursa’da tamamlayıp II. Bâyezîd döneminde Sultâniye Medresesine müderris tayin edildi. Onun, Bursa Subaşısı Koca Nâib’in meclislerinde bulunduğu ve Fâtih’in ölümü üzerine İstanbul’da vuku bulan hadiseleri de gördüğü anlaşılmaktadır (Tekindağ 1964: 214). Muhtemelen Kânûnî Sultân Süleymân’ın cülûsundan sonra 926/1519-20-927/1520-21 tarihinde vefat eden Neşrî’nin (Özcan 2007: 20), Bursa’da Mevlevî Süleymân Efendi yakınında bulunan mezarı yol genişletmeleri sırasında tahrip edilmiştir (Bursalı Mehmed Tâhir 1346: 150).
Neşrî’nin 898/1492-93 yılında tamamlayarak II. Bâyezîd’e sunduğu tahmin edilen Kitâb-ı Cihân-nümâ ismiyle kaleme aldığı mensur bir dünya tarihi vardır. Eserde kimi manzum parçalar da mevcuttur. Neşrî Târîhi olarak da tanınan kitap altı bölümdür. Ancak metnin, günümüze sadece Osmanlı öncesi Türk tarihiyle Osmanlı döneminin işlendiği altıncı kısmı gelebilmiştir. Osmanlı tarihiyle ilgili kısımda evlâd-ı Nûh’a ve Selçuklulara ait bahisler bulunmaktadır. Neşrî Târîhi, II. Bâyezîd döneminin ilk yılları üzerinde çalışan yerli yabancı pek çok tarihçinin temel kaynakları arasındadır. Eserin, özellikle İdrîs-i Bitlisî, Rüstem Paşa, Hoca Sa’deddîn, Gelibolulu Ȃlî, Solak-zâde, Müneccimbaşı gibi çağdaşı müverrihlerin kitaplarına doğrudan veya dolaylı olarak kaynaklık etmesinden o zamanlarda da meşhur olduğu anlaşılmaktadır. Kitâb-ı Cihân-nümâ’nın asıl önemi ilk tenkitli tarih olmasından kaynaklanmaktadır. Müellif, başta Ȃşıkpaşa-zâde olmak üzere kaynaklarını sistemli bir şekilde kullanmış ve olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde telife çalışmıştır. Ayrıca onun, 14. ve 15. yüzyıl Osmanlı döneminde meydana gelen olaylar hakkında çağdaşı diğer Osmanlı tarihçilerine nazaran daha ayrıntılı bilgiler vermesi de metninin değerini artıran özelliklerdendir. Sade ve akıcı bir dili olan Neşrî Târîhi’nde, 15. yüzyıl Türkçesinin özelliklerini yansıtan bazı arkaik kelimeler de bulunmaktadır (Tekindağ 1964: 215; Özcan 2007: 21-22; Unat vd. 1995: IX). Eser, Arap harfli ve Latin harfli metnin karşılıklı verilmesi suretiyle yayımlanmıştır (Unat vd. 1949; 1995).
Neşrî’nin bir de Dîvân’ı olduğu bilgisi sadece Latîfî Tezkiresi’nde yer almaktadır. Fakat bugüne kadar metnin herhangi bir nüshası belirlenememiştir. Neşrî’nin şiirleri, taklit ve tercüme olduğu gerekçesiyle eleştirilmiş, bunların şöhret kazanmadığına da değinilmiştir (Canım 2000: 527-528; Kılıç 2010: 876). Gelibolulu Âlî (İsen 1994: 180) ise, şairin manzumelerini kötü bulmadığını belirtmiştir.
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Müellifleri. C. 3. İstanbul.
Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İnceleme-Metin). Ankara: AKM Yay.
Hoca Sa’deddîn Efendi (1279). Tâcü’t-Tevârîh. C. II. İstanbul.
İnalcık, Halil (1965). “V. l Menage Neshri’s Historya of the Ottomans The Sources and Development of the Text”. TTK Belleten XXIX (116): 667-672.
İpekten, Haluk, M. İsen, R. Toparlı, N. Okçu, T. Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KB Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.
Kayabaşı Bekir (hzl.) (1996). Kafzâde Fâizî’nin Zübdetü’l-Eş’ârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Menage, V. L. (1964). Neshri’s History of the Ottomans. The Source and Development of Text. London Oriental Series Volume 16. London: London Oxford University Press.
Özcan, Abdülkadir (2007). “Neşrî”. İslâm Ansiklopedisi. C. 33. İstanbul: TDV Yay. 20-22.
Şemseddin Sâmî (1311). Kâmûsü’l-A’lâm. C. 6. İstanbul.
Tekindağ Şehabeddin M. C. (1964). “Neşrî”. İslâm Ansiklopedisi. C. 9. İstanbul: MEB Yay. 212-214.
Unat, Faik Reşit, A. M. Köymen (hzl.) (1995). Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihân-nümâ - Neşrî Târîhi. 2 C. Ankara: TTK Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. VOLKAN KARAGÖZLÜYayın Tarihi: 09.03.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Kitâb-ı Cihân-nümâ’dan
Tabaka-i Ûlâ
Evlâd-ı Oğuz Han ve Ensâb-ı Oğuz Han beyânındadur
Tevârîh-i muhtarda eydür: Etrâk ki vardur, esnâf-i kesîredür. Ba’zısı eshâb-ı müdün ve husûndur ve ba’zısı eshâb-ı veberdür: ya’nî derim evleriyle rü’ûs-ı cibâlde ve sahralarda mütemekkin olurlar. Ve bunlarun dahi kimi şemse ve kimi nâra ve kimi saneme ve kimi bakare ve kimi şecere ve kimi hacere taparlar. Ve ba’zıları dahi var ki, hiç din nedür bilmezler. Ve ba’zıları dahi Yehud’e taklîd iderler. Meliklerine Hâkân dirler. Harîrler giyüp tâc-ı müzehheb urunurlar. Bu tâ’ife be-gayet bahâdır olurlar ve bunlarun mecmû’ı Bulcan Han bin Yâfes bin Nûh aleyhisselâm evlâdındadur.
(...)
Hurûc-ı Osmân Gâzî
Rahmetu’llâhi aleyh
Nazm
Gitdi Ertuğrul cihândan yirine
Oğlı Osmân kaldı anun yirine
Oldı Osmân bir ulu gâzî kim ol
Nireye kim vardıyısa buldı yol
Bilecük’i itdi feth ol nâmdâr
İne-Göl’ile dahi Köpri-Hisâr
Durmadı her yana leşker saldı ol
Az zamânda çok vilâyet aldı ol
Kâfiri yıkup yakup ol nâmdâr
Dîn-i İslâm itdi anda âşikâr
(Unat, Faik Reşit, A. M. Köymen (hzl.) (1995). Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihân-nümâ - Neşrî Târîhi. C. 1. Ankara: TTK Yay. 9, 79.)
Nazm
Gözlerümden akdı deryâlar gibi yaşum benüm
Dôstlar çok nesne gördi onmaduk başum benüm
Geçmegiçün seyl-i eşkümden hayâlün askeri
Bir direkli iki gözli köpridür kaşum benüm
(İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. 182.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 09.03.2014Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Kitâb-ı Cihân-nümâ’dan
Tabaka-i Ûlâ
Evlâd-ı Oğuz Han ve Ensâb-ı Oğuz Han beyânındadur
Tevârîh-i muhtarda eydür: Etrâk ki vardur, esnâf-i kesîredür. Ba’zısı eshâb-ı müdün ve husûndur ve ba’zısı eshâb-ı veberdür: ya’nî derim evleriyle rü’ûs-ı cibâlde ve sahralarda mütemekkin olurlar. Ve bunlarun dahi kimi şemse ve kimi nâra ve kimi saneme ve kimi bakare ve kimi şecere ve kimi hacere taparlar. Ve ba’zıları dahi var ki, hiç din nedür bilmezler. Ve ba’zıları dahi Yehud’e taklîd iderler. Meliklerine Hâkân dirler. Harîrler giyüp tâc-ı müzehheb urunurlar. Bu tâ’ife be-gayet bahâdır olurlar ve bunlarun mecmû’ı Bulcan Han bin Yâfes bin Nûh aleyhisselâm evlâdındadur.
(...)
Hurûc-ı Osmân Gâzî
Rahmetu’llâhi aleyh
Nazm
Gitdi Ertuğrul cihândan yirine
Oğlı Osmân kaldı anun yirine
Oldı Osmân bir ulu gâzî kim ol
Nireye kim vardıyısa buldı yol
Bilecük’i itdi feth ol nâmdâr
İne-Göl’ile dahi Köpri-Hisâr
Durmadı her yana leşker saldı ol
Az zamânda çok vilâyet aldı ol
Kâfiri yıkup yakup ol nâmdâr
Dîn-i İslâm itdi anda âşikâr
(Unat, Faik Reşit, A. M. Köymen (hzl.) (1995). Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihân-nümâ - Neşrî Târîhi. C. 1. Ankara: TTK Yay. 9, 79.)
Nazm
Gözlerümden akdı deryâlar gibi yaşum benüm
Dôstlar çok nesne gördi onmaduk başum benüm
Geçmegiçün seyl-i eşkümden hayâlün askeri
Bir direkli iki gözli köpridür kaşum benüm
(İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. 182.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.11.2020Eserlerinden Örnekler
Kitâb-ı Cihân-nümâ’dan
Tabaka-i Ûlâ
Evlâd-ı Oğuz Han ve Ensâb-ı Oğuz Han beyânındadur
Tevârîh-i muhtarda eydür: Etrâk ki vardur, esnâf-i kesîredür. Ba’zısı eshâb-ı müdün ve husûndur ve ba’zısı eshâb-ı veberdür: ya’nî derim evleriyle rü’ûs-ı cibâlde ve sahralarda mütemekkin olurlar. Ve bunlarun dahi kimi şemse ve kimi nâra ve kimi saneme ve kimi bakare ve kimi şecere ve kimi hacere taparlar. Ve ba’zıları dahi var ki, hiç din nedür bilmezler. Ve ba’zıları dahi Yehud’e taklîd iderler. Meliklerine Hâkân dirler. Harîrler giyüp tâc-ı müzehheb urunurlar. Bu tâ’ife be-gayet bahâdır olurlar ve bunlarun mecmû’ı Bulcan Han bin Yâfes bin Nûh aleyhisselâm evlâdındadur.
(...)
Hurûc-ı Osmân Gâzî
Rahmetu’llâhi aleyh
Nazm
Gitdi Ertuğrul cihândan yirine
Oğlı Osmân kaldı anun yirine
Oldı Osmân bir ulu gâzî kim ol
Nireye kim vardıyısa buldı yol
Bilecük’i itdi feth ol nâmdâr
İne-Göl’ile dahi Köpri-Hisâr
Durmadı her yana leşker saldı ol
Az zamânda çok vilâyet aldı ol
Kâfiri yıkup yakup ol nâmdâr
Dîn-i İslâm itdi anda âşikâr
(Unat, Faik Reşit, A. M. Köymen (hzl.) (1995). Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihân-nümâ - Neşrî Târîhi. C. 1. Ankara: TTK Yay. 9, 79.)
Nazm
Gözlerümden akdı deryâlar gibi yaşum benüm
Dôstlar çok nesne gördi onmaduk başum benüm
Geçmegiçün seyl-i eşkümden hayâlün askeri
Bir direkli iki gözli köpridür kaşum benüm
(İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. 182.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Kitâb-ı Cihân-nümâ’dan
Tabaka-i Ûlâ
Evlâd-ı Oğuz Han ve Ensâb-ı Oğuz Han beyânındadur
Tevârîh-i muhtarda eydür: Etrâk ki vardur, esnâf-i kesîredür. Ba’zısı eshâb-ı müdün ve husûndur ve ba’zısı eshâb-ı veberdür: ya’nî derim evleriyle rü’ûs-ı cibâlde ve sahralarda mütemekkin olurlar. Ve bunlarun dahi kimi şemse ve kimi nâra ve kimi saneme ve kimi bakare ve kimi şecere ve kimi hacere taparlar. Ve ba’zıları dahi var ki, hiç din nedür bilmezler. Ve ba’zıları dahi Yehud’e taklîd iderler. Meliklerine Hâkân dirler. Harîrler giyüp tâc-ı müzehheb urunurlar. Bu tâ’ife be-gayet bahâdır olurlar ve bunlarun mecmû’ı Bulcan Han bin Yâfes bin Nûh aleyhisselâm evlâdındadur.
(...)
Hurûc-ı Osmân Gâzî
Rahmetu’llâhi aleyh
Nazm
Gitdi Ertuğrul cihândan yirine
Oğlı Osmân kaldı anun yirine
Oldı Osmân bir ulu gâzî kim ol
Nireye kim vardıyısa buldı yol
Bilecük’i itdi feth ol nâmdâr
İne-Göl’ile dahi Köpri-Hisâr
Durmadı her yana leşker saldı ol
Az zamânda çok vilâyet aldı ol
Kâfiri yıkup yakup ol nâmdâr
Dîn-i İslâm itdi anda âşikâr
(Unat, Faik Reşit, A. M. Köymen (hzl.) (1995). Mehmed Neşrî, Kitâb-ı Cihân-nümâ - Neşrî Târîhi. C. 1. Ankara: TTK Yay. 9, 79.)
Nazm
Gözlerümden akdı deryâlar gibi yaşum benüm
Dôstlar çok nesne gördi onmaduk başum benüm
Geçmegiçün seyl-i eşkümden hayâlün askeri
Bir direkli iki gözli köpridür kaşum benüm
(İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. 182.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | FENÂRÎ, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | d. Nisan 1350 - ö. 15 Mart 1431 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | KÂNİ'Î, Müezzin-zâde Şeyh Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1644 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BEYZÂDE | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | FENÂRÎ, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | d. Nisan 1350 - ö. 15 Mart 1431 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | KÂNİ'Î, Müezzin-zâde Şeyh Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1644 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | BEYZÂDE | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FENÂRÎ, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | d. Nisan 1350 - ö. 15 Mart 1431 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | KÂNİ'Î, Müezzin-zâde Şeyh Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1644 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | BEYZÂDE | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | FENÂRÎ, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | d. Nisan 1350 - ö. 15 Mart 1431 | Meslek | Görüntüle |
11 | KÂNİ'Î, Müezzin-zâde Şeyh Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1644 | Meslek | Görüntüle |
12 | BEYZÂDE | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | FENÂRÎ, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | d. Nisan 1350 - ö. 15 Mart 1431 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | KÂNİ'Î, Müezzin-zâde Şeyh Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1644 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | BEYZÂDE | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FENÂRÎ, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | d. Nisan 1350 - ö. 15 Mart 1431 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | KÂNİ'Î, Müezzin-zâde Şeyh Ahmed Efendi | d. ? - ö. 1644 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | BEYZÂDE | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |